Kafalar güzel…

Ülkede malum ekonomik kriz var, maaşlar yetmiyor, insanlar marketlerin uyguladığı fahiş fiyatlardan dolayı alışveriş yapmakta zorlanıyor, hayat pahalılığı almış başını gitmiş. Vatandaş ne kirasını ödeyebiliyor ne aracının seyrüseferini çıkarabiliyor ne çocuğunun okul harcını ödeyebiliyor; özetle geçinemiyor. Yalnız burada bir tuhaflık var; meyhaneler ağzına kadar dolu. Şahsen ben şaşırıyorum, insanlar parayı nereden bulup meyhanelere akın ediyor. Bugün meyhanede kişi başına ödeyeceğiniz rakam 600-700 lira civarında. Asgari ücrete geçinen bir vatandaşın meyhaneye gitme şansı yok, gerçekten yok. Zorlasalar belki ayda bir kez gidebilirler ama inanın o da zor. Demek ki meyhaneye memur takımı ya da memurlar kadar çok kazanan kesim gidiyor.

Şimdi gitmesin mi insanlar, zaten gitmesinler diye yazmıyorum gitsinler tabii. Bu memleketin önemli kültürlerinden biridir meyhaneler. Sonuçta birçok insanın da ekmek kapısı. Buradaki sorun meyhaneye giden yurttaşların hiç içki içmemiş ya da bir daha içki bulmayacaklarıymış gibi içmelerinde.

Peki neden yazdım bunu; çünkü dört buçuk ayda alkolden 6 kişi hayatını kaybetti. Evet dostlar. Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Avcı’yı dünkü yayınıma telefonla bağladım ve durum değerlendirmesi yaptık. Alkol konusuna değindi; 4,5 ayda altı kişi alkole bağlı kaza yaptı ve hayatını kaybetti ya da gerçekleşen kazalarda yüksek alkol tespit edildi. Bu sadece ölüm rakamı, alkol yüzünden kaza yapan yaralanan ya da yaralanmayan yurttaşlarda var.

Peki neden bu kadar çok içiyoruz sorusunun cevabı yok. Aslında var hayattan usandık belki de kim bilir. Ama bir gerçek var şişenin dibini görmeye meraklı olan alkol kullanıcılarının devletten polisten korkmayışı var. Bireysel duyarlılığı geçtim. Hani çok alkol almayım, kaza yapabilirim kendime ya da bir başkasına zarar verebilirim duygusunu geçtim. Çünkü böyle düşünenlerin sayısı az. Geriye ne kalıyor polis korkusu, yani bir başka deyişle devlet korkusu. İnsanımızın içinde bu korku yok. Alkollü yakalanırsam ehliyetin gitme ihtimali var, yüksek rakamlı bir ceza alacağım; insanlarda bu korku da yok.

Peki neden yok? Çünkü yollarda polis yok. Devriye yok. Polis yeterince yollarda değil, yeteri kadar polis devriyesi yapılmıyor. Çünkü yeteri kadar polis yok. Zaman zaman polis kontrolleri yapılıyor. Ne kadar sık yapılıyor peki, çok az. Çünkü polis teşkilatının her gece ülkenin dört bir yanında yollara göndereceği polis yok. Polis teşkilatı ancak sistemi çevirebiliyor.

Koyun bakalım meyhanelerin çıkış kapısına meyhaneye girenler polisi görünce ne kadar içecek.

Herkes meyhaneye gitsin, gitmesin diyen yok. Pek ala içki içmeden de insanlar eğlenebilir. İlle de içecekse yasal limiti aşmayacak kadar içmeli.

Şimdi bu yazdıklarım hayli rahatsız edicidir. Herkes rahat rahat meyhanesine gitsin sarhoş oluncaya kadar da içsin ne karışırız biz herkesin içmesine. İşte karışmayınca alkol yüzünden ölümlü kazalar meydana geliyor, o nedenle herkes ya az içsin ya da içmesin diyoruz. Ya da bir şişe içmeye çok niyetliyse eve taksiyle gitsin.

Alkol ar duygusunu ortadan kaldırıyor ve daha süratli araba sürmenize neden oluyor, ekstra bir cesaret getiriyor insana. Bunun dışında uyku veriyor, dikkat eksikliği yapıyor; hal böyle olunca da önünüze atılan birini fark edemeyip basabiliyorsunuz, ya da önünüzde giden aracı takip edemiyorsunuz.

Sonuç olarak aşırı alkol kaza yapmanıza ölmenize öldürmenize ya da ciddi hasar görmenize neden oluyor.

Beklersiniz ki bir vatandaş çok içmemeliyim desin; bunu kendi düşünsün. Kaza yapabilirim, kendime ya da bir başkasına zarar verebilirim desin. Ama bu duygu ve düşünce birçok insanın içinde yok. O zaman devreye devlet girmeli ve madem ki sen yasalara uymuyorsun ben seni cezayla terbiye ederim desin ve ağır cezalarla terbiye etsin. Yoksa daha çok insanlar alkol yüzünden ölmeye, yaralanmaya devam edecek.

Ya da kafalar güzel diyecek ve bu memleket başka türlü çekilmez diyeceğiz. Seçim sizin…

**************

Günün Sözü

Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş. Ama sen gitme, ben cahil kalayım.

Nazım Hikmet