Hayal dünyasında yaşamak

Yayın Tarihi: 03/03/24 09:30
okuma süresi: 5 dak.

Geçen gün postama bir bildiri geldi. “4 Mart 2024 Pazartesi günü, “Kıbrıslı Türkler Birleşik Krallık Hükümetinin uluslararası izolasyonlarındaki suç ortaklığını protesto edecek” deniyor.

Tesadüfen aşağıdaki Ağustos 2004 tarihinde yazdığım (ve şimdi belirttiğim bazı görüşlere katılmadığım) bir köşe yazımı buldum. 20 yıla yakın önce. İnsan depresif olur mu, olmaz mı?

Kıbrıslıtürkler olarak aşırı iyimser bir toplumuz. Kıbrıs konusunda geçirdiğimiz acı deneyimlere rağmen Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunacağı konusundaki iyimserliğimizi hiçbir zaman kaybetmedik. Her yıl sonuna doğru "Bu yıl son. Sorun çözülmek üzere" diye diye kendimizi avuttuk. Ama ne yazık ki tüm umutlarımız Referandum sonuçlarının açıklanması ile yıkıldı. Bu sefer de kendimizi Annan Plânına "evet" dediğimiz için batının, daha doğrusu Avrupa Birliğinin (AB) ve ABD'nin bizi mükâfatlandıracağına inandırdık. Gerçekten de dünyanın her tarafından Kıbrıslıtürklere övgüler yağdı ve yağmaya devam ediyor.  Bizler de hayal dünyasında, hakikaten mükâfatlandırılmayı bekliyoruz. Gazeteler devamlı olarak manşetlerinden yıl sonuna doğru direkt seferlerin başlayacağını, ambargoların kaldırılacağını, izolasyonun sona ereceğini müjdeliyorlar.

Bana sorarsanız bunların hiçbiri gerçekleşmeyecek. Kıbrıslıtürkler bunu anlamaya başladıktan sonra yavaş yavaş haklı olarak geleceklerini temin edebilmek için adayı terk edip bu ülkeye (İngiltere’ye) ve diğer AB ülkelerine yerleşecekler ve dolayısıyla Kıbrıs adasındaki varlığımız zamanla erozyona uğrayıp tamamen önemsiz bir duruma düşecektir.  Bu bazıları için, özellikle kendileri için siyasi bir gelecek tasarlayanlar için çok karamsar bir tablo olarak nitelendirilebilir. Ama pragmatik kişiler bu senaryoyu çoktan görmüşlerdir.  Tüm bunları söylerken referandumdan bu yana gelişen olumlu şeyleri de göz ardı etmek haksızlık olur. Bunların en önemlisi Denktaş'ın saf dışı edilmesidir. Başbakan Talât ve TC Başbakanı Erdoğan'ın tezimizi dünyaya çok daha dinamik, gerçekçi ve uzlaşıcı bir tavırla anlatmaları Kıbrıslıtürkler açısından çok olumlu gelişmelerdir.

Şu anda yukarıda çizdiğim karamsar tabloyu doğrulayıcı şeyler yaşamaktayız.

Biliyorsunuz, her iki yılda KKTC'den Türk dili ve kültürü okullarında görevli olarak çalışacak öğretmenler tayin edilir.  Bu öğretmenlere, eşleri ve çocuklarına Kıbrıs'la anlaşma gereği otomatik olarak vize verilirdi ve çalışma iznine gerek yoktu.  Bu yıl KKTC pasaportu taşıyan öğretmenlere Kıbrıs'taki İngiliz Konsolosluğu vize vermemiş. Onlara önce çalışma izni almaları gerektiği söylenmiş.  Gerekçe olarak da "Kıbrıs'ın AB’ye girmesi gösterilmiş. Yani Kıbrıslıtürkler Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmaya zorlanmaktadırlar. Yani Kibrıslıtürkler Kıbrıs'lı Türk oldukları için cezalandırılıyorlar.  Hani mükâfatlandırılacaktık?  Britanya hükümeti, başbakandan tutun tüm organları ile çeşitli martavallar okuyup yüzümüze gülmeye devam ediyor, bir taraftan da daha önce sağladıkları olanakları elimizden alıyor. Bizim aşırı iyimser toplumumuz da ellerini ovuşturarak BA ve Lufthansa uçaklarının dolu dolu İngiliz ve Alman turist taşıyacağı günleri bekliyorlar. İstek olduktan sonra öğretmenlerin sorunlarının çözülmesi hiç de zor bir şey değildir.  Blair Hükümeti için bu bir sınavdır. Ama birçok konuda sınıfta kalan Blair'dan bu sınavı geçmesini beklemek pek gerçekçi bir şey olmaz sanırım.

Annan Planına "Ohi" demekle bizlere en büyük ihaneti yapan Kıbrıslırum dostlarımıza gelince. Onlar AB’nin kendilerini cezalandırmayacağını anlamışlar, ilk günlerdeki somurtkan tavırlarını bırakmışlar ve kasıklarını tutarak halimize gülüyorlar. Bir taraftan da habire Kıbrıslıtürklerle Kuzeyde ortaklıklar kurarak iş sahibi olmaya ve ev ve arsa almaya devam ediyorlar.  

Bu durumda İngiltere’de bulunan biz Kıbrıslıtürklere düşen görev yan yatıp beklemek yerine lobicilik etkinliklerini hızlandırıp Britanya hükümetinin verdikleri sözleri yerine getirmeleri ve vatandaşlarımıza yıllarca uygulanan amansız ambargoların sona ermesini sağlamak olmalıdır.

Umarım sonumuz hayırlı olur diye bitirmek istiyorum ama hiç de hayırlı bir sonumuzun olacağına inanamıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ertanç HİDAYETTİN yazıları