Çocukken fakirdik... Şimdi de öyle...

Belediye seçimleri geride kaldı. Birkaç gün değerlendirmesini de yaptık. Dün emekli maaşları geç ödendi. Anne ve baba soruyor malum maaşlar yattı mı diye. Aradım bankaya sordum. Parayı toparlayamadılar Gökhan bey diye bir yanıt aldım. Sonra birazdan yatıracaklar denildi ve maaşlar yattı. Akşam saatlerine doğru 13. maaşlardan dolayı sigortalar zora girmiş, para borçlandılar. Öyle tahmin ediyorum ki benzer zorluklar ocak ayı sonunda da yaşanacak. Hükümet ocak sonu maaşlarına hayat pahalılığını yansıtacağı için ödemeler yine fazla olacak. Malum memlekette herkes sigorta emeklisi değil on binlerce memur emeklisi var ve aldıkları paralar hatırı sayılı miktarda.

Emekliler de haklı. Ödenecekler ve yılbaşı alışverişlerini yapacaklar. Malum her şey ateş pahası bir memlekette yaşıyoruz. En basit alışverişin kapısı bin liradan açılıyor. Her şey çok pahalı. Ne yapacak insanlarda almayacak, elleri mahkum. Yılbaşında küçük de olsa hediyeler alınmayacak mı alınacak. Onlarda pahalı her ne kadar indirime gidilse dahi hediye işi de pahalı.

Para yetmiyor defalarca kez yazdık. Vatandaşın aşırı pahalılıktan artık yorgun düştüğünü de yazdık. Hükümetin Türkiye de olduğu gibi piyasalara müdahale etmesi gerekiyor. Sözüm ona hükümetin bu konuda bir çalışması vardı. Herhalde yeni yılda vücut bulacak. Serbest piyasadır deyip boş verirseniz olacak olan budur. Kesinlikle müdahale edilmesi gerekiyor.

Tabii bir de asgari ücretin belirlenmesi var. Bir iddiaya göre Çalışma Bakanı Hasan Taçoy 11 bin net teklif etmiş, sendika da kabul etmemiş diye biliyorum. Umarım iyi bir rakamda buluşurlar. Yakında bu rakamlarla işçi de bulunamayacak. Türkiye’deki asgari ücretin 8500 liraya yükseldiğini göz önünde bulundurursak KKTC’nin Türk kökenli çalışanlar için artık bir cazibesi kalmadı.

Velhasıl kelam tuhaf bir yılbaşı haftası. Çocukken fakirdik, zengin olma hayallerimiz vardı. Ah o piyango bize çıksa ne iyi olur diye hayalini kurardık. Bana hiç çıkmadı, hayatım boyunca çıkacağını da sanmıyorum. Çıkanların da pek hayır ettiğini görmedim, bunu da peşinen söyleyeyim. Dedim ya çocukken fakirdik.

Eğer çarşıda Hindistan cevizi ile kestane varsa anlayın ki yıl başı gelmiştir. Yılbaşına özgü ürünlerdi ikisi de. Bandabulya’ya gittik mi illa ki ikisinden de alınırdı. Pahalıydı ama az miktarda olsa da alınırdı.

Şimdi büyüdük. İyi kötü paramız oldu ama yine fakiriz çünkü hem her şey çok pahalı hem de alım gücümüz yok. Değişen bir şey var tabii o zamanlardan bu zamana. İnsanlar daha samimiydi, içtendi. Yardımlaşmalar daha çoktu ve daha çok hayal kurabiliyorduk. Bilmem belki de çocukken bundan dolayı daha mutluyduk ya da biz Kıbrıslı Türklerin henüz o zamanlar mayası bu kadar bozulmamıştı.

Akaryakıt ve tüp gaz ucuzlayacak derken yine pahalı olacak söylemlerini duyuyorum. Malum döviz yükselişe geçti.

Marketlerde fiyatlar son derece fahiş. Onlarda sıkıntı yok. Paranız varsa almakta serbestsiniz. Tutan yok kimseyi. Paranız var yok alacaksınız, onlarda biliyor.

Durumlar böyle dostlarım. Bu nedenle size yeni yılda sağlık dilemekten başka bir şey gelmiyor içimden.

Ne olmasa ne sağlık temennim ne de iyi hayat temennilerim de kabul olmayacak.

Bizim memlekette başarısız yönetici yoktur, aksi gelen yıl vardır, çözümü bizde olmayan dertler vardır.

Hani göz gibi herkes de iki tane var; değil mi?

Evet dostlar. Çocukken fakirdik. Şimdi de öyle. Tek farkı eskiden hayallerimiz vardı. Şimdi dramlarımız.

******************

Günün Sözü

“İyi yaşamak hakkımızdır teslim olmayın.”

Filiz Naldöven