Hristofyas,Talat'ın göbek bağını kesmek istiyor!

Yayın Tarihi: 07/03/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çankaya doruk toplantısı tamamlandı, Kıbrıs sorunu tartışıldı ve KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat ve ekibi KKTC'ye döndü. Basına yaptığı açıklamalardan şu noktaları saptadım:

1.KKTC kanadı Ankara ile görüş birliği içindedir.Bunun anlamı BM girişiminde görüşmelere katılmaktır.
2.Nisan ayında BM Heyeti gereken girişimler yapmak üzere adaya gelecektir. Bunun için Talat şu parantezi açmaktadır: '' Çözüm müzakerelerinin hangi şartlarda başlayacağı, hatta başlayıp başlamayacağı, müzakerelerin hangi kapsamda ve ne zaman başlayacağı henüz açıklık kazanmadı. Biz bir an önce olmasını istiyoruz.''
3.Çözüm istemeyen bir Rum Lidere karşı çözüm isteyen Rum Liderin göreve geldiğini işaret etti. Nerede ise Hristofyas'a açıktan övgü tutacaktı.
4. 2008 yılı sonuna kadar çözüme ulaşmak hâlâ mümkün.

Benim aldığım notlar bunlar. Öncekilerle birleştirirsek, Lefkoşa ve Ankara çözüm için ''Bakir doğum ve iki Kurucu Devletten oluşan Federal bir yapı'' istemektedir. Yeni oluşturulacak ''Kıbrıs Federal Cumhuriyeti'' AB'ye üye olacaktır.

Cumhurbaşkanı M.A.Talat KKTC'ye dönüşte elini pek açmadı.Oysa karşı tarafta olan Rum Lider Hristofyas Atina'da başladığı salvolarına Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti'nde devam etti. 8 Temmuz anlaşmasını hayata geçirmesi için Talat'a yeniden çağrıda bulunan Hristofyas, bu konunun Talat ile yapacağı görüşmede ele alınacağını ifade etti. Hristofyas ayrıca "uzlaşmazlığını terk etmesi ve Kıbrıs'a karşı olan AB yükümlülüklerini yerine getirmesi için" Türkiye'ye de çağrıda bulundu. Hristofyas Atina'da yaptığı basın toplantısında çarpıcı sözler de sarfetti: ''Arzumuz ve hedefimiz Kıbrıs sorununu bu dönem içinde çözmektir. Bu eğer yalnızca bize bağlı olsaydı çözüleceğini söyleyebilirdim. Ama diğer tarafa da bağlı. Sadece Kıbrıslılar olarak sorunun çözümünde önemli rol oynayabiliriz. Ancak göbek bağlarının kesilmesi gerekmektedir.Talat ve Kıbrıslı Türklerin, Ankara ile olan bağları kesilmelidir. Ben şahsen herhangi bir Anavatanın kontrolü altında olduğumu hissetmiyorum!''

Atina da Hristofyas'a destek oldu. Türkiye'nin "uzlaşmazlığı"(!) konusundaki bir soru üzerine, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, hareketlilik yaşanması ve Türkiye'ye yönelik baskı için herkesin birlikte hareket etmesi gerekeceğini söyledi. Annan Planı, hakemlik ve askersizleştirme konularının kabul edilmesine ilişkin bir soru üzerine Karamanlis, Annan Planı'nın reddedildiğini, bu nedenle müzakere zemini olarak geri gelmesinin mümkün olmadığını söyledi. Hakemliğin verimli olmadığının kanıtlandığını belirten Karamanlis, askersizleştirme konusunun ise iki ülkenin ortak hedefi olduğunu yineledi.

Aynı soruya karşılık olarak Hristofyas ise Annan Planı'nın masada bulunmadığını, masada bulunan tek şeyin iki toplum tarafından imzalanan 8 Temmuz anlaşması olduğunu söyledi. Hristofyas, ne takvim, ne de hakemliğin görüşüldüğünü ifade etti.

Tablo budur. KKTC'nin Türkiye ile bağını kesmesi ya da M.A.Talat'ın Ankara ile bağını kesmesi ''Geçmişte birlikte çalıştık'' diyen Hristofyas'ı oldukça ilgilendirmektedir. Ankara ile Talât'ın ya da Kıbrıs Türk Halkının bağını kesecek, Türk Ordusunu adadan çıkaracak ve de ''Büyük ada Kıbrıs'ı'' Midera Ellada'ya armağan edecektir. Görevi bu görünmektedir. Ancak KKTC toprakları olmaksızın bunun yapılmasını istemiyor.Kendinden öncekiler de adayı yarım teslim etmek istemediklerini ilân etmişkerdi. Sıra Hristofyas'da...

Hristofyas'ın bir sözüne de taş oturtayım: Kendisi Anavatan baskısını hissetmemiş!... Makarios ve Yorgacis, son çeyrekte de Papadopulos da aynı baskıyı hissetmediklerini söylediler ama kimi 3 kez süikastı göğüsledi, kimi kurşunladı; kimi de devrilip yeri Hristofyas'a ikram edildi...Kendisi de yoldan çıkarsa, başına gelecek bellidir...
&&&
GİZLİ OYUNLARIN PERDESİ DÜŞTÜ

Bir ay kadar önce ele geçirdiğim bir haberi burada yayınladım. Kıbrıs konusunda Annan Plânı gibi bir plânın gizli saklı hazırlanmakta olduğuna değindim ve bilgi istedim. KKTC Cumhurbaşkanı Talât'ın, köşe yazarları ile yaptığı kahvaltıda bunu sordum ve yanıtımı aldım. Böyle bir çalışma vardır ve kendi bürosundan da temsilciler bu çalışmalara resmen katılıyorlar.

O günden sonra basında buna dair haberler akmaya başladı. Nerede ise Annan Plânı dönemini yaşıyoruz. Rum-Yunan lobisinin girişimi ile İsviçre'de başlatılan bu çalışmalar ''Kıbrıs Cumhuriyeti''Anayasası baz alınarak, yeni bir dönem için tadil edilmektedir. Gelen bilgilere göre o Anayasa, Federal bir yapıya dönüştürülmektedir.
Amaç daha önce BM tarafından ortaya atılan ve Türkiye ile KKTC tarafından benimsenen ''Bakir doğumu'' engellemek ve Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nin devamını getirmektir. Yapılmak istenen basittir. Türk ve Rum Toplum yönetimlerini, güçlü bağlarla ve tam bir denetim altına alacak şekilde ''merkezi yapıya'' bağlamak.
BM temsilcisi Möller de oyunun aktörlerinden biri. Sözüm ona gizli saklı, aralarında ''Kurucu Meclis'' oluşturacaklarmış.

Kim ne hakla bunu yapabiliyor? Bu büyük oyuna şimdi de açıktan KKTC Cumhurbaşklanlığı da alet olmaktadır. Hem görüşme istendiği ifade edilmekte, hem de yetkisiz olarak, Rum Yunan kucağına teslim olunarak ''Anayasa' hazırlanmaktadır. Bunu anlamak olası değildir. Annan Plânında da böyle başlayan ve de halktan saklanan bu tür çalışma, sonuçta başımıza taş oldu düştü. Şimdi de Annan Plânında olduğu gibi ''Halk gelire boğulacak'' yaygarası çıkarılarak, bu oyun yeniden başlatılmıştır. Möller de bunun cazgırı rolündedir. Ehliyetsiz ellerde başımıza düşecek yeni taş ayarlanmaktadır. Muhalefet Partilermiz ise toplu uykuda...
Sendika gösterilerinde şovda...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.