BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

KKTC'de yeni dönem 'resmen' başladı!

Yayın Tarihi: 02/12/22 11:00
okuma süresi: 14 dak.

Sizce Metin Feyzioğlu neden KKTC Büyükelçisi oldu?

Bu konuda Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun katıldığı bir televizyon programındaki açıklaması dikkat çekicidir...

"... Bizim için dışarıdan içeriden fark etmez. Daha önceki dönemlerde de oluyordu... Şimdi ki dönemlerde de olur. Bunlar gayet doğal. Bunu başka yere çekmenin de hi bir anlamı yok. Gayet isabetli isimler. Yanlış hata olursa da gerekeni yapıyoruz zaten. Uyarılarımız olur, geri çekme imkanımız var. Hukuk lazım, teknik müzakereler de var. Ama Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkileri de var. O nedenle sayın Feyzioğlu'nun burada başarılı olacağını ben düşünüyorum. Oraya uygun. Yani biz kişiye göre görev değil de göreve göre uygun arkadaş bulmaya çalışıyoruz..." (Kaynak: CNNTÜRK - Milliyet)

Bu temel açıklama dikkatli bir şekilde analiz edilmelidir çünkü, ifadelerin önemli bir derinliği vardır...

Ön tespitler:

  1. Önceden belirlenen ve gelişmelere göre güncellenen merkezi politikalar ve stratejiler kapsamında yeni elçi görevini yürütecek ve bunun dışına çıkılamayacak.
  2. Hukuki düzenlemeler üzerinde yeni çalışmalar yapılabilecek.
  3. Kıbrıs sorunu müzakerelerinde etkin ve yönlendirici rol üstlenecek.
  4. Türkiye, KKTC ilişkilerinde yeni bir sürece girilecek.

Donanımıyla, birikimiyle, tecrübesiyle bu görevlerin üstesinden gelebileceğine inanılan sayın Metin Feyzioğlu ile birlikte KKTC'de de, yeni dönem "resmen" başlamış oldu...

Peki Metin Feyzioğlu kimdir sorusuna verilebilecek cevapların içerisindeki en önemli ve dikkat çekici noktalar:

7 Temmuz 1969 tarihinde İstanbul'da bulunan Kadıköy ilçesinin Kızıltoprak semtinde dünyaya gelen Feyzioğlu, doğumundan yaklaşık iki saat sonra annesinin vefat ettiği ve büyükannesi ile büyükbabası tarafından evlat edinerek, Ankara'da onların yanında büyüdüğü basına ve biyografisine yansımıştır... (Kaynak: HABERTÜRK - VİKİPEDİ)

Büyükbabası, 1957-1981 yıllarında Türkiye'deki siyasete aktif yön veren, 15 Kasım 1983 tarihinde KKTC ilan edilirken Rauf Raif Denktaş'ın danışmanlarından olan ve KKTC Bağımsızlık Bildirisi’nde de ciddi katkıları bulunan, siyasi parti genel başkanlığı da yapan, eski devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulunan Turhan Feyzioğlu'dur. Metin Feyzioğlu, Turhan Feyzioğlu'nun torunudur...

Büyükbabasının yanında büyüyen, büyükbabasının yaşadıkları, gördükleri ve duyduklarıyla kişiliği gelişen ve rol modeli olarak kendisini, büyükbabasına göre yetiştiren, bir dönem Türkiye Barolar Birliği başkanlığı ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı da yapan sayın Feyzioğlu, hukuk alanındaki eğitimini en üst düzeye taşıyanlardan...

Hukuk alanında doktorası, doçentliği ve profesörlüğü olan, kamu hukuku ve ceza hukuku alanlarında çalışmaları bulunan, hukuk İngilizcesi sertifikası da alan Sayın Feyzioğlu mesleğinin en üst noktasında... Yani, zirvesinde...

Bir dönem de CHP Genel Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile de anılmıştı sayın Feyzioğlu ...

Değişim ile birlikte, "değiştim..." diyebilen evli ve iki kız çocuğu babası olan yeni büyükelçi, KKTC'de yeni dönemi "resmen" başlatan etkili isimlerden biri...

Akla gelen soru, adada Sayın Feyzioğlu’nu mu zor bir süreç bekliyor, yoksa KKTC'yi mi zor bir süreç bekliyor? Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz...

Anlayacağınız yeni dönem, her iki taraf açısından da zor ve güç olabilir! Kutuplaşmayı yumuşatmak, davranışsal ve düşüncesel yaklaşımlarla tamamen doğru orantılıdır...

Dünyadaki gelişmelerle siyasi yapılanmalarda meydana gelen değişiklikler, KKTC siyasetinde ve yapılanmasında çok farklı revizyonları ve güncellemeleri de beraberinde getirebilmektedir...

Yeni kişilerle ve taze enerjilerle bunları gerçekleştirmek, yorgun düşen kişilerle ve tükenmiş enerjilerle gerçekleştirmekten çok daha kolay ve etkili olacaktır... Yenilenme, yeni kişilerle, yeni yaklaşımlarla, yeni düşüncelerle ve yeni vizyonlarla ileriye taşınabilir...

KKTC'de yaşayan Kıbrıs Türk toplumu ve halkı olarak bilmemiz gereken, ülke olarak yeni değişimlere doğru yol almaya başladığımızdır...

Fark etsek de etmesek de, içsel yeni yapılanmalarla, içsel yeni düzenlemelerle geleceğin KKTC'si yapılanmaya başlıyor... Bu noktada yeni Kıbrıs politikaları ve stratejileri var, yeni iç hukuk düzenlemeleri var, Kıbrıs müzakerelerinde olmazsa olmazlar var, Türkiye KKTC ilişkilerinde KKTC'ye yüklenecek daha büyük sorumluluklar, projeler ve çalışma temposu var...

Bu süreçlerde ortaya çıkacak olan en önemli unsur "frekans"dır. Türkiye ile KKTC'nin ortak frekansında tam bir uyum ve uyuşma... Ortak dilin daha fazla ve daha etkin kullanılması... Ekonomik iş birliğinde, altyapılara daha fazla önem verilmesi... Koordinasyonun çok daha üst noktalara taşınmasıdır...

Yeni kurulacak hükûmetlerde ve bürokratik yapılanmalarda bu "frekansta" olma şartı yeni dönemde çok daha ağır basacaktır...

Yani anlayacağınız, daha fazla iş yapmaya, yatırım yapmaya doğru ilerlemeye yeni dönemle birlikte daha fazla gidilecektir...

Hükûmet oluşumlarında bu güç daha etkin, koordineli ve daha sonuç odaklı harekete geçiriliyor...

Kendi ayakları üzerinde durabilecek bir KKTC yaratma çabası artırılıyor...

Yapılanma sürecinde, etkin birimler oluşturulacak, kamusal denetimler artırılacak, genişleyecek ve yaygınlaştırılacak... Devlet küçültülerek, etkinleştirilecek ve verimlilik artırılacak...

Önümüzdeki günlerde "Çıkış yolunun" kitabı KKTC'de tekrardan yazılmaya başlanacak... Bu sefer kitapta çok güçlü bir isim var!

Artık KKTC'de hükûmetcilik oynama dönemi de bitiyor... Daha etkin, daha kararlı, daha iradeli, daha istikrarlı, daha koordineli, daha bilinçli, daha ayakları yere sağlam basan, yatırımcıya desteklerin artırılacağı, altyapının daha da güçlendirileceği, daha üst merkezi yönetimin ağır basacağı, planlanacağı bir yapılanmaya doğru ilerleniyor... Yapılanma, her düzeyde her kesimde gerçekleşecek...

"Değiştim" denilerek başlayan "değişim"in, yeni dönemi KKTC'ye taşınıyor ve KKTC eski sistemden, yeni sisteme geçişe hazırlanıyor... Bu aşamada en hassas beklenti noktası, çok fazla "kutuplaşma" yaratılmadan "yumuşakça" sürecin ilerletilmesi ve Kıbrıs Türk insanın toplumsal - kültürel yapısının, karakterinin yaşam tarzının göz önünde bulundurulmasıdır... Tepkisel ölçümlemenin ülke şartlarına göre doğru yapılıp, analiz edilmesi bu dönemde daha fazla önem teşkil edecektir... Elçiliğin ve ofislerinin, yeni dönem çalışmalarında bu yönlere çok daha fazla önem vermesi, ülkedeki bireylere hak ettiği değeri yükseltecek ve bu yöndeki başarı oranlarını artıracaktır... Dikkat edilmesi gereken en hayati nokta tam da burasıdır... Buna dikkat edilmesi, gelişimi ve ilerlemeyi artıracaktır... Toplumsal alışkanlıklar ve davranışsal tepkiler üzerinde titizlikle çalışılması gereken aşamalardan geçilecektir...

Kutuplaştırılarak, zor göstererek, kısıtlamalar ile gelişim elde etmek beraberinde çok büyük toplumsal sorunları ve travmaları da beraberinde getirebilecektir... Bunlara dikkat etmek bu değişim süreçlerinde hayati derecede önem arz edecektir...

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Fuat Oktay'ın son KKTC ziyaretinde söyledikleri önemlidir...

“... Burada bizim duruşumuz son derece net. Cumhurbaşkanımızın bu çağrısıyla da KKTC‘ye yönelik politikalarımızda bir başka evreye gelmiş durumdayız... KKTC olmadan Türkiye, Türkiye olmadan KKTC’nin olmayacağı bir denklemden bahsediyoruz..." Yaptığı açıklamalarda, bölge refahına katkı sağlayan ve kendi kendine yeten bir KKTC hedefiyle, altyapı projelerinden tarımsal sulama sistemine, e-devlet çalışmalarından sağlık yatırımlarına kadar Kıbrıs Türkü için ciddi bir mesai harcandığı vurgusu yapılmaktadır, bu oldukça önemlidir... KKTC ile ilgili koordinasyon işlerinin sorumluluğunu vurgulayarak, yaptığı konuşmalarda Türkiye’nin e-devlet altyapısının, KKTC‘nin dijital kamu hizmetleri altyapısına da hizmet sağladığına işaret ediyor... (Kaynak: BRTK)

Anlayacağınız ortada daha net bir KKTC hedefi ve bu hedeflere ulaşmak için daha fazla geliştirilen strateji ve politikalar ile daha etkin kişiler olacak... Elçilik ve ofisleri bunun için ağını genişletecek, yeniden yapılandırılacak...

Hedeflere ulaşmak adına, ne gerekiyorsa yapılması için her yönden güçlü bir yapılanmaya ve yeni düzenlemelere gidiliyor, yeni güçlü kişilerle etkin ve yeni ekipler oluşturuluyor... Yeni projeler üzerinde sürekli çalışılıyor...

Evet her yönden ayakları yere basan, güçlü yeni bir KKTC hedefine doğru ilerliyoruz...

Artık, KKTC hükûmetlerine ve yerel yönetimlerine bu yönden çok daha büyük sorumluluklar düşeceği kesindir... İstikrar, iş yapma ve verimlilik beklentileri önümüzdeki dönemlerde daha fazla yükselecektir...

Siyasi partiler ile birlikte oluşturulacak hükûmetlerin de bu süreçlerde kendilerini yenilemeleri ve geliştirmeleri beklenecektir... Sistemsel gelişime katkı sağlama şartı ve uyum olmazsa olmaz olarak anlam bulacaktır...

KKTC'de daha üst bir merkezi yönetim yapılanmasına ve oluşumuna doğru ilerlediği bu günlerde, merkezi yönetim temsilcilerine de çok büyük sorumluluklar yüklenecektir... Bunların toplumsal yansımaları da olacaktır... Bunun farkındalığına varmalı ve bu doğrultuda hareket etmenin önemi anlaşılmalıdır...

Yeni dönem ile birlikte hükûmetler, siyasi söylemlerini bir kenara bırakarak iş yapmaya odaklanmaya başlayacaklardır... Gündem söylenilenler değil, gelişim adına yapılan uygulamalar ve icraatlar olacaktır...

Yeni dönemle birlikte hükûmetler, KKTC tarihinin en zorlu sürecine hazırlanmaya başlayacaklar... Bilindik kamu yöntemleri artık işe yarayamayacaktır... Daha fazla proje üzerinde, sonuç odaklı çalışma zorunluluğu getirilecektir... Sürekli projeler geliştirmeniz istenecektir...

Kıbrıs Türk insanın kendine has yaşam tarzı daha fazla önemsenerek, Kıbrıs Türk kültürü göz önünde bulundurularak, yeni süreçlerde bu hassas konular göz ardı edilmeden gelişim, bunun üzerine titizlikle ve dikkatlice yapılandırılmaya çalışılacaktır... Bu bilinç boyutunda çalışmalara yeni dönemde daha fazla dikkat edilecektir... Bu nokta başarının kilit noktası olmaya ve önemini korumaya devam edecektir... "Kıbrıs Türk kültürü", atılacak adımlarda daha fazla göz önünde bulundurulacaktır...

Kamusal verimsizliği, başarısızlığı durdurmak ve bunun farkındalığına varmak da önemli bir kamu hizmeti olacaktır... Bunu yapmamanın hesabı günü geldiğinde sorumlularından fazlasıyla sorulacaktır...

Göz yaşlarınıza aldırış etmeden, "Kişiye göre görev değil de göreve göre uygun arkadaş bulmaya..." Devam edilecektir... Sorumsuzluğunuzun hesabını vermeye başlayacaksınız...

Türkiye'de "yeni yüzyıl" vizyonunun açıklandığı bu günlerde, KKTC'nin de "yeni yüzyıl" vizyonunun olması artık kaçınılmazdır... KKTC artık bu yöne doğru ilerletiliyor... Kabul etseniz da etmeseniz de... İsteseniz de istemeseniz de... Bilseniz de bilmeseniz de... Süreç ilerliyor, yeni yüzyıla doğru hep birlikte ilerliyoruz...

Vurgulandığı gibi; çalışma uyumu sağlayanlar ilerleyecek, ilerletilecek... Uluslararası hukuk ve Kıbrıs konularında çalışmalar yapan, sayın Metin Feyzioğlu'na da bu bilinçle büyükelçilik teklifi yapılmış, o da buna çok müteşekkir olduğunu belirterek bu görevi seve seve kabul etmiştir... Sadece bir büyükelçi olarak değil aynı zamanda iyi bir akademisyen olarak da çok önemli işler başaracağına inanıldığı için yüksek beklentiler içerisinde kendisine bu teklif yapılmıştır...

Türkiye'de Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafından "İnsan Hakları ve Demokrasi" ödülüne de layık görülen Sayın Metin Feyzioğlu ile birlikte başlayan bu yeni süreci herkes görüp, yaşayıp değerlendirecektir...

Öncelikle, ön yargısız olarak bu konunun değerlendirilmesi, bu aşamada daha fazla önem arz etmektedir...

Unutmayınız! Büyükanne ve büyükbabanın sağladığı sevgi ve duygusal yakınlık, torunlarının sağlıklı gelişimi üzerinde büyük ve olumlu bir etkisi vardır...

Bunu herkes anlamayabilir!

O, küçük bir çocuk olarak bunu yaşayıp, anlayanlardan...

Bir şans veriniz...

KKTC'de yeni dönem "resmen" başladı!

KKTC "yeni yüzyıla" hazırlanıyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.