Hükümet kazıkçı çıktı...

Hükümet zam kampanyası başlatmış durumda adeta. Elektrikte fahiş zami ardından akaryakıtta rezillikli zam, sonrasında alkol ve tütün zammı. Alkolün ve tütünün zamlanmasına bir şey diyemeyeceğim zira lüks tüketim maddesi bunlar ama en azından lüks tüketim zamlanırken temel tüketim maddeleri neden ucuzlamıyor. Sorulması gereken soru bu. Asgari ücret boşuna 6 bin lira yapılmamış şimdi daha iyi anlıyoruz ama gelin görün ki kimse 6 bin lira ile geçinemez.

Maliye bakanı Sunat Atun çok güzel söyledi; bira sütten ucuz. Peki bunun devamı da gelmeliydi, sütü biradan ucuz yapacağız demeliydi Bakan Atun. Yetişkinler bira içmese de olur ama çocuklar süt içebilmeli.

Bu zam furyası nerede durur bilemeyiz ama iş insanı Tanser Nizam’ın güzel bir sözü oldu dün; “hükümet istediği kadar zam yapsın, insanlar harcayabileceği kadar tüketirler.”

Evet çok doğru bir söz. Hükümet ne kadar zam yaparsa yapsın, vatandaş cebindeki para kadar harcayacaktır. Yani daha az tüketecek ama harcayabileceği kadar harcayacaktır. Asgari ücretle geçinen bir aile düşünün. Ayda ellerine 12 bin lira geçtiğini varsayalım. 13 bin harcama şansları var mı? Elbette ki yok. Yalnız bu zamların tek olumsuz yönü temel tüketim maddelerinde yüksek oranda seyretmesi.

İnsanlar yemek çeşitlerini azaltma yoluna gidecek, meyve almayacak ya da 2-3 adet almakla yetinecek. Belli başlı gıdalar pahalı oldukları için satılmayacak. Arz yoksa talep de oluşmaz, ekonominin temel kuralıdır.

Arz ortadan kaybolacak. Işte o zaman ürünlerin pahalı olmasının bir anlamı kalmayacak çünkü satılmayacaklar.

ANLAŞILAN TÜRKİYE’DEN PARA YOK

Öyle anlıyoruz ki Türkiye’den sıcak para akışı olmayacak. Şubat ayında 700 milyon yerel gelir toplandı ve maaş ödemesi sıkıntıya girdi. Hükümetin her ay 850 milyon gibi bir paraya ihtiyacı var ve geçtiğimiz ay Merkez Bankası borçlanma yetkisi vermedi hükümete. Bakan Atun bir şekilde hesaplar arası kaydırma yaptı, kaynak yarattı ve maaşlar ödendi. Bu sorun her ay hükümetin karşısında duruyor. Işte bu nedenle iğneden ipliğe zam yapıldı, yapılıyor.

Daha düne kadar vatandaş kazandığı parayla daha rahat yaşıyordu ama harcadığı para yine aynıydı ve yine yetmiyordu. Zamlarla birlikte vatandaşın harcayacağı para yine aynı olacak ama  devletin kasasına daha çok para düşecek. Hükümetin kasasına daha çok para ama vatandaşın mutfağına daha az erzak daha az gıda maddesi girecek. Bir diğer deyişle vatandaş karın tokluğuna yaşamayı öğrenecek. Böylelikle hükümet Türkiye’ye ihtiyaç duymadan memur ve emekli maaşlarını ödeyecebilecek.

Bütün ekonomi politikası bunun üzerine kurulmuş durumda.

BAŞBAKAN 'RADİKAL KARARLAR ALINACAK, SICAK PARA GETİRİLECEK' DEMİŞTİ

Öyle anlıyoruz ki Başbakan Faiz Sucuoğlu ve hükümeti 'zamcı bir hükümet', 'zamcı Başbakan' ve 'zamcı Maliye Bakanı' olarak 2022 yılının siyasi ve ekonomik tarihine geçmiş olacak. Kabine kriziyle kötü başlandı ve ekonomik krizlerle kötü gidiyoruz. Siyasi dostlarımız kusura bakmasın ama tam anlamıyla kazıkçı ve zamcı çıktılar. Vatandaşın cebindeki parayı zamlarla sonuna kadar alarak hiçbir Maliye Bakanı ya da hiçbir Başbakan başarıdan söz edemez.

Yarın sabah seçim olsa tablo değişir mi? Değişmez diyenleri duyar gibiyim ama inanın ki değişir. Öyle bir hükümet kuruldu ki kolay kolay değişmez. Kime sorsam bu hükümet gitmez gidemez diyor ama aritmetik ortada. En iyi ihtimalle 3 yıl bu hükümetle beraberiz.

Bir hükümeti düşürecek tek şey ay sonu maaş ödeyememektir. Işte bu zamlar sayesinde hükümet her ay maaşları tıkır tıkır ödeyecek. Fakir fukaranın parasıyla tembel memur cumhuriyetinin maaşları ödenecek.

Durum bu dostlar. Her gün yeni zamlara hazır olun. Öyle görülüyor ki Sucuoğlu hükümeti böyle hatırlanacak. Başbakan bu zam furyasına bir dur demeli.

Ankara’nın vetosu hala devam ediyor mu bilemem ama vatandaşın vetosu başladı ve devam edecek. Şu an için bir öfke birikmesi var.

Benden söylemesi...

***

Günün Sözü

"Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur."

Süleyman Demirel