Avukat Ramadan Sanıvar: "Cezaları artırmak çözüm olmayacaktır"
Avukat Ramadan Sanıvar, 19 Nisan 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak halkın görüşüne sunulan "Uyuşturucu Maddeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı"nı Kıbrıs Postasına değerlendirdi. Yasadaki cezaları artırarak uyuşturucu sorununun önüne geçilemeyeceğini kaydeden Sanıvar, dünyada uyuşturucu sorununa nasıl yaklaşıldığı ile ilgili örnekler verdi.
Kıbrıs Postası - Abbas ELMAS
KKTC Meclisi tarafından
2013 yılında kaydedilen en önemli gelişmelerinden birinin 19 Nisan tarihinde
Resmi gazetede Uyuşturucu Maddeler (Değişiklik) Yasa Tasarısının yayınlanması
olduğunu ifade eden Avukat Ramadan Sanıvar, bu tasarı ile görüş ve öneriler kabulü için halkın bilgisine sunulduğunu, uzun zamandan sonra "devrim" niteliğinde bir
değişiklik içeren yasa tasarısının genel gerekçesinde; hapis ve para
cezalarının suçun ağırlığına göre yeniden düzenlenmesinin amaçlandığını
söyledi.
YASALAR ÇAĞIN GERİSİNDE
Halen yürürlükte olan Uyuşturucu
Maddeler Yasasının 24'üncü maddesi 2'nci fıkrası değiştirilerek günün koşullarına göre düşük
olan hapis ve para cezalarının arttırılması öngörüldüğünü dile getiren Ramadan
Sanıvar, şu anda yasamız kategorize ettiği uyuşturucu türlerinden bazıları için
50 TL Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi; bazıları
içinse 100 TL Para Cezası veya 18 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi de diyerek özellikle "para
cezaları" açısından çağın gerisinde kaldığını açıkça gösterdiğini kaydetti.
SADECE CEZALAR ARTIRILIYOR
Avukat Ramadan Sanıvar, yeni
yasa tasarısının, 24'üncü maddesi 2. Fıkradaki değişiklik ile "uyuşturucu suçu
işleyen kişilere 15 bin TL'ye kadar Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis Cezası
yada her ikisi şeklinde cezalandırma" kategorize ettiği ve cetvelde belirttiği
bazı uyuşturucu türleri için tasarrufta bulunduran kişiye "100.000 TL'ye kadar
Para Cezası veya 18 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi şeklinde
cezalandırma", cetvelde belirtilen ağır uyuşturucu türlerinden birini herhangi
bir kişiye tedarik eden, temin eden, elde edilmesine aracılık eden, dolaylı
veya dolaysız satışını yapan kişiye ise "mahkumiyet halinde 25.000 TL'ye kadar
Para Cezası veya 20 yıla kadar Hapis Cezası veya her ikisi şeklinde
cezalandırma" yapılacağı yönünde olduğunu dile getirdi.
TOPLUMA KAZANDIRILMALI
Uyuşturucu suçlarının, toplumun sağlığını tehdit eden, huzurunu bozan,
birçok suça geçişte basamak kabul edilen, kamu menfaatini zedeleyen ciddi ve
ağır suçlar olsa da, modern ceza infaz sistemlerinde mahkemeler ceza (tayin) takdir
ederken "cezaların şahsiliği prensibini de" önemle dikkate almak zorunda
olduğunu dile getiren Sanıvar, yani sadece salt suça değil, suçlunun kişisel
durumu, aile yaşantısı, sosyo ekonomik durumu gibi faktörlerinde göz önünde
bulundurulması gerektiğini savundu.
Avukat Sanıvar, "Özellikle Yüksek Mahkemenin birçok içtihat
kararında da belirtildiği üzere; genç suçlulara ibret verici ve caydırıcı
cezalar vermek yerine onları ıslah edip topluma kazandırmak önplanda tutulması
lazımdır." şeklinde konuştu.
DÜNYADA 74 MİLYON BAĞIMLI VAR
Sanıvar, son yayınlanan 2012 tarihli Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığı İzleme Merkezi Raporuna göre Avrupa ülkelerinde çoğunluğu genç
yetişkin kesim sayılan toplam 74 milyon kişinin esrar, maruana, hintkeneviri,
13 milyon kişinin eroin ve kokain, 10 milyon kişinin Ecstacy, 12 milyon kişinin
ise Amfetamin adı verilen uyuşturucu türünü kullandığı ifade edildiğine de
dikkat çekerek, Raporda uyuşturucu türleri, Sert (Hard) ve Yumuşak (Soft) olmak
üzere iki sınıfa ayrıldığını, sert türlerin "Eroin, Ecstacy, Amfetamin,
Kokain, (Sentetic Cannabinoid olarak bilinen) Bonzai gibi maddelerin, yumuşak
türlerin ise "Hintkeneviri (Cannabis türü), Esrar veya maruana dediğimiz
türlerdir olduğunu kaydetti.
UYUŞTURUCU MADDELER
SINIFLANDIRILMALI
Ülkede son zamanlarda Bonzai (Sert uyuşturucu türü) ile Hintkeneviri
(Cannabis) (Yumuşak uyuşturucu türü) gün geçtikçe kullanımı artan,tasarruf
edilen ve ticareti, satışı diğerlerine göre daha fazla gerçekleşen uyuşturucu
türlerinden olduğuna da dikkat çeken Avukat Ramadan Sanıvar, bu iki tür kıyaslandığında
"Sert" ve "Yumuşak" türler arasındaki farkın da görülebilineceğini, Hintkeneviri
(Cannabis) türü uyuşturucu madde (Yumuşak), Bonzai (Sert) (Sentetic
Cannabinoid) türü uyuşturucu maddeye nazaran daha hafif, daha az zarar verici
boyutta olduğun dile getirdi.
MARUANA TEDAVİ AMAÇLI DA
KULLANILIYOR
Yine birçok araştırmaya göre hintkeneviri türü uyuşturucu madde
kullanıcılarında çok az bedensel veya ruhsal bağımlılık görülmekte olduğuna
değinen Sanıvar, bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında ot olarak bilinen
"Hintkeneviri" veya "Maruana" türleri uyuşturucu madde olmaktan da çıkarıldığını,
Avrupalı doktorların bazılarına göre de; bu bitkinin bilimsel açıdan zararından
ziyade fayda sağladığı için eskiden tıbben tedavi amaçlı kullanılması konusunda
tavsiye edildiği de ileri sürüldüğünü kaydetti. Sanıvar, yumuşak uyuşturucu
türlerinin kullanımı, kişinin kendisini ruhsal anlamda çöküntüde hissettiği
durumlarda belli bir süre rahatlamak ve bilinçdeki olumsuzlukları unutmak
amacıyla, tamamen merak saikiyle başlamakta arkadaş teşviki çerçevesinde karşımıza
çıktığına da dikkat çekti.
"HOLLANDA'DA NASIL BİR DÜZENLEME
VARDIR?"
Herkesin dilinden düşmeyen hafif uyuşturucu kullanımına (özellikle esrar)
izin veren tek Avrupa Ülkesi "Hollanda"nın Uyuşturucu Politikasına ve uygulamalarına
kısaca değinen Avukat Ramadan Sanıvar, Hollanda'nın uyuşturucu ile ilgili
kanununda (Opium Act) ağır ve hafif uyuşturucu ayırımı yapılma olduğunu, Ağır
uyuşturucular "kokain, eroin, sentetic uyuşturucular" olarak
gösterilmekte olduğunu, hafif uyuşturucu grubunda ise esrar ve türevleri yer
almakta olduğunu söyledi.
Ramadan Sanıvar, Hollanda'da esrar bulundurmanın cezasının, yeni kanuna
göre 1 yıl hürriyeti bağlayan cezayı gerektirmekte olduğunu ancak, ülke esrarı
yasa dışı pazardan ayırarak sadece "5 grama kadar" esrar bulundurmaya herhangi
bir kanuni işlem yapılmadığına değindi.
Bunun nedeninin esrarın zararsız olmasının olmadığını, Hollanda'da esrar
kullanımı çok yaygın olduğu için diğer uyuşturucu maddelerin kullanılmasını
engellemek maksadıyla ülke politikası miktarı en fazla 5 gram tutarak sadece
esrarın kullanılmasına izin vermekte olduğunu ifade eden Sanıvar, Bunun yanında
yine 0.5 gram ağır uyuşturucu bulundurma durumunda da işlem yapılmadığını
söyledi.
Hakim olan düşünceye göre bu durumlarda kamu yararı koşulu gerçekleşmiş
sayılmadığını belirten Ramadan Sanıvar, yeni yasada 30 gramdan fazla uyuşturucu
madde bulundurmanın cezası ise 2 yıl hapis olarak düzenlendiğini, uluslararası
toplumun eleştirdiği bir uygulama olan Coffee Shop'lara 5 grama kadar esrar
satışı yapmalarına izin verildiğini kaydetti. Sanıvar, bu mekanların aslında
kanuna uygun olmadığını ancak, belediye başkanı ve polis müdürünün kararıyla
kapatılabileceği, savcılığın ise bu yerler hakkında yasal işlem yapıp yapmama
yetkisi bulunduğunu belirtti.
Coffee Shop'lar için, "5 gramdan fazla uyuşturucu satamazlar", "Ağır
uyuşturucu satamazlar", "18 yaşından küçüklere satamazlar", "Uyuşturucu reklamı
yapamazlar", "Günlük stokları 500 gramı geçemez", "Çevreye rahatsızlık veremez"
"Okul yakınlarında açılamaz", "Yılda 2 defa polis tarafından kontrol edilir"
gibi kurallar getirildiğini ifade eden Sanıvar, bu kurallara uygun biçimde satış
gerçekleşirse yasal işlem yapılmadığını kaydetti. Sanıvar, "Uluslararası
platformda, yasası bakımından ve coffee shop'lar açısından sürekli eleştirilse
de Hollanda; Avrupa ülkeleri arasında
uyuşturucu ile en etkin şekilde mücadele eden ve dünyada tüm ilaç ve tedavi
yöntemlerini uygulayan, eğitimli personellere sahip rehabilitasyon merkezleri
bulunan en gelişmiş ve modern bir ülkedir." şeklinde konuştu.
POLİS PROFESYONELLEŞMELİ
"Sizce tasarıda öngörülen para yada hapis cezaları ile uyuşturucu
sorunu çözülebilecek mi? Hayır, çünkü uyuşturucu suçları için sadece yasayı
değiştirmek, tadil etmek yeterli değildir. KKTC Hükümetinin tıpkı Avrupa
Ülkelerinde olduğu gibi uyuşturucu ticaretini engellemek maksadıyla (dört
tarafımızın denizlerle çevrili olması nedeniyle) başta limanlarımızda, sınır
kapılarımızda, ülkemize girişlerde ciddi denetimler yapması ve tedbirler alması
şarttır" ibarelerini kullanan Avukat Ramadan Sanıvar, tahkikatların salimen
yürütülmesi, selameti açısından mutlaka ilçelerimizde görevli Narkotik
polislerinin sayısının ve eğitiminin arttırılarak transit ülke konumunda olan KKTC'nin
bu illetten kurtulması mümkün olabileceğini söyledi.
REHABİLİTASYON MERKEZLERİ ŞART
Uyuşturucu kullanımının önlenmesi veya azaltılması amacıyla da bağımlılar
için ücretsiz özel tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin yapılması gerektiğine
değinen Sanıvar, ne yazık ki ülkemizde bağımlılar hiç memnun olmadıkları bir
yerde "Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde tedavi görmekte olduğunu dile
getirdi.
"Söz konusu kurumlarda da çalışan eğitimli personelin sayısı ve
çeşitliliğinin arttırılması ve dünyada uygulanan tüm ilaç ve tedavi
yöntemlerinin hastaların hizmetlerine sunulması gerekmektedir" şeklinde
konuşan Sanıvar, özellikle Ortaokul ve Liselerde "uyuşturucu kullanımının
zararları veya uyuşturucu sorunu ile mücadele etme" hakkında bilinçlendirme
mahiyetinde eğitim müfredatına dersler eklenmesi gerektiğini veya çeşitli
seminerler, konferanslar yapılması gerektiğine dikkat çekti.
PSİKOLOJİK TEDAVİ ALANLARI YOK
DENECEK KADAR AZ
Yine ülkemizde en büyük eksikliklerden birinin psikolojik destek veren
kuruluşların yok denecek kadar az sayıda olması, var olanlarında ücretli
çalışmasının toplumumuzda kişilere destek veren ruhsal açıdan yol gösteren,
insanlarımıza yardım eden devletin bünyesinde ücretsiz çalışan kurum ve
kuruluşlar çok sayıda olursa suç işleme potansiyelinin azalacağını savundu.
Sanıvar, "Dolayısıyla kişilere sadece ceza vermek onları ıslah etmez, bu
soruna çözüm getirmez. Bir suçun işlenmesinden önce tedbir almakta, devletin en
büyük görevidir" dedi.
İÇİCİLER HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMAMALIDIR
25 yaşın altındaki sosyal hizmetler dairesince hakkında lehde rapor
düzenlenmiş, sabıkasız olan pişman ve nadim, tamamen merak saikiyle kötü
arkadaş çevresi yüzünden uyuşturucuyla tanışmış, üzüntü duyan, mahkeme huzuruna
çıkarak utanç içerisinde bulunan, öğrenci statüsünde olup uyuşturucu illetinden
başlar başlamaz kurtulan ve yaşadıklarından ders çıkaran, tahkikat aşamasında (tasarrufta
bulundurulan maddenin türü ve miktarı düşük ve kazanç elde etme, başkasına
zarar verme, ticari bir amaç söz konusu değilse) polise yardımcı olan, suçunu
kabul ederek özür dileyen ve böylece adaletin erken tecellesine katkı koyan
genç suçlulara baktığımızda hürriyeti bağlayan bir cezanın (hapislik cezasının)
verilmemesi gerektiğine değinen Avukat Ramadan Sanıvar, hürriyeti bağlayan bir cezanın
sanığı daha çok suça itebildiğini, psikolojik bunalımlar söz konusu olabildiğini,
sanığı depresyonlara sürüklenerek isyankar biçimde anti sosyal davranış bozuklukları
gösterebildiğini ifade etti.
ÖĞRENCİLERİN HAYATLARI KARARIYOR
KKTC Anayasası temel haklardan biri olan eğitim hakkını korumakta olduğunu,
kişinin öğrenci statüsünde bulunması, hakkında hapislik cezası verilmemesini
gerektiren en etkili hafifletici nedenlerden biri olduğu düşüncesinde olduğunu
da dile getiren Sanıvar, eğitim gören bir gencin bir anlık hatayla yaşı
itibariyle tecrübesizliği yüzünden işbu suçu işlemesi ve böylelikle hapislik
cezası alması, hem maddi hem manevi açıdan zarar görmesi anlamına geldiğini
belirterek, İlerki hayatını etkileyecek olan bu cezanın, sadece sanığa değil
ailesine de olumsuz yönde etki edeceğini söyledi.
ESKİDEN PARA CEZALARI CAYDIRICI
DEĞİLDİ
Halen yürürlükteki yasanın 50 TL Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis
Cezası şeklinde bir düzenleme öngördüğünü, bu yasanın çağın gerisinde kaldığının
açıkça ortada olduğunu ifade eden Ramadan Sanıvar, uygulamada mahkemelerin
maalesef, tüm hafifletici hususlara rağmen toplum vicdanını sarsmamak, tepkiyle
karşılaşmamak adına veya komik bir cezayla mahkumiyete sebebiyet vermemek veya
başka alternatif ceza şekillerinin yokluğu nedeniyle çok büyük oranda hapislik
cezası vermek durumunda kaldığını kaydetti.
YASA TASARISINDA BİR ÇOK ÇARPIKLIK
VAR
Sanığa yasa gereği verilecek cezaların sadece azamisinin belirlenmesi,
asgarisinin tamamen mahkemelerin takdir yetkisine bırakılması gerektiğine de
değinen Sanıvar, hem asgari hem azami sınırı belirleyen bir yasa çıkarılmaması
gerektiğine vurgu yaptı. "Şimdi yeni yasa tasarısı ile para ve hapis
cezaları arttırılmaktadır. Yeni yasa tasarısı azami (üst) sınırı belirlemiştir.
Ancak şunu söylemek isterim ki; yukarıda saydığım (kişinin öğrenci statüsünde olması,
sabıkasız, pişmanlık duyup nedamet getirmesi) gibi hafifletici nedenlere sahip
olan bir sanığı yargılandığında hürriyeti bağlayan ceza yerine yasa gereği çok
yüksek para cezası vermekte pek hakkaniyetli olmayacaktır." şeklinde
konuşan Ramadan Sanıvar, "sanığa yüksek miktarda para cezası takdir
edilirse, sanık cezayı ödeyemeyecek ve cezaevine gitmek zorunda kalacaktır.
Böylece ıslah edip topluma kazandırma amacı da gerçekleşemeyecektir"
ibarelerini kullandı.
Ülke genelinde polisin uyuşturucu ticaretini engellemede veya uyuşturucu
ile mücadelede kanaatimce yetersiz kaldığını dile getiren Sanıvar, narkotikte
çalışan polislerin özel olarak daha çok eğitim almaları ve sayılarının
arttırılmasının şart olduğunu söyledi.
YAKALANMASI GEREKENLER SERBEST
Asıl yakalanması gereken bu uyuşturucuyu ülkeye getirenlerin olması
gerektiğine de değinen Avukat Ramadan Sanıvar, "Onlar elini kolunu
sallayıp gezerken, genç yaşta teşvik sonucu kullanma amaçlı miktarı düşük
uyuşturucularla yakalanan kişiler cezaevine girmekte ve bütün hayatları
mahvolmaktadır." dedi.
MEDYAYA BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR
Medyaya da büyük görevler düştüğünü dile getiren Avukat Ramadan Sanıvar, Ceza
Hukukunun en önemli prensibi "Masumiyet Karinesi" olduğunu, "Herkes Suçluluğu
yasal olarak ispat edilinceye kadar masum sayılmaktadır", buna göre hem İnsan
Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. Maddesinde hem de KKTC Anayasasında güvence
altına alındığını kaydeden Sanıvar, o halde soruşturma aşamasında tutuklu
olarak bulunan zanlı konumundaki
kişilerin boy boy fotoğraflarının veya açıkça isimlerinin gazetelerde yer
alması veya televizyon kanallarında haber bültenlerinde daha suçu ispatlanmadan
kişinin suçluymuş gibi muamele görmesi masumiyet karinesine aykırı ve
Anayasamızı, İHAS'ini ihlal edici nitelikte olduğunu söyledi.
Ramadan Sanıvar, kişilerin o suçtan beraat edebilme, mahkemelerce suçsuz
bulunma ihtimalini hiçe sayarak daha yargılamasına bile başlamadan, davası
açılmadan soruşturma aşamasında medyanın bu tutumunun doğru olmadığını ifade
ederek, kaldı ki sabıka alan kişilerin, işbu haberlerden ötürü ileride iş
bulmaları da imkansız hale geldiğini ifade etti.
TOPLUMA KAZANDIRILMA KONUSUNDA BÜYÜK
SIKINTILAR YAŞANIYOR
"Herkes işbu haberlerin olumsuz etkisiyle cezaevinde cezasını çekmiş
ve hayatına yeni bir sayfa açmış bir kişiye destek olmak istememekte onu
toplumdan dışlamaktadır. Zaten "google" gibi arama motorlarına bu kişilerin
isimlerini yazdığınızda tüm sabıkalarına hatta yargılanmadığı davaların
haberlerine kadar ulaşabilirsiniz." şeklinde konuşan Sanıvar, mahkemeler
kişiyi belli bir para yada hapis cezasına mahkum ederken, maalesef medyanın,
bir ömür boyu mahkumiyete karar verdiğini kaydetti. Sanıvar, "Artık bu
kişilerin bir aile kurmasını yada çevre edinmesini nasıl bekleyebilirsiniz.
Dolayısıyla medya, kişileri deşifre edip olumsuz bir etki yaratmak yerine
ülkemizde "uyuşturucu ile mücadelede" neler yapılabileceği hususunda bilinçli
haberler yaparsa bu büyük sorunu rahatlıkla çözebileceğimizi
düşünmekteyim" dedi.
DÜNYADAKİ UYGULAMALAR
Yasa tasarısında Para veya Hapis Cezaları yanında modern hukuk
sistemlerinde olduğu gibi özellikle uyuşturucu madde kullanıcıları için
alternatif biçimde "evde kısa süreli göz hapsi" veya "zorunlu kamu hizmeti"
gibi ceza türlerininde ilave edilmesi gerektiğine vurgu yapan Avukat Ramadan
Sanıvar, yine birçok Avrupa ülkesinde
uygulanan "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin" ülkemizde olabileceği
kanaatinde olduğunu kaydetti.
"denetimli serbestlik tedbiri" hakkında mahkumiyet kararı verilen bir
kişinin cezaevine girmesi yerine, cezasını toplum içerisinde gözetim ve denetim
altında çekmesini ifade etmekte olduğuna da değinen Ramadan Sanıvar, yani
"belli bir süre yurtdışına çıkamama", "hakimin belirttiği merci ve kişilerin
çağrılarına ve devam niteliğindeki kontrol tedbirlerine uymak", "her türlü
taşıt veya bazılarını kullanamamak, sürücü belgesine belli bir süre el koymak",
"18 yaşından küçük ise eğitim kurumuna devam etmelerine karar vermek"
"rehabilitasyon merkezinde tedavi edilmek üzere serbest kalmak" gibi uyuşturucu
madde kullanan, satın alan, kabul eden veya tasarrufta bulunduran kişiye
uygulanacak alternatif yöntemler olması gerektiğini savundu.
YENİ ALTERNATİF YÖNTEMLER ŞART
Avukat Ramadan Sanıvar, "KKTC'nin çağdaş ve modern ülkeler kategorisine girebilmesi için sadece yasayı değiştirip cezaları arttırmak değil, yeni alternatif yöntemler üretmesi gerekmektedir. Böylece her geçen gün kullanımı ve ticareti artan uyuşturucu ile etkin bir şekilde mücadele edebilmek ve bu sorunu çözebilmek amacıyla daha büyük adımlar atabileceğiz." dedi.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.