Şimdi de Ruma su kıyağı!(1)

Yayın Tarihi: 28/04/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Okuduğuma inanamadım; kuraklık bahane edilerek Anavatanın suyu şimdi de Rumun emrine verilmek isteniyor. Rumun reddine rağmen, hem Annan Plânını tek yanlı olarak ikram ediyorlar, Güzelyurt'u tavla teslim edeceklerini kabul ediyorlar; hem de üstüne üstlük Manavgat suyunu ikram ediyorlar! Oyun içinde oyun. Su bize ait; onu bile alıp bizi vurmak istiyorlar...Komitelerde konuşulmuş ve de Güzelyurt üzerinden Ruma su verilmesi uygun bulunmuş!

Pes doğrusu. Ne günlere kaldık? Savaş kaybeden durumuna itildik, bizimkiler Ruma yalvar yakar oluyorlar. Çılgınlık bu...Önce Rumun sana uyguladığı su ambargosunu anımsa; her türlü ambargonun kaldılrılmasını iste, sağla ve de gerisini sonra tartışırız. Hem ambargoların kaldırılmasını isteyemeceksin; hem de ödün üstüne ödün vereceksin...Nerede bu bolluk? Meğer adamlar Komisyonlara ödün üstüne ödün vermek ve de Ruma yama olmak için yalvar yakar oluyorlar. Orada bunun için bulunuyorlarmış da bizim haberimiz yok...

Yok Alarko su projesi yapmış da, yok Üzeyir Garih Türkiye'den Kıbrıs'a su getirilmesi projesinin babasıymış da...Şimdi de Alarko, Türke, Ruma su ikram edecekmiş de...Yahu yaşananları bir öğren, sonra ortaya çıkıp övgü yağdır. Alarko firmasına Ankara'nın bugüne kadar kaç Milyon dolar ödediğini ve geriye ne aldığını hele bir öğren. Karıncadan para kazanmanın yolunu hele bir gör. Sonra da KKTC'ye 10 yıl önce su sağlamak için yola çıkanların, Dragon çayı üzerine baraj inşa etme önerisi ile hayâl satanların dolarları nasıl erittiklerine bak...Şimdi de kalkıp halka yalana dayalı ahkâm kesmeyiniz.

Yıllardan beri "Su" konusunu yazıyorum. Bu konuda yapılan gizli ve açık temasları,içinde bulunduğum hazırlıkları aktarıyorum. Kimi benden yazılı olarak bunları alıp yurt dışında Üniversitelerde "Tebliğ" sunuyor; kimi hem yurt dışında, hem de yurt içinde aynı lâfazanlığı yapıyor. Sanki birileri gerçekleri bilmiyor veya kimsenin yüzüne çalmaya niyeti yok gibi...Ya da Kıbrıs Türkünün Ulusal Mücadelesinde en büyük ambargonun, 1963'den sonra su konusunda olduğunu bilmiyor muşuz gibi...

Siz önce Ruma dönüp, haksız ve insafsız olarak Trodos dağlarından fışkıran, Lefkoşa'ya ulaşan ve Mesarya'yı boylu boyunca geçen, iki koca derenin önüne yaptığı barajlarla çaldığı suyumuzu geri iade etmesi için kapakları açmasını söyleyiniz. 1963'den sonra rahmetli Osman Örek'in ömrü,Trodos dağlarına, barajların yapılması ve bu derelerden yararlanan Türk köylerinin susuzluğa terkedilmesini önlemekle geçti. Birleşmiş Milletler raporları bu işin aynasıdır. Her konuda olduğu gibi su konusunda da Ruma suç bulacağımıza, kendimizi suçlamaktan vazgeçelim. Bakınız bunlara göre her ambargonun nerede ise suçlusu Mehmetcik, yani Türk Ordusudur diye ortaya çıkmadılar mı? Mehmetcik geldi, kardeşlerini Mücahidimle omuz omuza Şehit verdi, bizi kurtardı ve de suçlu oldu!...Gidi açıkgözler...

&&&

İŞTE SU ÇALIŞMALARININ GERÇEK YÜZÜ

Bu konuyu bir kaç gün enine boyuna yazacağım. Çünkü Kıbrıs'tan önce Türkiye'nin suyunu bile Ruma peşkeş çekenler nerede ise kendi kendilerine hak verdirecek konuma geldiler. Malum kuraklık var ya...Bunca zaman Rumun lağımını Kuzeye,Ercan'a akıtmasını sağlayacak proje dışında para verdi mi bu Uluslararası Camia? AB sadece yandaş türkü söyleyen kişi ve kuruluşlara rüşvet için parayı kullanmakta ama Türkün en önemli projelerini yıllarca yaptığı gibi görmezden gelmektedir. Suyun Kıbrıs'a ulaşması için bunca zaman niye finansman sağlamadılar?

Olaya nedir? 1960'da Ortaklık temeline dayalı olarak oluşturulan "Kıbrıs Cumhurlyeti'nin" ana konusunun su olduğunu herkes biliyordu.Kuraklık sık sık Kıbrıs Türk ve Rum Halkının belini büküyordu. Kooperatifler verdikleri kredileri geri alamaz, halka emeğinin karşılığını ödeyemez duruma gelmekte idi. Birleşmiş Milletler Uzmanı Dr.Hold, 1961'de Kıbrıs'ın susuzluğuna son vermenin Türkiye'den Kıbrıs'a su getirilmesi ile olası olduğunu ünlü raporu ile ortaya koydu ve BM'ye bu raporu sundu. Zamanın Başkanı Makarios'a ve Başkan Yardımcısı Dr.Fazıl Küçük'e aynı raporu verdi ve de bunun maliyetini de çıkardı.

Makairos bu raporu hasır altı etti. Çünkü o "Enosis" peşinde idi ve bunun için Akridas Plânını hazırlatıyordu. Rapora karşı tepkisi "Bunu kabul edelim ve de vanayı Türkiye'ye mi teslim edelim?" şeklinde oldu. Ona göre su petrol etkisi yapacaktı.

Yıllarca bu rapor Rumların tutumu yüzünden raflarda kaldı. Kıbrıs 1970'li yılların başında bu yılkinden beter kuraklık yaşandı. Rumlar hayvancılık için saman bile ithâl ettiler. Rahmetli Hüseyin Yakış, Serdarlı Sancaktarı idi.Türkiye'den borularla Kıbrıs'a su getirilmesi konusunu onunla sık sık konuştuk. Dr.Hold'un raporundan söz ettik. Meraklı idi. Kalkıp inceleme yaptı. 1970 seçiminde ben konuya değindim. Hatta Özker Yaşın'ın çıkarmakta olduğu SAVAŞ gazetesinde alay konusu oldum. Sonuçta o gün kuraklık vardı ve Türkiye'den borularla su taşınması hayâl gibi görünüyordu.

Mesarya'nın Türk ve Rum çiftçileri o günlerde kalkıp Makarios'a gittiler. Dostum Hüseyin Gültekin ve Turgut Yenağralı, heyetin başını çekiyordu. Makarios'a borularla Türkiye'den su getirilmesi konusu iletildi. Makarios "Biz Suriye'den su taşınmasını plânlamaktayız" dedi ve kesip attı.Suriye'nın suyu olsa orasına burasına sürerdi. Bunu Makarios da biliyordu. Makarios daha sonra Rum yetkilileri ve Rum çiftçileri ayrı topladı ve Dr.Hold'un raporu karşısında söylediklerini yineledi: "Ne yani, vanayı Türkiye'nin eline mi vereceğiz? İstediğinde kesip, bize yaptırım uygulamasına razı mı olacağız?" dedi. Olayı kapattı.

Su konusuna yarın devam edeceğim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.