BİRAZ AYDINLIK

Mert MAPOLAR, C.Ht.
mertmapolar@gmail.com
Mert MAPOLAR, C.Ht.

Türkiye depremi bize neyi anlatıyor?

Yayın Tarihi: 10/02/23 07:00
okuma süresi: 9 dak.

Türkiye'de yaşanan depremin dünya basınında; dış basın acil koduyla duyurmasının ardından, ortaya çıkan facia ve acı feryatlar, sözün bittiği yerdedir...

Merkez üssünün Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7,7 ve merkez üssünün Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğünde "çifte" iki büyük deprem, hem çevre illerde hem de birçok bölgede hissedilmişti... Türkiye'de yaşanan ve 10 ili etkileyen deprem felaketini uluslararası haber ajansları tarafından "acil" koduyla duyurması, yaşanan küresel deprem felaketinin büyüklüğünü de tüm dünyaya göstermiştir... Tarihte, 1939'da Erzincan'da yaşanan 7,9 büyüklüğündeki deprem sonrası en büyük felaket olarak Türkiye tarihine, "yüzyılın felaketi" olarak geçmiştir...

6 Şubat 2023, pazartesi saat: 04:17'de ve saat 13:24'de dünyanın en büyük felaketinin yaşandığı Türkiye'deki deprem bölgelerinde KKTC vatandaşlarının da bulunması, enkaz altında kalan ve ölen KKTC vatandaşlarının olması, hissedilen üzüntünün derinliğini ve endişesini ülkemizde çok daha fazla artırmış durumda... Acımız çok büyük... Yürekleri parçalayan endişeli bekleyişler ve "umutlar" devam ediyor... Gönül seferberliğimiz devam ediyor... Dualar tüm insanlık için...

Peki depremler ve doğal afetler bize neyi anlatmaya çalışıyor?

Anlaşılması, önemsenmesi ve tedbir alınması gereken bir durum vardır ki bu da; insanlarda, stresten dolayı öfke ve farklı patlamalar olduğu gibi bulunduğumuz bölgelerdeki yer kabuğunda da hareketlerde yani faylarda da stres birikimi olduğunda, bu durumun deprem olarak ortaya çıkabildiğidir...

Stres birikimi, insanlarda olduğu gibi, yer kabuğunda da patlamalara yani depremlere neden olabiliyor ve bunlarla ilgili önlemlerin önceden alınması, hayati derecede önem teşkil ediyor…

Türkiye depremi bize neyi anlatıyor?

Yaşanan bu facianın ardından ciddi anlamda özellikle fay hattı konusunun, çok daha bilimsel olarak "ortak bilim aklı" ile sorgulanması ve gerekli önlemlerin önceden alınmasının önemini, öncelikle vurguluyor... Fay hattı sorgulamalarının özellikle deprem kuşağı kabul edilen bölgelerde çok daha detaylı değerlendirilmesi gerekiyor artık...

Depremler, doğal ve/veya insan kaynaklı afetler, yaşandıktan sonra gündeme gelmemelidir... Özellikle depremlerde fay hattı sorgulamaları ve bu bölgelerdeki yapılaşmaların, çok ciddi olarak ele alınmasının önemi, gün geçtikçe daha fazla ortaya çıkıyor...

Doğal kaynaklı afetler olabildiği gibi, insan kaynaklı afetlerin de olabildiği asla göz ardı edilmemelidir...

Bu aşamada ülkemiz için de sorulması gereken önemli bazı sorular vardır...

Deprem kuşağında bir ada olduğu bilimsel olarak kabul edilen Kıbrıs'ta, bu yönde ortaya çıkabilecek fay hattı hareketlenmeleri için ne tür "ortak bilim aklı" ile projeler geliştiriliyor, ne tür etkin fiziki - imar planlamaları yapılıyor ve ne tür tedbirler alınıyor?

Kaynağı ne olursa olsun KKTC, güçlü yüksek düzeyli afetlere ne kadar hazır?

Teknolojimiz afetlere hazır mı?

 Gerekli risk sorgulamaları yeterince ülkemizde yapılabiliyor mu?

Gerekli önlemler önceden alınabiliyor mu?

Afetlerde ilk anından itibaren planlama, yönlendirme, koordinasyon sağlama, müdahale etme kabiliyetimiz, ülke olarak nedir?

İnsanımız duygusal, düşüncesel, davranışsal ve bilgisel olarak afetlere ne kadar hazır?

Vicdanı ve insanı dayanışmalarda, yardımlaşmalarda toplum olarak istenilen düzeylerde miyiz?

Bireysel ve toplumsal olarak son yaşanan Türkiye deprem faciası bize farkındalık açısından çok şey anlatmaya çalışmaktadır... Bunu birey olarak da, toplum olarak da, ülke olarak da, çok iyi anlamalı ve birbirimize anlatmaya devam etmeliyiz...

"Hazırlıklı" olmanın her zaman hayat kurtardığını hatırlamalıyız... Hatırlatmalıyız... Unutmamalıyız... Unutturmamalıyız...

Gerçekten ülkemiz, olası güçlü etkisi olan afetlere yeterince hazır mıdır, sizce?

KKTC, olası güçlü etkisi olan bir depreme karşı gerekli önlemleri alıyor mu?

Afetler sonrasında öncelikle çocuklarda ve daha sonra da yetişkinlerde duygusal, düşüncesel ve davranışsal sorunlar ile bir takım çok ciddi dengesizlikler, olumsuzluklar gözlemlenebilmektedir... Çeşitli bireysel ve toplumsal travmalar ortaya çıkabilmektedir... Bu bozukluklarla başa çıkmaya KKTC, ne kadar hazırdır?

Unutmayınız! Belki depremler önlenemez ancak depremlerin afetlere dönüşmesi önlenebilir...

KKTC, deprem ve afetlere ne kadar hazır? Bireysel ve toplumsal olarak afetlere ne kadar hazırız?

Tüm bu sorulara cevaplar bulmamız gereken bir dünya geleceğine ve gerçekliğine doğru ilerliyoruz...

Afetler bize neyi hatırlatıyor? Depremler bize neyi söylemeye çalışıyor?

Bu sorulara ne kadar doğru cevaplar verebildiğimiz, hayatta kalma gücümüzü ve gerçekliğimizi ortaya koyacaktır...

Hatırlamamız gereken bir gerçek daha vardır; doğal afetleri durduramayız ama, kendimizi bu yönde bilgiyle donatabiliriz, eğitebiliriz; yeterli afet hazırlığı olması halinde, can kaybını azaltabileceğimizi, tüm yaşanılanlar bize tekrar tekrar hatırlatıyor...

Gerçek olan nedir biliyor musunuz? Tehlikeli hale gelen yükselen deniz seviyeleri, şiddetli kuraklıklar, kutuplarda buzların erimesi, iklim değişikliği, küresel ısınmalar gibi dünya sistemi üzerindeki olumsuz etkiler, daha sık, daha büyük ve daha yıkıcı afetlere davetiye çıkarmaya doğru gittiğidir...

"Hazırlıklı" olmanın önemi her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır...

Doğal afetlerle başa çıkmak için, daha fazla hazırlıklı olunması gerektiğinin önemi en açık ve en ürpertici şekilde ders verircesine, insanlığa anlatılıyor...

Modern hayata, tüm teknolojiye ve icatlara rağmen insanlık ve dünya, doğanın insafına kaldığının hatırlatılması, en acımasızca tekrar tekrar yapılıyor...

Son yaşanılan afetlerle birlikte, aynı anda çok geniş alanlarda da çok fazla insanı etkileyen çok daha kötü doğal afetlere tanık olabileceğimizin uyarısı en gerçekçi şekilde, gözler önüne seriliyor...

Afetlerin her türlüsünün ürkütücü olduğunun gerçekliği sürekli hatırlatılıyor...

Ülkemizde anlaşılması gereken, ciddi "ders" çıkarılması gereken durumlardan biri de, hükûmet sorumluluğunun temel unsurlarından birinin, özellikle olası bir afet anında KKTC halkıyla etkili bir şekilde iletişim ve koordinasyonun sağlanabilmesidir... Bu durumlara önceden "hazırlıklı" olunabilmesidir...

Tekrardan şu soruyu sorma ihtiyacı hissediyorum...

KKTC, olası güçlü etkisi olan bir afete, sizce ne kadar hazır?

Türkiye depremi KKTC'ye de çok önemli şeyler anlatmaya çalışıyor...

Doğal afetler her zaman var olmuştur, var oluyor ve şiddetini artırarak daha fazla var olmaya devam edecektir...

Yapılması gereken; bireysel olarak, toplumsal olarak ve ülkesel olarak farkındalık geliştirmek, önemini anlamak, önlemini almak ve en kötüsüne "hazırlıklı" olmaktır...

Unutmayınız! Eğitim ve akıl yoluyla hazırlık, trajedi yoluyla öğrenmekten her zaman daha az maliyetlidir...

Hazırlanmayı başaramayarak, başarısızlığa hazırlandığımızı fark etmeliyiz...

Fark edelim... Fark ettirelim! Bunu birey olarak yapalım... Bunu toplum olarak yapalım... Bunu ülke olarak yapalım... Bunları paylaşalım...

Türkiye depremi, KKTC'ye de çok önemli şeyler anlatmaya çalışıyor... Bunun farkına ve önemine varalım... Önlemini alalım... Hazırlıklı olalım... Bunu "ortak bilim aklı" ile yapalım... Korunalım...

...

Türkiye'de yaşanan son deprem felaketi, asrın en büyük deprem facialarından biri olarak tarihe geçmiştir... Meydana gelen deprem felaketinin ardından, şahsım ve Kıbrıs Postası ailesi olarak Türkiye ve KKTC halkıyla tam bir dayanışma içinde olduğumuzu bildirir, depremde hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı diler, en derin ve içten taziyelerimizi sunar, yaralılar için de acil şifalar dileriz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.