Gibetsu ve Tiyatro Su'dan 27 Mart 2015 Dünya Tiyatrolar Günü bildirisi

Varın yakın ateşinizi fare gibi deliğe tıkılmam ben.

Sizin ahmak olduğunuzu söylemişlerdi. Bunların güzel sözlerine, merhametlerine güvenilmez demişlerdi.

Yaşamak nedir sizce? Donup taş kesilmek mi sadece? Ne kuru ekmek bulunca gam yerim, ne de duru su içmek derttir benim için. (Bernard Shaw – Jan Dark)

1999 yılından 2015 yılına kadar gelen bu süreç içerisinde gerçek bir takım olarak hareket eden tiyatromuz 16 yıl boyunca Beşparmak Dağları'nın kuzeyinde ve her 27 Mart'ta kendi sahnesi olmadığı dönemlerde de, çok zor koşullarda çalışmalarını provalarını yürüterek oyun sahneleme yürekliliğini ve becerisini gösterdi. Bundan sonraki yaşam sürecimizde de hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Tiyatro Takımımız inadına Perde, inadına İnsan, inadına Tiyatro demeye devam edecektir.

Her 27 Mart'ta nerdeyse Dünyadaki bütün tiyatrolar perdelerini izleyicilerine ücretsiz olarak açıyorlar. Bizler de her 27 Mart'ta yeni bir oyunla perdelerimizi ücretsiz olarak açıyoruz.

Demokrasi despotluğa dönüşür. Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır. Bilginin elde edilmesi, bizi iyiye ulaştıracaktır. Çünkü mutluluk bilgi ile kazanılır. [Platon (Eflatun)]

Şunu belirtmekte yarar var ki tarihte 1999 yılına gelene kadar Beşparmak Dağlarının kuzeyinde, kalan tüm bölgede, ödenekli veya amatör olarak sürekli tiyatro üreten yerleşik bir tiyatro olmamıştır. Zaman zaman, bölgede bulunan Dernek, Okul veya Kulüplerin bir defaya mahsus sahneye koydukları oyunlar ve zaman zaman Türkiye Cumhuriyeti Darülbedayi'nin getirdiği oyunlar dışında Tiyatro bir varlık gösterememiştir.

Ancak 1999 yılından sonraki süreçte bölgede 2 tane yerleşik tiyatro kuruldu, tiyatro festivalleri düzenlemeye, tiyatro salonları düşünülmeye ve yapılmaya başlandı. Bu yaklaşım ülkemiz için çok önemli bir yaklaşımdır.

Biz kadınlar savaşın ilk günlerinde, haddimizi bildik, her yaptığınıza boyun eğdik. Ağız açtırmadınız, bizse sustuk. Ama yaptıklarınızı beğeniyor muyduk? HAYIR. İçimiz kan ağlarken, yine de gülümseyerek sorardık "Bu günkü halk toplantısında, barış üstüne ne karara vardınız? Kocamız: Sana ne, sen karışma! der bizde susardık. Kocamız bize yukarıdan bakarak; "Sen elinin hamuruyla erkeklerin işlerine karışma. Cenk işi, erkek işi" derdi.

Bir gün biz kadınlar toplandık ve ülkeyi kurtarmaya karar verdik. Daha bekleyebilir miydik? Hayır. Söz bizim artık. (Lisistrata/Aristofanes)

Biz sanatta ve hatta Tiyatro sanatında çoğunlukla sadece eleştiririz. Sanat elbette eleştirir ve eleştirmelidir. Ancak tiyatro sanatı için bölgemizde yapılanları ve yapılmaya çalışanları da göz ardı edemeyiz. Çünkü sanat doğru sözlüdür ve yanlışları, hatalıları, çirkinlikleri ortaya koyarken, iyiyi güzeli ve doğruyu da ortaya koymalıdır.

Amacımız tiyatronun insanları bir araya getirici gücünü kutlamak, seyirci ile daha iyi bir iletişim kurmak ve insanlar arasındaki anlayış ve barışı artırmaktır. Bu nedenle önce tiyatroda kendimizi eleştirmeliyiz.

Verdiğim parçayı, ne olur, dediğim gibi, rahat, özentisiz söyle. Çünkü birçok oyuncular gibi söz parlatmaya kalkacaksan, mısralarımı şehrin tellalına okuturum daha iyi. Elini kolunu da havalara savurma öyle; ölçüsünde, tadında bırak her şeyi. Duyduğun coşkunluk bir sel, bir fırtına, bir kasırga gibi de olsa, onu dindirecek bir hava bulmalı, buldurmalısın. Doğrusu, yürekler acısı geliyor bana gürbüz bir delikanlının, takma saçlar sakallar içinde, bir acıyı yüreğini paralarca, didik didik ederce bağırıp halkın kulaklarını yırtması; o halk ki çoğu kez anlaşılmaz, dilsiz oyunları, gürültü gümbürtüyü sever. Bir oyuncu Termagant'ın kendisinden daha yaygaracı, Nemrut'tan daha nemrut oldu mu, hak ettiği şey kırbaçtır bence. Bu hallere düşme, rica ederim. (Shakespare Oyuncular Tiradı)

27 Mart Dünya Tiyatro Günü Kutlu Olsun.

GİBETSU Tiyatro Su

Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu Çatalköy Belediye Tiyatro-su