Hep iyiler gidiyor apar topar…

Yayın Tarihi: 05/12/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Çok üzülüyorum zira bir yandan çocuklar ölüyor, çocuklar zarar görüyor bir yandan da dostlar bir bir gidiyor. Tanıdığımız, çokça sohbetimiz olan, kahve içtiğimiz üstelik de naif insanlar gidenler. Kötülere bir şey olmaz mı? Olmaz! Çünkü dünya kötülere cennet ahiret cehennem bilmiyorlar. İyilere ise dünya cehennem, ahiret cennet ve evet sanırım Allah iyileri erken alıyor.

Geçtiğimiz yıl Tahsin Mertekçi’yi kaybettik, daha geçtiğimiz günlerde Soner Arıgan’ı ve dün de abimiz beyefendi insan Sedat Hacı Mehmet’i kaybettik.

Sedat abi, bir tuhaf insan. Özürlü mü engelli mi tartışmalarının alevlendiği günlerde “Sakatık be biz sakatık nedir dediğiniz” diyebilecek kadar kendiyle barışık insan.

Engelli kardeşlerimizin sesini duyurabilmek için yıllarca Kıbrıs Genç TV’de aynı stüdyoyu paylaştığımız, siyasette sırf “bir engelli de başarabilir” diyebilmek adına var olma mücadelesi veren bir insan.

Hani neresinden tutayım neresinden yazayım bu yazıyı bilemedim. Ne yazayım bilemedim. Bu eski dosta bir sayfalık yazı, bir vedalık söz, bir vefa lazım gelmez mi?

Eksiliyoruz

Evet, eksiliyoruz hem de birer birer hem de hızlıca ve oldukça erken. Cemal Süreya’nın dediği gibi “Her ölüm erken ölümdür”.

Sedat abi de gitti. Oldukça engelli bedenine rağmen çok uğraştı engelleri kaldırabilmek için. Biricik dostu Mustafa Çelik’in hayata veda etmesinin ardından Mustafa Çelik’i hiç unutmadı ve hep yasını tuttu. Lokomotif Mustafa Çelikti; Mustafa abi de erken gitti.

Geriye hafızamı yokladığımda aklımın geri çağırdığı birkaç hatıradan başka bir şey gelmiyor.

Kıbrıs Genç TV’de geceleri yaptığım programlarımı genelde kaçırmaz ve mutlaka sorular sorar özelden mesajlar atardı; konuğu sorduğu sorularla dürtmemi isterdi.

En son yazışmalarımıza baktığımda 2018 yılı Nisan ayında yazışmışız. Ne kadar acı ki kendi dünyamızda kayboluyor ve dostlarımızı unutuyoruz ve en kötüsü zaman zaman aklımıza gelse dahi yine unutuyoruz.

İstanbul Eminönü hatıramız

İstanbul Eminönü’nde bir kahve var, denizi net görüyor. Öyle pek şık bir kahve değil. İstanbula her gittiğimde o kahve de oturup birkaç kahve bir puro ve bir şiir yazarım. Bir gün yine aynı kahveye uğradım baktım Sedat abi oturuyor; “Hade oğlum yakalandık” diyerek karşılıyor. Sohbet ediyoruz. Yüzünde kendine has naif gülümsemesiyle. Kendine has mahcup gülümsemesiyle.

O bir Demokrat Partiliydi. Serdar Denktaş’a katıksız bağlı ama katıksız da eleştiren orijinal DP’lilerdendi. Zaten Demokrat Partiliyseniz en büyük özelliğiniz Serdar Denktaş’tan hep şikâyet etmek ama ısrarla da bağlı olmaktır. Aksi takdirde yarı DP’li sayılırsınız.

Şeyh Nazım Kıbrıs-i hatırası

Yine bir gün Sedat abiyle sohbet ediyoruz. Başım nasıl da kötü ağrıyor. Sedat abi Şeyh efendiye bağlılığımı biliyordu ki, başım ağrır be abi dediğimde; “Bir gün Şeyh efendiyle Girne’ye gidiyoruz. Arabayı ben sürüyorum. Çok şoförlüğünü yaptım. Başım çatlayacak gibi ağrıyor. Şeyh efendiye söyledim ve bana bir dua okudu, inanırım o saat ip gibi kesildi ağrı” diye gülerek anlatıyor.

Ve daha sıralayabilirim birçok ortak anımızı.

Unutmadan kızı Ayşe’ye de çok düşkündü. Tipik bir kız babası gibi Ayşesini çok severdi.

Huzur içinde uyu başkan; makamın Ali olsun. Umarım ahirette sevdiklerinle birlikte olursun. Yaslı ailesine sabırlar diliyorum…

********************

Türk sigorta güçlü ve emin ellerde

Türk Sigorta Genel Müdürü Engin Arı; abimiz, canımız. Rahmetli Bengü Şonya’nın, rahmetli Sedat Hacı Mehmet’in yakın dostu. Dün telefonda konuştuk. İkimiz de görüşememenin tatlı sitem ve talebini yaptık birbirimize. Sedat abiyi, Rahmetli Şonya ve Soner abiyi konuştuk. Bu insanlar Kıbrıs Türk halkının mihenk taşlarıdır. Yerleri dolmayacak dostlarımızdır.

Türk Sigorta’ya övgüler düzecek değilim. Çok uzun yıllardır Türk Bankası ve Sigortası ailesinin bir parçasıysam eğer, elbette ki en iyi oldukları içindir. Yoksa benim gibi kötü olana kötü diye bağıran bir gazetecinin Türk Bankası ailesiyle bir işi olmazdı.

Açıkçası Yunus abiyi de çok özledim. Çok ihmal ettik bu dostları çok. Dostlar hızlı ve apar topar eksiliyoruz ne yazık ki.

****************

Atakan’a güveniyorum

Bu hayatta hiçbir şey yanlışlıkla olmaz, gerçekleşen her şey yazgıdır. İşte Tolga Atakan, bu ülkenin siyasetine iyi işler yapmak için gelen güzel bir yazgıdır. Ankara temasları başarılı geçmiş Sn. Bakanın. Bu ülke için iyi işler yapmak isteyen biri olduğunu çok iyi biliyorum. Yarım kalan yolları yapabilmek için yana yana para aradığını ve devletin ihmalinden yaşanan kazalardan dolayı ciddi rahatsızlıklar duyduğunu iyi biliyorum.

Ara sıra vicdanı ağlayan insanlar da bakan oluyormuş demek ki.

**************

Günün Sözü

Ölüyorum tanrım. Bu da oldu işte. Her ölüm erken ölümdür, biliyorum tanrım. Ama, ayrıca, aldığın şu hayat… Fena değildir... Üstü kalsın...

Cemal Süreya

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları