Kıbrıs Postası’na konuşan Deniz İşçioğlu: “Genç bir devlet... Toparlamak hepimizin ortak sorumluluğu”

Pandemi sonrası ortaya çıkan ekonomik kriz, tedarik zincirindeki aksaklıklar, yüksek enflasyon, süren bölgesel savaşlar, alım gücünde her geçen gün yaşanan erime ve ülkemize mahsus her geçen gün derinleşen ekonomik- siyasi krizler silsilesi ve tüm bunlara eklemlenen siyasi müdahale ortamında ülkemizin içinde bulunduğu genel atmosferi değerlendiren Doğu Akdeniz Üniversitesi’nden (DAÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi uzmanı Prof. Dr. Deniz İşçioğlu, umutsuz pesimist ortamın sağlıklı olmadığını dile getirdi.

Halkın içten içe tepkili olduğunu ifade eden Deniz İşçioğlu, zannedilenin aksine insanların duyarsız, tepkisiz olmadığını, hiç olmadığı kadar siyasetle meşgul ve olup bitenleri gözlemlediğini söyledi.

Kıbrıs Postası’na konuşan DAÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi uzmanı Prof. Dr. Deniz İşçioğlu, “Umudu kesme yurdundan… Şalteri indirip, memleketi kapatıp gidecek değiliz… Çıkış yolları için çalışmalıyız. Hepimiz...” dedi.

İşçioğlu, yapılan ve kamuoyuna yansıyan değerlendirmeler ile özellikle sosyal medyadaki durumu gözlemlediğinde insanların “öldük bittik” tadında konuştuğunu, inancı yitirmenin ve kendimize olan güvenin bu denli zedelenmesi ile zedelenmesine sebep olmanın doğru olmadığını kaydetti.

Deniz İşçioğlu, “Umudu kesme yurdundan… Şalteri indirip, kapıyı kitleyip memleketi kapatıp gidecek değiliz… Çıkış yolları için çalışmalıyız” diyerek umutsuzluğun hakim olduğu şu pesimist günlerde muhalefeti ile iktidarı ile sivil toplum örgütleri ve aydınları ile her kesimi ile el ele vermenin gerektiğinin altını çizdi.  

“BİZE GEREKLİ OLAN TOPLUMSAL HEDEF.. BUNA DÖNÜK KAYNAKLARIN VARLIĞI İÇİN PLANLAMA”

Pandemi ve onun tetiklediği ekonomik krizin tüm dünyada yaşandığını ancak bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin bundan daha çok etkilendiğine işaret eden İşçioğlu, çözüm önerilerinden çok “biz zaten bunu da yapamadık, yapamayız” tarzında yaklaşımların olduğuna dikkati çekti.

Kıbrıs Postası’na konuşan Deniz İşçioğlu, “Birbirimize sürekli bunu söylüyoruz. Yönetim bilimlerini zaten bunun için var; Kent devletlerinden imparatorluklara değin hiç bir devletin sorunu bitmemiştir. Siyasi tarihte bunca ideolojinin yer alması da bundandır. Bize gerekli olan toplumsal hedef ve buna dönük kaynakların varlığı için planlama ve bu yönde gayret ve niyettir. Kaygı içinde umutsuzluk değil” dedi.

“BÖLÜNMENİN DEĞİL, PLANLI ŞEKİLDE GİTME ZORUNLULUĞU DÖNEMİNDEYİZ”

“Çalışacağız, mücadele edeceğiz; Suçlu arama yerine yani yok sen yapamadın yok ben… yerine iktidarı, sivil toplumu, muhalefeti ile bölünmenin değil, planlı şekilde gitme zorunluluğu dönemindeyiz. Hiç bir haberde hiçbir umut ışığı bile yok; Yönetim konusunda bir değil, çok yol var. Toplum olarak başarabileceğimize inanmamız lazım… [..]  Siyasetçi de iş adamları da her birimiz bu toplumun, sistemin bir parçasıyız….”

“GENÇ BİR DEVLET.. TOPARLAMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU”

“Genç bir devlet… Elbette çok sorunları var Kovit sonrası küresel sorunlarla daha üst bir noktaya çıktı. Toparlamak hepimizin ortak sorumluluğu… Halkın üstünde büyük bir yaşam mücadelesi sorunu var. Memleketten umudu kesmek gibi bir lüksümüz yok. Bu ev bizim; ne gerekiyorsa oturup bunun için mücadele edecegiz. Kimse gelip bizi düzeltmeyecek. Bizim kendi içimizde sorunları çözmemiz gerekiyor…”