Kumsal Katliamı tanığı GAÜ’de yaşananları anlattı…

Girne Postası – Burcu Ece Yılmaz

Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) İletişim Fakültesi, GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi ve GAÜ Eğitim Fakültesi, ortak iş birliğinde “Belgesellerle Milli Mücadele” etkinliği düzenlendi.

GAÜ’de düzenlenen etkinliğin açılış konuşmalarını GAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Neriman Saygılı, Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Rektör Danışmanı Prof. Dr. Umay Türkeş Günay, GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Keser gerçekleştirdi.

SAYGILI: “TARİHİMİZDEN DERSLER ÇIKARIP, GELECEĞİMİZİ SAĞLAM TEMELLER ÜZERİNE KURMALIYIZ”

GAÜ İletişim Fakültesi Dekanı Saygılı açılış konuşmasında, Kıbrıs Türklerin hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmediğine dikkat çekti. Tüm dünyanın Noeli kutladığı saatlerde, Kıbrıslı Türklerin EOKA’cılar tarafından katledildiğini kaydeden Saygılı şöyle konuştu:

“Hepimizin tarih sayfalarından bildiği üzere 21 – 25 Aralık tarihleri Kıbrıs Türkleri için Kanlı Noel olarak adlandırılan acı dolu tarihleri anlatmaktadır. Başta Rumlar olmak üzere tüm dünyanın Noel’i kutlamaya başladığı saatlerde Kıbrıs Türkleri EOKA’cılar tarafından katliamlara maruz kalmıştı. Yıllarca her türlü yokluk içinde varlıklarını sürdürmeye çalışan Kıbrıs Türkleri Rumların tüm baskılarına rağmen mücadelesinden vazgeçmemiştir. Evlerinden, topraklarından, köylerinden sürgün edildiler ancak hiç yılmadılar… Kıbrıs Türklerini geçmişten günümüze taşıyan mücadeleden dersler çıkarmalıyız. Geçmişinde yaşananları yok sayanlar, yok olmaya mahkumdurlar. Kumsal Katliamı’nda katledilenlerin hiçbir günahı yoktu. Onların yakarışlarını duymadılar. Tarihimizden dersler çıkarıp, geleceğimizi sağlam temeller üzerine kurmalıyız. Kendi insanımızın ve devletimizin kıymetini bilip, dört elle sarılalım. Tüm şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum…”

GÜNAY: “TÜRK COĞRAFYALARINDA TARİH BOYUNCA KIBRIS’TA YAŞANAN ZULÜMLERİN HEPSİ YAŞANDI”

GAÜ Rektör Danışmanı Prof. Dr. Umay Türkeş Günay gerçekleştirdiği konuşmada, tarih boyunca bütün Türk coğrafyalarında Kıbrıs’ta yaşanan zulümlerin hepsinin yaşandığına dikkat çekti. Türkiye’nin orta doğuda hala şehit vermeye devam ettiğini belirten Türkeş, Avrupa ve ABD’nin, artık kendi ordularıyla savaşmak yerine, gelişmekte olan veya fakir ülkelerin gençlerinden terör örgütleri kurarak, savaştırmaya devam ettiklerini vurguladı.

“Onların kafalarında biz öldürülebilen milletlerdeniz” diyen Türkeş, “Gençlerden, bu çağın gerçeği olan bilginin sahibi olmak, keşif yaparak, dünyayı yönetenler arasında girmek gibi kutsal göreviniz olduğuna inanıyorum. Bu milleti zenginleştirmek, millete hizmet etmek sizin görevinizdir” dedi. Türkeş, şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek sözlerini noktaladı.

GAÜ Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Keser ise yaptığı konuşmada, milli mücadele döneminde Kıbrıslı Türk erkeklerin cephede, Kıbrıslı Türk kadınların ise her yerde savaştığına dikkat çekti.

Kıbrıslı Türklerin işkencelere maruz kalıp, esir kamplarında tutulduğunu anımsatan Keser, “Özellikle 63-74 süresinde, utanç barikatlarında, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin hiçbir maddesine uymayacak rezillikler ile karşı karşıya kaldık. Ama ‘bu adada biz de varız’ dedik. Annem 1958 yılında 17 yaşındayken idama mahkum edilmişti… Bazılarına masal gibi gelir, ama biz yaşadık. Yaşadığımız için özgürlüğün ne demek olduğu iyi biliyoruz. Türkiye’nin soydaşlarımıza verdiği desteği de iyi biliyoruz. Bu toprakları bizler için vatan yapan şehitlerimizi saygıyla her zaman anıyoruz” ifadelerini kullandı.

KUMSAL KATLİAMI TANIĞI KUDRET ANLAR GÖZ YAŞLARINI TUTAMADI…

Açılış konuşmalarının ardından, Kumsal Katliamı’nın görgü tanığı Kudret Anlar, yaşananları anlattı. Konuşmasına başlamadan önce göz yaşlarına hakim olamayan Anlar, acı dolu günleri şöyle aktardı:

“22 Aralık 1963 tarihinde babamı aradılar… Babam polisti… Babamı arkadaşlarıyla birlikte esir aldılar. Babam bir plan yaptı. O planla kaçarak 22 Aralık tarihinde eve geldi. Bize Rumların saldırıya geçeceğini ve dikkatli olmamız gerektiğini söyledi. 23 Aralık’ta baskın oldu… Kumsal mevkiinde binbaşı İlhan Bey ve Erdoğan Rıfat’ın evine girerek başladılar… Bizim evimiz bir sokak evvelinde bulunuyordu. Karşımızda boş bir tarla vardı. Rumları karşıdan görebiliyorduk. İnsanları tamamen esir alarak, Binbaşı İlhan Beyin eşinin olduğu eve koydular… Binbaşı ‘İlhan Bey’in evine çıkın, yoksa sizi öldüreceğiz’ diye bağırıyorlardı. Rumlar içeriye silahlarla tarayarak girdiler. İnsanları öldürdüler… Annem, ablam ve ben bohçamızı  hazırlayıp gitmeyi düşündük. Ancak Un Fabrikası’ndan bizi dürbünle gözetleyen askerlerin bize doğru geldiğini gördük. Evin bahçesinde bulunan çitlerin olduğu yerde, çitleri çiçeklerden ayıran bezlerin içine sarılarak saklandık. Evin camlarını, kapılarını ardına kadar açık bıraktık. Kaçtığımızı zannetsinler istedik. Evimize geldiklerinde ateş etmediler çünkü kapı ve pencereler ardına kadar açıktı… Kendimizi böyle koruyabildik. Ardından Türk askerini ilerlerken gördük. O korkuyla EOKA’cılar kaçıp gittiler. Yaşananların ardından bohçalarımızı toplayıp Lefkoşa’ya göç ettik. Semtimizdeki insanların çoğu öldürülmüştü.

Görgü tanığı Kudret Anlar’ın yaşananları anlatmasının ardından milli mücadele konulu belgeselin izlenmesiyle etkinlik sona erdi.