Talat’a helal, Erdoğan’a haram mı?

Yayın Tarihi: 20/04/23 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Son günlerin popüler konusu Türkiye Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun kahve kahve gezerek yaptığı AK Parti lehine seçim çalışmaları. CTP de dahil bazı sivil toplum örgütlerinden buna tepki geldi. Büyükelçi özellikle görevini yapması ve bir büyükelçi gibi davranması istendi. Bu konuyu doğru tartışmak gerekir.

Kıbrıs farklı bir yer ve koşulları da farklı bu nedenle Büyükelçi Feyzioğlu’nu suçlamadan evvel konuyu doğru platformda tartışmak gerekir. Metin Feyzioğlu gerçekten kahve kahve gezerek AK Parti propagandası yapıyor mu bilmiyorum, yapıyorsa da ben bunu normal karşılarım. Bu konuyu sağlıklı tartışabilmek için KKTC seçimlerine bakmak gerekir.

Örneğin en son ki seçimlere gidelim. Ersin Tatar ile Mustafa Akıncı arasında geçen seçime... AK Parti hükümeti son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açık olarak Ersin Tatar’dan yana tavır aldı ve tüm gücüyle sahaya indi. Aynı çabalar vakti zamanında Mehmet Ali Talat’ın da son seçiminde gerçekleşti. Yani vakti zamanında Eroğlu ile Talat arasında geçen seçimde Türkiye tüm gücüyle yine sahadaydı.

Demem o ki vakti zamanında AK Parti hükümeti ve dönemin büyükelçisi de buna dahil Talat için sahadayken helaldi şimdi mi sahada olması haram oldu. Yazının başında dediğim gibi KKTC farklı bir ülke ve Türkiye’nin buradaki her seçime müdahil olduğu bilinen bir gerçek.

CTP şu an Büyükelçiye tepki gösteriyor ama vakti zamanında Mehmet Ali Talat lehine seçime müdahil olurken kimse ne AK Parti Hükümetinden ne de büyükelçiden rahatsız olmamıştı. Yani o zamanlar yapılan müdahale değildi şimdi mi yapılanlar müdahale oldu. Vakti zamanında öyle bir Ankara-Talat ilişkisi vardı ki Sn. Talat “Türkiye’de yaşasam oyumu AK Partiye verirdim” diyebilecek kadar ileri gitmiştir. CTP’ye bunları hatırlatmak isterim.

Ama bu durumu yadırgamadığımı da söylemek isterim. Talat’ı eleştirmek adına yazmıyorum. Konjonktür o zaman böyle olması gerekirdi böyle oldu. Bir gazeteci olarak ben de Sn. Talat’ı destekledim vakti zamanında. Şartlar Talat’ın seçilmesini gerektiriyordu.

Demem o ki her seçim döneminde bu müdahaleler oluyor. Bunu savunmuyorum, doğru da bulmuyorum ama anlatmaya çalıştığım KKTC’nin gerçekleridir bu yaşananlar. Türkiye KKTC’de her seçime müdahil oldu. Gün geldi Talat’ı savundular gün geldi Eroğlu’nu gün geldi Tatar’ı savundular. Mustafa Akıncı ile de iyi geçindikleri dönemde yine müdahale vardı ama bu müdahale Akıncı lehineydi. Kimse rahatsız olmuyordu.

Türkiye’de kritik bir seçim yaşanıyor. Belli ki zor bir seçim olacak. Türkiye’nin KKTC’de hatırı sayılır bir nüfusu var ve bu nüfusun Kemal Kılıçdaroğlu’na değil de Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermesi için tabii ki buradaki misyonları sahada olacak. Feyzioğlu günün sonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir ataması, kendisi de diplomat değil ve fiziki olarak sahada olması siyaseten etik olmasa da politik açıdan normal. CHP’nin atadığı bir büyükelçi olsa hiç şüphe yok ki CHP adına sahada olacaktı.

CTP şu an özellikle CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy son birkaç gündür büyükelçiyi eleştiriyor, eleştirisinde haklı da olabilir. Akansoy, Sn Talat ile de çalışmış biridir ve vakti zamanında Ankara Hükümetinin Talat için sahada olduğunu en iyi bilenlerdendir. Şu an ki büyükelçiyi eleştirirken Talat lehine yapılan müdahaleler de hataydı diyebiliyorsa bu öz eleştiriyi yapabilirse önünde ceket iliklerim. Ama bu dediğini yazmak koşuluyla.

Sonuç olarak yazının başında ifade ettiğim gibi KKTC farklı bir ülke koşulları diğer ülkelerle benzerlik göstermiyor. Zaten KKTC’de demokrasinin varlığı da ayrı bir tartışma konusudur. Bakan değişecek Ankara’ya soruluyor, Genel Başkan seçilecek Ankara’ya soruluyor, yasa yapılacak Ankara’ya soruluyor. Her şeyin Ankara’dan icazet alınarak yapıldığı bir ülke de Türkiye seçimleri lehine veya aleyhine yapılan çalışmalarda siyaseten yanlış olsa da politik açıdan normal bir hale dönüşür.

Bir gazeteci olarak bunları savunmadığımı ve doğru bulmadığımı yinelemek isterim ama bu yaşadıklarımız ülkenin gerçekleridir. Türkiye kendisiyle en iyi çalışacağına inandığı Cumhurbaşkanı adayını açıktan destekliyor, bugüne kadar bu böyle oldu. Acı olan şudur ki CTP de bu sistemin bir parçası oldu vakti zamanında. Kim bilir belki de yaşananlardan tecrübe edilmiş ve artık bu sistemin dışında kalmayı tercih etmişlerdir. Sistemin dışında kalmak doğru olandır, tabii yapabilene.

Şöyle bir örnek vereyim; gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ankara hükümeti Tufan Erhürman’dan yana tavır koyar ve buradaki büyükelçisine “Erhürman lehine çalış” talimatı verirse CTP bunu reddeder mi? Hadi bu soruyu cevaplayın. Gerçekleri konuşalım. İşimize geldiği gibi değil de gerçekler üzerinden gidelim.

Türkiye zor bir seçim yaşayacak ibre Erdoğan’ın kazanacağını gösteriyor. Türkiye gibi zor bir ülkeyi Kılıçdaroğlu’nun yönetemeyeceği açık bir gerçektir. Türkiye gibi zor bir ülkeyi ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider yönetebilir. Seçim sonuçları da Erdoğan lehine sonuçlanacaktır. Buna hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

“Ankara Ankara sana koşar her bahtı kara…”

Anonim

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Mete Baris21/04/23 09:33
Gene secim tahmini yaptin. O "Ceketini assa secimi kazanir" diye tahmin ettigin gibi olmasin gene?

Diğer Gökhan ALTINER yazıları