Yokluk günleri başlıyor…

Bir yazıya nereden başlanır ki böyle zamanlarda. Korona vakalarında beklenen patlama yaşanıyor ve yaşanacak. Tek bir tesellimiz var o da bu virüsü taşıyanların hiçbir belirti göstermemeleri. Daha doğru söyleyecek olursak internette izlediğimiz o kötü hallerde olmamaları. Ama öyle anlıyorum ki bu sayı hızla tırmanacak. Anlamış olduk ki test yapılırsa değil 34, 340 vaka daha çıkacak. Sağlık Bakanlığı kusura bakmasın ama her gün için duyuyorum, hastaneler şüpheli vakalara test yapmıyor, antibiyotik yazıp eve geri gönderiyor doktorlar diye. Bu durum doğruysa ve bu işin arkasında Sağlık bakanlığı varsa bu topluma yazık ediyorlar peşine  söyleyim.

İmkan olsa ve yarın sabah Sağlık Bakanlığı tüm ülkeye test yapsa göreceksiniz ki bu sayı kuvvetle muhtemel 5-10 bin çıkacak. Çünkü bu virüse yakalanıp da ayakta geçirmekte olan da yüzlerce insan var. Unutmayın ki Korona virüsü herkes de her ülke de aynı şekilde tepkiler vermiyor. Bunu öğrendik artık.

PARA BİTTİ…

Başbakanı dinledim. Şunu yazının başında hemen söyleyeyim, Hükümet kesinlikle doğru olanı yaptı. Başka çaresi de yoktu. Aslında hızla artan Korona vakalarını yazmak istiyordum bugüne ancak Başbakanın gece saatlerindeki ekonomik tedbirlerle ilgili basın toplantısını kaleme almamak olmazdı. Her iki konuda birbiriyle bağlantılı. Düşünün bir virüs ve dünyaya yaydığı panik nelere mal oldu ve daha da olacak.

Hükümetin parası yok. Bu para yok cümlesini ben size açayım ve anlatayım. Hükümetin her ay memur maaşları, emekliler ve diğer ödeneklerinin toplam tutarı yaklaşık olarak 550 milyon lira. Hükümetin aylık topladığı para yani yerel gelirleri de yaklaşık 550 milyon lira. Sigortaların ayrı gelirleri olduğu için, Maliye her ay yaklaşık 150-200 milyon lira bir para artırıyor. Bu paralar da zaten hükümetin birçok alandaki harcamalarına gidiyor. Ya da mümkün mertebe projelere aktarılıyor.

Gelinen noktada Hükümet aslında olmayan paranın tedbirini aldı ve açıkladı. Ortada bir para yok.

EMEKLİLER 3 AY DAHA ÖDENECEK… O KADAR

Size daha açık konuşayım. Emeklilere kötü bir haber vereceğim . Hükümet, emekli maaşlarını en fazla 2,5 ay daha ödeyebilir. Sigortalarda olan toplam para 360 milyon. Sigortaların her ay ihtiyaç duyduğu para 160 milyon lira. Beş bin liranın üstünde maaş alanların maaşları kesintilerle sınırlandırılacak ve bu maaş 8500 lirayı geçmeyecek. 8500 liradan fazla emekli maaşı alan var mı bilemem ama varsa aldığı maaşa göre bu azaltılacak ve 5000-8500 arasına çekilecek. Belki böyle olunca SSK’nın maaş ödeme yükü de azalır. Ama durum ne olursa olsun emeklilere ödenecek maaş tutarının toplam yükünü Çalışma Bakanlığı en fazla üç ay daha çekebilir, sonrasında para kesinlikle yok. Kendinizi buna hazırlayın.

MEMUR MAAŞLARI DA SIKINTIYA GİRECEK

Şu an için Maliyenin kasasında 190 milyon lira var, öğrendiğime göre rakam bu. Hükümet bu ay ihtiyaç duyduğu parayı, Başbakan Tatar’ın açıkladığı şekilde kısıtlayarak bir şekilde ödeyecek. Ancak Başbakanın da ifade ettiği gibi yerel gelirler 200 milyon liraya düştü, hatta bunun daha da aşağılara düşebilme ihtimali bulunuyor. Öyle anlıyoruz ki maaş kesintileri öyle bir ayarlandı ki devlet her ay maaşları bir şekilde ödeyebilsin. Bu maaş kesintileri Anayasaya uygun değil, hükümette bunun farkında ve mali yapı düzeldiğinde bu kesintiler geri iade edilecek.

Tabii bir başka sorun daha var, Korona meselesi uzayacağı için ülke ekonomisinin ne zaman düzeleceğini kimse kestiremiyor. İşte maaşlar ödenemeyecek hale geldiğinde hükümet borçlanmaya gidebilecek mi? Herhangi bir banka hükümete borç verecek mi ? Kaldı ki bu borçlanmalar büyük rakamlar olacağı için devletin yüksek faizleri ödeme şansı da olmayacak.

ANKARA’DAN SES VAR MI?

Bu konuyu yarın ki yazımda işleyeceğim ama en önemli soru işte bu. Böyle bir zamanda Ankara Hükümeti, KKTC halkının yardımına koşacak mı yoksa yalnız mı bırakacak. İnanın ki şu an bu sorunun cevabını Hükümetin kendisi de bilmiyor.

Bugün yaşadıklarımız hem Hükümetin, hem halkın ama en önemlisi de Türkiye’nin sınavı olacak.

Unutmadan; paranızı idareli harcayın…

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını. Lakin aç idik yedik karanfil parasını...

Yılmaz Güney