EĞİTİM
okuma süresi: 20 dak.

Avukat Ramadan Sanıvar: "Cezaları artırmak çözüm olmayacaktır"

Avukat Ramadan Sanıvar: "Cezaları artırmak çözüm olmayacaktır"

Avukat Ramadan Sanıvar, 19 Nisan 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak halkın görüşüne sunulan "Uyuşturucu Maddeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı"nı Kıbrıs Postasına değerlendirdi. Yasadaki cezaları artırarak uyuşturucu sorununun önüne geçilemeyeceğini kaydeden Sanıvar, dünyada uyuşturucu sorununa nasıl yaklaşıldığı ile ilgili örnekler verdi.

Yayın Tarihi: 10/05/13 07:00
okuma süresi: 20 dak.
Avukat Ramadan Sanıvar: "Cezaları artırmak çözüm olmayacaktır"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Abbas ELMAS

KKTC Meclisi tarafından 2013 yılında kaydedilen en önemli gelişmelerinden birinin 19 Nisan tarihinde Resmi gazetede Uyuşturucu Maddeler (Değişiklik) Yasa Tasarısının yayınlanması olduğunu ifade eden Avukat Ramadan Sanıvar, bu tasarı ile görüş ve öneriler kabulü için halkın bilgisine sunulduğunu, uzun zamandan sonra "devrim" niteliğinde bir değişiklik içeren yasa tasarısının genel gerekçesinde; hapis ve para cezalarının suçun ağırlığına göre yeniden düzenlenmesinin amaçlandığını söyledi.

YASALAR ÇAĞIN GERİSİNDE

Halen yürürlükte olan Uyuşturucu Maddeler Yasasının 24'üncü maddesi 2'nci fıkrası değiştirilerek günün koşullarına göre düşük olan hapis ve para cezalarının arttırılması öngörüldüğünü dile getiren Ramadan Sanıvar, şu anda yasamız kategorize ettiği uyuşturucu türlerinden bazıları için 50 TL Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi; bazıları içinse 100 TL Para Cezası veya 18 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi de diyerek özellikle "para cezaları" açısından çağın gerisinde kaldığını açıkça gösterdiğini kaydetti.

SADECE CEZALAR ARTIRILIYOR

Avukat Ramadan Sanıvar, yeni yasa tasarısının, 24'üncü maddesi 2. Fıkradaki değişiklik ile "uyuşturucu suçu işleyen kişilere 15 bin TL'ye kadar Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi şeklinde cezalandırma" kategorize ettiği ve cetvelde belirttiği bazı uyuşturucu türleri için tasarrufta bulunduran kişiye "100.000 TL'ye kadar Para Cezası veya 18 yıla kadar Hapis Cezası yada her ikisi şeklinde cezalandırma", cetvelde belirtilen ağır uyuşturucu türlerinden birini herhangi bir kişiye tedarik eden, temin eden, elde edilmesine aracılık eden, dolaylı veya dolaysız satışını yapan kişiye ise "mahkumiyet halinde 25.000 TL'ye kadar Para Cezası veya 20 yıla kadar Hapis Cezası veya her ikisi şeklinde cezalandırma" yapılacağı yönünde olduğunu dile getirdi.

TOPLUMA KAZANDIRILMALI

Uyuşturucu suçlarının, toplumun sağlığını tehdit eden, huzurunu bozan, birçok suça geçişte basamak kabul edilen, kamu menfaatini zedeleyen ciddi ve ağır suçlar olsa da, modern ceza infaz sistemlerinde mahkemeler ceza (tayin) takdir ederken "cezaların şahsiliği prensibini de" önemle dikkate almak zorunda olduğunu dile getiren Sanıvar, yani sadece salt suça değil, suçlunun kişisel durumu, aile yaşantısı, sosyo ekonomik durumu gibi faktörlerinde göz önünde bulundurulması gerektiğini savundu. Avukat Sanıvar, "Özellikle Yüksek Mahkemenin birçok içtihat kararında da belirtildiği üzere; genç suçlulara ibret verici ve caydırıcı cezalar vermek yerine onları ıslah edip topluma kazandırmak önplanda tutulması lazımdır." şeklinde konuştu.

DÜNYADA 74 MİLYON BAĞIMLI VAR

Sanıvar, son yayınlanan 2012 tarihli Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi Raporuna göre Avrupa ülkelerinde çoğunluğu genç yetişkin kesim sayılan toplam 74 milyon kişinin esrar, maruana, hintkeneviri, 13 milyon kişinin eroin ve kokain, 10 milyon kişinin Ecstacy, 12 milyon kişinin ise Amfetamin adı verilen uyuşturucu türünü kullandığı ifade edildiğine de dikkat çekerek, Raporda uyuşturucu türleri, Sert (Hard) ve Yumuşak (Soft) olmak üzere iki sınıfa ayrıldığını, sert türlerin "Eroin, Ecstacy, Amfetamin, Kokain, (Sentetic Cannabinoid olarak bilinen) Bonzai gibi maddelerin, yumuşak türlerin ise "Hintkeneviri (Cannabis türü), Esrar veya maruana dediğimiz türlerdir olduğunu kaydetti.

UYUŞTURUCU MADDELER SINIFLANDIRILMALI

Ülkede son zamanlarda Bonzai (Sert uyuşturucu türü) ile Hintkeneviri (Cannabis) (Yumuşak uyuşturucu türü) gün geçtikçe kullanımı artan,tasarruf edilen ve ticareti, satışı diğerlerine göre daha fazla gerçekleşen uyuşturucu türlerinden olduğuna da dikkat çeken Avukat Ramadan Sanıvar, bu iki tür kıyaslandığında "Sert" ve "Yumuşak" türler arasındaki farkın da görülebilineceğini, Hintkeneviri (Cannabis) türü uyuşturucu madde (Yumuşak), Bonzai (Sert) (Sentetic Cannabinoid) türü uyuşturucu maddeye nazaran daha hafif, daha az zarar verici boyutta olduğun dile getirdi.

MARUANA TEDAVİ AMAÇLI DA KULLANILIYOR

Yine birçok araştırmaya göre hintkeneviri türü uyuşturucu madde kullanıcılarında çok az bedensel veya ruhsal bağımlılık görülmekte olduğuna değinen Sanıvar, bazı Avrupa ülkelerinin yasalarında ot olarak bilinen "Hintkeneviri" veya "Maruana" türleri uyuşturucu madde olmaktan da çıkarıldığını, Avrupalı doktorların bazılarına göre de; bu bitkinin bilimsel açıdan zararından ziyade fayda sağladığı için eskiden tıbben tedavi amaçlı kullanılması konusunda tavsiye edildiği de ileri sürüldüğünü kaydetti. Sanıvar, yumuşak uyuşturucu türlerinin kullanımı, kişinin kendisini ruhsal anlamda çöküntüde hissettiği durumlarda belli bir süre rahatlamak ve bilinçdeki olumsuzlukları unutmak amacıyla, tamamen merak saikiyle başlamakta arkadaş teşviki çerçevesinde karşımıza çıktığına da dikkat çekti.

"HOLLANDA'DA NASIL BİR DÜZENLEME VARDIR?"

Herkesin dilinden düşmeyen hafif uyuşturucu kullanımına (özellikle esrar) izin veren tek Avrupa Ülkesi "Hollanda"nın Uyuşturucu Politikasına ve uygulamalarına kısaca değinen Avukat Ramadan Sanıvar, Hollanda'nın uyuşturucu ile ilgili kanununda (Opium Act) ağır ve hafif uyuşturucu ayırımı yapılma olduğunu, Ağır uyuşturucular "kokain, eroin, sentetic uyuşturucular" olarak gösterilmekte olduğunu, hafif uyuşturucu grubunda ise esrar ve türevleri yer almakta olduğunu söyledi.

Ramadan Sanıvar, Hollanda'da esrar bulundurmanın cezasının, yeni kanuna göre 1 yıl hürriyeti bağlayan cezayı gerektirmekte olduğunu ancak, ülke esrarı yasa dışı pazardan ayırarak sadece "5 grama kadar" esrar bulundurmaya herhangi bir kanuni işlem yapılmadığına değindi.

Bunun nedeninin esrarın zararsız olmasının olmadığını, Hollanda'da esrar kullanımı çok yaygın olduğu için diğer uyuşturucu maddelerin kullanılmasını engellemek maksadıyla ülke politikası miktarı en fazla 5 gram tutarak sadece esrarın kullanılmasına izin vermekte olduğunu ifade eden Sanıvar, Bunun yanında yine 0.5 gram ağır uyuşturucu bulundurma durumunda da işlem yapılmadığını söyledi.

Hakim olan düşünceye göre bu durumlarda kamu yararı koşulu gerçekleşmiş sayılmadığını belirten Ramadan Sanıvar, yeni yasada 30 gramdan fazla uyuşturucu madde bulundurmanın cezası ise 2 yıl hapis olarak düzenlendiğini, uluslararası toplumun eleştirdiği bir uygulama olan Coffee Shop'lara 5 grama kadar esrar satışı yapmalarına izin verildiğini kaydetti. Sanıvar, bu mekanların aslında kanuna uygun olmadığını ancak, belediye başkanı ve polis müdürünün kararıyla kapatılabileceği, savcılığın ise bu yerler hakkında yasal işlem yapıp yapmama yetkisi bulunduğunu belirtti.

Coffee Shop'lar için, "5 gramdan fazla uyuşturucu satamazlar", "Ağır uyuşturucu satamazlar", "18 yaşından küçüklere satamazlar", "Uyuşturucu reklamı yapamazlar", "Günlük stokları 500 gramı geçemez", "Çevreye rahatsızlık veremez" "Okul yakınlarında açılamaz", "Yılda 2 defa polis tarafından kontrol edilir" gibi kurallar getirildiğini ifade eden Sanıvar, bu kurallara uygun biçimde satış gerçekleşirse yasal işlem yapılmadığını kaydetti. Sanıvar, "Uluslararası platformda, yasası bakımından ve coffee shop'lar açısından sürekli eleştirilse de Hollanda; Avrupa ülkeleri arasında uyuşturucu ile en etkin şekilde mücadele eden ve dünyada tüm ilaç ve tedavi yöntemlerini uygulayan, eğitimli personellere sahip rehabilitasyon merkezleri bulunan en gelişmiş ve modern bir ülkedir." şeklinde konuştu.

POLİS PROFESYONELLEŞMELİ

"Sizce tasarıda öngörülen para yada hapis cezaları ile uyuşturucu sorunu çözülebilecek mi? Hayır, çünkü uyuşturucu suçları için sadece yasayı değiştirmek, tadil etmek yeterli değildir. KKTC Hükümetinin tıpkı Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi uyuşturucu ticaretini engellemek maksadıyla (dört tarafımızın denizlerle çevrili olması nedeniyle) başta limanlarımızda, sınır kapılarımızda, ülkemize girişlerde ciddi denetimler yapması ve tedbirler alması şarttır" ibarelerini kullanan Avukat Ramadan Sanıvar, tahkikatların salimen yürütülmesi, selameti açısından mutlaka ilçelerimizde görevli Narkotik polislerinin sayısının ve eğitiminin arttırılarak transit ülke konumunda olan KKTC'nin bu illetten kurtulması mümkün olabileceğini söyledi.

REHABİLİTASYON MERKEZLERİ ŞART

Uyuşturucu kullanımının önlenmesi veya azaltılması amacıyla da bağımlılar için ücretsiz özel tedavi ve rehabilitasyon merkezlerinin yapılması gerektiğine değinen Sanıvar, ne yazık ki ülkemizde bağımlılar hiç memnun olmadıkları bir yerde "Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi"nde tedavi görmekte olduğunu dile getirdi.

"Söz konusu kurumlarda da çalışan eğitimli personelin sayısı ve çeşitliliğinin arttırılması ve dünyada uygulanan tüm ilaç ve tedavi yöntemlerinin hastaların hizmetlerine sunulması gerekmektedir" şeklinde konuşan Sanıvar, özellikle Ortaokul ve Liselerde "uyuşturucu kullanımının zararları veya uyuşturucu sorunu ile mücadele etme" hakkında bilinçlendirme mahiyetinde eğitim müfredatına dersler eklenmesi gerektiğini veya çeşitli seminerler, konferanslar yapılması gerektiğine dikkat çekti.

PSİKOLOJİK TEDAVİ ALANLARI YOK DENECEK KADAR AZ

Yine ülkemizde en büyük eksikliklerden birinin psikolojik destek veren kuruluşların yok denecek kadar az sayıda olması, var olanlarında ücretli çalışmasının toplumumuzda kişilere destek veren ruhsal açıdan yol gösteren, insanlarımıza yardım eden devletin bünyesinde ücretsiz çalışan kurum ve kuruluşlar çok sayıda olursa suç işleme potansiyelinin azalacağını savundu. Sanıvar, "Dolayısıyla kişilere sadece ceza vermek onları ıslah etmez, bu soruna çözüm getirmez. Bir suçun işlenmesinden önce tedbir almakta, devletin en büyük görevidir" dedi.

İÇİCİLER HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMAMALIDIR

25 yaşın altındaki sosyal hizmetler dairesince hakkında lehde rapor düzenlenmiş, sabıkasız olan pişman ve nadim, tamamen merak saikiyle kötü arkadaş çevresi yüzünden uyuşturucuyla tanışmış, üzüntü duyan, mahkeme huzuruna çıkarak utanç içerisinde bulunan, öğrenci statüsünde olup uyuşturucu illetinden başlar başlamaz kurtulan ve yaşadıklarından ders çıkaran, tahkikat aşamasında (tasarrufta bulundurulan maddenin türü ve miktarı düşük ve kazanç elde etme, başkasına zarar verme, ticari bir amaç söz konusu değilse) polise yardımcı olan, suçunu kabul ederek özür dileyen ve böylece adaletin erken tecellesine katkı koyan genç suçlulara baktığımızda hürriyeti bağlayan bir cezanın (hapislik cezasının) verilmemesi gerektiğine değinen Avukat Ramadan Sanıvar, hürriyeti bağlayan bir cezanın sanığı daha çok suça itebildiğini, psikolojik bunalımlar söz konusu olabildiğini, sanığı depresyonlara sürüklenerek isyankar biçimde anti sosyal davranış bozuklukları gösterebildiğini ifade etti.

ÖĞRENCİLERİN HAYATLARI KARARIYOR

KKTC Anayasası temel haklardan biri olan eğitim hakkını korumakta olduğunu, kişinin öğrenci statüsünde bulunması, hakkında hapislik cezası verilmemesini gerektiren en etkili hafifletici nedenlerden biri olduğu düşüncesinde olduğunu da dile getiren Sanıvar, eğitim gören bir gencin bir anlık hatayla yaşı itibariyle tecrübesizliği yüzünden işbu suçu işlemesi ve böylelikle hapislik cezası alması, hem maddi hem manevi açıdan zarar görmesi anlamına geldiğini belirterek, İlerki hayatını etkileyecek olan bu cezanın, sadece sanığa değil ailesine de olumsuz yönde etki edeceğini söyledi.

ESKİDEN PARA CEZALARI CAYDIRICI DEĞİLDİ

Halen yürürlükteki yasanın 50 TL Para Cezası veya 15 yıla kadar Hapis Cezası şeklinde bir düzenleme öngördüğünü, bu yasanın çağın gerisinde kaldığının açıkça ortada olduğunu ifade eden Ramadan Sanıvar, uygulamada mahkemelerin maalesef, tüm hafifletici hususlara rağmen toplum vicdanını sarsmamak, tepkiyle karşılaşmamak adına veya komik bir cezayla mahkumiyete sebebiyet vermemek veya başka alternatif ceza şekillerinin yokluğu nedeniyle çok büyük oranda hapislik cezası vermek durumunda kaldığını kaydetti.

YASA TASARISINDA BİR ÇOK ÇARPIKLIK VAR

Sanığa yasa gereği verilecek cezaların sadece azamisinin belirlenmesi, asgarisinin tamamen mahkemelerin takdir yetkisine bırakılması gerektiğine de değinen Sanıvar, hem asgari hem azami sınırı belirleyen bir yasa çıkarılmaması gerektiğine vurgu yaptı. "Şimdi yeni yasa tasarısı ile para ve hapis cezaları arttırılmaktadır. Yeni yasa tasarısı azami (üst) sınırı belirlemiştir. Ancak şunu söylemek isterim ki; yukarıda saydığım (kişinin öğrenci statüsünde olması, sabıkasız, pişmanlık duyup nedamet getirmesi) gibi hafifletici nedenlere sahip olan bir sanığı yargılandığında hürriyeti bağlayan ceza yerine yasa gereği çok yüksek para cezası vermekte pek hakkaniyetli olmayacaktır." şeklinde konuşan Ramadan Sanıvar, "sanığa yüksek miktarda para cezası takdir edilirse, sanık cezayı ödeyemeyecek ve cezaevine gitmek zorunda kalacaktır. Böylece ıslah edip topluma kazandırma amacı da gerçekleşemeyecektir" ibarelerini kullandı.

Ülke genelinde polisin uyuşturucu ticaretini engellemede veya uyuşturucu ile mücadelede kanaatimce yetersiz kaldığını dile getiren Sanıvar, narkotikte çalışan polislerin özel olarak daha çok eğitim almaları ve sayılarının arttırılmasının şart olduğunu söyledi.

YAKALANMASI GEREKENLER SERBEST

Asıl yakalanması gereken bu uyuşturucuyu ülkeye getirenlerin olması gerektiğine de değinen Avukat Ramadan Sanıvar, "Onlar elini kolunu sallayıp gezerken, genç yaşta teşvik sonucu kullanma amaçlı miktarı düşük uyuşturucularla yakalanan kişiler cezaevine girmekte ve bütün hayatları mahvolmaktadır." dedi.

MEDYAYA BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR

Medyaya da büyük görevler düştüğünü dile getiren Avukat Ramadan Sanıvar, Ceza Hukukunun en önemli prensibi "Masumiyet Karinesi" olduğunu, "Herkes Suçluluğu yasal olarak ispat edilinceye kadar masum sayılmaktadır", buna göre hem İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. Maddesinde hem de KKTC Anayasasında güvence altına alındığını kaydeden Sanıvar, o halde soruşturma aşamasında tutuklu olarak bulunan zanlı konumundaki kişilerin boy boy fotoğraflarının veya açıkça isimlerinin gazetelerde yer alması veya televizyon kanallarında haber bültenlerinde daha suçu ispatlanmadan kişinin suçluymuş gibi muamele görmesi masumiyet karinesine aykırı ve Anayasamızı, İHAS'ini ihlal edici nitelikte olduğunu söyledi.

Ramadan Sanıvar, kişilerin o suçtan beraat edebilme, mahkemelerce suçsuz bulunma ihtimalini hiçe sayarak daha yargılamasına bile başlamadan, davası açılmadan soruşturma aşamasında medyanın bu tutumunun doğru olmadığını ifade ederek, kaldı ki sabıka alan kişilerin, işbu haberlerden ötürü ileride iş bulmaları da imkansız hale geldiğini ifade etti.

TOPLUMA KAZANDIRILMA KONUSUNDA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞANIYOR

"Herkes işbu haberlerin olumsuz etkisiyle cezaevinde cezasını çekmiş ve hayatına yeni bir sayfa açmış bir kişiye destek olmak istememekte onu toplumdan dışlamaktadır. Zaten "google" gibi arama motorlarına bu kişilerin isimlerini yazdığınızda tüm sabıkalarına hatta yargılanmadığı davaların haberlerine kadar ulaşabilirsiniz." şeklinde konuşan Sanıvar, mahkemeler kişiyi belli bir para yada hapis cezasına mahkum ederken, maalesef medyanın, bir ömür boyu mahkumiyete karar verdiğini kaydetti. Sanıvar, "Artık bu kişilerin bir aile kurmasını yada çevre edinmesini nasıl bekleyebilirsiniz. Dolayısıyla medya, kişileri deşifre edip olumsuz bir etki yaratmak yerine ülkemizde "uyuşturucu ile mücadelede" neler yapılabileceği hususunda bilinçli haberler yaparsa bu büyük sorunu rahatlıkla çözebileceğimizi düşünmekteyim" dedi.

DÜNYADAKİ UYGULAMALAR

Yasa tasarısında Para veya Hapis Cezaları yanında modern hukuk sistemlerinde olduğu gibi özellikle uyuşturucu madde kullanıcıları için alternatif biçimde "evde kısa süreli göz hapsi" veya "zorunlu kamu hizmeti" gibi ceza türlerininde ilave edilmesi gerektiğine vurgu yapan Avukat Ramadan Sanıvar, yine birçok Avrupa ülkesinde uygulanan "tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin" ülkemizde olabileceği kanaatinde olduğunu kaydetti.

"denetimli serbestlik tedbiri" hakkında mahkumiyet kararı verilen bir kişinin cezaevine girmesi yerine, cezasını toplum içerisinde gözetim ve denetim altında çekmesini ifade etmekte olduğuna da değinen Ramadan Sanıvar, yani "belli bir süre yurtdışına çıkamama", "hakimin belirttiği merci ve kişilerin çağrılarına ve devam niteliğindeki kontrol tedbirlerine uymak", "her türlü taşıt veya bazılarını kullanamamak, sürücü belgesine belli bir süre el koymak", "18 yaşından küçük ise eğitim kurumuna devam etmelerine karar vermek" "rehabilitasyon merkezinde tedavi edilmek üzere serbest kalmak" gibi uyuşturucu madde kullanan, satın alan, kabul eden veya tasarrufta bulunduran kişiye uygulanacak alternatif yöntemler olması gerektiğini savundu.

YENİ ALTERNATİF YÖNTEMLER ŞART

Avukat Ramadan Sanıvar, "KKTC'nin çağdaş ve modern ülkeler kategorisine girebilmesi için sadece yasayı değiştirip cezaları arttırmak değil, yeni alternatif yöntemler üretmesi gerekmektedir. Böylece her geçen gün kullanımı ve ticareti artan uyuşturucu ile etkin bir şekilde mücadele edebilmek ve bu sorunu çözebilmek amacıyla daha büyük adımlar atabileceğiz." dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.