İsviçre'de çalışılan Anayasa açıklanmalıdır

Yayın Tarihi: 14/09/08 00:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Kıbrıs konusunda iki lider arasında başlatılan görüşmelerde yeni tanımlamalar işi sarpa sardırıyor. Aslında görüşülmeye başlanan temel konu, yeni Anayasa'ya monte edilecek olan "Siyasi haklardır". Bu tavanın nasıl oluşturulacağı,kimin ne yetkisi olacağını içermektedir."Federal" yapı dendiği için çift meclis gündeme geldi.Buna karşılık "Başkanlık" veya Bosna'da olduğu gibi "Konsey" yönetimi de tartışma konusu.Geriye "Yargı'da" 1960 kriterlerinin kabulü veya tadili vardır.Bunlara ek olarak Federal yapıya yetki verecek ve yapıyı oluşturacak olan "Türk ve Rum Devletinin" iç yapısı kalmaktadır.

Kimin ne istediği,bugüne kadar kimin neyi savunduğu ortadadır.Hele bizimkiler Annan Plânını "Kur'an" gibi elde bulundurduklarına göre Rumun başkaca kopyaya gereksinimi kalmıyor. Ancak ben, en az 6 ay İsviçre'de Kıbrıs Türkünden gizli olarak sürdürülen bir "Anayasa çalışmasına" değinmek istiyorum. Çünkü halktan gizli,halkın seçmediği kişiler eliyle ve de KKTC organlarının denetlemedikleri bu al-ver, şimdi başımıza yığınla çorap örülmesine neden olacaktır.

İşte bunun için ben sormak istiyorum: "İsviçre'de kim ne yaptı? Kim neyi savundu? Varılan sonuç nedir? Bugün masada bunun ne kadarı zorunlu konuma sokuldu?

KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat,uzun zaman önce sıradan temasları içinde bazı köşe yazarlarını kahvaltılı görüşmeye davet etti.Gittik. Henüz görüşmelerin ısınma safhası da başlamamıştı.Sayın Talat'ın akıl hocaları orada kendisine "Lokmacı barikatında buluşunuz" tavsiyesinde bulunmuşlardı. Anımsayacaksınız; Hrlistofyas'ın seçiminden önce Talat'ı ziyaret edeceğini açıklamıştı ama seçildikten sonra kulağı büküldü ve bu ziyaret hiç gerçekleşmedi. İşte o ziyaretin gerçekleşme olasılığına bakarak içdanışmanlar, "Lokmacıyı" salık vermişlerdi.İki taraftan kapı açılacak ve iki lider ortada buluşacaktı!…Oldu mu? Olmadı. Atina her durumda taşını koydu. Hristofyas'ın kulağı çekildi.

İşte o gün Sayın Cumhurbaşkanına, "İsviçre'de hazırlanmakta olan Anayasa" konusunu açtım ve bilgisi olup olmadığını sordum. Bunu birkaç kez yazdım ama asıl yazılıp sorulması gereken gün bugündür diye düşünüyorum.

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, orada "Bilgim vardır; beni temsil eden iki kişi de o çalışmalara katıldı" dedi.Yani ortada fol yok yumurta yok ama "Kıbrıs Federal Anayasası" hazırlanmakta. Nerede? İsviçre'de gizli saklı olarak. Meclisin haberi yok. Üstüne üstlük bu Cumhurbaşkanı'nın bilgisi dahilinde ama halkın bilgisi ve ilgisi dışında…

İşte şimdi bizim bilmediğimiz bu taslak masada Talat'a dayatılacaktır. Tümünü onayladı mı? Bilmiyoruz. Tümünün yapısını da bilmiyoruz. Ama tek belli olan KKTC'yi ortadan kaldıracağı ve "İki Devlet temelinden" uzakta, iki Toplumlu,iki bölgeli bir yapı oluşturacağıdır. Hatta ileri giderek söyleyebilirim ki bu çalışma, "Yeni Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'ni" oluşturmayı değil,var olan ve Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ne dönüştürülen yapıyı tadil ederek bize de yutturmayı hedeflemektedir.Ancak önemli olan hareket noktası ve içeriğidir. Bunu KKTC Meclisi bilmiyor; bunu biz bilmiyoruz, bunu halk bilmiyor…

İşte görüşülmeke olan "Siyasal haklar" bölümündeki garabet buradadır. İsviçre'de Cumhurbaşkanı'nın bilgisi ve onayı ile ne kabul edildi? Şimdi bunlar masaya sürülürse ne kabul edilecektir?

Gelelim masada şimdi yapılmakta olan görüşmeye; etrafta yuvarlanan sözler,basında yer alan kırıntılardan öte pek de bilinen yok. Bunları irdeleyerek geçeyim:
1. Türk tarafı,"Yeni Federal Kıbrıs Cumhutiyeti" oluşturulması için Anayasa çalışması yapılmasını istemektedir.Rumlar, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti Anayasasının yeni yapıya uyumlanmasını tercih etmektedirler. Bunun da AB hukuk düzeninde olmasında ısrarlıdırlar. Yani "derogasyon" olmayacak,Türklere ayrıcalık tanınmayacaktır.
2. Yasama iki Meclisli olacaktır. Üstte Senato, altta Meclis. Burada da temsiliyet yönünden tartışma vardır.Bunları "İki Devlet" yapısından hareket ederek oluşturmak hedef olmalıdır. Oysa Rumlar, bunu 1960 nüfus oranına dayayarak, Türkleri azınlık konumuna itmek istemektedirler. Oysa iki devletli yapı mutlak eşit temsiliyet gerektirmektedir.
3. Rumlar 1960'ın çarpık çurpuk Başkanlık yapısını istiyorlar. Türkler Konsey oluşmasından yanadırlar.Hükümet yapısı olarak Konsey tercih edilmektedir; Konsey başkanı değişimli olacaktır. Bosna'da Bosnalı,Hırvat ve Sırp temsilci olmak üzere üç kişilik Başkanlık Konseyi vardır. Her 6 ayda bir Başkan değişmektedir. Rumlar,"Başkanlık" yapısı isteyerek, 4 yıl Rum, 1 yıl Türk Başkan olmasını istiyorlar. Hükümet de oranlı olarak bu Başkanın altında olacaktır.(1963'ü anımsarsak, Rumlar nasıl olsa 3 yılda enosis yapar ve Türk Başkan göreve gelmeden elimizi yıkarız hesabındadırlar.Kilise şimdiden Türk Başkanı kabul etmemektedir).

KKTC'yi ortadan kaldırmayı hedef alan bu çalışmalara bakarak, ben yine de o İsviçre defterinin bize gösterilmesini gerekli ve sağlıklı buluyorum. Eski görüşmelerde mutlak bilgi sahibi olduğumuzdan atılmakta olan adımları kolay ölçme olanağımız vardır.Unutmayalım ki "Milli Lider ve KKTC'nin Kurucusu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş",elinde mercek gelişmeleri izlemektedir.onun yapacağı açıklamalar son derece önemlidir.

Kimse bu safhaya getirilen "Kıbrıs Milli Davasını" dış mihrakların tahriki ile kaybetmek istemez.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.