Biz KKTC'yi derleyip toparlayalım

Yayın Tarihi: 12/10/08 00:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Dünya akılsız başın neden olduğu büyük bir finansal krizin içine düştü. Bunun sorumlusunun Başkan Bush ve iş arkadaşları olduğundan artık Amerikan basının da kuşkusu kalmdı. Birçok ünlü yazar önemli gazetelerde bunun üzerine basa basa suçluyu işaret etmektedirler. Kasım ayında seçim yarışında olan Barack Obama ve McCain de hergün şirin görünmek için öneri açıklamaktadırlar.Obama "Orta ölçekli işletmelere uzun vadeli düşük faizli kredi sağlanmasını gerekli gördü. İleriki günlerde dış olaylara geniş açıdan bakacağız.

Ancak benim için KKTC ve Anavatan Türkiye önemli.Türkiye konuyu yüksek sesle tartışmaktadır. Yetkililer uygulayacakları plânları üst düzeye taşıdılar.Elbette mali ve ekonomik kararların önceden açıklanamayacak olanlraı da vardır. Basında yapılan zorlama bence yersizdir.Hele TC Merkez Bankasını önceden açıklama yapmaya itmek abesle iştigâldir.Burada önlemden söz ediyorsak zaman ve zemin önemlidir.

KKTC'ye gelince;iktidarda kim olursa olsun, dıştan kaynaklanan bu kriz bizi vuracaktı.Önüne geçecek ne yeraltı, ne de yer üstü kaynakllara sahip değiliz.Yani ne yıkımın yönünü değiştirebilir, ne de önünde duvar olabiliriz. Dua edelim de Türkiye bundan büyük boyutlarla etkilenmemiş olsun.ABD ve AB ülkeleri mevduata yüksek faiz ve devlet garantisini yüksek oranda uygularken Türkiye daha fazla bundan uzak kalamaz.Hata olur.

KKTC başkaca bir hatanın ortasındadır.Her ne pahasına olursa olsun "Birleşik Kıbrıs" yaratmak için Cumhurbaşkanlığına geldiğini söyleyen M. A. Talat, hergün değişen dozda değerlendirme sunmakta ve kafaları karıştırmaktadır. Geçen gün işlerin kötü gittiğini açıkladı;Hristofyas'la başbaşa görüştükten sonra yine umut dağıttı. Bu tarafta da masadan etkilenen Hükümet vardır. Masada alınan kararlar Hükümet edenlere zor anlar yaşatmaktadır.

Ne AB,ne BM veya mali ve ekonomik örgütler,Kıbrıs Türk Halkına gereken katkıyı koymadıkları,kaynak yaratmadıkları,ucuz ve uzun vadeli kredi sağlamadıkları için yatırım yapılamadı, ticaretle yetinildi.Rumlarla aradaki mevzi nitelikli barikatların kaldırılmasından medet umuldu.İlkin UBP-DP gününde hazırlıksız olarak kapılar açıldı. İddia Rumların kuzeye gelecekleri,bu ziyaretten de oluk oluk para akacağı idi. Herkes biliyor; geldiler, sandüviçlerini, kolalarını da çantada getirdiler. Boğazına çok düşkün olanlar da "Ekmek kadayıfı" alıp gittiler. O kadar.

Ticarete dayalı olarak kapıların açılmasına hız verenler, bunun alkışcılığına soyunanlar,eski Rum ve Kilise politikasına aldırmadan tavla teslim olmanın bedelini, şimdi halkın,esnafın,iş adamlarının ödediğini görüyorlar. Hele ünlü Lokmacı kapısı göklere çıkarılmıştı.Göçmen olan oradaki dört buçuk lokanta esnafının yaygarası zaman içinde söndü.Gelen geldi ve dalga durdu.Şimdi Rum Kimlik kartı olan bizimkiler "Hamburger "yemek için öte tarafa gidiyorlar. Gelirken de alış veriş yapıyorlar. Yani çark ters işliyor.

1963 öncesinde, belki de Osmanlının adadan ayrılmasına kadar varan süreçte, Rumun yaptığı, Kilise önderliğinde sadece Türkün taşınmaz malını satın almaktı. Ticaret yaparak Türkü zengin edene rastlanmadı. İşte şimdi de yeni tuzak kuruldu. Ardına bakmayan Türk, gidip oradan mal almaktadır. Neden? Herkes bir neden bulup söylüyor.

Arsa,arazi satılır, inşaat furyası başlarken, keseyi dolduranlar, bunu üretgen yatırıma kaydırmadılar.Bu işin sonunu düşünmediler. İkinci ev,üçüncü araba,Jeep ve lüks hayat yaşantısını yeğlediler. Fabrika inşa etmek,iş olanağı yaratmak akıllarına gelemdi.İş yaratmak piyasaya alıcı sokmak değil midir? . Emeği ile ekmek parasını kazananın, Rum tarafında işleyeceğini ve alış verişini de o taraftan yapacağının hesabını yapmadılar.

İşte Sanayi bölgelerimiz,işte GaziMağusa Serbest bölge...KKTC yurttaşının tek kuruş yatırımı var mı? Ticareti tercih ederek bir yere varacağını sananlar, bastıkları topraklardan kolay sökülürler...Bu konuya sık sık döneceğim. Konu sadece Hükümeti yerden yere vurmak konusu değildir. Herkes kendine sorumluluk payı biçsin...

&&&

ARTIK KARAR VER!
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat,"İşler kötüye gitmektedir" diye haykırırken geçen gün kulvar değiştirdi. Talat "Kıbrıs sorununun çözümünün düne göre bugün daha mümkün olduğunu" ifade ederek herkesi şaşırttı.Talat ayrıca Kıbrıs sorununu artık çözmek zorunda olduklarını, bunun için, uluslararası toplumun da desteğini alarak, bütün marifetlerini kullanmaları gerektiğini söyledi.

Talat, "Önemli olan, Hristofyas'ın bu krediyi hak ederek, bizimle işbirliği yapıp, Kıbrıs sorununu çözme yolunda ilerlemesidir. Bunu yaparsa bu krediyi haketmiştir zaten, buna hiç itirazım yok, ben de zaten bu krediyi kendisine veriyorum" dedi.Hristofyas'la yaptığı görüşmeye değinen Talat, "karşılıklı anlayış bakımından, görüşmenin oldukça iyi geçtiğini" belirterek, "Kıbrıs Rum tarafı da Türk tarafı da yeniden çözüm için çalışacağı konusunda birbirlerine güvence vermiştir, bu konuda daha yoğun çalışma kararı da almıştır" diye konuştu.Talat, "Çünkü arayı açarsak, araya şeytanlar girer ve iş soğur, iş bozulur, tatsızlaşır. Bu üç haftada bunu gördük. İsim vermek istemiyorum ama, birçok şer odağı diye ifade edilen odak araya girdi ve adeta ortamı zehirledi. Bunu önleyebilmemiz için daha sık buluşmamız ve daha dikkatli mesajlar vermemiz lazım" dedi.

Bu şekilde konuşmasının nedeni Rum hücümları mıdır? Bunu bilemeyiz ama artık karar vermelidir.Bir gün kötü, bir gün iyi olamaz.Sorunun kökü kokuyor olmalı...Kaldı ki Liderler masada ama başka odaklar halktan gizli çalışmalar yapmaktadırlar.Bunun hesabını kim verecek?Halk bu gerçekleri ne zaman öğrenecek? KKTC'ye gizli saklı olarak yön vermeye kalkmak Anayasanın hangi maddesine girmektedir?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.