KKTC'de liyakatsizlik sorunu: Kamu görevlerinde adalet ve verimlilik nerede?
MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
KKTC'nin kamu sektörü, ülkenin yönetiminde önemli bir rol oynamakta ve halkın güvenini kazanma görevini üstlenmektedir... Ancak mevcut hükümetlerin, partizanca münhalsiz ve sınavsız, bazen de göstermelik sınavla, geçici işçi adı altında kamuya personel alımlarını bugünlerde daha fazla artırdığı, kamu görevlerine atamalarda ve terfilerde belirgin bir partizanlık eğilimleri gösterdiği hemen göze çarpmaktadır...
Farkına varılmalıdır ki, KKTC'de kamu sektöründe yaygın olarak görülen partizanlığın günümüzde çok daha fazla artması, liyakatin azalmasına ve sonuç olarak adalet ile verimliliğin yüksek oranlarda kayıplarına neden olduğudur...
Yani anlayacağınız, KKTC'de partizanlık ve liyakatsizlik ilişkisinin, her geçen gün daha fazla artmakta olduğunun tehlikesi ile, karşı karşıya bir ülke haline dönüştüğümüzün ciddiyetine varılmalıdır artık...
KKTC'de her geçen gün artmaya devam eden kamu sektöründeki partizanlık, siyasi bağlantıların veya kişisel ilişkilerin, kamu görevlerine personel alımlarında, atanmalarda ve terfilerde belirleyici bir faktör haline gelmesini de ifade etmektedir... Ülkedeki yaşanılanlar, liyakat ilkesinin tamamen göz ardı edildiği anlamına gelmektedir... Normalde liyakat, kamu görevlerine personel alımlarında, atanmalarda ve terfilerde kişinin eğitim, yetenek, deneyim ve performansına dayandırılmasıdır, ancak ülkemizdeki partizanlığın, bu ilkeyi çiğneyerek kişisel veya siyasi tercihlere dayalı kararların alınmasına daha fazla yol açtığıdır...
Ülkedeki adalet kaybı her geçen gün daha fazla arttığı bir gerçek. Partizanlığın kamu görevlerine personel alımlarında, atanmalarda ve terfilerde rol oynaması, adalet duygularının sarsılmasına yol açıyor... Liyakat yerine siyasi veya kişisel bağlantıların belirleyici olduğu bir sistem, toplumun genelinde adaletsizlik algısını artırıyor. Bu durum, halkın kamu kurumlarına olan güvenini sarsıyor ve toplumda hoşnutsuzluğa neden oluyor...
KKTC'nin kamusunda liyakatsizlik sorunu her geçen gün arttıkça, verimlilik sorunları da devasal boyutlarda artmaya devam ediyor...
Liyakatsiz personel alımları, atamalar ve terfiler, kamu sektöründe verimlilik sorunlarına yol açmaya devam ediyor... Gerçek bir sınav sistemiyle gerçekleşecek yetenek, eğitim ve deneyime dayalı personel alımları ile atanmalar, kamu hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesine olanak tanırken, partizanlıkla yapılan atamalar, gençler arasında haksızlığa, nitelikli personelin görevden uzaklaşmasına ve niteliksiz personelin göreve gelmesine yol açmaktadır... Bu da KKTC'deki kamu hizmetlerinin kalitesinin her geçen gün daha fazla aşağılara çekilmesine neden olmaktadır...
Gelinen noktada, KKTC'de kamu sektöründe yaygın olan partizanlık, liyakatin zayıflamasına ve bunun sonucunda adalet ile verimlilik kayıplarının gün geçtikçe daha fazla artmasına neden oluyor... Bu sorunla başa çıkmak için kamu personel alımlarının, atamalarının ve terfilerin daha şeffaf ve objektif bir şekilde yapılmasının artık bu ülke için kaçınılmaz olduğudur... Bu sorun oldukça ciddidir ve hemen önlemlerin artırılması gerekmektedir... Konuya ülkesel farkındalık yaratılarak liyakat ilkesinin yeniden vurgulanması, kamu hizmetlerinin daha adil ve verimli bir şekilde sunulmasına neden olacaktır...
Bu konularla ilgili toplumsal ses yükselmediği sürece değişim olmayacak, ülkesel sorunlar artarak yaşanmaya nesilden nesile taşınmış olacaktır...
Unutmayınız, toplumsal değişim, toplumsal sesin yükselmesiyle başlar... Suskunluk korundukça yaşanılan ve yaşanılmaya devam eden ülkesel sorunlar büyüyerek artmaya devam edecektir...
Hatırlanmalıdır ki sessizlik, adaletsizliğe karşı olan en büyük suçtur...
Sesinizi yükseltmek, değişimi başlatmanın ilk adımıdır...
Toplumsal sorunlar karşısında sessiz kalmak, sorunun bir parçası olmayı sürdürmektir...
Nereye doğru gidildiğinin farkındalığına varmak şimdi çok daha fazla önemlidir...
Ya yaşanılan sorunlar bu şekilde artarak devam edecektir, sesinizi kullanmayarak bu yaratılan sistemle birlikte gelecek kaybedilecektir, devlet çökertilmeye devam edecektir, ya da sesinizi yükselterek geleceğinize sahip çıkacak ve değişimi başlatmanın adımlarını atmaya başlayacaksınız... Geleceğinizin kararını sizler vereceksiniz, siyasetçiler değil!
KKTC'nin kamusunda liyakat sorunu her geçen gün artmaya devam ediyor ve geldiğimiz noktada devasal boyutlara ulaşmış ciddi bir sorun dimdik karşımızda durmaktadır... Peki şimdi ne olacak?
Kamusal liyakat sorunları, bir ülkenin yönetiminde, kamu hizmetlerinde adalet, verimlilik ve işleyişinde ciddi olumsuz sonuçlara neden olmaktadır... Bu sorunlar, genellikle siyasi nüfuz, ayrımcılık, yolsuzluk ve kişisel ilişkilerin kamu görevlilerinin atanması ve terfi ettirilmesi süreçlerinin karışmasına neden olmaktadır...
Hatırlanmalıdır ki kamusal liyakat sorunları, bir ülkenin geleceği üzerindeki etkilerini hayati derecede olumsuz etkiler... Şimdi bunlara kısaca bir göz atalım...
Hizmet Sorunları: Kamusal liyakat eksikliği, nitelikli ve yetenekli kişilerin kamu sektöründe görev almasını engeller, kişiler arasında haksızlığa neden olur. Bu durum, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde sunulmasını zorlaştırır ve toplumun ihtiyaçlarının karşılanmasını engeller.
Yolsuzluk ve Adaletsizlik: Kamusal liyakat eksikliği, yolsuzluk ve adaletsizlik riskini artırır. Liyakat yerine siyasi sadakat veya kişisel ilişkilerin gözetildiği durumlarda, kamu kaynaklarının kötüye kullanılma olasılığını yükseltir. Bu da toplumsal adaletsizliklere ve ekonomik eşitsizliklere yol açar.
Güvensizlik ve Halkın Memnuniyetsizliği: Kamusal liyakat sorunları, halkın devlete olan güvenini sarsabilir. Eğer kamu görevlilerinin yetenek ve liyakat yerine siyasi bağlılıkla atanması sık görülüyorsa, halkın çoğunluğunun hükümete olan güvenini azaltacaktır. Bunlar sosyal huzursuzluğa ve ayrımcılığa yol açar.
Ekonomik Büyüme ve Rekabet Gücü Kaybı: Kamusal liyakat eksikliği, ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler. İş dünyası ve yatırımcılar, adalet ve hizmet eksikliği nedeniyle ülkenin rekabet gücünü sorgulamaya başlar. Tüm bunlar yatırımların azalmasına ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olur.
Uzun Vadeli Kalkınma Sorunları: Kamusal liyakat sorunları, uzun vadeli kalkınma hedeflerini engeller. Nitelikli ve liyakatlı kamu görevlileri olmadan, stratejik planlama, altyapı geliştirme ve eğitim gibi kalkınma projeleri etkili bir şekilde yürütülemez.
Siyasi İstikrarsızlık Tehlikesi: Kamusal liyakat sorunları, siyasi istikrarsızlığa yol açar. İnsanlar, adaletsizlik ve yolsuzluk nedeniyle hükümete karşı daha fazla eleştirel hale gelir, bu da siyasi çatışma ve belirsizlikleri artırır.
Yani anlayacağınız kamusal liyakat sorunları, bir ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasi istikrarını derinden ciddi boyutta etkiler. Liyakat esasına dayalı bir kamu sektörü, daha etkili ve adil hizmetler sunabilir ve uzun vadeli kalkınma hedeflerine katkı sağlar. Bu nedenle, bir ülkenin yönetimi ve kamu hizmetlerinde kamusal liyakat sorunlarının giderilmesi, gelecek açısından hayati derecede önemlidir...
Peki ülkedeki kamusal liyakat sorununu önlemek için Kıbrıs Türk halkının sorumluluğu ve görevi nedir?
Kamusal liyakat sorunlarını önlemek ve kamusal hizmetlerin daha şeffaf, adil ve etkin bir şekilde sunulmasını sağlamak için halkın sorumlulukları ve görevleri kısaca şunlar olabilir...
Oy Kullanmak: Halkın, liyakat esaslarına uygun ve nitelikli adayları desteklemek için oy kullanması son derece önemlidir. Seçimlerde liyakate sahip adayları tercih etmek, kamu yönetimine etki etme yollarından biridir.
Bilinçli Seçmen Olmak: Halkın, adayların geçmiş performanslarını ve politika önerilerini inceleyerek bilinçli bir şekilde oy kullanması gerekir. Popülizm ve ayrımcılık gibi etkenler yerine kamusal liyakat ön planda tutulmalıdır.
Kamu Kurumlarının İzlenmesi: Halk, kamu kurumlarının ve görevlilerin faaliyetlerini düzenli olarak takip etmelidir. Kamu kurumlarının hesap verebilirliği ve şeffaflığı için baskı yapılmalı, gerektiğinde eleştirilmelidir.
Sivil Toplum Kuruluşlarına Katılım: Sivil toplum kuruluşları, kamu hizmetlerinin liyakat esaslarına uygun bir şekilde sunulmasını teşvik etmelidir. Halk, bu tür kuruluşlara katılarak veya destekleyerek kamusal liyakat konusunda daha fazla etki sağlamalıdır.
Eğitim ve Bilinçlendirme: Kamusal liyakatın önemini anlamak ve savunmak için eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerine katılmak önemlidir. Halkın, liyakatın neden önemli olduğunu anlaması, kamusal liyakatı tehdit eden sorunları tanıması ve bu konuda bilinçlenmesi gerekmektedir.
Yolsuzluk ve Nepotizme Karşı Durmak: Kamusal liyakatı tehdit eden yolsuzluk ve kayırmacılığın bir alt başlığı olan nepotizme, yani akraba kayırmacılığına da karşı çıkmak önemlidir... Halk, bu tür uygulamaları ifşa etmek ve yasal yollarla mücadele etmek için gerekli adımları atmalıdır.
Kamuoyunu Şekillendirmek: Medya ve sosyal medya gibi iletişim araçlarıyla kamusal liyakatı savunmak ve bu konuda toplumun farkındalığını artırmak önemlidir. Kamusal liyakatı tehdit eden durumları kamuoyuna duyurmak, halkın bu konudaki bilinç seviyesini artıracaktır.
Katılım ve İştirak: Halkın, kamusal kararlara katılımı teşvik etmek için yerel yönetimlerdeki toplantılara ve kamu danışma süreçlerine aktif olarak katılması gerekir.
Yasal Hakları Kullanmak: Halkın, yasal haklarını kullanarak kamu kurumlarının ve görevlilerinin hesap verebilirliğini sağlaması önemlidir. Bilgi edinme, şikayet etme ve yargı yolunu kullanma gibi yasal haklar, liyakatı savunmak için kullanılabilir.
Uygun Davranışı Teşvik Etmek: Kamusal görevlileri liyakat esaslarına uygun davranmaya teşvik etmek ve örnek davranışları ödüllendirmek halkın görevidir. İyi niyetli ve liyakatlı kamu görevlilerini desteklemek, kamu hizmetlerinin kalitesini artıracaktır.
Yani anlayacağınız KKTC'deki kamusal liyakat sorunlarının çözümü, toplumun aktif katılımı ve kamuoyu baskısı ile mümkün olabilmektedir. Halkın bu görevleri yerine getirerek kamusal liyakatı desteklemesi, daha sağlıklı ve güçlü yeni bir kamu yönetimi sisteminin oluşmasına katkı sağlayacaktır...
Bilmelisiniz ki bir kişi fikirlerini ifade ederse, o sadece bir kişidir... Ancak bir topluluk bir araya gelerek sesini yükseltirse, işte o zaman geleceğe hazırlanılacak ve gerçek değişim de başlamış olacaktır...
Unutmayınız, toplumun sesi olmak, insan hakları ve adalet için mücadele etmek demektir...
Şikayet yerine daha iyi bir toplumsal değişim isteniyorsa, bireyler bir araya gelerek ortak bir "amaç" için, seslerini daha fazla yükseltmeye başlayacaktır...
Birleştiğinizde, toplumsal bir ses yükseltirsiniz; birlikte hareket ettiğinizde, gerçek değişimi gerçekleştirirsiniz...
Sesini çıkarmayanlar geleceği görmeyenlerdir, sadece günü yaşayanlardır...
Toplumsal ses, ilerlemenin anahtarıdır. Değişim için birlikte sesinizi yükseltmelisiniz...
Sesinizi yükseltmediğiniz sürece, yaşadıklarınızı kabullenip, şikayet etmemelisiniz... Toplumsal değişim, sesinizi yükseltmeden asla mümkün olmayacaktır...
Geleceği görmek için önce onu hayal etmelisiniz...
Bugünkü kararlarınızın yarının sonuçlarını belirleyeceğini asla unutmamalısınız...
Geleceği inşa etmek için bugünün fırsatlarını kullanmasını bilmelisiniz...
Kendi geleceğinizi tasarlamazsanız, başkalarının tasarladığı gelecekte yaşamak zorunda kalacağınızı da daha iyi anlamalısınız...
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.