Seçmen de özeleştiri yapabilmelidir… 

Yayın Tarihi: 27/06/23 05:00
okuma süresi: 7 dak.

Ara seçimler sonrası en anlamlı açıklama Serhan Aktunç’tan geldi… 

Partili olduğu için DP’nin artık özeleştiri yapma zamanının geldiğini ifade etti! 

Haklıdır çünkü DP girdiği ilk seçimlerde 15 vekil çıkarmıştı… 

Şimdi 3 vekile düştü! 

Bu da demektir ki DP 3 vekil alacak kadar kemikleşmiştir… 

Belli ki Serhan kardeşimiz seçimlerden dersini almış, göreceğini görmüş ve seçim sonrasında da özeleştiri yapılması gerektiğini vurgulamıştır! 

Aynı durum diğer partiler için de geçerlidir… 

Mesela DP’den kopup yeni oluşuma giden YDP için de artık özeleştiri zamanı gelmiştir! 

YDP, TC kökenlilerin partisi imajını koruduğu müddetçe ne uzayacak ne de kısalacaktır… 

Her ne kadar TC’lilerin partisi olduklarını kabul etmeseler de buna kargalar bile güler! 

Hatta daha da ileri gitmek gerekirse YDP ve DP kurmayları bir araya gelip birleşmeyi pek ala görüşebilirler… 

Hükümetlere koltuk değneği olmak istiyorlarsa bunu en azından denesinler! 

 

Başbakan Ünal Üstel seçim sonrası yaptığı açıklamada seçmenin mesajını aldıklarını söyleyerek en azından seçim sonuçlarından ders aldıklarını gizlememiştir… 

Ama UBP’nin sorunu bambaşkadır! 

Yaşanan sorunlar yerel seçimlerde sırıtmaya başlamış, ara seçimlerde de etkisini göstermiştir… 

Yaşanan gelişmelere rağmen bize göre UBP’nin ara seçimlerde aldığı oy oranı küçümsenemez! 

Şimdi hep birlikte göreceğiz ki parti içinden bazıları kendileri değil ama başkalarına kurultay söylemleri yaymaya çalışacaktır… 

Başbakan Üstel’in seçilmiş değil de atanmış olduğunu sadece muhalefet partileri değil artık UBP içinde de yayılmaya çalışılmakta, bu gerekçe ile partiyi kurultaya sürükleme gayretine girmektedirler! 

Üstel’in erken bir kurultay çalışması olduğunu biliyoruz… 

Bize göre bunu hızlandırmalı ve hem içerinin hem de dışarının sesini kesmelidir! 

Şu konumda en büyük avantajı da Ankara ile olan iyi münasebetleridir… 

Milletin diline düşmektense sahaya inip mücadele etmek hem kendi hem parti hem de ülkesi için hayati önem taşımaktadır! 

 

Bundan böyle artık tüm siyasiler için özeleştiri yapma zamanıdır… 

Ama en önemli özeleştiri de seçmenin boynunun borcudur! 

Bu arada dünyayı etkileyen derin ekonomik krizi bir yana koyuyoruz çünkü bunun önüne geçmek çok da basit bir şey değil… 

Ama ülkenin yöneticilerini belirleyen de yine seçmenin kendisidir! 

Kimse kendilerine git ona buna oy ver dememiş, üzerinde baskı kurmamıştır… 

Kimi menfaatleri gereği oyunu kullanmış kimide inançlarını ön planda tutmuştur! 

Yani yaşanan yönetim arızalarından şikayet etmeye çok da hakları yoktur… 

Kendi şahsi yada ailevi menfaatlerini ön plana çıkaranların ise hiç ama hiç eleştirme hakkı bulunmamaktadır! 

Çünkü bir çoğu seçim öncelerinde toplumsal değil bireysel kazanımların peşinde koşturmuştur… 

Yani demek istiyoruz ki; 

Ara seçim sonrası elbette özeleştiri kaçınılmazdır ama öncelik de kesinlikle seçmende olmalıdır… 

 

(NOT: Kurban Bayramı tatili nedeniyle biz de yazılarımıza bir süre ara veriyoruz. 3 Temmuz Pazartesi günü bu sayfada buluşmak dileğiyle bayramınızı kutlar esenlikler dileriz. L.Ö.) 

Ankara kulisleri… 

Meral Akşener'den yeni dönemin şifreleri 

Millet İttifakı’na kapıyı “tam kapatmayan” Meral Akşener, yerel seçimlerde masaya yumruğunu vurmak istiyor. İYİ Parti Adana, Mersin, Manisa ve Antalya’da aday çıkarıp CHP’nin desteğini bekliyor. 

İYİ Parti’nin 3. Olağan Kurultayı’nda Akşener’in gerek CHP’ye yönelik gerekse parti içine yönelik mesajları siyasette tartışılmaya devam ederken İYİ Parti kulislerinde CHP’ye yönelik sözlerin “tam anlamıyla Millet İttifakı’na ve CHP ile birlikteliğe kapıları kapattığı anlamını taşımayacağı” değerlendirmeleri yapılıyor. Akşener’in, kurultaydaki çıkışıyla gerek parti içine gerekse Millet İttifakı’na, “Bundan sonra sürekli fedakârlık yapan, geri çekilen bir lider ve parti olmayacağım. Masada son sözü söyleyen bir siyasi partinin lideri olacağım. Parti içinde de son sözü ben söyleyeceğim” mesajını verdiği kaydediliyor. Akşener’in, yerel seçimler öncesinde “daha güçlü bir İYİ Parti istediğine” atıfta bulunurken bu kez CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanlığını yeniden “CHP’ye bırakmak istemediği” kaydediliyor.  

ADANA, MERSİN KOŞULU MU?  

İYİ Parti kulislerinde, Akşener’in yerel seçimler öncesinde yeniden CHP ile olası bir ittifak halinde, bu kez 11 büyükşehir belediyesindeki adaylıklar için “sözü CHP’ye bırakmayacağı” değerlendiriliyor. Bunun için de Adana, Mersin, Antalya, Manisa gibi iller örnek gösteriliyor. 2019 yerel seçimlerinde Cumhur İttifakı kapsamında AKP’nin, Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediye başkanlıklarında “MHP’nin adayına destek verdiği” anımsatılırken “Bu iller milliyetçi - muhafazakâr seçmenin de yoğunlukta olduğu iller. Örneğin 14 Mayıs’taki milletvekili seçimlerinde Adana’da, İYİ Parti’nin milletvekili gösterdiği isimler, hem MHP tabanından hem de AKP tabanından oy aldılar. Mersin’de Burhanettin Kocamaz, Adana’da Hüseyin Sözlü, uzun süre belediye başkanlığı yaptı. Antalya’da da İYİ Partili pek çok ilçe belediyesi var. Manisa da İYİ Parti’nin yüksek oy aldığı illerden biri. Bu kentlerde neden İYİ Partili aday olmasın? CHP, pekâlâ bu illerde İYİ Parti’nin adaylarını destekleyebilir. Burhanettin Kocamaz Mersin’de İYİ Parti’nin adayı olarak gösterilebilir” değerlendirmeleri yapılıyor.  

“CHP’nin, Cumhur İttifakı kapsamında Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illeri kaybetmek istemeyeceği, bu nedenle de İYİ Parti ile yeniden Millet İttifakı kapsamında yerel seçimlerde bir araya gelmekten yana tavır izleyeceği” kaydedilirken, “Oyumuzun yüksek olduğu büyükşehirlerde masaya yumruğumuzu vuracağız. Bu kez 11 büyükşehir belediyesini salt CHP’ye bırakmayacağız. Büyükşehirlerde de söz söyleyen bir parti konumunda olacağız. CHP, İYİ Parti’nin koşullarını desteklemezse, Akşener kurultaydaki çıkışı ile çok net bir mesaj verdi, ‘eğer dediğimiz gibi bu kez kazanacak adaylar olmazsa biz yolumuzda yürürüz’ dedi” yorumları yapılıyor.  

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları