Piyasadaki Corn Flakes'lerin yüzde doksanı GDO'lu!

Meryem Ekinci

21. Yüzyılın ilk çeyreğinde hala gıda güvenliğini düzenleyen bir gıda yasasından mahrum olan KKTC'de, konu Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar (GDO) olunca, insan sağlığının güvence altında olduğundan bahsedebilmek ne yazık ki mümkün değil.

GDO'lu ürünler konusunda ne bir kontrol mekanizması var ne de GDO'lu ürünleri tahlil edebilecek bir laboratuvar.

Konu insan sağlığı hele hele de çocuk sağlığı olunca uzmanlar, yediğimiz her şeye şüpheyle yaklaşıyor, özellikle de sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi mısır gevreklerine.

AB Gıda Güvenliği, Genetiğiyle Oynanmış Gıdalar konusunda eğitim alan, Gıda Mühendisi Gülsen Akdoğdu, gıdalarla ilgili güncel bir yasanın bulunmayışını eleştirerek, "GDO'lu ürünler konusunda herhangi bir kontrol ve piyasa denetimi gündemde dahi yoktur" dedi.

ARIKBUKA: MISIR GEVREĞİNDEKİ TEHLİKE

Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Dr. Nurçin Arıkbuka, ülkedeki çocukların GDO'lu yiyeceklerin tehdidi altında bulunduğunun altını çizerek, özellikle mısır gevreklerin yüzde 90'ının GDO'lu olduğunu söyledi.Arıkbuka, " Bu ürünler sağlıklı değildir çünkü dünyada kullanılan mısır yüzde 95 GDO' ludur. Mısır gevreği diye kahvaltı vermek diye bir beslenme mümkün değildir. Hepsi esanstır ve esanslar kimyasal boya içerir. Mısır şurubu da normal şekere göre çok daha hızlı emilir. Bu nedenle doyurucu da değildir. GDO'lu ürün kullanan şirketlerden Nestle bunun en başını çeker. Çünkü başka türlü para kazanmıyorlar. Çok ucuza çok insana ulaşmak amaç bu. Devlet laboratuvarımız ise GDO tahlili yapacak kapasitede değildir" dedi.

Arıkbuka, çocuklara mısır gevreği yedirilmemesi gerektiğin vurguladı ve bunun yerine günlük köy yumurtası, tam buğday ekmeği ve yeşillik yedirilmesini önerdi.

AKDOĞDU: "İTHALAT AŞAMASINDA ANALİZ YAPILMIYOR"

GDO'lu ürünler konusunda bir başka sıkıntı ise ithal edilen ürünlere ithal aşamasında analiz yapılamaması.

Gıda Mühendisi Gülsen Akdoğdu, raflarda yerini alan ürünlerin içeriğinde GDO olup olmadığının sorulması üzerine, GDO konusunda kontrollerin yapıldığı ülkelerden ithal edilen güvenilir ürünlerin piyasada yer aldığını ancak ithal ürünlerin sadece ithal edildikten sonra değil, ithalat aşamasında da analizlerin yapılması gerektiğini kaydetti.

GDO'lu gıdaların kontrolü, denetimi ve analizi için Genel Gıda ve Yem Yasa Tasarısı'nın yasalaşması ve tüzüklerin düzenlenmesinin önemine işaret eden Akdoğdu, "Ne yazık ki herhangi bir düzenleme ve kontrol yoktur. Özellikle GDO konusunda yasal mevzuatların uygulandığı ve kontrollerin yapıldığı ülkelerden ithal edilen güvenilir ürünler piyasamızda mevcuttur. Ülkeye girişleri sırasında da ilgili belge ve sertifikaları incelenmektedir. Bu şekilde izin verilmektedir. Tabi bunların da ithalat aşamasında analizlerinin yapılıp teyidi, gıda güvenliği politikasının bir parçasıdır ve elzemdir.GDO konusunda kontroller tahmin edebileceğiniz gibi yapılamamaktadır. Gıda güvenliği konusunda yüksek hassasiyete sahip olup hiçbir şekilde risk almak istemeyen politikalar, GDO'lu ürünlerin ülke sınırları içerisinde üretilmesini yada ithalatını tamamen durdurabilir" dedi.

"HALK SAĞLIĞI HİÇE SAYILMIŞTIR

Akdoğdu, GDO'lu ürünlere ilişkin uygulama eksikliği konusunda gelmiş geçmiş tüm hükümetlere eleştiri getirerek, hükümetleri halk sağlığını hiçe saymakla suçladı.

Akdoğdu, "KKTC hükümetlerinin parti isimlerinin değişmesi haricinde uygulama konusunda hiçbir icraatı söz konusu değildir. Birbirine benzer davranışlar sergileyerek halk sağlığını hiçe saymışlardır. Buna karşılık çeşitli sorunlardan ötürü gıda güvenliği konusunda beklentilerini geri plana atmış olan halk da, tabiri caizse önüne konulan üzümü yemekte, bağını sormamaktadır" dedi.

ÖZUYANIK: "GDO ANALİZİ İÇİN CİHAZ YOK"

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ozan Özuyanık ise, ülkeye ithal edilen tüm gıda ve hammede ürünlerinde GDO'lu olmadıklarına dair bir belgenin arandığını vurgulayarak, "Bu belge ürünlerin GDO'lu herhangi bir madde içermediği koınusunda bir maddedir. Bu şartlar aranmaktadır. Bu, AB müktesabatı içerisinde aranan koşullardır. Zirai tarımsal ilaçlar için de geçerlidir" şeklinde konuştu.

ZMO Başkanı Özuyanık, GDO'lu ürünlerin analizi için çok gelişmiş cihazlara ihtiyaç duyulduğunun da altını çizerek, söz konusu cihazın yüksek maliyetli bir cihaz olmasına rağmen, gerekli olduğunu kaydetti.

GDO'LU ÜRÜNLER HER YERDE!

Gıda Mühendisi Akdoğdu, şu anda tespit edilen ve piyasada var olan GDO'lu ürünler konusunda elimizde bir bilgi veya veri olup olmadığının sorulması üzerine ise çarpıcı bir açıklama yaparak, GDO'lu ürünlerin her yerde olduğunu kaydetti.

Akdoğdu, "Kaç yıldır ülkemize tohum ya da nihai ürün olarak geldiklerini bilmiyoruz. Ama her yerde var olduklarını rahatça söyleyebilirim" dedi.

GDO NEDİR?

www.gidahareketi.org sitesinden yayın yapan Gıda Hareketi'nin açıklamasına göre, Genetik Mühendislik ya da Genetik Modifikasyona Uğratılmış Gıdalar, laboratuar şartlarında gıda için kullanılan bitkilerin ya da hayvanların DNA'larının içine çeşitli genlerin yapay olarak aktarılmasıyla oluşurlar. Bunun sonucunda GDO olarak adlandırdığımız Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar meydana gelir.

GDO'ların üretim aşamasında, bakteriler, virüsler, böcekler, hayvanlar ve hatta insanlardan gen aktarımı yapılmaktadır.
Çoğu GD içerikli ürünler dört büyükler ile üretilmiştir: Mısır, Soya Fasulyesi, Kanola ve Pamuk.

GIDA HAREKETİ'NDEN UYARI!

Gıda Hareketi'ne göre genellikle mısır ve soyadan üretildikleri için, kahvaltılık gevrek ve barların GDO'lu ürün içerme ihtimali yüksek.

GDO'suz Ürün Alışveriş Kılavuzu yayınlayan siteye göre, GDO'lu olma ihtimali yüksek kahvaltılık ürünler ise şöyle:

General Mills, Kellogg, Post (Kraft) ve Quaker.

EXTRUSİON İŞLEMİ GIDANIN YAPISINI BOZUYOR

Biyokimya Uzmanı Paul Sitt'n FightingtheFoodGiants adlı kitabında ise Mısır gevrekleri işlenirken "extrusion" sıkıştırılarak püskürtme diye açıklanabilecek bir sistemle işlemden geçirildiği ve o gevreklerin son hallerini bu işlemin gerektirdiği çok yüksek ısı ve basınçtan geçerek aldıkları ifade ediliyor.

Bu ısı ve basınç, gevreklerin çoğu besin değerini ve hatta gevrekleri zenginleştirmek için sonradan eklenen vitamin ve mineralleri dahi tahrip ettiğini belirtildiği kitapta, extrusion işleminin özellikle gıdadaki proteinlerin yapı taşı olan amino asitlerin yapılarını bozarak toksit hale getirdiğini belirtiyor.

Kitapta ayrıca insan vücudu için pek de faydalı olmayan hatta toksit olan yeni protein yapısına sahip bir gıda oluştuğu belirtiyor.