EĞİTİM
okuma süresi: 6 dak.

Salih Sarpten: Başarısız olan sadece öğrenciler değil, sistemin kendisidir

Salih Sarpten: Başarısız olan sadece öğrenciler değil, sistemin kendisidir

Eğitim bilimci, KEAB Başkanı Salih Sarpten, okullarda bin 639 öğrenci için ek bütünlemeye ihtiyaç duyulmasının eğitimde işlerin iyi gitmediğinin ispatı olduğunu belirterek, “Başarısız olan sadece öğrenciler değil, sistemin kendisidir” ifadelerini kullandı.

Yayın Tarihi: 16/09/22 10:59
Güncelleme Tarihi: 16/09/22 13:39
okuma süresi: 6 dak.
Salih Sarpten: Başarısız olan sadece öğrenciler değil, sistemin kendisidir

Hükümetin öğrenciler için aldığı ek bütünleme kararı sonrası, bin 639 öğrenci, ek bütünleme sınavına girdi. Sınav sonuçlarına göre bin 550 civarı öğrenci, ek bütünleme sınavını geçemedi.

Eğitim bilimci, Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, öğrencilerin yaşadığı mağduriyet ve sıkıntının temelinde yatan sorunlarla ilgili Kıbrıs Postası’na değerlendirmelerde bulundu.

“EK BÜTÜNLEMEYE İHTİYAÇ DUYULMASI EĞİTİMDE İŞLERİN İYİ GİTMEDİĞİNİN İSPATIDIR”

Odaklanılması gereken konunun, bin 639 öğrencinin başarısız olması ve bir üst sınıfa geçmesi için ‘ek bütünleme’ sınavına ihtiyaç duyulması olduğunu ifade eden Sarpten, “Bu olgu, eğitimde işlerin iyi gitmediğinin ispatıdır” dedi.

Sarpten, pandemi nedeniyle ciddi eğitim kayıpları yaşandığını ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu kayıpları görmezden geldiğini vurguladı.

Davranış bozukluğu yaşayan öğrencilere yönelik destek programı ve kayıpları giderecek anlamlı bir planlamanın ortaya koyulmadığını dile getiren Sarpten, konuyla ilgili açıklamasını şu şekilde sürdürdü:

“Bütün bunların üzerine öğrencilerin pedagojik gelişimleri değil de siyasi kaygılarla alınan kararlar gelince geçtiğimiz öğretim yılından itibaren okullar dökülmeye, öğretmen eksikliği, materyal eksikliği ve en önemlisi öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik uygulama eksiklikleri katmerlenerek artı. Hal böyle olunca da başarısızlık kaçınılmaz oldu.”

“ÖĞRENCİLERİN BAŞARISIZ SONUÇLAR ALMASININ ARDINDAN SINIFLAR DOLUP TAŞTI”

Sarpten, öğrencilerin başarısız sonuçlar almasının ardından sınıfların dolup taştığını, bu noktada da akla gelen ilk çarenin ‘ek bütünleme’ olduğunu belirtti.

Pedagoji düşülmediği için öğrencilerin bilgilerini arttıracak adımlar atılmadığını ifade eden Sarpten, “Öğrencilerin, becerilerini geliştirecek ve kazanımlarını yükseltecek herhangi bir programdan geçmeden girecekleri ek bir sınavdan başarılı olmalarını beklemek hayalcilikti, öyle de oldu” dedi.

Sarpten, öğrencilerin ‘bulundukları düzeylerdeki bilgi, beceri ve kazanımlara sahip olamamalarının yanında eğitim bilimi ilkelerinin dikkate almaması, eğitimin gerçek ihtiyaçlarına odaklanılmadan, siyasi kaygılarla kararlar üretme gibi pedagojiden uzak eğitim anlayışından’ dolayı ek bütünleme sınavında başarısız sonuçlar ortaya çıktığını ifade etti.

“BAŞARISIZ OLAN SADECE ÖĞRENCİLER DEĞİL, SİSTEMİN KENDİSİDİR”

Bir öğrencinin, sınavdan aldığı notun sadece o öğrenciye ait olmadığını vurgulayan Sarpten, “O not, anne-babaya, öğretmene, okul yöneticisine, bakanlık çalışanına, daire müdürüne, müsteşarına, bakana da aittir. Kısacası başarısız olan sadece öğrenciler değil, sistemin kendisidir” diye konuştu.

Sarpten, öğrencilerin ortaokul sınavlarında başarısız olmasının sebebinin ilkokullara gördüğü eğitim olmadığını belirterek, “Hatta iddia edebilirim ki bizim ilkokul kadememizde uyguladığımız öğretim programları birçok çağdaş eğitim sistemlerinden bile daha yüksek düzeydir” açıklamasında bulundu.

Ülkede eğitim anlayışının 19’uncu yüzyılda kaldığını ifade eden Sarpten, “Biz, hala eğitimi kağıt üzerinde uyguluyor, kağıt üzerinde ölçüyoruz” dedi.

“TEK ODAKLANILAN NOKTA ÖĞRENCİNİN SINAVDAN ALDIĞI PUAN...”

Sarpten, tek odaklanılan noktanın ‘öğrencinin sınavdan aldığı puan’ olduğunu vurgulayarak, “Öğrenci de, öğretmen de, anne-baba da, sistemin bütünü de öğrencinin kağıt üzerindeki puanını önemsiyor, o puana göre karar veriyor” açıklamasında bulundu.

Öğrencinin bir üst sınıfa geçmesinde de, koleje gitmesinde de, başarılı öğrenci sayılmasında da tek kriterin kağıt üzerindeki puan olduğuna dikkatleri çeken Sarpten, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Öğrencinin liderliği, arkadaşlarıyla olan etkileşimi, iletişim becerileri, tutum ve değerleri, erdemli olup-olmaması, sanatsal veya sportif yetenekleri dikkate alınmıyor, görmezden geliniyor. Hal böyle olunca da başarısızlığın ilk adımı atılmış oluyor. Yapmamız gereken ilk ve en önemli şey, başarı kriterimizi gözden geçirmektir.”

“EĞİTİM SİSTEMİMİZDEKİ EN ÖNEMLİ SORUN, MEVCUT EĞİTİM ANLAYIŞIDIR”

Sarpten, eğitim sistemimizdeki en önemli sorunun, ‘mevcut eğitim anlayışının kendisi’ olduğunu belirtti.

Ülkede eğitim sorunu olarak tartışılan konuların, ‘öğretmen eksikliği, geçici öğretmenlik, okul yöneticisi eksikliği, taşımacılık, okulların yetersiz altyapısı’ olduğunu ifade eden Sarpten, “Bunlar eğitim değil” açıklamasında bulundu.

Sarpten, öğrencilerimizin sahip olduğu becerilerin aynı yaş grubundaki diğer ülke çocuklarının becerilerinden çok daha geride olduğunu kimsenin görmediğini, bunu bir eğitim sorunu olarak algılamadığını vurgulayarak, “Oysa odaklanmamız gereken en önemli unsur budur” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.