SAĞLIK
okuma süresi: 7 dak.

DAÜ Hemşirelik Bölümü Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu

DAÜ Hemşirelik Bölümü Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu

DAÜ Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülten Sucu Dağ ve Öğretim Görevlisi Gülcan Dürüst Sakallı, Organ Bağışı Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulundu.

Yayın Tarihi: 13/11/23 17:15
okuma süresi: 7 dak.
DAÜ Hemşirelik Bölümü Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülten Sucu Dağ ve Öğretim Görevlisi Gülcan Dürüst Sakallı 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Organ/doku nakli; vücutta çeşitli nedenlerle işlevini yitiren organ/doku yerine canlı ya da ölü bir vericiden alınan sağlam bir organ/dokunun hasta kişiye nakledilmesidir. Organ/doku nakli, farklı tedavi yöntemleri ile tedavi edilemeyen ve yaşamı tehdit eden, son dönem organ yetmezliği olan hastalara önerilen, yaşamı koruyucu ve sürdürücü en iyi tedavi seçeneğidir. Organ/doku nakilleri bir canlıdan başka bir canlıya veya kadavradan başka bir canlıya nakil şeklinde gerçekleşmektedir. Kadavradan nakil; çeşitli durumlar nedeniyle beynin geri dönüşsüz hasarı (beyin ölümü) gerçekleşen hastanın yakınları ya da hayatta iken kendi istediği ile beyan etmiş olmasına istinaden yapılan nakil işlemleridir. Organ/doku naklindeki amaç; hastanın yaşam kalitesinin azalması, yaşam süresinin kısalması, ölüm riski sosyal finansal sorunlar gibi birçok sınırlamanın/sorunun ortadan kaldırılarak yaşam kalitesinin artırılmasıdır.

Organ yetmezliği ve buna paralel ilerlemeyen bağışçı sorunu tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de giderek artmaktadır. KKTC’de organ nakline ilişkin ilk yasal düzenleme 2014 yılında gerçekleştirilmiştir. Organ naklinin işleyişine ilişkin usul ve esasları düzenleyen tüzüğün 2015'te yürürlüğe girmesiyle birlikte; Sağlık Bakanlığı verilerine göre, KKTC'de 28'i kadavradan, 23'ü canlı vericiden olmak üzere 51 böbrek nakli, 3 de kalp nakli yapıldı. Kalp nakli, sadece KKTC için değil Kıbrıs için ilk oldu. Ayrıca, 2 böbrek, 5 kalp ve 8 karaciğer de bağışlanarak Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hastalara nakil yapılmıştır. KKTC`de; günümüze kadar yapılan 54 organ naklinin 51`ini böbrek nakil ameliyatları oluşturmaktadır. KKTC’de çoğunlukla böbrek nakilleri gerçekleştirilmiştir. Böbrek nakli ardından alınan bilgilere göre 3 kalp nakli de gerçekleştirilmiştir. Son bilgilere göre 200’ü aşkın böbrek nakli bekleyen ve 40’a yakın ise kalp nakli bekleyen hastamız mevcuttur. Organ nakli bekleyen hasta sayımız her geçen gün artmakta ancak bağışçı sayımız dünya ile benzerlikte yetersiz orandadır.

Dünya genelinde milyonlarca insan organ ve doku yetmezliği nedeniyle hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edememektedir. Hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri için organ/doku nakline gereksinim duymaktadırlar. Gereksinim/ihtiyaç duydukları organ/dokuya ise canlı vericiden veya kadavra vericiden ulaşabilmektedirler. Doku/organ nakline gereksinim duyan insanların önündeki en büyük engel ise organ bekleme listelerindeki sayının giderek artması ancak bağışçı sayısının ise buna oranla düşük olmasıdır. Bu durum değerlendirildiğinde ‘kişinin sağlığında, kendisi öldükten sonra organlarının kronik organ yetmezliği olan hastalara nakledilmesi için bağışlaması’, ‘bir kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelemesi’ olarak adlandırılan organ ve doku bağışının gerçekleşebilmesi için tek çözüm yoludur.

Bu kapsamda toplumsal ve bireysel bilincin oluşturulması ve farkındalığın artırılmasıyla organ/doku nakillerinde bağışların artması ile sağlanması mümkün olabilmektedir. Bunun için ise bireysel ve kitlesel olarak toplumların sağlık alanında bilgi edinmesini ve bu bilgilerin yayılmasını sağlayacak en etkili yolların belki de başında ve en önemli kaynakları arasında kitle iletişim araçları yolu organ bağışı hakkında toplumu bilgilendirmek gelmektedir. Küresel organ yetersizliğinin temel nedeni, uygun organların bulunmaması değil potansiyel bağışçıların gerçek bağışçılara dönüştürülememesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bireyler organ bağışına yönelik olumlu tutumlara sahip olmasına rağmen, günümüzde organlarını bağışlayan bunu belgeleyenlerin sayısı oldukça yetersizdir. Organ bağışını etkileyen en önemli faktörler; Bireysel inançlar (dini, aile, kültürel, sosyal ve beden bütünlüğü), organ bağış süreci, sağlık sistemidir (önceki olumsuz deneyimler). Olası organ bağışçılarının bağış yapmamasının temel nedeni aile üyelerinin rızasının olmamasıdır. Bu nedenle organ bağışı konusunda düşüncelerimizi çekirdek aile üyelerimizle paylaşmamız belki de bir gün ölürken bir yaşam kurtarma, birine yeni hayat verme imkanı verecektir. Diğer bir önemli neden ise ölen bir yakınının organlarını bağışlamayı düşünen bir ailenin en büyük endişesi sevdiği kişinin beden bütünlüğünün tamamen bozulmasıdır. Oysaki organ naklinin her gün milyonlarca kişiye yapılan herhangi bir ameliyattan hiçbir farkı yoktur. Bedende normal bir ameliyat izi dışında herhangi bir başka iz yoktur. Unutmayalım ki organ bağışı insanlık görevidir.

18 yaşının üzerinde ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Ülkemizde organ bağışında bulunmak için KKTC Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan Koordinasyon Kurulu Sekretaryası’na başvuru yapılarak bağış formunun doldurulması ve bunun kayda alınması gerekmektedir. Lefkoşa, Girne ve Gazimağusa devlet hastanelerinden ve Koordinasyon Kurulu Sekretaryası’ndan bağış formu temin edilebilmekte, ayrıca Sağlık Bakanlığı web sitesi üzerinden de https://saglik.gov.ct.tr/Portals/9/OrganDokuVeBagisFormu.pdf  bağış formuna ulaşılabilmektedir.”

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.