İÇ HABERLER
okuma süresi: 6 dak.

'İlke anlaşmasına doğru mu?'

'İlke anlaşmasına doğru mu?'

<P>Rum Fileleftheros Gazetesi, "İlke Anlaşması Parafesi – Türkiye-Avrupa İlişkileri Fonunu Taşıyan Senaryolar Kıbrıs Sorununu Serüvenlere Sürüklüyor" başlığıyla manşete çektiği haberinde, perde gerisinde, önümüzdeki sonbaharda Kıbrıs sorunuyla ilgili 'ilke anlaşması parafe edilmesini' öngören senaryolar ileri götürülmekte olduğunu savundu. </P>

Yayın Tarihi: 22/02/09 19:20
okuma süresi: 6 dak.
'İlke anlaşmasına doğru mu?'
A- A A+

Bu senaryoların Oslo, Dayton ve Filistin anlaşmaları tipinde olduğunu ifade eden gazete, "Kıbrıs sorununa ilişkin anlaşmanın ana eksenlerini tanımlayacak ve -müzakereciler tarafından parafe edildikten sonra- detaylarının görüşülmesine başlanacak, 50 sayfayı geçmeyen bir ilkeler metni şekillendirilmeye çalışıldığını" ileri sürdü, özetle şunları yazdı:

"Anlaşma, parafe edilmesinin ardından uygulamaya konulabilecek. Bu; herhangi bir şeyin iyi gitmemesi halinde havada ve askıda kalma tehlikesini taşıyan çok tehlikeli bir gelişme olarak görülüyor ve Kıbrıs Cumhuriyeti açısından riski çok yüksek bir adım görünüyor.

Kendisiyle temasa geçtiğimiz yetkili bir hükümet kaynağı; bu konuda Lefkoşa'nın nabzının tutulmadığını ve böyle bir senaryodan haberi olmadığını söyledi.

'Her şey üzerinde uzlaşılana kadar hiçbir şeyde uzlaşılmamış kabul edilmesine ilişkin değişmez yaklaşımını terk etme konusunda BM'de şekilleniyor görünen tutum da yukarıdaki senaryoyla alakalıdır. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer, üzerinde uzlaşılanların 'kilitlenmesi' gerektiği görüşündedir. Yani; müzakereler sırasında uzlaşılanların bir paket haline getirilmesi ve sonra da geriye kalanlarla devam edilmesi…

Bütün bu hareketler, özellikle sonbahardaki gözden geçirme öncesinde; Türkiye-Avrupa ilişkileriyle ilgili çalışmalara hizmet eden bir fondadır. Anlaşmanın parafe edilmesi için sonbaharın seçilmesi de tesadüf değildir.

Aynı zamanda AB Troykası ve Türkiye'nin 6 Şubat'ta Ankara'da gerçekleşen görüşmesinde Kıbrıs sorunu da ele alındı. Avrupalılar Türkiye'den Ek Protokol'ü uygulamasını ve Kıbrıs'ın uluslararası örgütlere katılımını veto etmemesini istiyorlar. Öğrendiğimize göre Türk tarafı da hakemliği ve takvimleri kabul etmediği için Kıbrıs Rum tarafını suçladı. Türkiye-Kıbrıs ilişkilerinin ancak Kıbrıs sorununun çözümünden sonra normalleşebileceğini söyledi."

Gazete "Doğrudan Müzakereler İçin AB 'Bağlantısı' Tayin Edilmesine Doğru – Yani Brüksel',in Rolüyle İlgili Mantık Değişiyor Görünüyor" başlığıyla yansıttığı haberinde ise, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'in talebi üzerine, Downer'in grubu ile Avrupa Komisyonu arasında 'bağlantı' rolünü oynayacak AB yetkilisinin adının çok yakında açıklanmasının beklendiğini bildirdi.

Gazete, bu AB bağlantısının yetki ve rolünün, her halükârda; olası bir anlaşmanın maddelerinin Avrupa müktesebatına uygun olup olmadığı konusunda ortaya çıkacak soru işaretinde derhal inisiyatif alması, Komisyon'un yetkili şahsiyetlerine ulaşması ve bu şekilde Komisyon'dan gerekli izahatı alması şeklinde olacağını yazdı, özetle şunları kaydetti:

"Son zamanlarda Komisyon tarafından yapılandırılmaya başlanılan kritik değişiklik, hem çözümün hem de AB'nin Kıbrıs sorunuyla ilgili koyması gerektiğini düşündüğü katkının çerçevesinin açıkça belirlenmesidir.

Diplomatik kaynaklar, AB çevrelerinden son zamanlarda yapılan; Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün Avrupa müktesebatıyla uyumlu olması gerektiği açıklamalarına işaret ederek; bunun, AB'nin 2004 dönemindeki tutumunun pratikte değişmeye başladığı anlamına geldiğini vurguladılar. 2004'te Brüksel 'çözümü siz bulun, biz de Avrupa gerçeklerini ona uyarlayalım' diyordu. Bu aynı zamanda; çözüm maddelerinin AB'nin birincil hukuku haline getirilmesi anlamını da taşıyordu, ancak AB'nin rolünün mantığı değişiyor."

Öte yandan, Rum tarafında haftalık olarak yayınlanan KATHİMERİNİ, "BM ve AB Kasım'da Çözüm Görüyor" başlıklı haberinde, BM ve AB'nin Kıbrıs sorununa Kasım ayında çözüm bulunmasını mümkün gördüğünü yazdı.

Hem Türkiye'nin üyelik sürecinin AB tarafından gözden geçirilmesinin önümüzdeki sonbaharda yapılmasının planlandığını hem de 2010'daki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kampanya döneminin tırmanacağını yazan gazete, uluslararası unsurun bu iki konjonktürü çözüm şartlarının yaratılması için uygun gördüğünü kaydetti.

Gazeteye göre, tarafların tezlerinin kaydedilmesine ilişkin ilk aşamanın nisan ayına kadar tamamlanması bekleniyor. İkinci aşamada taraflar 'gevşek' bir al-ver sürecine girecek ve hemen sonrasında; uluslararası unsurun da ricasıyla Türkiye'nin çözüm prosedürüne daha aktif katılımı bekleniyor.

Haberde, özlü müzakerelerin kasım ayından önce başlayacağının hesap edildiği, Türkiye'nin üyelik sürecinin gözden geçirilmesi ve Cumhurbaşkanı Talat ile Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas'ın çetin bir pazarlığa girmesinin; bir anlaşmanın parafe edilmesi hedefini taşıyacağı kaydediliyor.

Gazete, "Güvenlik ve Garantiler Derinde" başlıklı haberinde, kamuoyu önünde konuşulmamasına rağmen güvenlik ve garantiler konusu ile toprak meselesinin Kıbrıs sorununun BM'yi kaygılandıran yönleri olduğunu yazdı, özetle şöyle devam etti:

"Kıbrıs Rum tarafı garantilerin kaldırılması gereğinin bir ilke meselesi olduğunun altını çiziyor. Ada'daki askeri ve siyasi varlığını çözümden sonra da değişmez şekilde elinde tutmak isteyen Türkiye, bunların devamında ısrar ediyor. Mesele çok karmaşıktır ve yapılacak her türlü düzenlemenin hem Kıbrıslı Türklerin ve Rumların güvenlikle ilgili endişelerini gidermesi hem de garantör güçlerin çıkar ve taleplerine yanıt vermesi gerekiyor."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.