Haraç çeteleri araştırılıyor mu?

Çalışma Dairesi müfettişlerinden biri dert yanıyor;

"Nerede denetleme yapmaya gitsek, gizli bir güç bizi engelliyor" diye!

Yani, demek istediği artık daire müfettişleri devre dışı ve bu işler başkalarının kontrolüne geçti...

Onlar birçok olayda ihbar edilen görev yerine gidiyorlar, ama telefon trafiği işliyor ve ilgili iş yerinin hemen terk edilmesi isteniyor.

Gelen telefonların ortak noktası işe şu;

"Sen o işe karışma biz hallettik..."

Bunlar ilk ağızdan alınan çok ciddi iddialardır...

Çiçeği burnunda Çalışma Bakanı Şerife hanımın bundan haberi var mı bilmiyoruz ama, çok kısa sürede duruma hakim olunmazsa, müfettişlerin yaptırım güçleri geri iade edilmezse, haraç çeteleri iddialarının gerçek olduğu ve bu işin artık çığırından çıktığının da resmi belgesidir bu!

...

THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu'nun, KKHY'nın tıkanma noktasına geldiğini açıklaması, bu yönde yazdıklarımızın tümünü de haklı çıkardı.

Ve bakan Ersan Saner, birlikte televizyon ekranına çıkıp bizim yazdıklarımızı yalanladığı iş adamlarını ansızın satarak, "Topçu'nun sözlerinin hükümete değil iş adamlarına yönelik olduğunu" söyledi!

Yani KKHY konusunda hükümet sözde mükemmel çalışıyor ama sorun iş adamlarında!

Gördün mü Günay Bey, doğru yazdıklarımızı yalanlamak için iş birliği yaptığınız hükümet üyeleri köşeye sıkışınca nasıl da sizi ortada bırakıp arkalarını dönüyorlar...

Sizin asıl hedefiniz, görevi sadece kamuoyunu aydınlatmak olan basın mensuplarıyla değil, beceriksiz ve basiretsiz hükümet üyeleriyle olmalı, onların yanlış icraatlarına arka çıkacağınıza, aksini yaparak deşifre etmek suretiyle, halkın doğru bilgilendirilmesini sağlamak olmalıdır.

Ayrıca, hangi hissedarların, hangi başka havayolu şirketleriyle ortaklaşa çalıştıklarını ve onun için yeni şirketin kurulmaması için bastırdıklarını, biraz cesaretiniz varsa açıklarsınız.

...

Ve özel dershanelerde çalışan devlet öğretmenleri sorunu;

Son günlerde en fazla ihbar bu konuda geliyor.

Eski bakan Çavuşoğlu'nun bu sorunu bitirmek için satırı tam havaya kaldırmışken, yapılan bakan değişikliğiyle bu olay da başka bir boyut kazandı.

Bu konuda genel kanı, yeni atanan bakanın bu olayları ört bas edeceği yönünde!

Bu nedenler artık denetmenler bile korkarak çalışmaya başladı ve ne yapacaklarını bilemez durumdalar.

Bakanlıkta özel ders veren yüzlerce kişilik bir liste var ancak bunlardan sadece iki tanesi için soruşturma başlatıldı ve onlar da nedense sonuçlandırılamıyor!

Biraz daha gecikilirse, savcılık makamı da zan altına girecek ve hukuka olan saygı ve güvenimiz de erozyona uğrayacak!

Okur Görüşü:
'Anayasa'yı hiçe sayıyorlar!'

'UBP Lefkoşa İlçe Başkanı, Sn. Sucuoğlu'nun, haklarında soruşturma açılan 2 öğretmen için verdiği beyanatı okurken, devletin en altından, en üstüne hatta hükümet edenlerin her birinin, kişisel çıkarları için mevcut ANAYASA'yı hiçe sayarak yaptıkları açıklamaları doğrusu şaşkınlıkla karşılıyorum.

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kamu Görevlileri Yasası üçüncü bölüm,41. maddesi ne göre; Kamu görevlileri, tüm zamanlarını kamu hizmetlerinin yürütülmesine ve görevlerinin yerine getirilmesine ayırmakla yükümlü olup, çalışma saatleri içinde veya dışında ücretli veya ücretsiz bir iş tutamazlar ve serbest meslek yapamazlar.

Anayasada böyle bir yasak varken yüzlerce ders veren devlet öğretmenini tespit edemeyecek ve yargılayamayacak bir sistemsizliğin olduğunu mu savunuyorsunuz?
Yoksa " ya hep ya hiç" mentalitesi ile bu iki öğretmeni de mi yargılamasınlar.

Üzülmeyin, Sucuoğlu nedense Kamu Hizmeti Komisyonu bu konu ile ilgili bir türlü nisap sağlayamadığı için, bu dava sürekli erteleniyor. Pek yakın bir zamanda da yeni eğitim bakanı Kemal Dürüst Bey bu olayı hasıraltı edecek

Bu arada söz konusu iki öğretmen de zannettiğiniz kadar masum değildir.

Sınıfındaki, okulundaki öğrenciyi kendi etüt merkezine çekmek için ,

Öğrenci ayrımcılığından tutun da,

Devlet çalışanı olmayan batmış etüt sahiplerinin önüne adam atıp tehdit ettirecek kadar da cesurdurlar.

Unutmayınız ki sadece devlet memurlarının var olduğu bir ülkenin partisinde görevli değilsiniz. Bu ülkede biçare durumda, batmış balık gibi yalpalanan özel sektör de var. Bu ülkede devlete kapak atamayan ve devleti çökertmeye çalışmayan, aç öğretmenler de var.

Elinizi vicdanınıza koyun artık...'
(Bir öğretmen)

Okur Şikayeti
'Dershane terörü!'

'Çocuğumu okula kayıt ederken okul idaresine kendimin ve eşimin telefon numaralarını verdim ve de olası bir durumda bizlere ulaşılmazsa büyükbaba ve dedenin telefonlarını da verdim.

Okul idaresine verdiğim telefon numarası her nasıl oldu ise bir dershanenin eline geçmiş. Cuma günü bu telefonlara sürekli mesaj atılıp pazar günü olacak olan sınava davet edildik. Bu da yetmezmiş gibi büyükbabanın telefonunu arayarak bize ulaşmaya çalıştılar ve de bir şekilde bize ulaştılar.

Şimdi soruyorum size benim çocuğumun hangi okula gittiğini, kaçıncı sınıf olduğunu, eşimin adını, benim adımı ve bu telefon numaralarını bu dershane nasıl elde etti?

Muhtemelen okul idaresi bu bilgileri verdi. Ben okul idaresine verilen bu bilgileri başka birisine verilsin dağıtılsın diye mi okula verdik biz.

Bu konuda beni savunan yasalar da vardır mutlaka. Okul idaresine gazetecilerle ben mi gideyim yoksa siz gerekeni yapar mısınız?..'
(Bir veli)

Baba-oğul

Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra bıyıkları yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış..
"Sakın beni durdurmaya kalkmayın.. Ben heyecan istiyorum, Aşk istiyorum.. Coşku istiyorum.. Bol para, güzel kızlar istiyorum.. Bu evde bunların hiçbiri mümkün değil.."
Sonra kapıya doğru yürümüş..
"Dur" diye bağırmış, babası arkasından..
"Size söylemiştim, beni durdurmaya teşebbüs etmeyin diye geriye bağırmış delikanlı.."
"Dur" diye yeniden bağırmış babası, oğlu bahçe kapısından çıkarken..
"Dur... Beni bekle.."