BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

"Alengirli işler..."

Yayın Tarihi: 29/10/21 07:00
okuma süresi: 9 dak.

"Alengirli" kelimesi son zamanlarda Kıbrıs Türk halkının günlük hayatının içerisine, daha fazla yerleşip kökleşmeye, yayılmaya ve derinleşmeye başladı... 

Bu kelimenin en basit anlamı; tuhaf, acayip, karmaşık, hile, tuzak, oyun içerisinde oyundur! Bu kelimenin anlamını tanımlayan her bir kelime, KKTC'nin içinde bulunduğu durumu yansıtmaktadır...

Yani koskoca bir "çıkmaz!"

Anlayacağınız Kıbrıs Türk halkı olarak alışık olmadığımız, koskoca bir "çıkmaz"ın içindeyiz...

Peki şimdi ne olacak?

Akla gelen sorulması gereken iki önemli soru var:

Kirli siyaset yapılanması nasıl engellenecek?

Mafya, siyaset ve ticaret üçgeninden, temiz siyaset ve temiz topluma giden yolda bundan sonra siyasi partilerin rolü ne olacak?

Son zamanlarda ülkemizde bir koltuk, bir çıkar uğruna ortaya çıkan, yaşanılan ve gelişen narsisist entrikalar, komplolar, “gör beni, göreyim seni siyaseti”, mafya, siyaset ve ticaret üçgeninden ortalığa saçılanlar, söylenilenler ve ifade edilen rakamlar, siyasetin en çirkin, en karanlık, bir o kadar da en acımasız ve yıkıcı yüzünü yansıtmaktadır... Bu konular oldukça ciddidir ve bir o kadar da düşündürücüdür... Ortaya saçılan her bir şey sorgulanmalıdır ve araştırılmalıdır... Doğru ya da yanlış olsun tümünün de KKTC imajına yönelik, dış basında inanılmaz bir deprem yaratma gücü vardır... Şu an bu konular, Türkiye medyasının gündeminden hiç düşmemektedir, dünya medyasında da çok fazla olumsuz haberler olarak yayılmaktadır... Ülkemizde, devletin en başındaki makamından, "vatan, millet, sakarya" nutuklarını bir kenara bırakarak, bu konular öncelikli bir gündem maddesi haline getirilerek, acilen profesyonel anlamda dış basında halkla ilişkiler çalışmaları, çok boyutlu olarak yürütülmelidir... Ülkenin komplo, devlet, siyaset, mafya yapılanma iddiaları çok ciddi boyutlara ulaşmıştır, önemli bir kriz halini almıştır... Hemen bu konuya akılcı yollarla müdahale edilmelidir, profesyonel yöntemlerle bu süreç yönetilmeye başlanmalıdır...

Temiz siyaset, temiz toplum yaratır... Temiz toplumun yolu temiz siyasetten geçer... Peki bunun için ne gerekir? Bunun için siyasi etik kuralları ve ilkeli duruş gerekmektedir... Bu doğrultuda sistemler geliştirilmelidir... Kafa yorulmalıdır... Dünyadaki örnekleri incelenmelidir...

Geldiğimiz noktada, bu konunun en tehlikeli boyutu, ortaya atılan zenginlik, iktidar ve güç sahibi olanların, birer rol modeli olarak özenti yaratacak aktörlere dönüşme olasılığının olmasıdır! Ülkenin ve kişilerin zaafları ortaya çıkmaya başladıkça, adalet sistemindeki boşluklar arttıkça, olumsuz güç odaklarının rotası sürekli KKTC olacaktır... Bu konuda, ülke olarak dünya çapında bir merkez haline dönüşmemeliyiz! Son gelinen noktanın oluşturduğu sistem, siyaset ve bürokrasi üçgeninde kesinlikle yeni zenginler ortaya çıkararak, güç dengesini de bozmamalıdır! Aksi takdirde bunlar, mevcut siyaseti ve toplumu yozlaştırmakla kalmayacak, ahlaki değerlerde de çok hızlı çöküşler başlatarak, aynı zamanda gelecek genç kuşakları da tehdit altına alarak, Kıbrıs Türk halkının geleceğini de farklı yönlerden rehin almış olacaktır...

Son zamanlarda ülkemizde gelişen olaylar ile birlikte kolay yoldan para kazanmanın, bütün değerlerin üzerine çıkmaya başlaması ve kazanılan para miktarlarının, paranın nasıl kazanıldığından daha fazla sorgulanır hale gelmesi, çok ciddi bir felaketin yaklaşmakta olduğu ve bunun önlemlerinin hemen acilen alınması gerektiğinin de önemli sinyalini vermektedir...

Bu aşamadan sonra üzerinde durulması gereken önemli noktalar:

  1. Temiz toplum için sözde değil, gerçek anlamda temiz siyaset olmalı.
  2. Devlet bürokratik değil, demokratik olmalı.
  3. Siyaset, mafya ilişkilerinden tamamen uzak kalmalı.
  4. Siyasi aktörlerin rolü, yolsuzluk ekonomisinin dışında tutulmalı.
  5. Siyasi aktörün ne kendisinden ne de çevresinden kaynaklı siyaset yapma tarzı, kamu kaynaklarına ve çıkarlarına güç katmak için kullanılmamalı.
  6. Genelde siyasi partilere, özelde de siyasi aktörlere yapılan bağışlar ve yardımlar, bir çıkar döngüsü haline gelerek, bir yaşam felsefesi ve zihniyetine dönüşmemeli.
  7. Bir ülkede yasalar, ekonomik suçu artırmamalı, teşvik etmemelidir, bunun için ekonomik suç işleyenlere ciddi yaptırımlar uygulanmalı.
  8. Bir ülkede sistem, entrikaları, komploları, yolsuzluğu ve mafyacılığı artırmaya başlamışsa, o sistem hemen sorgulanmaya başlanmalıdır.

"Alengirli işleri" engellemenin panzehiri, öncellikle bürokratik devlet oluşumundan, şeffaflığı öne çıkaracak dışa dönüklü demokratik devlet yapılanmasına gidilmesi için acilen "değişime" gidilmesidir...

"Değişim" yeniden yapılanmada en zor olan kısımdır... Bunun da en büyük nedeni, mevcut sistemden beslenmeyi sürdüren statükocu güçlerin, besledikleri kaynakları ve bulundukları konumlarını  kaybetme endişesi ve kaygısı ile değişime direnç göstermeleridir...

Ancak, değişimin gücü, onu isteyenlerin gücüyle doğru orantılı olduğu için, değişmek isteyenler ya da değiştirmek isteyenler, projeler geliştirerek çok sayıda kişiye anlatarak destek aramalı, mevcut sınırlarını genişletmelidir, ittifaklarını artırmalıdır... "Değişim", statükoyu sürdürmekten çok daha zor bir yoldur... Değişimin, olup olmayacağı, değişim olursa yönünü, hızını ve niteliğini, yapılacak olan mücadelenin ölçeği belirleyeceği göz ardı edilmemelidir... Bu değişiklikleri de yapacak olan, ülkeyi düzlüğe çıkarmak için yola çıkacak olan ilgili siyasi kurumun kendisi olacağı unutulmamalıdır...

Bu da ancak demokrasinin gelişmesi ve kamuoyunun denetiminin tüm sistem üzerindeki etkinliğini artırmakla mümkün olabilmektedir... Amaç, katılımcı ve çoğulcu demokraside daha fazla işlerlik ve daha fazla içerik geliştirerek, var olan bir nevi "çıkarcılık, fırsatçılık ve yağmacılık kültürünü" ortadan kaldırmaktır...

Geldiğimiz noktada siyasetin artık ülkeye hizmet etme aracı olmaktan ziyade, köşeyi dönmek isteyenlerin kısa yoldan dönmelerine hizmet etme amacı haline geldiğini üzüntüyle gözlemlemekteyiz...

Peki, bundan sonra yapılması gereken en önemli şey ne olabilir?

Ülkedeki siyasi partiler yasasında değişikliğe gidilerek, ülkenin siyaset yapma tarzı değiştirilmelidir...

Kirliliğin başında gelen en temel unsur, ülkedeki siyaset yapma tarzıdır... Bunun için sistemin, toplumu daha çağdaş ve daha temiz bir noktaya taşıyabilmesi için, yeniden yapılandırılması gerekiyor... Bunların yapılmaması durumunda ülkedeki siyasal kirlilik içinden çıkılmaz bir duruma dönüşeceği kesindir... Entrikalar, komplolar ve mafya siyaset ilişkileri bir o kadar daha güçlenmiş ve çeşitlenmiş hatta derinleşmiş olacaktır...

Kıbrıs Türk çocuklarının geleceği, böylesine "Alengirli işlerle" feda edilemeyecek kadar önemlidir ve hayatidir... Bu noktada Kıbrıs Türk halkına büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir...

Ülkemizdeki yozlaşma ve çürümelerin boyutu, tesadüfen ortaya çıkması ile kendini gösteriyor ve gördüğümüz kısım sadece buz dağının görünür kısmıdır... Derinliğini kimse bilmiyor...

Söylenilenler ve ortaya konan iddialar doğru ya da yanlış olsun, oldukça ciddidir... Sorgulamamız gereken tek bir şey vardır. O da, KKTC'deki sistemin geldiği noktada, temizlenmeye ve yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyulduğudur...

Her zaman vurguladığım gibi siyaset, toplumu yönetme sanatıdır... Topluma hizmet etme sanatıdır... Sistem, bir güç ve rant aracı hatta amacı haline geldiğinde, yalnızca sistemin kendisini bozmakla kalmıyor, zamanla toplumu da çürütüyor... Bunun olmasını önlemek, Kıbrıs Türk halkının sorunu ve sorumluluğudur... Hesap sorulmalıdır... Özgür bir birey, sorumlu bir toplum ve demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, bu durumlar karşısında üzerimize düşenleri yapmalıyız, farkındalık oluşturmalıyız, birlik olmalıyız... 

Tek aşk tek kalp olarak, bir araya gelelim ve olanlar hakkında Kıbrıs Türk halkı olarak hesap soralım, tavır belirleyelim...

Bunun başka bir yolu yoktur!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.