Rum Dışişleri Bakan Hristodoulides: Türkiye’nin kışkırtıcı söylemleri bölgede istikrarı baltalıyor

Atina’da düzenlenen AB Akdeniz Ülkeleri (MED 7) Bakanlar Zirvesi’ne katılan Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodoulides, zirve sonunda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kışkırtıcı söylemlerinin Doğu Akdeniz bölgesinde istikrar ve iş birliğini baltaladığını söyledi.
 
Hristodoulides şu sözleri kaydetti:
 
“Maalesef, özellikle yakın bir zamanda, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde yasa dışı faaliyetlere başlanacağı ve Mağusa’nın kapalı bölgesinde kabul edilmez, yeni oldubittiler yaratılacağına yönelik tehditleriyle Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkeye karşı kışkırtıcı söylemlerde bulunduğunu gözlemledik.

Bu faaliyetler bölgede istikrar ve işbirliğini baltalıyor ve Kıbrıs sorununa, sadece üzerinde anlaşmaya varılan çerçevede, AB ilke ve değerlerinden saptıran zoraki bir tür çözüm dayatmayı amaçlıyor….. Ancak bu, Kıbrıs halkının, Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun isteklerine tamamen aykırı bir durumdur.

Yakında yapılacak olan, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği görüşmelerinin bir bölümü olarak bahsi geçen konuların da inceleneceği Avrupa Konseyi toplantısı sırasında, AB’nin güvenilirliğini güçlendirecek sonuçların ortaya çıkarak daha kararlı bir jeopolitik rol oynanması arzusunun gösterileceğini, AB’nin üye ülkelerle temel dayanışma ilkesinin boş olmadığı mesajının verileceğini umarız."

Zirve’de pandemi, AB üyeleriyle bu konuda işbirliği gibi konuların da ele alındığını belirten Hristodoulides, İyileşme ve İstikrar Sistemi’nin AB üyesi ülkelerin desteklenmesinde ana araç olduğunu, böylelikle ekonomilerin daha sürdürülebilir, salgının sıkıntılarıyla daha iyi baş edilebilir, şimdiki gerçeklere karşı daha dirençli ve rekabet edilebilir olabileceğini ifade etti.

Rum Dışişleri Bakanı son olarak Zirve’de ana konu olarak görüşülen göç konusuna değindi; Avrupa Birliği’ne üye Akdeniz ülkelerinin karşı karşıya kaldığı büyük göç akışlarına karşı orantılı çözümler bulunması, Göç ve Sığınma ile ilgili Yeni Anlaşma’nın, sorumluluk ve dayanışma ilkeleri arasında dengelenmesi konusunda tüm tarafların görüş birliğine vardıklarını bildirdi.

Hristodoulides, Güney Kıbrıs’ın son yıllarda, bazı ülkelerin insanların acılarını kötüye kullanarak ve sistematik olarak araç sallaştırarak durumu daha beter hale getirdiklerinden dolayı ve ayrıca Türkiye’nin, Avrupa Birliği ile Geri Kabul Anlaşması dahil Kıbrıs’a karşı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyi ve işbirliği yapmayı reddetmesiyle benzersiz göç akışlarının artışını kontrol edebilmek için çağrılar yaptığını hatırlattı.
 
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis de Zirve’de yaptığı konuşmada, Yunanistan’ın Kıbrıs sorununa, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları ve Avrupa müktesebatına uyumlu, iki bölgeli, iki toplumlu federasyon esasında çözüm bulunması için güçlü taahhüdünü tekrarladı.
 
Kıbrıs’la ilgili iki devletli bir çözüm görüşmesi olamayacağına işaret eden Mitsotakis, “İki devletli bir çözüm, ne Kıbrıs ne de garantör ülke olarak Yunanistan tarafından ve ne de herhangi bir AB üyesi devlet tarafından hiçbir koşulda görüşülemez. Çünkü bu durum Avrupa müktesebatını ihlal demektir” şeklinde konuştu.
 
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile pazartesi günü NATO Zirvesi sırasında yapacağı görüşmeyle ilgili olarak da Mitsotakis, ülkesinin, Mart 2021’de Konsey Sonuçları metninde yer alan metinde yer alan ifadeler kullanılarak kademeli, orantılı ve iki taraflı olumlu bir gündeme açık olduğunu vurguladı.
 
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Miltiadis Varvitsiotis de Zirve’nin açılışında yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz’de gerginliğin düşük tutulması ve uluslararası hukuka saygının devam etmesiyle güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesinin önemine dikkat çekti.
 
Varvitsiotis, “Bu Türkiye’yle ilişkilerimizin temeli olmalıdır. Kıbrıs’la dayanışmamız her zamankinden daha güçlüdür ve biz, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği üzere siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelinde Kıbrıs sorununa kapsamlı ve uygulanabilir bir çözüm taahhüdüne bağlıyız” dedi.