Deprem ve iklim bozulması

Yayın Tarihi: 14/02/23 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yaşanan dönemde iklim bozulması, tüm insanları etkileyen en önemli sorunların başında gelir.

Birçok bilim insanına göre iklim bozulması; kuraklık, fırtına, sel gibi meteorolojik ve jeofizik olayları tetiklemektedir.

Sismologlar, iklim değişikliğine bağlı değişikliklerin depremi tetiklediğini belirtmektedir. AFAD’a göre, iklim bozulması nedeniyle 2001-2015 arasındaki dönemde 5 ve üzerindeki deprem sayısı 10 kat artmıştır.

Kutuplardaki buzulların erimesi depremleri tetiklemektedir. Buzullar ana kara üzerinde büyük baskı uygulamakta ve aşağıya doğru itilmektedir. Son yıllarda buzulların erimesi, yerkabuğu üzerindeki baskıyı azaltmaktadır. Böylece kara parçası geri tepme ile cevap vermektedir. Bu geri tepmenin, jeolojik faylar ve magmada olumsuz etkileri olmaktadır.

İngiltere’nin Leeds Üniversitesi’nde  görevli Claire Cooper ve arkadaşları, araştırmalarında buzulların erimesinin volkanik patlama döngülerini etkilediğini ortaya koymuştur. Buzullar geri çekildiğinde yerkabuğu yükselmekte, magmanın yüzeye ulaşmasını kolaylaştırmakta ve patlamaya sebep olmaktadır.

Almanya’nın Hanover Leibniz Üniversitesi’nden Jeofizikçi Andres Hamppel ise, ‘Buzul hareketlerinin ve kütle değişikliklerinin yer kabuğunda sismik olaylara neden olabileceğinin bilindiğini belirtmektedir.

Hampel ‘Mükemmel fırtınayı tetiklemek için, belirli bir faktör kombinasyonu gerekiyorsa, kesin olan şu ki, mevcut iklim değişikliği, büyük buzul kütlelerini hızlandırılmış bir şekilde eriterek, bunu destekliyor.’ diyor.

İsveçli jeofizikçi Rebeka Steffen, ‘Buzulların erimesinin neden olduğu depremlerin geçmişte birkaç kez meydana geldiğini, İskandinavya’dan Rusya’ya kadar, kuzey ve orta Avrupa’da birçok bölgede ve Kuzey Amerika’da son 20 bin yılda bu olguya dair kanıtlar bulunduğunu belirtmiştir..

Stefen özellikle Grönland’da yaklaşık 10 bin yıl önce güney kıyılarını etkileyen buz kaybı ile ilişkili bir depremin izleri bulunduğunu belirtmektedir.

Bilimsel araştırmalar, yağış döngülerindeki değişikliklerin de jeolojik olayları etkileyebileceğini ortaya koymaktadır. Hawai’de yapılan bir araştırmada, yoğun yağışların olduğu  bir mevsimin ardından, kayaların içindeki su basıncının Kilauea Yanardağı’nın son zamanlardaki uzun süreli patlamasında bir değişikliğe neden olduğu anlaşılmıştır .

Himalaya'larda ise, yapılan araştırmalarda, yıllık muson yağış döngüleri ile hafif sarsıntıların oluşumu arasında bir ilişki olduğu ortaya konulmuştur.

Bilim insanlarına göre, iklim değişikliği yağış düzenini değiştirdiği takdirde bunun jeolojik olayların sıklığı üzerinde sonuçları olabilecektir. Yağış düzeninin değişmesinin, jeolojik olayların sıklığı veya yoğunluğu üzerinde de sonuçları olabilir.

Ayrıca atmosforik basınçtaki ani değişikliklerin bile, deprem riski ortaya çıkaracağı ileri sürülmektedir. Tayvan’da, tayfunlarla ilişkili düşük basıncın üzerinde küçük hareketlere neden olabileceği ve depremi tetikleyebileceğini ortaya koyan araştırmalar vardır.

Sonuç olarak dünyada insanların doğasal çevrede yaptığı değişiklikler, büyük ölümcül ve yıkıcı olayları tetikleyebileceğini gösteren birçok araştırma ve kanıt vardır.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.