USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit: "Denetimli serbestlik uygulaması şart"
Ülkede son dönemde hızlı bir şekilde tırmanışa geçen uyuşturucu kullanımı ve bağım<span style="font-size: 10pt;">lılıklarla ilgili Kıbrıs Postası'na konuşan Uyuşturucu Sigara ve Alkole Mücadele Derneği Başkanı Ayşe Gökyiğit, KKTC'de uyuşturucuya yönelik yürütülen yanlış politikalara değinerek derhal alınması gereken önlemler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.</span>
Kıbrıs Postası - Abbas ELMAS
Kıbrıs Postası uyuşturucu
dosyasını açıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde uyuşturucuyla mücadeleye
yönelik yürütülen faaliyetlerin mercek altına alınacağı 'Uyuşturucu Dosyası'nda
ilk olarak USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Uyuşturucuyla mücadelenin
şu anda ülkede polis ve yargının inisiyatifine bırakıldığını söyleyen Ayşe
Gökyiğit, "Şu anki sistem düşük miktarda uyuşturucu maddeyle yakalanan
gençlerin ve bağımlıların ciddi suçlar işlemiş kişilerle cezaevinde ayni
ortamda tutularak daha fazla suçlu olmaları için düzenlenmiş bir uygulama
gibidir" dedi.
Polisin yapmış olduğu
tespitlerde özellikle içici konumunda olan gençlerin ve kişilerin
cezalandırıldığını kaydeden Gökyiğit, nedense yapılan tüm tespitlerde
satıcılara rastlamanın pek mümkün olmadığını ve satıcıların dışarıda serbestçe
faaliyetlerini yürütmekte olduklarını ifade etti.
Ülkedeki uyuşturucu
sorununun daha da büyümemesi için derhal yasal düzenlemeler yapılması
gerektiğine de değinen USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit, "Şu anki uyuşturucu
yasası içiciyi de satıcıyı da ayni kefeye koyuyor. İçiciyle satıcının
birbirinden ayırt edilmesi gerekmektedir. Uyuşturucuyla mücadelenin en akılcı
yolu şu anda tüm AB ülkelerinde uygulanması zorunlu olan 'Denetimli Serbestlik' uygulamasının
ülkemizde de yürürlüğe geçirilmesi gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Ayşe Gökyiğit, ülkede
uyuşturucu bağımlılarının tedavi olabilecekleri bir rehabilitasyon merkezi
bulunmadığına da dikkat çekerek, bağımlılar şu anda Sinir ve Ruh Hastalıkları
Merkezi'nde farklı rahatsızlıkları olan kişilerle ayni ortamda, Narkotik
analojik maddelerle tedavi edilmeye çalışıldığını ancak, tedavi gören kişinin
yeniden bağımlı olmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
UYUŞTURUCU MADDELER YASASI 1972 YILINDAN KALMA
Yürürlükte olan
Uyuşturucu Maddeler Yasası hakkında konuşan Ayşe Gökyiğit, "Şu anki Yasa
1972 Uyuşturucu Maddeler Yasası olarak mevzuatta geçmektedir. Zaman zaman
değişiklikler yapıldı. Özellikle uyuşturucu maddelere yönelik değişiklikler
yapılır ve bu İlaç Eczacılık Daiesi'nin uhdesinde olan bir yasadır. Yasa
hazırlandığı dönemde yeni sentetik uyuşturucular ortada yoktu. Özellikle amfetamin
içeren maddelerin çoğu o dönemde bulunmuyordu.
2000'li yıllardan itibaren ülkemizde görülmeye ve kullanılmaya
başlanmıştır. Dolayısıyla yasa da bu bağlamda zaman zaman gerek emirname
yoluyla veya madde madde değişikliklere uğramıştır." dedi.
YASA ZAMAN ZAMAN DEĞİŞTİRİLDİ
Yasalarda
gerçekleştirilen değişikliklerde bazı amfetamin içeren maddelerin tedavi amaçlı
olduğu için uyuşturucu kapsamından çıkarıldığını, birçok sentetik maddenin ise
uyuşturucu kapsamına alınarak yasaya değişiklik yapılarak güncellendirildiğini
kaydeden Gökyiğit, yasal düzenlemeler ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini ve genellikle
günümüz şatlarına uygun yasaların hayata geçirildiğini belirtti.
YASADA HERKES AYNİ KEFEYE KONULUYOR
Ülkede uyuşturucunun türünün
ve miktarının dikkate alınmamakta olduğunu, yasaya aykırı hareket edenlerin ayni
yasa altında yargılanmakta olduğuna değinen Ayşe Gökyiğit, en doğru uygulamanın
kişinin üzerinde bulunan uyuşturucunun nevi, miktarı dikkate alınması gerektiği
ve kullanan, kaçıran veya özellikle satışını yapanların farklı muamelelere tabi
tutularak ayrımının iyi yapılması gerektiğini kaydetti.
SATICILAR SERBEST DURUMDA
KKTC'de esas
cezalandırılması gerekenlerin satıcılar olmasına rağmen polisin tespitlerinin
hep içicilere yönelik olduğuna dikkat çeken Gökyiğit, nedense hep içicilerin
cezalandırılmakta olduğunu ve satıcıların ise serbestçe işlerini devam
ettirmekte olduklarını ifade ederek, "Genellikle içiciler yakalandığı için
satıcılar serbest durumdadır" dedi.
REHABİLİTASYON MERKEZİ ŞART
Ayşe Gökyiğit, USAM
olarak her fırsatta rehabilitasyon merkezi olmamasının büyük bir eksiklik
olduğunu dile getirdiklerini, şu anda sinir ve ruh hastalıkları bağımlılıklar
yönünde hizmet verdiğini ancak, isminden de belli olduğu gibi bu hastane sinir
ve ruh hastalıkları tedavisi için kurulduğu için burada bağımlıların haricinde
tedavi gören çok muzdarip kişilerin bulunduğunu belirtti.
RUH VE SİNİR HASTANESİNDE BAĞIMLILIK TEDAVİSİ
OLMAZ
Ruh ve Sinir Hastalıkları
Merkezi'nde tedavi gören bağımlılarla geçmiş dönemlerde yaptıkları görüşmelerde
kişilerin bu ortamdan memnun olmadıkları ve başka hastalıkları olan kişilerle
ayni ortamda tedavi görmekten pek memnun olmadıklarının ortaya çıktığını ifade
eden Gökyiğit, "Biz ABD'de ve Güney Kıbrıs'ta yaptığımız ziyaretlerde rehabilitasyon
merkezlerinin başlı başına ayrı bir birim olduğunu inceledik ve bu
merkezlerdeki her ayrıntının dikkatle hazırladığı gözlemlenmiş, oradaki
personelin de özel eğitim almış kişiler olduğunu belirledik" şeklinde
konuştu.
ÖZEL REHABİLİTASYON MERKEZİ KURULMALI
"Bu merkezlerin şehirden
uzakta ve bağımlıların hayata yeniden başlama imkanı verilerek tedavi
edildikleri bir ortam oluşturulmaktadır. Orada tabi ki çeşitli el becerileriyle
hayat becerilerinin kazandırılması gerekmekte ve bireyler yapabildikleri ve
topluma faydalı olabilecekleri bir öğrenim kazanmaları gerekmektedir" şeklinde
konuşan USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit, şu anda Sinir ve Ruh Hastalıkları
Merkezinde sadece 'Detox' tedavisi yapıldığını dile getirerek, bağımlıların
yoksunluk sendromunu yaşamaması için onlara yeni maddeler verildiğini ve bir
süre sonra vücudun bağımlı olduğu maddeden arındırılması hedeflendiğine dikkat
çekti. Gökyiğit, bu tedavi yönteminin
başarıya ulaşsa bile sadece vücutların arındığını ancak, kişinin tekrar bağımlı
olmasının büyük bir olasılık olduğunu aktardı.
BAĞIMLILARA YENİ BECERİLER KAZANDIRILMALI
"Kişilerin
bağımlılıklarda kurtarılmasında önemli olan bu tedavi süresinin ardından
rehabilitasyon süresinin başlamasıdır ve kişinin hayatını idame ettirmesinin,
yeni beceriler kazanması sağlanmalıdır" diyen USAM Başkanı Gökyiğit, bunun
bizim ülkemizde eksikliği hissedilen bir durum olduğuna dikkat çekerek, ülkede bu
bağımlılara bağımlılıklarından kurtulmaları için kişilere verilen maddelerin de
narkotik analojik maddeler olduğunu kaydetti.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ YETERSİZ KALIYOR
Tedavi gören kişilerin genellikle
eroin bağımlısı olduğuna da vurgu yapan Gökyiğit, bu maddeyi almayan kişiler
yoksunluk sendromu yaşadığını, kişilerin bu sendromu yaşamaması için verilen
ilaçların kimyasal maddeler olduğuna da dikkat çekerek, dozu gittikçe
düşürülerek tedavi yapılması gereken bir tedavi süreci olmasına rağmen
ülkemizde bunun da göz ardı edildiğini söyledi.
SENTETİK UYUŞTURUCULAR İNSAN BECERİLERİNİ YOK
EDİYOR
Sentetik cannabinoid türü
uyuşturucuların da ilk olarak 2009
yılında çeşitli markalarda tütsü olarak KKTC piyasasına sürüldüğünü anlatan
USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit, bu maddelerin genellikle 3 gramlık paketlerde
satılmakta olduğunu ve o önemde çeşitli ülkelerde etkili olmaya başladığını, 2008
yılında da yan etkileri ortaya çıkmaya başladığını belirtti.
Söz konusu maddelerin yapılan
analizlerde sentetik olmasıyla birlikte esrarın içinde bulunan maddeyle
benzerlik gösteren sentetik 'THC' maddesine rastlandığını ancak, her şeyin
sentetiği daha zararlı olduğunu ve bunlar esrarı taklit etmeye çalışırken
etkisini de daha fazla olması nedeniyle insan kabiliyetlerini de olumsuz yönde
fazlasıyla etkilediğini dile getiren Gökyiğit, bu sentetik maddeler hayatı
etkileyecek önemli yan etkiler oluşturduklarını ifade etti.
SENTETİK MADDELER 2011 YILINDA YASAYA DAHİL EDİLDİ
Ayşe Gökyiğit, 2008
yılından bu yana söz konusu sentetik maddelerin etkileri ortaya çıkmasının
ardından bir çok ülkede yasaklandığını, KKTC'de de o dönemde mevcut yasalar
dikkate alındığında yeni düzenlemeler yapılarak bir emirname kapsamında İlaç ve
Eczacılık Yasası altına alındığını ve 2011 yılında da gerekli teknik
ekipmanlarının tamamlanmasının ardından Uyuşturucu Maddeler Yasası altında
kapsama alındığına dikkat çekti.
DENETİMLİ SERBESTLİK KKTC'DE DE UYGULANMALI
Uyuşturucuyla mücadelede
dünyada uygulanan örneklere de değinen Ayşe Gökyiğit, "Avrupa Birliği
ülkelerinde uyuşturucu maddelere denetimli serbestlik uygulaması zorunluluğu
olmaktadır ve Avrupa Birliği ülkelerinin hepsinde bu yasa uygulanmaktadır.
Türkiye'de bu bağlamda hazırlıklar yapmıştır ve geçtiğimiz Ocak ayı itibariyle
yürürlüğe girmiş durumdadır." ibarelerini kullanarak, bu uygulamanın da
belirli kıstasları olduğunu ve KKTC'de de uygulanması gereken bir yasa olduğunu
düşündüğünü söyledi.
HER UNSUR GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI
USAM Başkanı Gökyiğit, "Tabi
bu uygulamanın da bazı şartları vardır ve daha önce ağır suçlardan hüküm yemiş
kişiler bu yasadan yararlanamamaktadır. Ancak
her yasa ülkeye göre değişiklikler gösterebilir ve bizim ülkemizde de böyle bir
yasanın uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Önemli olan bu yasanın
kıstaslarını belirlemektir ve burada çocuk suçlularla, genç suçlulara cezaevi
ortamının yaşanmaması adına her türlü sosyal ve üzerinde bulunan uyuşturucu
maddenin miktarı ve türü dikkate alınarak ona göre muamele uygulanması
gerekmektedir" şeklinde konuştu.
İÇİCİLERİN CEZAEVİNE ATILMASI SUÇLU YARATMAKTIR
"Şu anki sistem
düşük miktarda uyuşturucu maddeyle yakalanan gençlerin ciddi suçlar işlemiş
kişilerle cezaevinde ayni ortamda tutularak daha fazla suçlu olmaları için düzenlenmiş
bir uygulama gibidir" ibarelerini kullanan Gökyiğit, "Maddenin türü,
miktarı ve kişinin sosyal durumu dikkate alınarak hepsinin birden gözden
geçirilmelidir. Güney Kıbrıs'ta da bu durum böyledir. İçicilerle satıcıları
ayırt edilerek ona göre uygulamalara tabi tutuluyorlar" şeklinde konuştu.
İÇİCİLERİN GAZETELERDE TEŞHİR EDİLMELERİ YANLIŞ
KKTC'de polis tarafından
yargı huzuruna çıkarılan içicilerin resimleriyle ve isimleriyle gazetelerde teşhir
edilmelerinin gerekli olmadığını ve bu durumun ciddi bir koordinasyon eksikliğinden
kaynaklandığını anlatan Gökyiğit, "Ülkede her birim kendi başına bir şeyler
yapmaya çalışıyor. Benim anlamadığım neden herkes kendi başına bir şeyler
yapmaya çalıştığıdır." dedi.
BAĞIMSIZ KOORDİNASYON MERKEZİ KURULMALI
En yakın komşumuz olan Güney
Kıbrıs'ta bağımsız bir koordinasyon merkezi olduğunu ve zincirin tüm halkaları
bir arada faaliyetlerini sürdürmekte olduklarına değinen Ayşe Gökyiğit, burada
bir yasal değişiklik olacaksa ilgili birimlerin görüşleri alınarak yasal
değişiklikler yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
2004 YILINDAKİ ÇALIŞMALAR RAFA KALDIRILDI
2004 yılında KKTC Gençlik
Bakanlığı, yurt dışından gelen başka derneklerle birlikte Uyuşturucuyla Mücadele
Komisyonu adı altına bir komisyon oluşturduklarını ve ülkedeki tüm veriler
toplanarak bir kitap haline getirdiklerini dile getiren Ayşe Gökyiğit, neler
yapılacağı hakkında öneriler sunulduğunu ancak ülkedeki yönetim düzenin devamlı
olarak değişmesi nedeniyle yaptıkları tüm çalışmaların o dönemki yönetimin
değişmesi nedeniyle rafa kaldırıldığını ve maalesef başlatılan komisyonun
çalışmalarının sıfırlatıldığını kaydetti.
8 YILDA SORUN ÇIĞ GİBİ BÜYÜDÜ
USAM Başkanı Ayşe
Gökyiğit, 2002 yılında ülkede uyuşturucu sorunu olduğunu dile getirdiklerinde herkesin kendilerine güldüğünü anlatarak, o dönemde Güney'deki
durum daha vahim olduğunu ancak, ülkemizde de bu sorunun olduğu kabullenilmemekte
olduğunu ifade etti. 2002 yılında hazırladıkları raporun belli ki birilerini
rahatsız ettiğini kaydeden Gökyiğit, "2002 yılında hazırladığımız raporu
kimse dikkate almadı ve gerekli önlemler alınmadı. Aradan 8 yıl geçti ve şu
anki durum kontrolü daha da zor sağlanacak bir duruma geldi." şeklinde
konuştu.
DURUM ÇOK VAHİM
"Şimdi durum daha da
vahim olmakla birlikte hem suçlar artıyor, hem bağımlılıklar artıyor, buna kim
dur diyecek ve neyi bekliyorlar anlaşılır gibi değil. Biz coğrafi yapı olarak
Altın Hilal denen bir üçgenin içindeyiz ve her bölgeden gelen uyuşturucular
bizden transit geçer ve sadece geçmekle kalmaz buraya da bir şeyler
kalmaktadır. Bazı dönemlerde limanlarda yaşanan grevler nedeniyle de bu durum
oldukça tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır" ibarelerini kullanan USAM
Başkanı Gökyiğit, 'Uyuşturucuyla Mücadelede' en önemli etken olan ilk
okullardan başlayarak bir eğitim müfredatının
oluşturulması gerektiğine, Limanlarda uyuşturucu ticaretinin önlenmesi
için gerekli önlemlerin alınması ve Koordinasyon merkezi oluşturarak tüm
birimlerin ortak çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.
NARKOTİK ŞUBE ENGELLER YARATIYOR
Gökyiğit, kısmi
serbestlik uygulamasıyla ilgili olarak 2009 yılında göreve geldiğinde ilgili
paydaşlarla görüşmeler gerçekleştirdiklerini ancak, Narkotik Şube Amirliği'nin
bu duruma pek sıcak bakmadığını ve bir sivil toplum örgütü oldukları için pek
fazla etkili olamadıklarını kaydetti.
TÜM İLGİLİ BİRİMLER BİR ARAYA GELMELİ
Şu anda yapılması gereken
önlemlere değinen Ayşe Gökyiğit, ilgili
birimlerin bir araya gelerek çalışmaların birleştirilerek gerekli önlemlerin
alınması ve gereken yasal düzenlemelerin derhal yapılması gerekmekte olduğunu
vurguladı. 18 yaş altı kullanıcılar ve diğer kullanıcılar için gerekli çözüm
yollarının bulunması gerektiğine de dikkat çeken Gökyiğit, cezaevinde
uyuşturucu maddelerden hariç çeşitli suçlardan ceza yatan bir çok insan olduğunu
ve 'Bağımlı' olan insanları suça itmektense suçtan arındırma yönünde bir
çalışma yapılması gerektiğine dikkat çekti.
ARTIK GÖZLÜKLERDEN ARINILMALI
"Bizim bu konuda sitemimiz var ve söylediklerimiz dikkate alınmıyor. Toplumda bu sorun görmezlikten geliniyor. Artık gözlüklerden arınarak mevcut sorunlarının ciddiye alınarak üzerinde durulması ve gerekli önlemlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir" şeklinde konuşan USAM Başkanı Ayşe Gökyiğit, gerekli önlemler alınırken bu konudaki ilgili tüm paydaşların görüşleri alınarak ve birlikte ortak çalışmalar yapılarak çözümler üretilmelidir dedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.