GAZİMAĞUSA
okuma süresi: 10 dak.

Kıbrıs Postası'na konuşan DP'nin Mağusa adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler 'vizyonunu' anlattı

Kıbrıs Postası'na konuşan DP'nin Mağusa adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler 'vizyonunu' anlattı

Gazimağusa, Karakol semti İstanbul yolunda dünyaya gelen ve ilkokul ile liseyi Mağusa'da okuyan Hasgüler, "nasıl ki Cumhurbaşkanlığı sarayına bisikletimle girip çıkmışsam; YÖDAK'a 7 yıldır nasıl 1960 model ralli marka bisikletimle gidip geliyorsam; meclise de bisikletimle girip çıkacağım..." diye konuştu ve kendisini herkesin bildiğini dile getirdi. 

Yayın Tarihi: 18/12/21 12:29
okuma süresi: 10 dak.
Kıbrıs Postası'na konuşan DP'nin Mağusa adayı Prof. Dr. Mehmet Hasgüler 'vizyonunu' anlattı

Ocak 2022 erken genel seçimde Demokrat Parti (DP) Mağusa milletvekili kontenjan adayı, Akademisyen-yazar, YÖDAK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, adaylık sürecini, hedeflerini anlattı. 

Mehmet Hasgüler, "neden şimdi?" sorusunu Kıbrıs Postası'na yanıtladı. 

Daha önce Merhum Denktaş'ı anarak DP'de adaylığı sürecini kamuoyuna duyuran Hasgüler ayrıntılı hatıratını paylaştı. 

Mehmet Hasgüler proje ve vizyonunu başlıklandırarak, tecrübe ve birikimi ile iddialı olduğunu dile getirdi. 

Gazimağusa, Karakol semti İstanbul yolunda dünyaya gelen ve ilkokul ile liseyi Mağusa'da okuyan Hasgüler, "nasıl ki Cumhurbaşkanlığı sarayına bisikletimle girip çıkmışsam; YÖDAK'a 7 yıldır nasıl 1960 model ralli marka bisikletimle gidip geliyorsam; meclise de bisikletimle girip çıkacağım..." diye konuştu ve kendisini herkesin bildiğini dile getirdi. 

MERHUM DENKTAŞ İLE ANEKDOTLAR... "DP'DE OL..."

Ocak 2022 erken genel seçimde Demokrat Parti (DP) Mağusa milletvekili kontenjan adayı, Akademisyen-yazar, YÖDAK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, adaylık sürecini, hedeflerini şu sözlerle dile getirdi; 

"Öncelikle anekdot düşmek istiyorum; 2008 yılı Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ı ilk ziyaretim... Öncesinde de 80'lerde iki kez, kez bir de 2000 yılında hayatını yazmak üzere ziyaretinde bulundum. Zübeyir Ağaoğlu ile birlikte... 120'ye yakın dünyas siyasi liderlerine ait biyografiyi okuyarak.. Merhum Denkta'a 40 soru sorduk. Hahatını yazmak için...

Fakat yazım metodu konusunda anlaşamamıştık. Ben yüz yüze tercih ediyordum. O da 'beyan esaslı, yazılı... Olmadı... 2008'de son kez buluşmamızda da çok güzel bir sohbet oldu. Iç siyasette CTP-ÖRP dönemi, bu konuları değerlendirmiştik. Partizanlıktan lafladık. O gün bana Serdar'ın yanında ol, dedi. Hatta yanımda Serdar'ı aradı ve yönlendirdi...  Mutlaka konuşun, dedi ve o dönem bilinen siyasi anomalilerle illgili siyasi bir rapor hazırladım Serdar Denktaş'a... O sıra Türkiye'de yaşıyordum... 2009'da Türkiye'den döndüm…"

"KUTUPLAŞMA İÇİNDE BİR AKSİYON ALMA İHTIYACI HİSSETTİM"

"Cumhurbaşkanı  Dr. Derviş Eroğlu'na siyasi danışmanlık yaptım. Yani Demokrat Parti'de olmayı merhum Denktaş'ın tavsiyesi ve bir vasiyeti gibi değerlendirme fırsatını şimdi bulduğumu değerlendiriyorum. Tam da bugünlerde, son Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası içimizde oluşmuş olan sosyolojik, toplumsal parçalanmışlık ve siyasete olan güvensizliğin zirve yaptığı bu günler... Bu tavsiye, tam da bu toplumsal bölünmenin yaşandığı bu süreçte, DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu'nun teveccühü ile; toplumun çıkarlarını düşünerek hareket eden bir insan olarak kutuplaşma içinde bir aksiyon alma ihtiyacı hissettim..."

"BUNU HERKES BİLİR Kİ BEN BİR VATANSEVERİM..."

"Son 12 yıldır her seçimde her partiden; soldan da sağdan da daima tekliflerin düzenli olarak geldiği bir yakın geçmişten geliyorum ama ben hiçbir partide ne aday ne de üye olmadım. Her partiye belli bir mesafede bulundum... Partizanlığa karşı bir duruş sergilemek, partilerin bir araç olduğunu, uğruna ölünecek leyla olmadığını, önemli olanın halk çıkarı olduğunu ifade ediyorum. Bunu herkes bilir ki ben bir vatanseverim..."

"PRAGMATİK YANI, DENGE PARTİSİ OLMA ÖZELLİĞI, SOSYAL DEMOKRAT OLUŞU, HOŞGÖRÜSÜYLE... SOL OLMAYACAK KADAR SAĞ, SAĞ OLMAYACAK KADAR SOL "

"Bugün pandemi bir tarafta bir tarafta büyük ekonomik sıkıntılar... Bize adamız içinde hiçbir insanımızın işsiz aşsız kalmaması görevini dayatıyor. Bu toplumsal bölünmüşlük; yok Türkiyeli... Yok Kıbrıslı.. Yok rumcu... Tamamı yapay bölünmeler... İbn-i Haldun'un asabiyet teorisine de aykırı. Partiler üstü bir yaklaşım gerekli. Halka konsantre bir anlayışın kazandırılması gerektiğini düşünüyorum. Ben şahsiyetimle hem partilere, hem siyasete toplumsal bölünmüşlük ile ilgili ve ona karşı bir simge oluşturmak istiyorum… Benim müktesabatım, duruşum, yazdığım kitaplar...

Çıkışlarımı herkes biliyor… Tavrı ile de açık seçik bir insanım... Burada DP'nin niteliklerine baktığımızda ara kesit nerede buluştu ona bakalım; Yeni ve genç bir kadro ile yola çıkıyor DP... Ama DP aynı zamanda 30 yaşında.. Pragmatik yanı, denge partisi olma özelliği, sosyal demokrat oluşu, hoşgörüsüyle de bana uygun nitelikleri olan bir parti... Sol olmayacak kadar sağ, sağ olmayacak kadar sol olduğunu; yani merkez ve sentez partisi olduğunu düşünüyorum... 75 'teki TKP'ye baktığımızda da bunu görüyoruz mesela... Bugün içinde bulunduğumuz kutuplaşmadan ve travmalardan oluşmuş durumun, siyasete tahvil edilmemesi gerektiğini düşünüyorum: adaylığım da budur… Bu anlanmdadır. Köprülere ihtiyaç var..."

"BU SEÇİM MECLİSİN NİTELİKLİ İNSANLARLA GÜÇLENDİRİLMESİ ANLAMINDA BİR FIRSAT..." 

"DP'nin müktesabatıma en yakın parti olduğunu, bu anlamıyla da topluma buradan ihtiyacımız olan dayanışma ve bir arada olma ufkumu anlatmak niyetindeyim. Ülkemizin, milletimizin uluslararası görünürlülüğüne; içeride de sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için ideal bir platform olduğunu düşünüyorum. Kimseyi tenkit etmek istemem: Bu seçimde boykotculuk önemli ve tayin edici bir unsur gibi görünüyor… Bunu seçimlerde göreceğiz. Karma oy konusunda son 10 yıldır araştırmalarda partilere güven git gide aşağıya iniyor. Her partide insanların oy vereceği kişiler bu seçimlerde artmış gibi... Bu, hem seçim yasasının değişmesine bir baskı anlamında; hem de meclisin nitelikli insanlarla güçlendirilmesi anlamında bir fırsat... "

"3 VİZYONUM VAR..." 

Pandemi sürecinin başından beri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile ilişkilerin düzenlenmesi ve DSÖ tarafından KKTC'nin yok sayılmaması üzerine verdiği çabaları, bu konuda düzenlediği kampanyalar ile aldığı nisbi sonuçları da özetleyen Hasgüler, kendi ifadesi ile "yarı yarıya biten bu işi" tamamlayacağını dile getirdi. 

Kıbrıs Postası'na konuşan Mehmet Hasgüler proje ve vizyonunu başlıklandırarak, tecrübe ve birikimi ile iddialı olduğunu şu sözlerle dile getirdi; 

DSÖ OFİSİNİN KKTC'YE AÇILMASI...

"Pandemi döneminin zor koşullarında 100 bine yakın imza topladım ve DSÖ'ye 28 Ağustos 2020 tarihinde Volkan Günel vasıtasıyla Cenevre'ye DSÖ direktörüne doğrudan ve elden başvurumuz yapıldı. Mustafa Akıncı'dan Ersin Tatar'a; Tufan Erhürman'dan Kudret Özersay'a kadar herkesin görmezlikten geldiği bir talep... Bu durum bir uluslararası ilişkiler uzmanı olarak da gururumu incitti. Meselenin yüzde ellisini gerçekleştirdim; yüzde elisini de bunu kendime şiar edinip Rumların ve Yunanlıların karşı çıkamayacağı DSÖ ofisinin KKTC'de açılması talebimi gerçekleştirmeyi hedefliyorum. Ki bu durum, 1948 kuruluş sözleşmesi şartında vardır..."

ULUSLARARASI BİLİM AKADEMİSİ

"2011'de Cumhurbaşkanı Eroğlu'na danışmanlık yaparken Erdal İnönü'nün Türkiye Uluslararası Bilim Akademisi gibi bir bilim akademisini KKTC'ye kurma çabalarım akamete uğramıştı... 2011 den beri  de yasası hazır. 2011'de Güney'de de yoktu üstelik… Bunun parasını da bulmuştuk… Olmadı gerçekleşmedi.. Sonra bu konuyu Mustafa Akıncı'ya da gittik, sunduk. Kendisi beğendi ama üselik akademiden olan müsteşarı 'burası küçüktür, olmaz, dedi.

Ve aynı isimle Güney Kıbrıs'ta 2018'de maalesef kuruldu ve bizim öncül viyonumuz böylelikle akamete kendi elimizle uğradı. Bu konuyu mecliste tekrar gündeme getirerek Kıbrıs Bilimler Akademisini güçlü bir şekilde kurup hayata geçirmek için mücadelemi sürdüreceğim. Üniversite adası vasfımıza bir de bilim adası niteliğini, bilim politikaları çerçevesinde hayata geçirmek için mücadele edeceğim. 11 yıl sonra buna da evet, yön vermek istiyorum....

KKTC'nin her yerinde bilim insanları vardır. Bu proje bizi şuna getirir: Güney'de 9-10 adet komite var; doğalgazdan ekonomi ve Doğu akdeniz'e kadar .eşitli isimlerde... Devlete bunlar bagımsız tarafsız kişiler olarak fikirlerini veriyorlar. Bizim de bu tür ağlara ihtiyacımız var. Bu çok büyük bir eksiktir. Bunu da daima gündemde tutacağım..."

"ÜNİVERSİTELERİ MASTER VE DOKTORA ÜSSÜ HALİNE GETİRMELİYİZ.."

"....bunun yanında Bilimler Akademisi'nden bağımsız olarak üniversitele ilgili araştırma üniversitesi vasfı kazandırmak. Belli üniversiteleri master ve doktora üssü haline getirmek... Felsefeden elektroniğe ek bütçelerle bilimin adresini nasıl KKTC yaparız?, buna yoğunlaşacağım ve YÖDAK'taki tecrübelerimi bu vizyona taşıyacağım. Sadece üniversite sayıları ile övünmek değil... Master doktora öğrencilerini yüzde seksene çıkararak master doktora konusunda üniversitelerimizi cazibe merkezi yapmalıyız. Dünyanın her tarafından öğrenci kabul edeceğiz. Akademik güvenlik, ekonomi-güvenlik gibi alt başlıklarda da daima üniversitelerin sesi olacağım..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.