Ben özür dilerim Komutanım

Yayın Tarihi: 16/08/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Muratağa,Sandallar,Atlılar soykırımını bire bir yaşayanların acılarına bakmadan, o günü yaşayanlara saygı göstermeden, oturduğu koltuğu binlerce Şehide ve Gaziye borçlu olduğunu bilmeden, KKTC''in ilânının ateş çemberindeki bu dünyada "özgürlük-bağımsızlık ve egemenliğin" ne değer taşıdığını anlamadan kalkıp da her zaman "Ulusal davanın önderliğini" yapan GaziMağusa'ya Kaymakam Yardımcısı olmak ve minnet ve şükran duymamız gereken,varlığımızı,güvenliğimizi borçlu olduğumuz şerefli Türk Ordusunun güzide Komutanlarına ve de Milli Mücadele lideri ve ilk Cumhurbaşkanımıza yapılan saygısızlık beni yaraladı.

Bir gün önce görev devri tesliminde okuduğum hayat öyküsüne de baktığımda, "Kaymakam Yardımcısı Nurettin efendinin" kinini anlamak olası değil. Türkiye başta olmak üzere "Kaymakamlık" ve de onu izleyen "Valilik" makamı, tarihin çemberinden geçen "Mekteb-i Mülkiye", ya da yeni ismi ile A.Ü.Siyasal Bilgiler Fakültesinın özel tezgâhında yetişmeyi gerektirir.Ne var ki KKTC'de, ilkin iyice tuttuğumuz bu ölçü, Siyasal Parti saflarında yetişme, "Bilim sıralarının" önüne konunca işte böyle sapla-saman karışmış oldu…

Olay unutulacak,bir yana atılacak cinsten değil.Olay sadece basit bir protokol olayı da değil.Bunca yıl ekilen tohumlar işte bu ürünü verdi. Beğen veya beğenme! İş Kıbrıs Türkünü Rumun katliamından çekip alan Türk Ordusuna kin ve nefret duyma noktasına taşındı. Bunun örneklerini daha önce daha üst makamlarda da gördük ve yaşadık. Daha da tahammülsüz olanların "Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti'ne" geçerek yaşadıkları ve çeşitli makamlarda Ruma hızmet ettiklerine tanık olduk. İhsan Ali, Makarios Hükümetinde Türk İşleri Bakanlığını kabul etmişti.Şimdilerde Rum Radyo ve televizyonlarında "Türkün davasının karşısında Rum propaganda ağına" tavla teslim olanları izliyoruz.Ve de bunların zaman zaman BRT başta olmak üzere çeşitli radyo ve televizyonlarda boy göstermelerine fırsat da verildiğine tanığız.

&&&

14 Temmuz 1974 tarihini unutamam.Zamanın Kıbrıs Türk Yönetimi Yürütme Kurlu Başkanı Sayın Rauf Denktaş ve öteki Bakan arkadaşlarla, o gün Muratağa-Sandallar ve Atlılar köyleri için inşa edilen Caminin resmi açılışını yapmak üzere oralarda idik. Minnacık üç köy. Etrafları büyük Rum köyleri tarafından kuşatılmış durumda. Bir avuç insan ama yürekleri mangal gibi…Unutmuyorum,16 yaşında "Milli Mücadele andını ben Karpaz girişinde Sazlıköy'e yaslanan minnacık köyümüzde içtim. Daha Volkan ya da TMT yoktu etrafta. Orada da mangal yürekli insanlar dava uğruna hayatlarını ortaya koymuşlardı…Demek köyün küçük oluşu büyük mücadele için ölçüt değilmiş…

14 Temmuz 1974 günü Muratağa-Sandallar-Atlılar köylerinde "Türk fırtınası" estirdik. Bayraklar, kenten taşınan bando,Lefkoşa ve GaziMağusa'dan gelen müezzin ve imamlar…Konuşmalar ve dualarla açıldı Cami. Namaz kıldık ama Sayın Denktaş'ın ısrarı üzerine Cami içinde tek kare resim çekilmesine izin verilmedi.

Sayın Denktaş başta olmak üzere,birlikte namaz kıldığımız, kucaklaştığımız öğle yemeği yediğimiz bu insanlarımızdan üçte ikisinin canlı canlı toprağa gömülecekleri, minnacık yavrularımızın kurşunlanacaklarını bilmiş olsaydık, o gün bol bol resim çeker,onları kucaklar,alıp birlikte başka yerlere taşırdık…

Ne acı;Kurtuluş günü geldi çattı. Türk Ordsusu Lefkoşa üçgeninde. Ben görevli Bakan olarak TMT ile birlikte köylere gıda ve her tülrü ihtiyaç maddelerini BM Barış Gücü araçları ile sevkediyoruz. İkinci Harekâta bir gün kalmış; araçlara yüklediğimiz malzemelerin başka köylere dağıtıldığını bildirdi BM Barış Gücü Binbaşısı. Nedenini sordum.Yanıtı kısa idi: "Muratağa-Sandallar ve Atlılar köylerine gittik ama orada kimse yok…" Yine de umut etmeden yaşayamayız. "Başka köylere çekildiler" dedim; ta ki acı haberi alıncaya kadar…

Kayın biraderim Atillâ Apaydın, Erenköy Mücahidi,1974'de Boğazda, Dikmen tepelerinden başlayarak Havan komutanlığı yaptı.Doğuya ilerlerken Muratağa-Sandallar-Atlılar haberi geldi.Onlar da otobüslere doldular. Doğru soykırım yapıldığı haberi alınan köylere…Ali Çetiner de GaziMağusa'da benim personelimdi. Zıpkın gibi bir Mücahitti TMT günlerinde. Ali bu köylerdendi.Silâhını kaptı düştü yola "Bulduğum Rumu vuracağım" diye haykırıyor ve ağlıyordu.Sinir krizi geçiriyordu. Tüm ailesini kurşunlamışlardı…. Kayınbirederinin eşi ve çocukları da orada misafirdi olay patlak verdiğinde;onlar da Şehit oldular…

Atillâ,Ali ve ötesi; kıyıma uğramış olan bu sevimli insanları, kazma kürekle toprak altından çıkardılar. Katiller bellli…BM Barış Gücü olayı ortaya çıkardı,mağaralara kaçan bir avuç insan hayatını kurtardı…Olay Lefkoşa'da bomba gibi patladı…Üç köy canlı canlı toprağa gömülmüştü…

&&&

Ne diyor orada konuşan kişi? "Bu tarafta ve o tarafta olan katiller
cezalarını çekmeliymiş". Muratağa-Sandallar ve Atlılar kıyımının kâtilleir belli…Bari onlara sözünüz olsa. Ve de Kaymakam yardımcısı ise saygı duyması gereken koskoca Komutanların önünde rezillik sergiliyor…Barışmış, anlaşmaymış!…Orada işin rezillik provasını yapıyorlar…

Utandım. Ne olduk biz? Yunan Subayına duyulması gereken nefreti kime yönlendiriyorsunuz a efendiler? Haddinizi aştığınızı anlamıyor musunuz? Yoksa sabrımızı mı deniyorsunuz?

&&&

Korgeneral Hilmi Akın Zorlu, onca edğitim ve deneyimden sonra Türkiye'nin dört yanında, Kıbrıs, Belçika, Güneydoğu Avrupa'da, Afganistan,Ukrayna'da çeşitli görevlerinde parıltılı sonuçlar alarak KKTC'yi korumak ve Kıbrıs Türkünü korumak ve kollamak üzere adaya ayak basıyor…Ve de neler işitiyor…Ne o, ne de Türk Ordusunun erinden Generaline kadar hiç kimse bunu hak etmedi…

Aslında KKTC Cumhurbaşkanının yapması gerkeni ben gönüllü olarak yapıyorum. Özür dilerim Komutanım…Kıbrıs Türkü sizden özür diliyor. Son dört yıldan bu yana Kıbrıs'a sokulan yabancı parmaklar bazılarını bu hâle getirdi. Kıbrıs Türkü buzdan bir kale değildir. Kıbrıs Türkünün sıcacık bir kâlbi vardır… Hele Türk Ordusu,Türk Komutanlar ve Mehmetcik söz konusu olduğunda…

Vatana hoşgeldiniz Komutanım…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.