Arabesk Usulü Solculuk Ve sağcılık

Gözlemlerime göre bir çok kimse, solculuk ve sağcılığın tam olarak ne olduğunu bilmeden bu akımlardan birinin etkisi altında hareket ediyor, neye hizmet ettiğini ve hedefin ne olduğunu bilmeden belirli amaçların gerçekleştirilmesine yardımcı oluyor.

Ülkemizdeki bu yanlış anlamaların açıklığa kavuşturulması amacıyle, 'solculuk ve sağcılık' kavramlarının ne olduğunun herkes tarafından bilinmesi gerektiği görüşündeyim.

Benim anladığıma göre kısaca sol kavramı: belirli bazı ideolojilerden çok, politik anlamda daha katılımcı, ekonomik anlamda da daha bölüşümcü ve sosyal adaletli bir yapıyı hedefleyen dünya görüşüdür.Bu hedefler için izlenmesi istenen yol komünistler, sosyal demokratlar ve sosyalistler için farklı olmakla beraber ulaşılmak istenen hedef aynidir.

Politikada sol; iyileştirme arayan veya varolan sosyal hiyerarşiyi kaldırmak isteyen, zenginliğin ve imtiyazların eşit dağılımını destekleyen bir hareket olarak tanımlanıyor.

Teorik olarak sol; işçiyi, köylüyü, az gelirlileri, işsizleri, arazi sahibi olmayanları ve ezilenleri temsil eden, onların hakkını arayan ve koruyan partidir.

Kuşkusuz solculuk için, ulusal bağımsızlığı savunmak, anti emperyalist bir davranış içinde olmak vazgeçilmez ögelerdir.Bu nedenle solcuların da ,başka ulusların ulusal ve kültürel değerlerine yönelik inkar ve ırkçılık içinde olmadan, kendi ulusal değerlerine sahip çıkması, onları koruyup geliştirmesi ve her koşulda o değerleri savunması gerekiyor.

Özellikle içinde bulunduğumuz koşullarda halkımızın; emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin karşısında çıkarlarının korunabilmesi, varlığını sürdürmesi için mutlaka solcular da kendi halkının yanında olmak zorundadır.Kendi ulusunu savunmayan ve üyesi olduğu halkını kollamayan, tarihine ve kültürüne sahip çıkmayan solcu olamaz.

Kundaktaki bebekleri ,yollardan ve işlerinden suçsuz soydaşlarımızı toplayıp katleden ve ırkçı milliyetciliği en acımasızca sergileyen Rumların çıkarları doğrultusunda faaliyet gösterenler , ENOSİS' yanlısı AKEL'in kuyrukçuları ve emperyalistlerin maşası olanlar gerçek anlamda solcu sayılamaz.

Öte yandan ülkemizde çok kullanılan 'sağcılık' politik anlamda; Burjuvazinin yani sermaye sahiplerinin, tüccarın, sanayicinin ve zenginlerin çıkarını ön planda tutan siyasi görüştür.

Aslında siyasi partiler, sosyal sınıf açısından temsil ettikleri kitlenin çıkarlarını korumak üzere kurulur. Bizde,böyle bir şey olmadığından bu kavramlar da doğru yorumlanmıyor.

Oysa batılı ülkelerde siyasi partiler sınıfları temsil ediyor. Ayrıca iktidarda burjuvaziyi temsil eden siyasi parti varsa, muhalefette de işçi sınıfının partisi oluyor.

KKTC'de ise politika; sosyal ve ekonomik sınıf açısından değil, sırf devlet olanaklarının ele geçirilmesi ve yandaşlara bölüştürülmesi amacıyle yapılıyor.Bu nedenle de sağ ve solcu olduğunu iddia edenlerin, iktidardaki uygulamalarında hiç bir fark görülmüyor.

Teorik olarak, 'Sol' iktidarın; işçinin, köylünün, dar gelirlilerin, işsizlerin, ezilenlerin ve arazi sahibi olmayanların yanında olması, onların çıkarlarını koruması gerekirken, bizde iktidara gelen sözde 'Sol', parti bu sınıftan çok zenginlerin çıkarlarını koruyor.Ayrıca, batılı emperyalist ülkelerin hayranı olduğunu gizlemek gereği bile duymuyor.Bazı tabela partileri ise, Rum sözcülüğü yapmanın,Anavatana saldırmanın solculuk olduğunu zannediyor.

Ayni şekilde 'sağ' partiler de; temsil ettikleri sermaye sahipleri, tüccar ve sanayicinin çıkarlarını korumak yerine, sırf oylarını almak amacıyle dar gelirlilere devlet'in sırtından çeşitli olanaklar sağlıyor ve onları kolluyor.

Özetle küçük ülkemizde halen, sırf bir sınıfı temsil eden, onların haklarını savunan ve koruyan sağ veya sol bir politik parti bulunduğu söylenemez.Bizde daha çok 'sözde' veya 'Arabest' tipi sağcılık- solculuk yapıldığı görüşündeyim.