1 Temmuz teslimiyetini bayram ilân ettiler!

"Sosyalist kalıpları", teslimiyeti halka nasıl başarı olarak sunmayı da öğretmiş olmalı. KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat, Hristofyas'la her görüşmeden önce ve sonra "Ortada yakınlaşma olmadığını, iplerin gerildiğini, sonuç alınamayacağını, bölünmeye gidildiğini" sayıklayarak haberlerde işin bu yanını öne çıkartmaktadır.Bu son görüşmeden önce ve sonra da aynen bu oyun yinelendi.

Kıbrıs Türk Halkının "Egemenliğini" Ruma teslim ettikten sonra,zafer kazanmış gibi "Tek egemenlik-tek yurttaşlık" nutukları atarak verilen ödünü nerede ise "zafere" dönüştürmeye kalkttılar. Sanırsınız ki egemenlik hakkımızı Rumun ayakları altında çiğnetmedik de "Egemenlik hakkımızı " pekiştirdik…Hatta Rumun egemenlik hakkına da sahip olduk?!

Oysa olay ayan beyan ortadadır. Hristofyas'ın seçildikten sonra gittiği

Atina'da ortaya konan Yunan plânı, aynen uygulanmaktadır. Dün iki halk,iki delettik; AKEL ve CTP anlaşması sayesinde "İki Cemaat; tek halka" indirgendik; bugün Halk olarak varolan, kan-can pahasına koruduğumuz "Egemenlik" hakkımızı ve "Yurttaşlık hakkımızı" "Kıbrıslılık" uğruna Ruma teslim ettiler. Ama teslimiyete karşılık bayram yaptılar. "Egemenliğe ortak olduklarının" müjdesini verdiler. Yani olmayan ortaklıktan ortaya konan miras….Birilerini kandırmak için uydurulmuş sözcükler….Her durumda Sosyalist ayaklarına yattıkları anlaşlıyor.Tam bir rezalet,tam bir kepazelik…Teslimiyeti bile acı hap gibi çikolataya bulayıp halka yutturmak istiyorlar…

Şimdi sıra, Atina'da alınan karar gereğince hazırlanan Yunan Plânı gereği "Garanti Antlaşmasının" iptali, Türkiye'nin Garantörlük hakkının iptâli ve Türk Ordusunun adadan çıkarılmasına gledi. Bunun için her görüşme arasında olduğu gibi Talat susup uslu çocuk olacak; AKEL'i üzmemek hassasiyetini gösterecek ve de Hristofyas, AB, İngiltere, ABD ve BM'ye giderek yeni salvolar atıp masaya oturmadan iklimi oluşturacaktır. Nitekim AB ve öteki yetkililer, "Türk Ordusunun gitmesi gerektiğini ve AB üyesinin başkaca Garanti istemediğini" yazıp söylemeye başladılar.Yakında Türkiye'ye santaj yaparlar. Sonra da Talat, masada Hristofyas'ı üzmemek için bunları da kabul ederek bir bayram daha ilân edecektir. Kalemşörleri de kendisinin ne kadar cesur ve başarılı olduğunu yazıp, göklere çıkaracaklardır…Çünkü yıllarca Türk Ulusunun ortaya koyduğu "Kırmızı çizgilerimizi" param parça ederek, yere atıp üstüne basıyor.Hatta Ruma ve yoldaş Hristofyas'a da çiğnetiyor…

Son haberde ne diyor Talat? "Hristofyas erteleme peşindeymiş"…Ne ertelemesi? Hristofyasın ve arkasındakilerin etekleri zil çalıyor. Makarios'un,Kipriyanu'nun,Kleridis'in,Vasiliu'nun ve sonuçta Papapodulos'un her türlü tehditle, şantajla,silâhlı saldırı ile hatta Türk kent,köy ve mahallelerini ateşe vererek; toplu kıyım yaparak almaya kalktıkları ve daha sonra Milli Lider Denktaş'a Uluslararası santaj yaparak alamadıkları haklarımızı, Hristofyas, yoldaş Talat'ın yüzüne gülerek almakta, o da verdiğinden ötürü gururlanmaktadır.Sonuçta "Sosyalist bir devlet oluşturulduğunu sanmakta, bunun "enosis" yoluyla Yunanistan'la birleşme olduğunun bile farkına varamamaktadır …… Kaybederken de öğünen Lider görülmedi…

CTP "Çözüm için müzakere tarihi" istemişmiş!…Ne müzakeresi? Daha teslim edecek neyiniz kaldı ki?

Hele CTP'nin Meclis Başkanı, içtiği anda saygı göstereceğine,Anayasayı koruyacağına, onca teslimiyet karşısında kalkıp sıkılmadan, "Çok iyi bir adım" diyor egemenliğimizin teslim edilişi karşısında…

KKTC Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmakta olan M.A.Talat, "Yeni kurulacak devletin(?) egemenlik ve yurttaşlık hakkı, bu yeni devlette ortak olacak Türk ve Rumlar tarafından ortak olarak kullanılacaktır" demiş.."Yeni devlette egemenlik ortak paylaşılacaktır" diye de eklemiş…

Bence Talat, bilgisizliğinden değil, CTP'nin önceden varolan programı gereğince egemenlik hakkımıza dayanarak oluşturduğumuz KKTC'yi dağıtmak ve yerine Rumlarla, "İki Cemaat olarak oluşturulacak yapıda, egemenlik ve yurttaşlık haklarımızı da Ruma teslim edeceğini açıklamaktadır.Yani hata yapmıyor.Yanlış yapmıyor kendine göre…İstediği budur ve bunu kimsye sormadan yapıyor ve de Ankara'da başı belâda olan AK Parti'ye "Kıbrıs antlaşmasını yetiştirerek" rahata ermesini sağlamaya çaba harcıyor. Orada da medya ayağa kalkarak teslimiyet belgesinden ötürü "Kıbrıs zaferinden" söz edecektir. Tıpkı Girit'i teslim ederken sözünü ettikleri "Girit zaferinde"(?) olduğu gibi…Ardından da halka gerçekeleri anlatmamak ve yazmamamız için yarımızı hapise sokacaklar; basını da bu antlaşmayı eleştirmemek üzere susturacaklar…

Kıbrıs Türkü,yıllarca verdiği Milli Mücadeledeki topyekûn kazanımlarını, devletini,özgürlüğünü,bağımsızlığını, CTP-ÖP ve Talat eliyle Ruma tavla teslim etmektedir. AK Parti buna sessiz onay vermektedir.Türkün savaş alanında kazandığını masada kaybettiği diye söylenen nakart yinelenmektedir.

Artık görev Milli Davaya inanan Siyasal Partilerindir. Görev Milli davaya sahip sivil kitle örgütlerinindir.Görev, TMT'cilerin ve Mücahitlerindir. Ve de elbette görev öncelikle Mecliste kavga vermesi gereken Partilerimizindir. Artık DP ayak sürümesin ve Melclise girerek adam gibi Milli Mücadeleyi UBP ile omuzlasın…Minderden kaçarak başarı kazanılamaz. Eski, eskide kaldı. CTP ve ÖP'ü artık oradan indirmek gerekmektedir. Öyle veya böyle…

Milli davamız Rumun ayaklarına serilmiştir. Sosyalist ve Yunan oyununa gelindiğini herkes anlamalıdır.Talat'ın hiçbir yetklii olmadan yaptıklarının artık hesabını Mecliste "Gen soru" ile gündeme oturtmak zamanıdr. Beyler Kıbrıs elden gidiyor. KKTC, Rumun insafına terkediliyor. Elinizi çabuk tutunuz…