Asayiş sorunu
Ülkemizde suçlardaki artış ve asayiş sorunu, haklı olarak artık vatandaşlarımızın huzurunu kaçırıyor.
Özellikle hırsızlık, yankesicilik, uyuşturucu ticareti, trafik ve cinayet gibi suçlardaki tırmanış ,artık endişe edici boyutlara ulaşmıştır.
Hal böyle iken her nedense,hükümetin ve mecliste temsil edilen siyasi partilerin, bu önemli soruna gereken önemi verdiği söylenemez.
Oysa bu konunun,hükümet ve Meclis yanında, en üst düzeyde ele alınması ve çözümlenmesi gerekir.
Çünkü, asayişteki yetersizlikler; vatandaşlarımızın huzurunun kaçması, yaşam kalitesinin düşmesi ve ülkenin kaosa sürüklenmesi yanında, bir de Rum tezlerinin desteklenmesinde, paha biçilmez propaganda malzemesi olarak kullanılıyor.
Birçok kimse asayiş sorunlarını, ülkeye kimlikle girişlere ve ülkemizde çalışan kuzeyli soydaşlarımızdan kaynaklandığını ileri sürüyor.
Çünkü her konuda olduğu gibi, asayiş konusunda da, suçu kendimizde aramak yerine, başkalarına yüklemek kolaycılığı tercih ediliyor.
Aslında, KKTC'deki koşullar nedeniyle, suç işleme oranının az bile olduğu görüşündeyim.Çünkü mevcut koşullar, suç işlenmesini caydırıcı değil aksine,kolaylaştırıcı durumdadır.
Çağdaş ülkelerde teknolojik yeniliklerden ,araç ve gereçten yararlanılarak , yollar 24 saat gözetim denetim altında tutularak yasalara uyulması sağlanıyor ve suç işlenmesi caydırılıyor.
Şehir içlerinde, kameralarla, halkın yoğun olduğu yerler, 24 saat gözetim altında tutuluyor. Ayrıca şehir içlerinde ve kırsal alanlarda, 24 saat sürekli olarak yaya ve araçlı devriye görevi yapılıyor. Böylece yankesicilik, hırsızlık, ahlaksızlık ve uyuşturucu ticareti ve cinayet işlemeye meyilli olanların suç işlemesi, caydırılıyor.
Çünkü, herkesin suç işlemesini beklemek ve suç işleyenleri yakalayıp cezalandırmak yerine, suç işlenmesini önlemek daha isabetli bir seçenek olarak görülüyor.
Geçmişte gerek İngiliz döneminde, gerekse Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde ülkemizde de, gece ve gündüz 24 saat, şehir içlerinde yaya, kırsal alanlarda da, araçlı devriye hizmeti yapılır ve suç işlenmesine fırsat verilmezdi.
Şehir içlerinde, kırsal alanlarda ve yollarda sürekli olarak güvenlik görevlilerinin bulunması, suç işlenmesini caydırması yanında, halkın ve yabancıların kendilerini daha güvenlik içinde hissetmelerini de sağlar.
Ayrıca, başka ülkelerde, suç işleyenlerin polise ihbar edilmesi teşvik edilirken, KKTC'de, polise yardımcı olmak için müracaat edenlerden, merkeze gidip, yazılı ifade vermesi isteniyor.Bu formalite de,suç işlemeye meyilli kişilerin işini kolaylaştırıyor.
Suç patlamasının nedenlerinden biri de, bazı yasaların yeterince caydırıcı olmaması ve adaletin çok uzun zamanda tecelli etmesidir.
Bir de,Güneyde bile adalet ve kamu düzeni Bakanlığı bulunmasına ve hükümetlerin adalet hizmetlerini en üst düzeyde ele almasına karşın, KKTC'de güvenlik ve adalet hizmetleri, herhangi bir Bakanlığa bağlı değil.
Bunun sonucunda hükümetler, güvenlik ve yargı kuruluşlarındaki sıkıntıları, eksiklikleri, yetersizlikleri yeterince izleyemiyor ve gerekli önlemleri alamıyor.
Aslında diğer tüm sorunlarımız gibi asayiş sorununun da nedenleri ile çözüm şekilleri biliniyor.Fakat sistemden kaynaklanan nedenlerden dolayı, çözümlenemiyor.
Kişisel görüşüme göre, ülkemizdeki tüm sorunlar,parlamenter rejim ve buna bağlı olarak ortaya çıkan popülizm, particilik, kayırmacılık, oy avcılığı, Üçlü Kararname Yasası ile yöneticilerin siyasi irade tarafından atanması sonucu, devlet örgütlerinin çalışamayacak duruma getirilmesinden kaynaklanıyor.
Bu nedenle, gerek asayiş, gerekse tüm sorunların çözümü için öncelikle,Başkanlık sistemine geçilmeli.Böylece yönetimdeki bozuklukların düzeltilmesine, devletin verimli çalışabilmesine, yasaların uygulanmasına ve özelde asayiş, genelde de tüm sorunların çözümüne olanak sağlanmalı.
Başkanlık sistemine geçilmesi durumunda, yargı ve güvenlik kuruluşları, politikaya alet edilemeyeceğinden ve yozlaştırılamayacağından, doğrudan doğruya hükümete bağlanmasının sakıncaları da ortadan kalkacak.
Kuşkusuz başkanlık sistemine geçilebilmesi, Mecliste tüm siyasilerin işbirliğine bağlıdır.Geçmişte yaşanan acı deneyimler, kayıplar ve kaybedilen değerli kaynaklar ile zamanın dikkate alınarak, çıkış yolu olarak bu köklü değişikliğin herkes tarafından desteklenmesi gerektiği görüşündeyim.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.