Hükümet güvenoyu alır mı?

Yayın Tarihi: 27/05/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Oldukça gergin bir haftanın ardından son derece negatif bir haftaya başladık. Ölüm adeta ülkemizde kol geziyor. İkisi intihar üç genç kardeşimiz hayatını kaybetti. Aslında bugüne intihar konusuyla ilgili bir yazı kaleme alacaktım ancak bunu yarına bırakacağım. Malum geçtiğimiz hafta yurt dışındaydım ve mümkün mertebe yazı göndermeye gayret ettim. Açıkçası kabinenin kuruluşunu ve genel anlamda perde gerisini de biliyorum.

Hafta sonu yaşanan trajik üç ölüm olayının ardından bugüne kendi kendime sordum. Hükümetin kuruluş şekli, sancıları, protokolü ve Türkiye'den gelecek para mı önemli yoksa hafta sonu yaşanan trajik ölümler mi? Elbette ki hepsi de çok önemli sıkıntılar.

Ancak bir hafta aranın ardından yeni hükümetin durumuna bir bakalım istedim.

Zorlamayla kurulmuş bir hükümet algısı

Yaklaşık bir aydır bu hükümetin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu ve bunun dışında ne UBP'nin ne de HP'nin başka bir seçeneğinin olmadığını yazıp durdum. Dediğim gibi de oldu. Hükümet geçtiğimiz hafta oldukça sıkıntılı bir şekilde kuruldu. Halkın Partisi'nden kapı gibi 20 ret var, yakında istifaların da olacağını duyuyoruz. UBP'de bir sıkıntı olmadı parti meclisinde. Olmamasının en önemli nedeni de UBP Genel Başkanı Tatar'ın 20 vekilden yaklaşık on beşine bakanlık taahhüdü verdiği ya da bu algıyı yaratmasından kaynaklanıyor.

UBP her zaman hükümet olmayı sevmiştir.

Tabii bugün hükümet programı sunulacak meclise yanılmıyorsam Cuma günü de güvenoyu alacak.

Alacak mı diye sormuyor değilim ben de birçok vekile. Aldığım cevap aynı.

Güvenoyu alır ama hep nisap sorunu olur

Evet işte bu ara başlıkta yazdığım gibi bir dönem yaşayacağız. Hükümet büyük ihtimal sıkıntılı bir şekilde olsa dahi güvenoyu alacak. UBP içerisinde üç vekil kırgın ya da öfkeli, Halkın Partisi'nden de bir vekil sıkıntılı.

İşte bu dört vekilin öfkesi tepkisi ne kadar uzun sürer bilemeyiz ama olur da Cuma günü gelip yeni hükümete ya da bir diğer deyişle kendi partilerine güvenoyu vermezlerse ihraç edilmeyle karşı karşıya kalabilirler.

Çünkü bu ciddi bir disiplin suçu bildiğiniz gibi. Öte yandan güvenoyu vermeyen milletvekili içinde onur kırıcı bir durum. Çünkü bakanlık alamadıkları için bu tepkiyi göstermişler algısıyla yüzleşecekler.

Ancak genel algı UBP-HP koalisyonunun Cuma günü güvenoyu alsa dahi toplanma noktasında hep nisap sorunu yaşayacağı yönünde.

İcraat hükümeti olabilmek için nisap şart

Daha bunu çok yazıp çizeceğiz ancak en başından yazmakta fayda görüyorum; şu an kurulan hükümet Mali Protokol çerçevesinde ciddi projelere imza koymak durumunda kalacak. Bu projeler hükümetin kendi içinde zaman zaman ciddi sorunlara yol açacak diye düşünüyorum. Dahası bol bol sendikal eylemlerle karşı karşıya geleceğiz.

İşte birçok sorunun bütünlük içinde aşılabilmesi için hükümetin kesinlikle meclis toplantılarında herhangi bir nisap sorunu yaşamaması gerekiyor.

Gelin görün ki UBP önümüzdeki süreçte nerden bakarsanız bakın dört vekilin protestosuyla karşı karşıya gelecek. En iyi ihtimalle üç vekil diyelim. Kısa bir süreliğine de bir vekilin protestosunu HP kendi içinde yaşayabilir.

Sonuçta hükümetin toplam milletvekili sayısı 30 ve UBP'den üç ya da dört vekili çıkardığımızda, HP'den de bir vekil çıkardığımızda bu sayı otomatik olarak 30'dan 25'e düşüyor ya da en iyi ihtimalle 26-27 oluyor ve bu rakamlar Hükümet için çok ciddi kriz demektir.

Dediğim gibi bunları daha çok yazıp çizeceğiz ama hükümetin güvenoyu haftasında tarihe bir not düşmek adına bu yazıyı kaleme almak istedim.

Mali protokol hızla imzalanmalı

Bizim memleketin alengirli işleri bitmez. Biliyorum kabinedir, parti içi kavgalardır, bu ve buna benzer konuları yazdığımda çok okunuyor ancak gerçeğe yani parasızlığımıza da geri dönmemiz gerekiyor. İnanılmaz kötü ekonomik sorunlarla karşı karşıyayız. Bir an evvel Türkiye ile ilişkileri düzeltip sıcak para akışının başlaması gerekiyor.

Öyle tahmin ediyorum ki hızlı para akışı bir an önce başlayacak zira şu an hükümet tek kelimeyle Türkiye'nin istekleri ve beklentileri üzerine kurulmuş bir hükümettir. Bunu da çekinmeden söylemek lazım. Bu durumu kötü nitelendirenler olabilir, demokrasi açısından benim de tasvip etmediğimi söylemem gerekiyor ama bir yandan da ekonomik problemlerimizi ve Türkiye'nin finansal desteğine ve yardımına ivedi bir şekilde ihtiyacımız olduğu gerçeğini unutmamak lazım.

Siz bakmayın Kıbrıs milliyetçiliği yapıp Ankara'ya sövenlere, onların birçoğunun banka hesapları kabarık, karınları da fazlasıyla toktur. O nedenle alabildiğine KKTC ve Türkiye ilişkilerini eleştirirler ama gerçekler de vardır masanın üstünde, o da KKTC'nin Ankara ile küsmek ya da mesafe koymak gibi bir lüksünün olmadığıdır.

Turizm, sağlık ve eğitim alanlarında kalkınmanın ve refahın kapısı Ankara'dadır.

Sonuç olarak oldukça hareketli ve zor bir yıl olacağını, çok tartışmalı geçeceğini daha şimdiden söyleyebiliriz.

Yakında tatile girecek olan Meclis sayesinde Hükümet bir süre rahat hareket edebilecek…

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Ben sensizde yaşarım ama seninle bir başka yaşarım

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları