From London with love...

Hemen hemen neredeyse her gün Başbakan Ersin Tatar ile konuşuyoruz. Malum gündem Başbakanın yurt dışı temasları. Başkasını bilmem de benim algımdaki Ersin Tatar, sırf İngiltere’deki davasından ötürü Türkiye dışında hiçbir yere gidemeyen bir siyasetçiydi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacaktı olmayacaktı tartışmaları alıp başını yürüyünce kurmayları Tatar için bir yurt dışı ayarlamaya karar verdiler. Fransa, Strazburg derken İngiltere’deki ağır dolandırıcılık masası ile yapılan yazışmaların ardından Başbakan Tatar’ın İngiltere’ye seyahat engelinin artık kalmadığı resmi bir yazı ile Tatar’ın avukatına bildirildi ve Tatar dün gece İngiltere saati ile 20:00 sularında Londra Heathrow havalimanına inmiş olacak.

Başbakan Tatar ile dün gün boyu temas halinde olduk. Neticede her ne kadar elinde garanti bir yazışma ve diplomatik pasaportu olsa dahi hiçbirimiz KKTC Başbakanın bir başka ülke de sorun yaşamasını istemeyiz.

Tatar en doğrusunu yaptı

Hiç kimse bu duygu ile yaşayamaz. Başbakan Tatar’a en yakınları bile düşman oldu. Peki neden? Aday olmasın diye, söyleneni yapsın çok da sesini çıkarmasın diye. Tatar bunu kabul etmeyince bazı insanlar adeta delirdi ve Tatar’a İngiltere’deki geçmişi üzerinden saldırdılar. Benim telefonuma da sürekli köşe yazıları tanımadığım birçok telefon numarasından gönderildi.

Bilinmeyen el ya da eller Tatar’ın İngiltere geçmişini yazdırdı durdu.

İşte bu nedenle Başbakan İngiltere ile ilgili yarım kalmış geçmişini temize çekmeliydi. Sorunu her ne ise temizlemek zorundaydı. Hiç kimse bu baskı ve duygu ağırlığında siyasi yaşamına devam edemezdi ve Başbakan yağmurlu bir gece de Londra’ya ayak bastı.

Programı kısa ama ajandası dolu konuştuğumuz kadarıyla. Umarım Başbakan için bu yolculuk hayırlı ve iyi geçer.

Başbakan Tatar ile dün sabah ki programımda bir telefon bağlantısı yaptık. Bu programın ayrıntılarını meslektaşım Ertuğrul Senova çözümledi. Ben de sizlerle paylaşıyorum.

“Polly Peck’te hiç yanlışım olmadı”

Hakkında çıkan “İngiltere’ye giderse, yetkililer tarafından tutuklanacak” iddialarının asılsız olduğunu “zaten bildiğini” söyleyen Tatar, iddialarla ilgili şöyle konuştu:

“Siyaseten yıpratma çalışmaları için ellerinden geleni yaptılar. Ben 30 sene evvel Polly Peck’te çalıştım. 30 sene önce bir takım şeyler olmuş olabilir ama bana hiçbir zaman dava açılmadı. Ben Kıbrıs’a ve Türkiye’ye olan yatırımlarla uğraşıyordum, hiç yanlışım olmadı. Ama en yakın dostlarımız bile bizim başımıza sıkıntı gelsin diye dua etti. ”

“Bugün önemli makamlarda bulunan insanlar bir imza atarken 50 kere düşünürler. Ben de aldığım eğitim itibarıyla dikkatli oldum, hiçbir sıkıntı da olmadı. ”

“Basına sızan belgelerde her şey ortaya çıkmıştır”

Bugün Kıbrıs Postası’nın “SFO’dan Başbakan Ersin Tatar’a: Come on Ers!” başlığıyla manşetinden duyurduğu; İngiltere Ağır Dolandırıcılık Ofisi’nin Tatar’a ilişkin verdiği karara dair belgeye de değinen Tatar, şöyle devam etti:

“Çok şeyler söylendi, konuşuldu ama bugün de bir belge yayınlandı, basına sızdırılmış.

Orada da belirtiliyor benimle ilgili hiçbir davanın açılmadığı.  Şahadet vermek durumunda dahil kalmak tabii ki istemezdim. Belirgin bir suç olsaydı o dava açılırdı.

Gizli bir şeyim yok. Her şey ortaya çıkmıştır. Bu belgeleri temin etmek de zor, vermiyorlar. Adamlar sana kesin bir şey söylemez, sen koştur, bekle.”

“Antalya üzerinden haber sitesi açarak beni karalamaya çalıştılar”

Hakkında çıkan haberlere de değinen Tatar, “Ben onları vicdanları ile baş başa bırakmak istiyorum” diyerek, kendisi aleyhine bazı haber siteleri kurulduğunu ve bu sitelerin Antalya üzerinden açıldığını ifade ederek, “Olmadık şeyler yazdılar. Neden bu konuyla bu kadar ilgilendiler? Öyle şeyler buldular, benim haberim yok. Adamlar o kadar merak etmiş ki detaylara girmişler. O kadar bir kara propaganda, insan hayret eder” dedi.

“Beni izlemeye devam etsinler”

“Benden korktukları için böyle şeyler yapıyorlar” diyen Tatar, zamanın kendi lehine işlediğini belirterek, “Söylediler, söylediler… Ben şimdi onlara Big Ben’den fotoğraf atacağım. Piccadilly'e de gideceğim, Oxford’a da. Beni izlemeye devam etsinler” şeklinde konuştu.

*****************

Günün Sözü

Düşen bir çığda, hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz.

Winston Churchill