"Güney Sudan Cumhuriyeti" için oylama başladı

Yayın Tarihi: 11/01/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kıbrıs'ta dış güçlerin baskısı ve tezgâhı ile "Annan Plânı"hazırlanarak BM'nin dayatması ile referanduma sunulmuştu.

Referandumun kabul edilmesi için Türk ve Rum Halklarının ayrı ayrı verecekleri oyların her iki tarafta da çoğunlukla kabul edilmesi gerekiyordu.

Taraflardan biri veya her ikisi red oyu verirse reddedilmiş sayılacaktı.

BM Genel Sekreterinin referanduma ilişkin koşulları bunu içermekte idi.Rum Halkı bu oylamada "Birleşik Kıbrıs'ı" reddetti.

BM Genel ekreterliği de "Referandumun reddedildiğini" ilân etti.

Bu durumda BM kurallarınca ayrı ayrı oylamaya katılan ve Self Determinasyon hakkını kullanan bu iki "Halk" birleşerek "Federal Kıbrıs Cumhuriyetini" oluşturmayı reddetmiş oldu.

BM kayıtları bunu göstermektedir.

Bu durumda başta BM olmak üzere dünya, Türk ve Rum Halklarının kararlarına saygı göstermeli,her iki halkın ayrı ayrı devletlerini sürdürmelerini gözetmeli idi.

Herkesin de bildiği gibi bunu yapmadılar ve kendi çıkarları öyle gerektirdiği için yeniden "Ortaklık Cumhuriyeti" oluşturulması için sürekli baskı yaptılar.

O baskı halen sürmektedir.

***

Bu kez uzakta,Afrika'da petrol-gaz-altın-uranyum,bakır,krom gibi yeraltı zenginlikleri olan "Güney Sudan'ı" ayrı bir "Devlet" olarak dünya sahnesine çıkarmak için içsavaşa karıştılar,yeni plânlar hazırladılar,Güney Sudan'ı silâhlandırdılar,sonuçta BM'ye "Referandum yoluyla ayrılma" plânını kabul ettirdiler.

Oysa aynı BM, 1960'da Uluslararası antlaşmalarla oluşturulan,derhâl BM'ye üye yapılan,Türkiye,İngiltere ve Yunanistan'ın "Garantörlüğüne" rağmen "Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "yaşatılmasını sağlayamadı.

47 yıldan bu yana BM Barış Gücü adada olduğu hâlde Rum ortağın,Garantör Yunanistanla birlikte Kıbrıs Cumhuriyetini 47 yıldan beri işgâl altında tutmasını önleyemedi.

Ortak Türk Halkının haklarını koruyamadı.

Hatta bunca yıl kanı durduramadı.Kan ancak Garantör Türkiye'nin Uluslararası antlaşmalardan doğan hakka müdahale hakkını kullanarak adaya çıkışı ile önlendi.

Hatta bu müdahale Yunanlıların ve bir kısım Rumların diğer Kıbrıslı Rumları katletmelerini de önüne geçti.

Bunu Rum Lider Makarios ve ötekiler, itirafları ile teyit ettiler.

Yani Sudan'ı resmen bölmeye kalkan BM, Kıbrıs Türk Halkının haklarına hâlâ saygı göstermemekte,işgâlci,Rum ve Yunanlıya destek çıkmakta,Kıbrıs Türk Halkının "Self determinasyon hakkını" kullanarak oluşturduğu KKTC'ye saygı göstermemektedir. Bunu bölgede çıkarı olan etkin ülkelerle birlikte yapmaktadır.

***

Oysa konu yeraltı kaynakları zengin ve de sömürüye açık olan Sudan söz konusu olunca,aynı Birleşmiş Milletler,bağımsız Sudan Cumhuriyeti'nin ikiye bölünmesine öncülük ediyor.

Geçtiğimiz Pazar gün Güney Sudan'da "Ayrılma ve "Güney Sudan Cumhuriyeti'ni" ilân etmek üzere 7 gün sürecek referandum oylamasını başlattılar.Buna tarihi referandum diyorlar.

Bunun sonucunun belli olduğu bilinmektedir. Cumhuriyet'in tüm organları referandum öncesinde peşinen oluşturuldu.

Makamlar isimlendirildi."Güney Sudan Cumhuriyeti'nin" Cumhurbaşkanı Salva Kiir.

Binlerce kişinin sandık başlarında geceden kuyruğa girdiği referandumda Salva Kiir, oyunu Pazar sabahıerken saatlerde kullanarak oylamayı teşvik etti.

Kiir, bağımsızlık referandumunu halkı için "tarihi bir an" olarak tanımladı.

Çoğu yakın ülkelerden toplanan kabile mensupları,kara ve hava araçları ile Güney Sudan'a taşınan Güney Sudanlı seçmenler oy kullandıktan sonra sevinç gösterilerinde bulundu ve şarkılar söyledi.Sudan'la ilgili ajans haberleri şöyle:

Bir hafta sürecek referandum, Amerikalı senatör John Kerry ve barış eylemcisi aktör George Clooney tarafından da yerinde izleniyor. Clooney, "insanların özgürlükleri için oy kullanmalarının hayatta çok sık görülen bir olay olmadığını" söyledi.

Başkan Barack Obama, New York Times gazetesinde yayınladığı makalede, "Tarihi oylama ile uzun zamandır oluşan kendi kaderini tayin hakkı uygulanıyor" diye yazdı.

Sudan'da nüfusun yüzde 52'sini siyah Afrikalılar, yüzde 39'unu Araplar, yüzde 9'unu ise değişik ırk ve etnik gruplar oluşturuyor. Genel olarak Araplar ülkenin kuzeyinde, Afrikalılar ise güneyinde yaşıyor.

Sudan ordusuyla güneydeki isyancılar arasında yıllarca devam eden iç savaştan sonra 2005 yılında barış anlaşması imzalanmıştı. Referandum bu anlaşma çerçevesinde yapılıyor.

Genel kanı referandumun, Arap ve Müslüman kuzey ile Hristiyan ve animist siyah Afrikalı güneyin birbirinden ayrılmasıyla sonuçlanacağı şeklindedir. 4 milyon seçmenin oy kullanacağı referandumu, yüzden fazla yabancı gözlemci izliyor.

Sudan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Ömer el Beşir, referundum sonucunu kabul edeceğini ve bağımsızlığı seçmesi halinde güneye yardım edeceğini söylemişti.

Bu arada kuzey ile güney arasında kalan ve zengin petrol yataklarının bulunduğu Abyei bölgesinin durumu Birleşmiş Milletler'i kaygılandırıyor.

Oysa ayrılığın ana nedeni bu bölgedeki zengin yeralatı kaynaklarıdır.

Abyei bölgesinde geçtiğimiz Pazar ayrı bir referandum yapılacak ve bölge halkı kuzeye mi yoksa güneye mi bağlanma konusunda karar verecekti.

Ancak seçmenlik koşullarıyla ilgili anlaşmazlık nedeniyle referandum erteledi.

***

İşte Kıbrıs,işte Sudan.İşlerine gelince bölüyorlar;çıkarları gerekli kılıyorsa insanların cesetlerine basarak yürünse de ayrımanın karşısında yer alıyorlar.

Sudan'da da Kosova ve Karadağ'da olduğu gibi ayrılığı sağlama işlerine geldi...

Bir tek "Kıbrıs Türk Halkının" haklarına saygıları yok.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.