Belli aşılara açılmış davalar var

Koronavirüsten ölümler devam ediyor. Kadim dostum çocukluk arkadaşım Mehmet Özsezer’in babası Besim Özsezer’i kaybettik. Dün oldukça kalabalık bir cenaze vardı. Sevenler, tanıyanlar aileyi bu yaslı gününde yalnız bırakmadı. Besim abinin vefatı kalp krizi, bu arada Koronavirüs olduğu anlaşılıyor ve cenaze böyle tertipleniyor. Nur içinde yatsın ve Allah sevgili dostum Mehmet’e de ailesine de sabırlar versin. Çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Her ne kadar Koronavirüs olanlar hafif atlatıyor diye lanse edilse de durum böyle değil. Hafif atlatanlar da yok değil ancak Koronavirüs olanların büyük bir çoğunluğu ilk beş gününü ağır geçiriyor. Omicron varyantı Delta’dan daha hafif deniliyor belki nispeten böyle ama genel bir sağlık sorununuz yoksa.

Pazartesi bir yazı yazdım bu insanlar neden ölüyor diye. Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ, çok önemli bir açıklama yaptı ve ani ölümleri araştıracak bir komite kurduklarını duyurdu. Bakan Gürçağ son derece önemli bir adım attı hakkını teslim etmek lazım. Sağlık Bakanlığı bu kadar çok gerçekleşen ani ölümlerin nedenini araştırıp bulursa bundan sonrası için daha ciddi tedbirler alabilecek ve halkı doğru yönlendirebilecek.

Öyle anlıyoruz ki gerek Koronavirüs  aşıları gerekse Koronavirüs geçirmiş yurttaşlar olası bir kalp kriziyle karşı karşıya kaldıkları ülke genelinde yerleşmiş bir algı olarak karşımızda duruyor. Açık konuşmak gerekirse asıl tehlike toplumun aşıdan uzak durma tehlikesidir. Kiminle konuşsam “ben başka aşı olmayacağım” diyenlerin sayısı hayli fazla. Bu tür yazılarla aşı karşıtlığı beslemek değil kesinlikle hedefim. Ama ortada hiçbirimizin inkar edemeyeceği bazı gerçekler var. İşte Sağlık Bakanlığı kurduğu araştırma komitesiyle bazı şeyleri aydınlatabilirse toplumun üzerinde aşıya karşı oluşan ön yargı kırılabilir. Dahası Bakanlığın bulacağı sonuçlar aşılar ya da Koronavirüs ile ilgiliyse bir araştırma olarak literatüre girebilir. Her ülkenin sağlık bakanlığı bu tür araştırmalar yapıyor çünkü. Bizde de yapılması elzem.

KORONAVİRÜS ZAYIF NOKTANIZA SALDIRIYOR

Eminim bu yazacaklarımı sıkça sizde duyuyorsunuz. “Koronavirüs oldum ilk iki gün kötüydüm sonra geçti ya da ilk beş gün çok kötüydüm sonra toparladım veya 12 gün sürdü, 10 gün sürdü ya da şu kalıcı izler kaldı”. Bir kere şunu kabul etmek lazım ki herkesin aldığı virüs yükü aynı değil ayrıca herkese bulaşan Omicron çeşiti de aynı değil. Prof. Dr. Serakıncı’ya göre virüsü kaptığınız dönemki bağışıklık sisteminizin durumu da çok önemli. Bağışıklığını yakalandığınızda zayıfsa işiniz zor. Aşınızın üzerinden geçen süre de önemli. Hele hele eğer bir sağlık probleminiz varsa Koronavirüse yakalanmanız halinde yine ağır atlayabiliyorsunuz. Dünkü programıma Koronavirüs ilgili geniş bilgisi olan aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Sağlık Danışmanı olan Prof. Dr. Nedime Serakıncı’yı konuk aldım ve yaşanan ani ölümleri sordum, aşıların bundan sorumlu tutulup tutulmayacağını sordum, Koronavirüs  sonrası Koronavirüs  uzun etkileri arasında kalp krizinin olup olmadığını sordum.  

Belki ekonomik problemler devam ediyor, siyasi krizlerde devam ediyor ama şu sıralar yaşanan ani ölümler bence yaşanan diğer sorunların çok önünde.

Nedime Hanım ani ölümlerin hepsi için Koronavirüsün yan tesiri diye bir şeyin net olarak söylenemeyeceğinden bahsetti. Serakıncı bununla birlikte, “Belli aşılara açılmış davalar var” diye konuştu.

https://tr.euronews.com/2021/03/15/israil-covid-19-as-lamas-nedeniyle-uluslararas-ceza-mahkemesi-ne-sikayet-edildi

Serakıncı ölümlerle ilgili olarak ise; “Geçen yaz ile bu yazın aynı haftaları karşılaştırılmalı, kaç kişi bu zamanlarda ölmüş araştırılması gerekir” ifadelerini kullandı.

Şu an her şeyin Koronavirüse bağladığını bahseden Serakıncı, “Koronavirüs her kişinin hastalık döneminde zayıf bölgesini hedef alıyor” dedi.

Semptomlara bakıldığında 3 tip virüsün gözlemlendiğini söyleyen Serakıncı, “Birinci tip Koronavirüsün kas-eklem ağrısı, yüksek ateş ile kendini belli eder, mide bulantısı, ishal, kusma, hafif ateş ikinci tip olabiliyor üçüncü tip ise saman nezlesi gibi” ifadelerini kullandı.

Buradan da anlaşılacağı gibi hangi tip virüsü kaptığınız Koronavirüsü nasıl geçireceğinizi belirliyor. İşin içine bir de kronik rahatsızlıklarınız eklendiğinde işin boyutu ağırlaşıyor. Bu nedenle bağışıklığınızı sağlam tutmaya bakmanız gerekiyor.

AŞILAR HALEN TEK SİLAHIMIZ

Yazının içinde de ifade ettim son birkaç gündür dikkat çekmeye çalıştığım nokta ani ölümlerin ürkütücü olduğu ve bunun araştırılması gerektiğidir. Halen aşı elimizdeki tek silah. Aşı olmaktan korkmayın. Doktorunuzla hangi aşıyı olacağınıza karar verin. Klasik aşı Sinovac ile Mrna aşıları olan Biontech arasındaki koruma farkı sadece yüzde 3 olarak gösteriliyor. Klasik aşının pek bir yan etkisini yaşamazken mRNA aşılarında Kalbinizle ilgili sorunlar yaşayabiliyorsunuz. Bunun yüzdeliği düşük deniliyor ama işte o düşük yüzdeliğin içindeki bir kişi de siz olabilirsiniz. Aşının ciddi yan etkilerini yaşayan çok arkadaşıma tanık oldum. Koltuk altında topak çıkandan tutunda yüz şişmesi ya da Miyokardi yani kalp kası iltihabı yaşayanlar gibi. Doktorlar buna kar zarar ilişkisi diyor. Haklılarda çünkü Koronavirüs olmanız durumunda daha ağır sonuçlar sizi bekliyor olabilir. Seçim size kalmış.

***********

GÜNÜN SÖZÜ

"Birisini unutmak zorundaysanız, bunu sindire sindire yapın. Çünkü aklın zamansız öldürdükleri, yürekte amansız dirilir…"

Paul Auster