Kıbrıslı Rum gazeteciler çözümden umutlu: "Bu kez olabilir"

Haber: Ulaş Barış - Kıbrıs Postası

Kuzeyde 'Rum basınından çıkan haberlerle' ile ilgili tartışmalar sürerken, Kıbrıs Postası'na açıklamalar yapan Rum gazeteciler çözüm sürecini değerlendirdi.

Genel intiba olarak süreçten umutlu olduklarını belirten gazeteciler, Kıbrıs Rum toplumunda özellikle Mustafa Akıncı'nın seçilmesiyle birlikte pozitif bir hava estiğinin altını çizerken, kamuoyunun en çok endişe ettiği konuların garantiler ve güvenlik olduğunu belirttiler

Liderlerin ortak hareket etmesinin, halk içine beraberce inmelerinin önemine vurgu yapan gazeteciler, iki liderin verdiği 'biz iki arkadaşız, siz de arkadaş olabilirsiniz' mesajının hayati önem taşıdığını belirterek, gelinen noktada Kıbrıs Rum toplumu arasında büyük çoğunluğun müzakerelerden bir sonuç çıkabileceğine inandığını gözlemlediklerini söylediler

İki liderin birlikte hareket eder bir görüntü çizmesinin yanı sıra ve yapılan açıklamalardaki 'ortak hedef' argümanının sık sık kullanılmasının Rum toplumundaki çözüm atmosferini pozitif şekilde etkilediğini ifade eden gazeteciler yine de bu atmosferin getirilecek olan herhangi bir çözüme 'evet' denilmesi anlamına gelemeyeceği belirttiler

Thanasis Atansiou: "Liderler biz dostuz, siz de olun mesajı veriyor. Bu çok önemli"

Kıbırıs Postası Gazetesi'ne açıklamalarda bulunan Sigma Live internet sitesi gazetecilerinden Thanasis Atansiou müzakerelerin çok kritik bir noktada olduğunu belirterek çözüm için olumlu sinyaller verildiğini söyledi.

Atansiou "Müzakerelerde çok kritik bir noktada olduğumuz aşikâr. Kıbrıslı Türklerin ve Rumların 1963-74 arası dönemin travmaları ile yüzleşmeye başlamaları sürecin bu kez olumlu sonuçlanacağına ilişkin sinyaller olabilir. Halbuki daha evvel toplumların birbirlerine neler yaptıkları yeterince anlatılmıyor, hikayeler gizleniyordu. Bence daha da önemlisi iki liderin bu yolda verdiği mesajdır. Liderler 'biz ikimiz birbirimizle dostuz, siz de olabilirsiniz' diyor. Bu çok önemlidir" diye konuştu.

Sürecin olumlu bir atmosfere bürünmesinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın gerek Türkiye gerekse de Kıbrıslı Rum toplumunu rahatsız edici davranışlardan kaçındığını da belirten Atansiou " Gördüğüm kadarıyla Akıncı çok iyi bir diplomat. Şu ana kadar Türkiye'nin hiç tepkisini çekmeden Kıbrıslı Rumlar ile arasında güzel bir atmosfer oluşturdu" dedi.

Ancak Atansiou olumlu atmosfere rağmen Kıbrıslı Rumların her plana evet demesinin beklenmeyeceği uyarısını da yaparak, halkın Türkiye'ye güvenmesi için iyi niyet adımları görmek istediğini sözlerine ekledi.

Atansiou "Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türk liderler hakkındaki şüphelerinin sebebi Türkiye'nin kuzeydeki varlığı ve onun etkilerinin Kıbrıs meselesinde oynadığı muazzam roldür. Kıbrıslı Rumlar, uluslararası olarak kabul gören 'işgalin' sonlandırılması için Türkiye'den iyi niyet adımları beklemektedirler" diye endişelerini, belirtti.

Adanın her iki tarafında yapılmakta olan çözüm karşıtı propagandaya da değinen Atansiou "Ama her şeye rağmen müzakerelerde benim gözlediğim iyi bir momentum var. Her iki toplumun genelinin iyi eğitimli insanlardan oluştuğunu ve kara propagandanın etki edemeyeceğini düşünüyorum" diye konuştu.

Thanasis Atansiou Kıbrıslı Türklerin bazı şeylerin farkına vardığını da düşündüğünü belirterek, her iki toplumun da adada yaşanan bölünmeye 'artık yeter' deme noktasına olduğunun altını da çizdi..

Atansiou sözlerine şöyle devam etti: "bence Kıbrıslı Türkler, Türkiye'nin boyunduruğunda yaşadıklarının artık fakına varmışlar ve bu durumdan kurtulmanın en iyi yolunun adanın 'ana vatansız-garantörsüz' olarak yeniden birleştirilmesi olduğunu anlamışlardır. Kıbrıslı Rumlar hem de Kıbrıslı Türkler bölünmeden bıkmış ve bu duruma 'yeter artık' demektedirler. İşte bu yeniden birleşme için en önemli sinyaldir diye düşünüyorum ancak daha gidilecek çok yolumuz vardır.

Stella Michael: "Geçmişte dostça yaşayan toplumlar yeniden dostça yaşamanın yolunu bulacaklardır

PIK Televizyonunda gazeteci olarak çalışan Stella Michael ise süreçten çok umutlu olduğunu belirterek, iki toplum arasında 'ortak hedefler' olmasının bu umdu perçinlediğini vurguladı.

Michael "Eğer ortada 'ortak hedefler' olursa o zaman umut her zaman edilebilir. Bence Kıbrıslı Türkler ile Rumlar ayni toplumun iki parçasıdırlar. Eğer geçmişte dostça yaşamışlarsa ki yaşadılar, yeniden dostça yaşamanın yollarını kesinlikle bulacaklardır" diye konuştu.

Liderlerin sürdürülen müzakerelerde çizdikleri 'beraber hareket etme görüntüsünün' önemine de dikkat çeken Michael "müzakerelerde liderlerin yaptıkları her şeyi 'beraberce yapıyoruz' görüntüsü içinde yapmaları, bu mesajı vermeleri çok önemlidir. Bence bu olumlu bir noktadır" diye bu durumu açıklıyor.

Ancak Stella Michael süreçle ilgili bulanık noktalar olduğunu ve çözümün nasıl olacağının henüz bilinmemesinin endişeler yarattığını belirtiyor.

Michael "ama esas sorun, iki liderin sürdürülebilir bir barışı nasıl sağlayacağını noktasıdır. Bu sorunun cevabının kesin olmaması hem iki toplumda da endişeler yaratmaktadır. Liderlerin mülkiyet konusunda nasıl bir anlaşmaya varacağı; bunun evrensel insan hak ve özgürlükleri temelinde çözülmesi son derece önemli bir konudur" dedi.

"Şu ana kadar Anastasiadis ve Akıncı'nın 'kazan-kazan' prensibi üzerinden hareket ettiğini gördük. Ayrıca iki liderin de ortak anavatanlarının önemini anlayıp bunu sık sık vurguladıklarını gördük" diyen Michael "ama eğer iki liderin varacağı anlaşma toplumlara 'adil' gelmezse, o zaman geçmişin gölgesinde boğulup gideriz. Umarım onlar daha iyi bilirler" diye uyarılarda da bulundu.

RallyPapageorgiou: "Akıncı'nın AB konusundaki tutumu takdir gördü"

Kıbrıs Haber Ajansı (CNA) gazetecilerinden RallyPapageorgiou da şu anda devam eden sürece kendisinin ve toplumun büyük kısmının 'ihtiyatlı iyimser' baktığını ancak Kıbrıslı Rumlar arasında bazı endişeler gözlemlediğini belirtti.

Papageorgiopu"ben ihtiyatlı iyimserim. Kıbrıslı Rum toplumunun büyük bir kısmı müzakerelerden bu kez bir şey çıkabileceği konusunda 'ihtiyatlı iyimser' bir durumdadır. Kıbrıslı Rumlar bir çözüm olmasını isterler ve beklerler ama 2-3 tane konuda endişeleri vardır" diye konuştu.

"Bunlardan birincisi Türkiye'nin ve onun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son kertede ne yapacağının belli olmamasıdır. İkinci bir konu ise AB'nin güvenlik-garanti konularındaki durumudur. Kıbrıslı Rumlar AB'nin sağlayacağı güvenlik ve garantinin daha iyi bir çözümü sağlayacağını düşünüyorlar. Akıncı'nın AB konusundaki tutumu ve vizyonu, adanın ortak geleceğinin AB'de olduğu söylemleri sıkça tekrarlaması Kıbrıslı Rumlar arasında iyi imajını pekiştirdi" diye konuşan Papageorgiou "üçüncü bir nokta ise olası bir plana son sözü söyleyecek olanın Kıbrıs Rum toplumu yerine, kilise gibi, siyasal partiler gibi kurumların olmamasıdır. Bu da planın içeriğinin ne olduğu, topluma nasıl anlatıldığına bakar" diyerek toplumun endişelerini sıralıyor.

"Güvenlik, garantiler ve mülkiyet çok önemli konularıdır. Bu konularda neler olduğunun topluma anlatılması açısından bilgilendirme de çok hayati bir noktadır" noktasında belirgin bir endişe duyduğunu gizlemeyen Papageorgiou"Bu her iki toplum için de geçerlidir. Toplumlara doğru bilgi doğru şekilde verilmeli ve onlar da bu bilgiler ışığında kendi kararlarını vermelidir" dedi.

RallyPapageorgeiou "unutmamalıyız ki, bir toplumun alacağı karar diğer toplumun geleceğini etkileyecektir. Ayni kara parçasında yaşıyoruz ve durumun böyle devam etmesini arzulamıyoruz" diye sözlerini noktaladı.

YiorgosKakouris: "İnanıyorum ki çözümün zamanı gelmiştir"

Politis Gazetesi Kıbrıslı Türkler Masası Editörü YiorgosKakouris ise çözümden çok umutlu olduğunu belirterek bir anlaşmanın zamanının artık geldiğine inandığını belirtti.

Kakouris"Ben ne olursa olsun Kıbrıs konusunda bir çözüm olacağı konusunda her zaman umutlu olmuş birisiyim. Bu umudum Derviş Eroğlu seçildiği zaman çok sarsılmıştı ama sonradan düşündüm ki, madem TasosPapadapoulos başkanlığı zamanında bile çözüm olgusu sağ kurtuldu, o zaman her şeyden kurtulabilir" diye ilginç bir değerlendirme de yapıyor.

"İnanıyorum ki çözüm zamanı gelmiştir zira insanlar ve de sınıflar çözüme ideolojik olarak bakmayı bırakıp onun getireceği pratiklik üzerine yoğunlaşmıştır" diyen Kakouris "Kıbrıs Rum siyaseti, AB gibi nerdeyse çözülme tehlikesi geçirmekte olan bir topluluk içinde yarısı işgal edilmiş bir ülkeyi artık yönetemeyeceklerini anlamışlardır. Artık anlaşılan şey, milliyetçilik üzerine inşa edilen retoriklerin ne ekonomik gelişme ne de fırsat yaratamayacağını görmüşlerdir. Benim gözlediğim, milliyetçiler bile bir değişimin yaklaştığı konusunda temkinlidirler ve bu değişimi tartışmaya hazır görünmektedirler" diye son derece yerinde tespitlerde bulundu.

Kıbrıslı Türk siyasetçilerin artık KKTC'nin tanıtılması çabalarının boş bir hayalden öteye geçemeyeceğini anladığını belirten Kakouris "Benim gördüğüm Kıbrıslı Türk siyasetinin büyük bölümü de KKTC'nin tanınmasının artık bir hayal olduğunu kavramış; adadaki politik ve ekonomik gelişmenin ancak Rumlarla ortaklık kurulursa gerçekleşebileceğini anlamışlardır. Hele de Türkiye'nin içinde bulunduğu durumla birlikte, Kıbrıs sorununu sürdürmesi hem siyasi hem de ekonomik olarak kullanışsız bir politika haline gelmiştir" diye konuşuyor.

Toplumların 2004 yılındaki noktadan çok daha ilerde ve çözümün gerekliğini çok daha iyi anlamış durumda olduğu noktasının altını da çizen Kakouris "Kıbrıslı Rumlar, özellikle 2013 banka krizi ve 'hayır' demenin getirdiği yerin aslında bir plansızlıkla birlikte daha da kötü durumlar yarattığını anlamış görünmektedirler" dedi.

"Ve öyle görülüyor ki iki taraftaki toplum da çözümün çıkarlarına olacağını düşünmektedir. Bence artık bu çözüme ulaşıp ülkeyi ayağa kaldırmanın ve ilerlemenin zamanı gelmiştir" diye konuşan Kakouris "başlayacak bu zorlu ve uzun süreçte her iki taraf da kendi tarihleri ile yüzleşip, yeniden yakınlaşmayı sağlamalı ve esas Kıbrıs sorununu böyle çözmelidir" diye esas çözülmesi gereken noktaya da işaret etti.