Prof. Dr. Ağdelen: Kamuoyu ve toplum üniversiteleri yalnız bırakmamalı

Kıbrıs Postası, “Covid-19 Sonrası Dünya ve Kuzey Kıbrıs” başlığıyla, moderatörlüğünü İrfan Batu'nun üstlendiği beşinci panelinde KKTC’deki eğitim sektörünü mercek altına almaya devam etti, üniversite yetkilileri koronavirüs sürecinde eğitim sektöründe yaşananları anlattı, süreci yorumladı.

Online ortamda gerçekleşen panele bu kez DAÜ Rektör Vekili Prof Dr.Hasan Demirel, UFÜ Prof. Dr. Rektörü Abdullah Öztoprak, Prof. Dr. Rauf Denktaş Üniversitesi Rektörü Hasan Ali Bıçak, Toplum Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dekanı Serdal Işıktaş, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Zafer Ağdelen katılım gösterdi.

Prof. Dr. Zafer Ağdelen panelin ilk oturumunda Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi’nin süreçten nasıl etkilediğini anlattı. Ünversitenin henüz yeni bir eğitim kurumu olmasının ve digital eğitim için gerekli alt yapının bulunmasının avantajının yaşandığını kaydeden Ağdelen, bugün gelinen noktada covid-19 sayesinde eğitim için bütün üniversitelerin çok da yeni gelişmeler öğrendiğini ifade ederek, bundan sonraki süreçte öğrenilen yöntemlerle bir hybrid döneme geçileceğini düşündüğünü ifade etti.

Panelin ikinci oturumunda ise sürecin ardından üniversitelerin nasıl bir yol izlemesi gerektiği konusunu yorumlayan Prof. Dr. Zafer Ağdelen, “zaman birlik olma zamanıdır, rekabetin çirkin yüzünü yaşama bireysel kurtulma yöntemleri bulma zamanı değildir. Mevcut öğrencileri ülkede tutabilme, yeni öğrencilerin ülkeye gelmesi adına yeni neler yapılabilir konusunda birlikte kafa yorulmalıdır. bunun için ülkede hayatı ucuzlatması gerekmektedir, kaliteden ödün vermemek vazgeçilmez ilk kural olmalıdır ve gemi batarsa hepimizin batacağı bilinmelidir” şeklinde konuştu.

“SÜRECE HAZIR DEĞİLDİK ANCAK KISA SÜREDE ONLİNE SİSTEME GEÇİŞ YAPTIK”

Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi’nin 3 yılan beri eğitim verdiğini ifade eden Prof.  Dr. Agdelen, üniversitenin adanın en yeni üniversitelerinden olduğunu belirtti.

Üniversitenin digital sistem altyapısının olması nedeni ile bir artısı olduğunu söyleyen Ağdelen,  bu nedenle sürece çok kısa zamanda yanıt verip, 2 gün içerisinde online eğitim için hazırlıkların tamamlanıp 1 hafta da uzaktan eğitime başlandığını kaydetti. “Bu sürece toplum olarak da üniversite olarak da çok hazırlıklı değildik” diyen Ağdelen, virüsün ülkeye gelir mi gelmez mi konusunun çok da ciddiye alınmadığını ifade etti.

“Ülkedeki ilk vakayı sabah haberlerinde işe gelirken duyduğumda ve üniversiteye geldiğimde ilk reaksiyon akademisyenlerden geldi” diyen Ağdelen,  ardından Bakan Kurulu kararları yönlendirmesi ile de kısa süre içinde gerekli bilgilendirmeleri yaparak hem akademisyenlerin hem personelin idari izne gönderildiğini anlattı.

Ardından genel bir değerlendirme yaparak, kesintisiz eğitimin nasıl yapılacağını değerlendirdiklerini ifade eden Ağdelen, kısa süre içerisinde deneme yayını yapıp, tüm öğrencilere de bilgilendirme videolarının gönderildiğini anlattı.

Kısa süre içerisinde bütün derslerin izin verilen teorik kısımlarının geliştirilen digital platforma taşıdıklarını kaydeden Prof. Dr. Ağdelen, deneme yayınların senkron hale getirildiğini ifade etti.

Eğitimi online platforma taşıyıp sadece 1 hafta gecikmeyle derslere başlandığını belirten Ağdelen, derslerin ortalama yüzde 80 katılım oranı ile oldukça yüksek katılımlı devam ettiğini, üniversitede az öğrenci olmasının ve Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi’nin küçük bir üniversite olmasının da bunda etkili olduğunu belirtti.  

AĞDELEN: ÜNİVERSİTE AKADEMİK TEKNİK SOSYAL ANLAMDA ÜZERİNE DÜŞENİ LAİKİ İLE YERİNE GETİRDİ

Digital eğitim sürecinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürü Ziya Öztürkler’in sürece müdahil olması nedeni ile tüm sorunların kısa sürede ortadan kalktığını ifade eden Prof Dr Zafer Ağdelen minnet duyduklarını kaydetti.

Bahçeşehir üniversitesinin geliştirdiği platformlar üzerinden eğitime sürecin başından beri kesintisiz devam ettiğini kaydeden Ağdelen, öğrencilerin teknik ekipmanları konusunun ise en önemli unsur olduğunu belirtti.

“En fazla bizi düşündüren öğrencilerin dersler için teknik alt yapısının ne olduğuydu” diyen Ağdelen, teknik ihtiyaç duyan öğrencilere gerekli girişimlerin yapılarak teknik anlamda tüm sıkıntıların giderildiğini anlattı.

Öğrencilerle Bakanlar Kuru Kararları’nın MEB’in girişimleri ile farklı dillere çevrilmesi sayesinde kendi sistemleri üzerinden öğrencilerle paylaştıklarını ifade eden Ağdelen, bu süreçte öğrencilerin sürekli evde kalması için uyarıldığını da ifade etti.

Maddi sıkıntı yaşayan öğrencilere MEB tarafından ve üniversite olarak katkı sağlandığını söyleyen  Ağdelen, üniversitenin akademik, teknik ve sosyal anlamda üzerine düşeni laiki ile yerine getirdiğini belirtti.

Bu süreçte digital platformların eğitim alanında artısı olduğunun da görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Ağdelen, yıllarca çeşitli platformlarda eğitimin kayıt altına alınıp alınmaması gerektiği tartışmalarına son verdiğini ve süreç nedeni ile senkron derslerin öğrencilerin takibi açısından videolara kaydedilmeye başlandığını belirtti.

“ÜNİVERSİTELERİN HARÇLARI MAKUL SEVİYEDE”

 Üniversitelerin sadece ülke ekonomisine değil, birçok alana da katkı sağladığını ve yaklaşık 10 yıl önce yaptığı bir ankette bir öğrencinin 11 bin Dolar ülkeye net katkı yaptığı sonucuna ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Zafer Ağdelen, ülkedeki üniversite harçlarının makul seviyelerde oluğunu ve dünyanın hiç bir yerinde böyle makul seviye de eğitim harcı olmadığını ifade etti. “Ancak bu kesinlikle, ücret düşük diye kalitesiz eğitim veriliyor anlamına gelmiyor, ülkedeki her üniversitemizin kriterleri ve kalitesi ortadadır” diyen Ağdelen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu süreçte, tüm üniversitelerin bir arada bulunduğu Whatsapp grubundan süreç sonrasında neler yapılması gerektiği ile ilgili raporlar talep ettiğini ve tüm üniversiteler yaptıkları çalışmaları gönderdiğini belirtti.

AĞDELEN: BU SEKTÖRDE SIKINTI YAŞANIRSA ZİNCİRLEME OLARAK BİRÇOK SEKTÖRDE SIKINTI YAŞANIR

Bu süreçte üniversiteler alanının bu ülke için ne kadar önemli olduğunu her vatandaşın algılaması gerektiğini ifade eden Ağdelen, “bu sektörde sıkıntı yaşanırsa zinvcirleme olarak birçok sektörde sıkıntı yaşanır. Üniversiteler konuşulurken ülkenin geleceği konuşulur” şekline konuştu.

“Bir araya gelmez de bireysel kurutuluş yolu aranırsa bundan kimse fayda görmez” diyen Ağdelen, “bu dönemde ev sahipleri yıllık kira istemeyin, bu ülkeyi biraz ucuzlatmamız gerekyor, bu ülkeyi öğrenci dostu yapabilmek için neler yapılacağı konuşulmalı, bu süreçte hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Birçok üniversitelerin çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmaları vardır, iş birliklerini fiili olarak hayata geçirelim kağıt üzerinde bırakmayalım”  diyen Ağdelen, bu süreçten çıkarılması gereken bir diğer dersin ise üniversiteler için bir kriz masasının oluşturulması gerektiği olduğunu söyledi.

“Bu ada bir eğitim adası. Covid sürecinde başarılı bir süreç izledik” diyen Ağdelen, üniversitelerin reklam ve tanıtım kampanyalarında başarılı geçirilen covid-19 sürecinin çok ciddi şekilde anlatılması gerektiğini ve güvenli bir ülke olmanın yanında sağlık açısından yakalanan başarının ortak bir tanıtımda anlatılması gerektiğini vurguladı.

Kaynakları birleştirme zamanı olduğunu ve bu süreçten sonra neler yapılacağı konusunda hep birlikte çalışılması gerektiğini söyleyen Ağdelen, “kamuoyu ve toplum üniversiteleri yalnız bırakmamalı. Sorun hepimizin sorunu. En ufak bir sıkıntı en büyük üniversiteyi bile bitirebilir” şeklinde konuştu.

Öğrencilerin hangi koşullar altında yeniden ülkeye dönmesi noktasına sağlığı riske atmayacak cesur kararlar alınması gerektiğini ifade eden Ağdelen “girişte testimizi yapalım, ülkeye girişe izin verelim, takibini yapalım. Karantina gerekliliği içinse karantina fonu oluşturulması ve gerekli harcamaların bu fondan kullanılması gerektiğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.