Talat,egemenlik hakkımızı Hristofyas'ın ayaklarına serdi

Yayın Tarihi: 24/05/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

8 Temmuz'da "Yoldaş" Hristofyas ile yapılan başbaşa görüşmede haklarımızın bir kısmını teslim eden KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat, Cuma gün de "Kıbrıs Türkünün egemenlik hakkını", "Ortak vizyon saptama ve tek devlet kimliği" uğruna Hristofyas'a teslim etti. KKTC silindi, egemenlik hakkımız yok edildi,yebni bir devlet oluşumu(Virgin birth)Rumların ısrarı üzerine bertaraf edildi ve "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nin" adının "Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak değiştirilerek kabul edildi. Annan Plânında yetkileri "eyalet" yetkileri kadar sınırlı olan "İki Kurucu Devlet" oluşumuna teslim olundu. KKTC'nin Saray sözcüsü de verilen ödünlerle "Ortak vizyon oluşturulmasının" müjdecisi oldu.

Oysa Dimitris Hristofyas, Liderlerarası görüşmeye hazır olmadığını söyleyerek, Komisyonlarda varılan sonuçları ve ortaya çıkan tıkanıklıkları gidermek ve üst düzeydeki toplantıya hazırlık yapmak ve üst düzey toplantı tarihini ertelemek üzere kabul ettiği bu toplantıda, istediğini koparıp aldı.Talat da bana göre bunu seve seve verdi.

Sayın Talat'ın seçildikten sonra ortaya koyduğu "Hedeflerde" sürekli farklılık yaratması, Ankara'da başka, KKTC'de başka, Rum Liderle görüşmede başka sözcükler kullanması, aslında varolan kendi hedefine ulaşmayı amaçlıyordu. Çünkü Talat, her durumda "Annan Plânının" masada olduğunu söyledi; karşı taraf diklenince "Annan Plânının referans" olduğunu söyleyerek yine etrafından dolandı. İki Devlet derken de sürekli olarak Annan Plânındaki "Kurucu Devletlere" atıfta bulunduğunu biz yazdık,herkes yazdı, o sessiz kaldı. Sonuçta artık oyun bitti, takke düştü, kel göründü.

Hristofyas'ın seçilmesinden sonra, Atina'da yapılan toplantıda saptanan hedefler, teker teker ele geçirilmektedir. Talat ise yüzyüze yaptığı her toplantıda, Kıbrıs Türkünün yarım yüzyıllık mücadele ile elde ettiği haklarını, teker teker harcamaktadır. 8 Temmuz bunun ilk ciddi göstergesi idi. 21 Mart bunun tescil etti. 23 Mayıs ise Kıbrıs Türkünün "Eşit, egemen Devletinin" mezarı oldu.

Konunun derinliklerine gireceğiz ama ÖP'ü alabandaya alan CTP iktidarı ve Cumhurbaşkanı M.A.Talat, bu tutumunu bir referandumda Kıbrıs Türk Halkına kabul ettiremeyecektir. Çünkü iyi bir müzakereci olmadığını bizzat kendisi kanıtlamıştır. "Ver-al prosedürü" diyerek sürekli olarak vermekle bir yere varılamaz.Şimdi yapılmakta olan , ancak savaşta ve barışta kazanılanların masada Ruma tavla teslim edilmesidir.

Kıbrıs Türkünün silâhla koruduğu "Egemenlik,eşitlik ve devlet hakkını" masada bırakan M.A.Talat'ın kabul ettiği ortaklık açıklamasını "Teslimetin tarihi belgesi" olarak buraya almak istiyorum. İleride bu belge çok konuşulacaktır.işte BM yetkilisinin okuduğu metin:

"Kıbrıslı Rum Lider Dimitris Hristofyas ile Kıbrıslı Türk Lider Mehmet Ali Talat'ın ortak açıklaması: Bugün Liderler,samimi ve faydalı bir görüşme gerçekleştirmiş ve 21 Mart mutabakatına uygun olarak alınan sonuçları gözden geçirmişlerdir.

İki kesimli,iki toplumlu ve ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle, siyasi eşitlik temelinde bir federasyona bağlı olduklarını yeniden teyit etmişlerdir. Bu ortaklığın,TEK ULUSLARARASI KİMLİĞE sahip bir Federal Hükümetinin yanısıra, eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu ve bir Kıbrıs Rum Kurucu Devleti olacaktır.

Temsilcilerini 15 gün içerisinde teknik komitelerin sonuçlarını gözden geçirmeleri yönünden görevlendirmişlerdir.Temsilciler, sivil ve askeri güven yaratıcı önlemleri değerlendireceklerdir. Aynı zamanda Limnidi/Yeşilırmak ve diğer geçiş noktalarının açılması konularını ele alacaklardır.

Liderler Haziran ayının ikinci yarısında tekrar bir araya gelerek, yeni bir değerlendirme yapma konusunda karar vermişlerdir".

İşte kesin değerlendirmem:
1.KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat, masada,baŞINDA BULUNDUĞU devletini, egemenlik hakkını ve eşitliğini bıraktı. Ödün olarak vererek, Annan Plânında eyalet yetkileri ile donatılmış egemen eşitliği olmayan "Kurucu Devleti" kabullenmiştir.

2. Egemenlik hakkına sahip eşit iki devletli yapı terkedilmiş,"İki kesimli,iki toplumlu" yapı benimsenmiş ve Rumun yıllardan beri ısrarlı olduğu "Tek kimlik" kabul edilmiştir.Yoldaş Hristofyas, bir atmış iki vurmuştur.

3.Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'nin ortadan kaldırılması ve yerine bakir doğumla iki eşit-egemen devlete dayalı olarak "Kıbrıs Federal Cumhuriyeti" oluşturulması ortadan kalkmıştır.

4. Bir yandan sivil ve askeri güven yaratıcı önlemlerin değerlendirilmesi çalışma ilkesi olarak açılanırken, Yoldaş Hristofyas, Fransız ordusu ile ortak tatbikat kararı alıp uygulamaktadır. Acaba bu tatbikat kime karşı yapılmaktadır? Türkiye'yi AB dışında tutmak için yapılan bu işbirliği, Talat-Hristofyas görüşmelerinin hangi lâfzına veya ruhuna uygun düşmektedir?
5.Yoldaş Hristofyas,şimdi de yeni hedefleri için dış dünyadan Türkiye'ye baskı yapmasını ve gelecek toplantıda sonuç alınmasını plânlamıştır. Bunlar da, Garanti antlaşmasının kaldırılması,Türk ordusunun adadan çıkarılması, KKTC'deki nufusun 150 bine indirilmesi, 120 bin Rumun KKTC topraklarına dönmeleri ve mallarının iadesini içermektedir.

Güneydeki 500 bin yabancı nufusu, Yunan Ordusu, Fransız varlığı, Güneydeki zengin Türk malları, Maraş başta olmak üzere adanın her yanında bulunan Vakıf mallarının akibetlerine ilişkin konuları ele alacağız. 23 Mayıs mutabakatını daha çok tartışacağız. Ancak KKTC'nin temeline, kan ve canla harç koyanlar bilmelidirler ki ULUSAL DAVA emin ellerde değildir. UBP, DP gibi muhalefet Partileri bildiri hamallığından kurtulup, en az Sendikalar kadar dayatmaya karar verip sokağa çıkmadıkları sürece "Ulusal dava" yara almaya devam edecektir. Bu da artık Partiler dışında çare aramayı getirecektir. Çünkü bugünkü iktidar, AKEL ile kolkola girerek, "Teslimiyetcilik politikasını" artık açıktan uygulamakta; sonra da KKTC topraklarında sirtaki çekmektedirler.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.