BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

KKTC seçmeni kararsız!

Yayın Tarihi: 23/12/22 07:00
okuma süresi: 9 dak.

KKTC tarih boyunca ne seçimler gördü, ne vaatler duydu...

Siyasilerin her seçimlerde oy uğruna ortaya attığı en ütopik sözleri ve vaatleri bu toplum hep duydu...

Hiç gerçekleşmeyen içi boş vaatler verilmeye hep devam etti...

Sayfa sayfa seçim bildirgeleri yazıldı... Projeler çizildi... Kamuoyuna açıklandı...

Yıllar geçtikçe vatandaşın siyasete olan ilgisinin azalmasının en büyük nedeni, verilen sözlerin yerine getirilmemesidir...

KKTC seçmeni yapılan her seçimlerde sandığa gitme konusunda daha az istekli...

KKTC seçmeni sandığa gitme konusunda kararsız!

Siyasete güven her geçen gün bu ülkede daha fazla azalıyor...

Tarih boyunca siyasi amaçlar uğruna vatandaş neler neler duydu, neler neler gördü...

Nesillerin değişimiyle birlikte KKTC seçmenin oy verme davranışları da her seçimlerde değişti...

Bu ister belediye seçimleri olsun, ister milletvekili seçimleri olsun, isterse de cumhurbaşkanlığı seçimleri olsun, halk seçimler konusunda daha endişeli ve daha temkinli...

Ülkede, oy verme kararını etkileyen faktörler değişiyor, değiştiriliyor...

Kafa karışıklıkları, kutuplaşmalar artıyor, artırılıyor...

Geldiğimiz noktada "Kararsızlığın" anlamı, daha iyi anlaşılmalıdır...

"Ekonomik kriz", en belirleyici faktör olarak karşımıza çıkmaya hep devam ediyor... Şimdi bunun yükü daha ağır olmaya başlıyor...

Ekonomik yönden sorunlar yaşayanların sandığa gitmeme oranları her geçen gün daha fazla artıyor...

Sloganlar, seçim vaatleri her seçim öncesinde daha fazla havada uçuşmaya devam ediyor...

Ülkesel olarak geldiğimiz tarihsel süreçlerde siyasetimiz, bir tiyatro sahnesinin ötesine geçebilmeliydi...

Yanlış giden çok şeyin ortada olduğu, en büyük siyasi gerçeklik olarak karşımızda dimdik, devasal boyutta duruyor...

Seçmen olarak, vatandaş olarak, halk olarak, toplum olarak sorumlulukların şimdi daha fazla değer ve anlam bulduğu günlerden geçiyoruz...

Kararsızlıktan, ne istediğini bilen bireyler ve toplumlar haline, evrimleşmemiz gerekiyor...

Bu ülkede artık ne istediğini bilmeyen bireyler daha fazla yetişiyor, yetiştiriliyor...

Birlik ve beraberlikten uzaklaştırılan, kutuplaştırılan insanlar daha fazla artıyor, artırılıyor...

Yapmamız gereken, hayattan ne istediğimizi bilmektir... Bunu şimdi daha fazla bilmeliyiz... Bunu şimdi daha fazla anlayıp, önemsemeliyiz...

Unutmayınız! Her aile küçük bir ülkedir... Kültürel ve ekonomik boyutlarıyla toplum ile aile, birbirini tamamlayan bir bütünün mihenk taşlarıdır... İnsan ailenin, aile de toplumun ayrılmaz güçlü bir parçasıdır...

Ne istediğini bilen bireyler ve toplumlar yetiştirmeye, kendimizden başlamalıyız... Tarihimizin her döneminde toplumumuzun temelini aile kurumlarımız oluşturmuştur, aileyi de, bireyler...

KKTC vatandaşları olarak ne istediğimizi artık daha iyi bilmeliyiz... Bunu istemeliyiz... Bunun için adımlar atmalıyız... Bunun için var olmalıyız ve bunun için var etmeliyiz...

Ne istediğini bilen aile, üstün olan ailedir... Birey, ailenin kaynağıdır... Aile, toplumun kaynağıdır... Toplum, ülkenin kaynağıdır...

Şimdi bir seçime daha gidiyoruz... İster siyasi seçimler olsun isterse de hayattaki seçimlerimiz olsun, seçim, "seçim" yapmaktır...

Unutmayınız! Seçimlerde istediğinizi elde etmenin ilk sırrı, ne istediğinizi bilmektir...

Gerçek güç, ne istediğinizi bilmekten, ne istemediğinizi anlamaktan, ön yargılı olmadan, birilerinin etkisinde kalmadan, bunu açıkça ve sevgiyle ifade etmekten doğar...

Başarının ilk ilkesi de arzudur... Ne istediğini bilmek, arzu tohumunun ekilmesidir...

Yaşam enerjisi hayatın özüdür... Her gün, ne istediğinizi ve bu hedefe ulaşmak için ne gerektiğini bilerek, odaklanmanızı koruyarak, bunu nasıl kullanacağınıza karar vermelisiniz...

Ne istediğinizi bilmiyorsanız, sonuca asla ulaşamazsınız, kendinizi daha iyi bir noktaya taşıyamazsınız...

Bu, siyasi seçimlerde de böyledir, hayatın içinde de böyledir...

Hayat sadece ne istediğini bilmek değildir aslında, neye razı olacağınızı da bilmektir... Bunlara da kafa yormaktır...

Her şey zihinde başlar... Ne istediğinizin yeri tam da orada başlar... Bunu bilmek, onu elde etmenin öncelikli adımıdır...

Ne istediğinizi bilmenin yarısı, onu elde etmeden önce, neyden vazgeçmeniz gerektiğini de bilmektir...

Yön, bir seçimdir... Ne istediğine dair bir vizyona sahip olmak ve sonra da ne istediğini kare kare, saniye saniye bilmektir...

Başarı, olmasını öngördüğünüz şeydir...

Şimdi oturun ve önce şuna karar verin... Seçmen kimliğinizi bir kenara bırakarak, bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak, kendinize nasıl bir hayat istiyorsunuz? Çocuklarınıza, torunlarınıza nasıl bir hayat istiyorsunuz? Nasıl bir çevre istiyorsunuz? Nasıl bir ülke istiyorsunuz? Bunları yaşadığınız, yaşıyor olduğunuz döneme göre değil, gelecek nesillerin yaşayacağı döneme göre belirlemelisiniz...

Kalbinizin, sezginizin ve mantığınızın, takip etme cesaretini şimdi daha fazla göstermelisiniz...

O zaman, seçiminizi de zaten, yapmış oluyorsunuz...

Hayata odaklanmak sadece ne istediğinizi değil, nasıl, neden istediğinizi de bilmek ve anlamak önemlidir...

Kendi farkındalığınız sizi toplumsal farkındalığa, toplumsal farkındalığınız da sizi ülkesel farkındalığa taşıyacaktır... Geleceğe köprüler kuracaktır...

Sarsılmaz bir inançla, ne istediğinizi bilin! Seçim zamanlarında bunu kalbinizle, sezginizle ve aklınızla takip etme cesareti gösterin...

Olabileceğiniz kişi olmak için asla geç değildir...

Unutmayınız! Asla, yalnız da değilsiniz...

Bireysel bilinçten, kolektif bilince dönüşelim... Kendimiz için, ülkemiz için daha yaratıcı çözümler üreten zihinler haline gelelim... Kolektif bakış açıları geliştirelim...

KKTC'de yaşayan vatandaşlar olarak her birimize büyük sorumluluklar düşmektedir... Bunun farkına şimdi daha fazla varalım, bunun farkındalığını artırıp, geliştirelim... Ortak duygu ve ortak akıl geliştirerek ne istediğini bilen bireyler olalım, ne istediğini bilen toplumlara dönüşelim...

Her seçim, bunları hatırlatır...

Kolektif toplum olmayı...

Kolektif hareket edebilmeyi...

Kolektif fayda sağlamayı..

Kolektif bilinç olmayı...

Kolektif zeka olmayı...

Kolektif zihin olmayı...

Yani, ne istediğimizi bilmeyi... Birey olarak da... Toplum olarak da ne istediğimizi şimdi daha fazla bilmeliyiz...

Unutmayınız ve bunu her zaman hatırlayınız! Hayattan istediğinizi elde etmenin en büyük sırrı, ne istediğinizi bilmektir ve ona sahip olabileceğinize inanmaktır...

Seçimlerinizi, bu bilinçle yapınız...

Siyasi seçimlerinizde de bu böyledir... Hayattaki seçimlerinizde de bu böyledir...

Doğru seçimler umutlarınızı yansıtır, korkularınızı değil...

Hayattaki en zor seçimler, doğru ile yanlışlar arasında değil, doğru ile en iyi arasında yapılır...

Artık sadece iki seçeneğiniz var; korkunuzu yenmek ya da korkunuzun sizi yenmesine izin vermektir...

Hepimiz seçimler yaparız ama sonunda seçimlerimiz de bizi, biz yapar!

Hatırlamanız gereken hayatta iki temel seçimin olduğudur... Ya koşulları olduğu gibi kabul edeceğiz ya da onları değiştirme sorumluluğunu üstleneceğiz...

Sağlıklı seçimler yapmaya başlamak bugün, size kalmış... Sadece bedeniniz için sağlıklı olanı değil, zihniniz için de sağlıklı olan seçimleri artık yapmanız gerekiyor...

Aslında bazen de karar vermemek, karar vermek anlamına gelir...

Unutmayınız! Seçimlerimiz, kaderimizi belirlemeye devam ediyor...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.