Güç insanları yozlaştırmaz, insanlar gücü yozlaştırır!

Siyasi süreç içerisinde bulunan aktörlerin, sürekli aynı kişiler olması ve bu ortamdaki mevcudiyetlerini uzun yıllar sürdürmek istemesi ile ortaya çıkan kişisel ve çevresel çıkar ilişkileri, zamanla kamusal gücü kullanmaya dahi dönüşebiliyor...

Siyasal sistem dediğimiz olgu böylece giderek daha fazla yozlaşmaya ve "rant ilişkilerini" artırmaya neden olur...

Rant ilişkileri, siyasette bir kişinin veya grubun, belirli bir pozisyon veya hizmet için başka bir kişiden veya kuruluştan bir menfaat karşılığında destek almasıdır... Bu tip ilişkiler genellikle siyasette "yozlaşma" durumu olarak karşımıza çıkar ve doğru olmadan kazanılan bir avantaj olarak ifade bulur... Bu tür rant ilişkileri, siyasi kararların alınmasında veya yönetim süreçlerinde, ciddi anlamda etkili olabilirler... Rant ilişkileri genellikle şeffaflıktan yoksundurlar ve bu tür ilişkiler, siyasi sistemin güvenirliğinin zayıflamasına neden olurlar...

Bu yöndeki örnekleri şimdi, çok daha fazla yaşar noktaya geldik... Ve/veya getirildik...

Siyasetin, uzun süre böylesine bir kesimin elinde olması, çıkar ve rant ilişkisine dönüşmesi, toplumlar ve ülkeler için yaşanabilecek en tehlikeli durum haline dönüşebilir...

Siyasi süreçlerin, etik olmayan ve/veya dürüst olmayan yollarla manipüle edilmesi, yozlaşmayı daha fazla beraberinde getirecektir... Bu, siyasi liderlerin veya yöneticilerin kendi çıkarları ve/veya parti çıkarları için halkın çıkarlarını ihmal etmelerine, yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük, yasalara uymama, adaletsizlik ve diğer kötü niyetli davranışlara da neden olacaktır...

Yozlaşmış siyaset, hükûmetlerin istikrarını, halkın güvenini ve demokratik süreçleri olumsuz etkileyebileceğinden, toplumlarda geniş bir öfke ve güvensizlik duygularını da artırabilecektir...

Dikkatinizi çekiyorum; geniş bir öfke ve güvensizlik!

Bu en tehlikeli durumlardan biridir!

Unutmayınız! Güç, yozlaşmaya eğilimlidir ve mutlak güç, sürekli yozlaşma fırsatını arayacaktır... Deneyecektir...

Yozlaşmanın en önemli işaretlerinden biri amacın, araçları haklı çıkarmasıdır...

Yozlaşmaya meydan okumak eşittir; "şeffaflık!"

Peki bunu yapmak kimin görevi?

Yozlaşmış siyasetçiler neden hala daha mevcudiyetlerini koruyabiliyor?

Bunları seçen halk, kurban mı yoksa, suç ortağı mıdır sizce?

Yozlaşmak, demokrasiler için en ölümcül düşman olduğunu insan ne zaman anlıyor?

Bir şey daha fark edilmelidir artık... Yozlaşmış insanlar kendi aralarında bir güç oluşturmak için birleşmişlerse, şeffaflığı ve iyiliği benimsemiş insanlar da aynısını daha güçlü yapabilmelidir... Bu yönde "topluluk bilinci" geliştirilebilmelidir...

Yozlaşmaya karşı, toplumsal bir "tavır" ve "duruş" ortaya daha kararlı konmalıdır artık...

Siyasi yozlaşma, devletin yetki sahiplerinin özel çıkarları doğrultusunda görevlerini kötüye kullanması veya rüşvet, yolsuzluk ve diğer yasal olmayan faaliyetler gibi bir takım yollarla, araçlarla, haksız avantaj elde etmeye çalışılmasıdır... Bu, halkın güvenini sarsar, demokratik süreçleri baltalar ve adalet sisteminin işleyişini olumsuz etkiler... Siyasi yozlaşma ile mücadele etmek için, "toplumsal bütünsellik" şarttır...

Siyasal yozlaşma, birçok ülkede ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor ve yozlaşmanın ortadan kalkması için çeşitli adımların atılması gerekiyor artık... İşte siyasal yozlaşmanın ortadan kaldırılması için bazı öneriler:

Şeffaflık ve hesap verebilirlik: Kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirliğin arttırılması, yozlaşmanın azaltılmasına yardımcı olabilir. Bu, kamu harcamalarının ve kararların açık bir şekilde sunulması, kamu yöneticilerinin faaliyetlerinin denetlenmesi ve kamu kaynaklarının kullanımının izlenmesi yoluyla gerçekleştirilebilir.

Devletin tüm işlemlerinin şeffaf olması, tüm kararların nedenlerinin açıklandığı ve halka açık bir şekilde raporlandığı bir yönetim şekli, yozlaşmayı azaltabilir.

Güçlü bir adalet sistemi oluşturmak: Adalet sisteminin güçlü olması, siyasal yozlaşmanın önlenmesine yardımcı olabilir. Bu, yozlaşmaya neden olanların cezalandırıldığı ve adaletin sağlandığı, bir sistemin oluşturulmasıyla mümkündür.

Yasal reformlar: Yozlaşmayla mücadele için yasal reformlar yapılması, bunun etkilerini azaltabilir. Örneğin, daha sıkı yasaların çıkarılması, yozlaşmayla mücadele için daha fazla kaynak tahsis edilmesi ve yargı sisteminin bağımsızlığının sağlanması bu yönde adımlar olabilir.

Yozlaşmayı önlemek için, bunlarla mücadele eden kurumlar oluşturmak, uygun yasalar çıkarmak ve yasaların uygulanmasını sağlamak gerekir.

Eğitim ve farkındalık: Yozlaşmayla mücadelede eğitim ve farkındalık artırma faaliyetleri, olası etkilerinin azaltılması için önemlidir. Bu yönde eğitimli bir toplum, yozlaşmanın zararları ve önleme yöntemleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu da yozlaşmayı azaltarak, kontrol altına alabilir.

Bu yönde eğitim ve farkındalık geliştiren insanlar, yozlaşmanın zararlarını daha iyi anlarlar ve yozlaşmayı önlemek için daha duyarlı olurlar... Bu nedenle, bu konudaki bilinç düzeyini arttırmak, yozlaşma ile mücadelede önemli bir araçtır.

Toplumsal katılım ve birliktelik: Yozlaşmayla mücadelede toplumsal katılım ve birliktelik önemlidir. Toplumun, yozlaşma ve rant ilişkileri hakkında bilgi sahibi olması ve kamuoyu oluşturulması, yozlaşmanın ortadan kaldırılmasına yardımcı olabilir.

Toplumun siyasi konulara katılımı, yozlaşmayı önlemeye yardımcı olabilir. Halkın karar süreçlerinde bulunması, halkın taleplerine cevap veren, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim şekli oluşturulmasıyla mümkündür.

Uluslararası işbirliği: Yozlaşma ile ortaya çıkan çok boyutlu yolsuzluk konularıyla mücadelede uluslararası işbirliği de önemli olabilir. Ülkeler arasındaki işbirliği, yozlaşmanın neden olduğu yolsuzlukların sınır ötesi boyutlarını ele almak için etkili bir şekilde kullanılabilir. Uluslararası örgütler de yozlaşma ile mücadele konusunda destek sağlayabilirler.

Bu adımların uygulanması, yozlaşmanın azaltılmasına yardımcı olabilir, ancak yozlaşmayla mücadele süreci uzun vadeli ve sabır gerektiren bir süreçtir. Süreçteki kararlılık ve sürekli takip, yozlaşmanın azaltılmasına yardımcı olacaktır...

Yozlaşmanın zincirlerini kırmak, geleceği özgürleştirecektir...

Bu zincirleri kırmak tamamen "halkın" elinde...

Yozlaşmış siyaset ve rant ilişkileri ülkedeki tüm kamusal sistemleri kilitleyebilecek kadar hayati derecede tehlikelidir artık...

Yozlaşma ile mücadele etmek için önce yozlaşmanın farkında olunması gerekmektedir...

Peki sizce halk, bunun ne kadar farkında?

Yozlaşmanın, sadece bir grup insanın çıkar ve rant ilişkilerinden değil, halkın çoğunluğunun sessiz ve hareketsiz kalmasının sonucundan ortaya çıktığı ve genişlediği asla unutulmamalıdır...

Yozlaşmış siyaset ve rant ilişkileri, sessizliğin onayıdır ve toplumun köklerini çürüten önemli bir zehirdir...

Yapılması gereken, sesin artık daha fazla yükseltilmesidir... Bunun farkındalığının artırılıp, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıdır...

Asla unutmayınız; güç insanları yozlaştırmaz, insanlar gücü yozlaştırır!

Aslında gerçek olanın, insanların güce sahip olduklarında kendilerini yozlaştırmalarının doğal bir sonuç olmadığıdır, insanların karakterleri ve eylemleriyle gücün yozlaştığıdır...

Yani, güç sahibi insanların yozlaşması, sadece güce sahip olmalarından kaynaklanmaz. Asıl neden, insanların karakterlerindeki zayıflıklar, çıkarlar ve/veya kötü niyetlerdir... Dolayısıyla, gücü elinde bulunduran insanların sorumluluğu, gücü doğru ve etik bir şekilde kullanmak ve yozlaşmaya karşı koymaktır... 

Yozlaşmanın en önemli tedavisi; şeffaflıktır!

Bu yöndeki farkındalıkların çok daha fazla artması ve büyümesi gerekiyor artık...

Unutmamanız ve sürekli hatırlatmanız gereken şey; siyasi şeffaflığın, demokrasinin en temel direği olduğudur...

Siyasi süreçlerin şeffaflığı, hukukun üstünlüğü ve demokratik değerlerin korunması, toplumsal barışın temelini oluşturur...

Siyasi şeffaflık, güven ve hesap verebilirlik kültürünün oluşmasını sağlar...

Siyasi süreçlerde şeffaflık, insan haklarını korumak, rant ilişkilerini ve yolsuzlukları engellemek, adalete erişimi kolaylaştırmak için hayati öneme sahiptir...

Siyasi süreçlerin şeffaf ve açık olması, toplumsal güveni arttırır ve demokrasinin sağlıklı işleyişini garanti altına alır...

Siyasi şeffaflık, toplumsal adalet ve eşitlik için temel bir koşuldur...

Siyasi süreçlerin şeffaf olması, yöneticilerin halka karşı hesap vermesini sağlar ve bu da demokratik katılımı arttırır...

Siyasi şeffaflık, devletin ve yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için hayati öneme sahiptir...

Siyasi şeffaflık, yönetimde dürüstlüğü, hesap verebilirliği ve toplumsal katılımı arttırır...

Peki sizce, buna yeterince sahip miyiz birey olarak, toplum ve ülke olarak?

Bu aşamadan sonra üzerinde düşünmeniz ve kafa yormanız gereken son bir şey daha vardır aslında; gücün yozlaştırmadığıdır... Korkunun da yozlaştırdığıdır... Esasen, güç kaybetme korkusunun da, çok daha fazla yozlaştırdığıdır...

Şimdi buna çok daha fazla hazırlıklı olunmalıdır...