KARPAZ
okuma süresi: 12 dak.

Üzüm diyarı Mehmetçik ve Mehmet Hasan Tayyareci

Üzüm diyarı Mehmetçik ve Mehmet Hasan Tayyareci

Üzüm diyarı Mehmetçik yani bilinen bir diğer ismi ile Galatya’da üzüm ve üzüm ürünlerinin kök salması, Mehmet Hasan Tayyareci’den geçiyor. Tayyareci ölümünün 28’inci yılında anılırken, Mehmetçik’in Tayyareci sayesinde üzüm ile buluşmasının hikayesi oldukça ilgi çekici.

Yayın Tarihi: 18/08/20 07:30
okuma süresi: 12 dak.
Üzüm diyarı Mehmetçik ve Mehmet Hasan Tayyareci

Karpaz yarım adasının en eski köylerinden olan Mehmetçik, yani bilinen bir diğer ismi ile Galatya, üzüm festivali, sulu kebabı ve halkının inatçılığı ile bilinse de Galatya’nın en bilinen özelliği üzüm bağları ve üzümlerinden elde edilen ürünleridir.

Mehmetçik’in topraklarına kök salan üzüm bağları ile buluşmasının mimarı ise Mehmet Hasan Tayyareci olarak bilinirken, Tayyareci önceki gün ölümünün 28’inci yıl dönümü dolayısı ile anıldı.

Tayyarecinin ölüm yıldönümü nedeni ile paylaşılan biyografisinde yıllarca görev için nereye giderse gitsin Mehmetçik köyü ve halkı için çaba sarf ettiği görülüyor. Ayrıca, Mehmetçik topraklarına Tayyareci’nin fikri ve çalışmaları sayesinde Limasol’dan getirdiği üzüm çubuklarının ekimi ve köyün üzüm bağları sayesinde de üzüm ürünleri ile tanışmasının hikayesi de oldukça ilgi çekici.

“1940 YILINDA LONDRA'DA INGİLİZ RAFVR ORDUSUNDA ASKER OLARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADI”

28’inci ölüm yıl dönümü nedeni ile Mehmetçik Belediyesi, köy için önemli olan Mehmet Hasan Tayyareci’nin biyografisini paylaştı.

Bir Mehmetçik köyü sevdalısı olan Mehmet Hasan Tayyareci, 5 Mart 1918 tarihinde Mehmetçik'te dünyaya geldi. Çocukluk yılları bu köyde geçti. İlk ve ortaokul tahsilini Galatya’da tamamladı.

Henüz on yaşındayken annesi Hatice Hanım vefat etti. Kendinden büyük, ismi Şerife olan ablasıyla birlikte nenesi Şemsi Hanım'ın yanında yaşamaya başladı.

Bir müddet sonra babası Hasan Akıl ikinci evliliğini gerçekleştirdi ve o evlilikten de Tayyareci'nin Ayşe ve Ikbal isminde iki kız kardeşi daha oldu. Tayyareci 15 yaşındayken ne yazık ki babasını da kaybetti. Bu süreçte ortaokulu bitirmiş ve para kazanmak için bir marangoz atölyesinde çalışmaya başlamıştı.

Bir miktar para biriktirdikten sonra, 1936 yılında, 18 yaşındayken Londraya giden Tayyareci, orada da bir müddet muhtelif işlerde çalıştıktan sonra Ingiliz Ordusuna kaydoldu ve dört yıl orduda eğitim gördü.

Tayyareci, 1940 yılında Londra'da Ingiliz RAFVR Ordusunda asker olarak çalışmaya başladı.

1944 yılında köyüne geldi ve çok sevdiği eşi Hanife Ali ile evliliğini gerçekleştiren Tayyareci, daha sonra tekrar Londra'daki görevine döndü. Tayyareci, Londra’da Ingiliz Ordusunda asker olarak görev ifa ederken önce Çavuşluğa, daha sonra da Kıdemli Subaylığa terfi etti.

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA SAVAŞ UÇAĞI PİLOTLUĞU YAPTI

Tayyareci İngiliz ordusundaki görevi sırasında savaş uçağı pilotluğu yapmaya başladı. Savaş uçaklarında görev yaptığı sırada birçok ülkelerin uçaktan haritasını çeken Tayyareci, bu haritalar çekerken köyü Mehmetçik’in de haritasını çekmeyi ihmal etmedi. Köyünün haritasını çok sevdiği ve değer verdiği dostu emekli öğretmen Fahri Veziroğlu'na hediye etti, o da o haritayı hatıra olarak halen muhafaza etmektedir.

Tayyareci’nin savaş uçaklarındaki görevini yaptığı sırada İkinci Dünya Savaşı çıktı. Bu savaşta Tayyareci, (kendi anlatımı ile) uçağı ile 62 kez düşman hedeflerini bombalamaya gitti. Birçok başarılar elde eden Tayyareci’ye,   bu başarılarından dolayı İngiliz Ordusu tarafından her biri çok değerli olan altı madalyaya laik görüldü.

En son aldığı Distinguish Flyıing Medal'ı bir görev uçuşu sırasında, düşmanın yerden fırlattığı bomba ile yara almasına karşın görevini yine de tamamladığı için alan Tayyareci, bu cesaretinden dolayı da çok büyük takdir topladı. Bu olay, Londra baskılı İngiliz Resmi Gazetesi'nde de yayımlandı.

KÖY KULÜBÜN MİMARİ İNŞASINDA ÇOK BÜYÜK HİZMETLERİ OLDU

1946 yılında eşini de yanına alan Tayyareci'nin ilk evladı olan Akil, 29 Ocak 1947 yılında Londra'da dünyaya geldi. 1948 yılına kadar Londra'da yaşayan Tayyareci bu tarihte Kıbrıs'a geri dönüş yaptı. Yeniden çok sevdiği köyüne yerleşen Tayyareci, Mağusa'da Ingiliz üslerinde çalışmaya başladı. Bu arada ikinci oğlu Göksen 8 Eylül 1948 yılında Mehmetçik'te doğdu.

Tayyareci’nin Mehmetçik köyünde inşasına başlanan köy kulübün mimari işlerinde de çok büyük hizmeti geçti. 1949 yılında Lefkoşa 'da olan ingiliz Üsleri’ne tayin olan Tayyareci, orada ikinci sınıf memur olarak çalışmaya başladı. Köyden Lefkoşa’ya olan mesafenin uzak olmasından dolayı Tayyareci Lefkoşa’ya taşınmak zorunda kaldı. Orada da 26 Mayıs 1950'de kızı Gülsen doğdu. Bir müddet sonra, Lefkoşa kazasına bağlı Ortaköy'e taşınan Tayyareci’nin oğlu Aydın da 3 Şubat l958 yılında bu köyde doğdu.

1960 yılında birinci sınıf memurluğa terfi eden Tayyareci, Mağusa’da İngiIiz Üslerine tayin oldu ve tekrar Mehmetçik’e yerleşti.

Tayyareci, bu süreç içerisinde de köyüne ilk modern yağ fabrikasını kurdu ve çalıştırdı. Çok çalışkan olan Tayyareci hem memurluk yapıyor hem de yağ fabrikasını bizzat kendisi çalıştırıyordu. Büyüyen çocukları ve eşi de ona yardımcı oluyordu.

“BİRÇOK TÜRK VATANDAŞINI İŞE ALDI”

30 Temmuz 1962 yılında en küçük oğlu Timur Mehmetcik`te doğduktan ay sonra Tayyareci, yine çalıştığı görevinde terfi alarak bu kez Limasol kazasına bağlı İngiliz Üsleri olan Piskobu’ya Personel Müdürü olarak tayin oldu ve Limasol'a taşınmak zorunda kaldı. Tayyareci, bu görevini yaparken, personel müdürü olduğu için işe alımları o ifa ediyordu. Müdürlük yetkisini kullanan Tayyareci, gerek Mehmetçik köyünden gerekse Limasol kazası köylerinden birçok Türk vatandaşını işe aldı.

Ülke insanına birçok hizmetleri geçen Tayyareci, 1974 yılına kadar Limasol’da ki köyünde yaşadı. Fakat köyüne olan sevgisi hep devam eden Tayyareci, orada yaşarken bile her hafta sonu ve tatillerde köyünü ziyaret etti. Tayyareci, zeytin, harup ekti, birçok tarla satın aldı. Onların da ekimini, hasatını yaptı.

ÜZÜM BAĞLARININ MEHMETÇİK TOPRAKLARINA KÖK SALMASINI SAĞLADI

Bu süreçte farkına varmıştı ki Limasol bölgesinin köylerinde bulunan bağ tarlaları kendi köyünde hiç yoktu. Hemen çare arayan Tayyareci, Mehmetçik köyüne bağ ekme fikrini köylülerle paylaştı.

Köylülerde bu fikri uygun görünce, Limasol’da bu işlerden anlayan değerli dostu emekli öğretmen  Mehmet Kani bey’e düşüncesini iletti. Kani Bey’de Tayyareci’nin fikrini yararlı buldu. Tayyareci, Kani Bey ile birlikte, Limasol kazasına bağlı Anoyra ve Evdim köyünde bağcılıkla uğraşan insanları buldu.

Bağ çubukları satın alan Tayyareci, o insanları da bir otobüsle getirerek, Mehmetçik topraklarına ilk kez bağ ekimini gerçekleştirdi. Daha sonrasında da köylüler bağ ekimini yaygınlaştırması üzerine Mehmeçik’te bağcılık üretimi başlamış oldu.

Tayyareci yine her hafta sonu köyüne geldi, çeşitli bağ çubukları getirdi ve bağlarla bağcılarla yakından ilgilendi.

“ZİVANİYA MAKİNESİ SATIN ALARAK KÖYLÜNÜN HİZMETİNE SUNDU”

Köyündeki bağların giderek çoğaldığını gören Tayyareci, köyünün bir başka ihtiyacını daha gözlemledi ve zivaniya makinesi satın alarak onu da köylünün hizmetine sundu.

Köylüler bu makine sayesinde üzüm posalarından zivaniya çıkarırken, aynı zamanda sirke de elde etmeye başladı.  

Tüm bunları yaparken de kızı Gülsen ile evli ve o da bir Mehmetçik’li olan çok sevdiği damadı Çetin Amber de ona yardımcı oldu, işleri birlikte yürüttüler.

Sonraki yıllarda, Mağusa Kaza Mahkemesi’nde Yargıçlık görevini üstlenen Çetin Amber de köye birçok hizmette bulundu. Tayyareci’nin damadı Çetin Amber de, o yıllarda Mağusa'da avukatlık mesleğini yürütürken, hiç ihmal etmeden, kayınpederi Tayyareci ile birlikte düzenli olarak köye geldi, bağda, bahçede, tarlada çalıştı, bağ bostan ekti, ekin biçti.

1974 Barış Harekatı’nda sırasında Piskobu Ingiliz Üsleri’nde çalışan Tayyareci, Güney'de olan Türklerin Kuzey'e geçişi sırasında ailesi ile birlikte Mağusa’ya yerleşti ve Dikelya İngiliz üslerinde görev aldı. Burada da çalışırken yine Mehmetçik'ten de olmak üzere birçok Türk vatandaşı onun sayesinde İngiliz üslerinde işe alındı.

Tayyareci, nerede olursa olsun, aklında olan tek şey köylülerine hizmet sunmak oldu.

MEHMETÇİK KÖYÜNE DEFNEDİLDİ

Mehmet Hasan Tayyareci, 1980 yılında sevgili eşi Hanife Tayyareci’yi kaybetti.

1982 yılında ikinci evliliğini yapan Tayyareci, eşi Halide Tayyareci ile hayatını birleştirdi ama ne yazık ki o evliliğinden üç ay gibi kısa bir zaman sonra  64 yaşındayken geçirdiği ani rahatsızlık sonucu, hayata gözlerini yumdu.

Ardında güzel bir isim ve her biri yüksek tahsil yapmış, çok iyi mevkilere gelmiş beş evlat ve torunlar bırakan Tayyareci,  çok sevdiği Mehmetcik köyüne ve yine bu köyde defnedilmiş olan, eşi Hanife Tayyareci'nin yanında toprağa verildi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.