Sekreter "nakit getir" dedi…
Çok düşündüm Kıbrıs konusu ile ilgili bir yazı mı kaleme alayım diye. Malum gündemlerden bir tanesi de Kıbrıs sorunu, sonra vazgeçtim, hafta içi belki yarın kaleme alırım dedim kendi kendime; malum KKTC tanınacak ya; rüya görüyoruz resmen ama buna başka bir gün değineceğim. Reçete vurgununda her gün başka bir gelişme oluyor. Birkaç haftada bitecek bir soruşturma değil, öyle anlıyoruz bu iş uzayıp gidecek. Çünkü sadece 2023 yılı içerisinde yapılan vurgun değil daha eskilere gidecek öyle gözüküyor. Günahı olmayan eczacıya lafım yok, kutsal bir görev yapıyorlar ama kısa yoldan zengin olmaya çalışan eczacılar içinse madem ki yaptılar cezasını çeksinler. Şaka bir konu değil resmen devleti soydular.
Daha önce de yazdım; sosyal sigortalar da soruşturulmalı. Sosyal Sigortalar Dairesi pass geçiliyor. Bir eczaneden 3000 reçete geliyor ve bunu ilgili görevli sorgulamıyorsa orada bir bit yeniği vardır, ya da 2021 yılında bu konuda memurların üstlerine bildirim yaptığı ancak sorgulanmadığı da ortaya çıktı. Peki neden? Yüzyılın vurgunu resmen. Umarım kadim dostum Çalışma Bakanı Sadık Gardiyanoğlu bu işin üzerine gider ve geniş kapsamlı bir soruşturma yapılır.
Benim bir diğer derdim doktor viziteleri. 800 liraydı bir doktor vizitesi. Kızımı doktora götürmek için doktorun sekreterini aradım ve randevu talep ettim. Sekreter beni uyardı “Gökhan bey vizite ücretlerimiz değişti. 1200 lira oldu ve lütfen nakit getirin pos cihazı kullanmıyoruz” dedi. Pos cihazı yok. Neden peki? Çünkü vergiden kaçıracak ilgili doktor. 800 lira ne zaman 1200 oldu onu da bilmiyorum. Gıcıklığına fatura makbuz istemeyi düşündüm ama vazgeçtim, belki de istemeliydim.
Bu insanlar nasıl doktora 1200 lira vizite ücreti ödeyecekler. El insaf.
DOKTOR VE İLAÇ PARALARI ÇOK ARTTI
Kimse bu yazdığımın önüne geçemiyor. İlaç paraları ciddi anlamda arttı. Eczacılar karlarını üzerine koyup ilaçları satıyorlar, ona diyecek bir şeyimiz yok. Hükümet gıda fiyatlarının ucuzlaması için hiçbir şey yapmazken ilaçların ucuzlaması için herhangi bir adım atarlar mı o da ayrı bir konu. İlaçlar gerçekten çok pahalı. Geçtiğimiz gün annem babam emekli malum ödendiler aylık ilaçlarına 4 bin liradan fazla para verdim. Aldıkları emekli maaşı asgari ücret düzeyinde. Maaşları alır almaz 4 bin kusuru eczacılara ödedik ve daha da alacakları ilaçlar var. Kendi hayatımdan örnek veriyorum. Hemen hemen her yaşlı ailenin kullandığı bir ton ilaç vardır, bu insanlar emekli maaşlarının hatırı sayılır bir bölümünü eczacılara veriyorlar. Buna bir de hastane yerine özel doktor eklendiğinde vay halimize. 1200'de doktora vereceksiniz. 800’dü 1200 oldu. Üstelik de kredi kartı kabul etmiyorlar, nakit ödeyeceksiniz. Makbuz yok. Bir de buradan vergi kaçırıyorlar. Bakın günahlarına girmeyim makbuz kesen çocuk doktorları da var ama kaç tanesi.
İnsanlar nasıl yapacak nasıl üstesinden gelecek bu durumun. Bir de tüm bu yaşadıklarımızın üzerine doktor ve eczacıların devleti soydukları haberlerini okuduğunuzda ciddi ciddi öfke ile doluyorsunuz.
Sağlık sektörü çok hassas ve yoğun parayla dönen bir sektör. Aynen gıda alışverişinde olduğu gibi. Market ne kadar pahalı olursa olsun nasıl ki almak zorundasınız ilaç ve doktor söz konusu oldu mu harcamak zorundasınız.
Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Gerçekten hükümetin elinde ilaç, doktor vizitesi ve gıda fiyatlarını düşürecek bir formülleri yok mu? Yani insanlar bu kadar düşük maaş alırken neredeyse emekli maaşının hepsini sağlıklarına ve gıda ihtiyaçlarına harcamak zorunda mı? Yok mu bunun bir çıkışı bir ucuzlatması.
Memleketin asıl gündemi bunlardır bence. Yoksa KKTC’nin tanınmayacağını, çözüm olmayacağını hepimiz biliyoruz, gençlere alamayacakları sosyal konut yapılacağını hepimiz biliyoruz. Söz verilip aylardır temeli bile atılmayan yeni hastane projesinin ne yapılacağının dahi belli olmadığını hepimiz biliyoruz.
Hayatı ucuzlatın kardeşim, vatandaş gerçekten ihtiyaçlarını karşılayamıyor…
*****************
Günün Sözü
Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için iş birliği yaptı.
Paulo Coelho

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Alexy Flemmings02/10/23 09:23
KKTC’nin tanınacak. Rum da Ermeni gibi her zaman Türk'e sorun olmaya devam edecek. KKTC tanındıktan sonra, çözüm olmuşmuş olmamışmış, tıpkı Rum'un gibi Kıbrıs Türk'ünün umurunda olmayacak. Kissenger'ın dediği gibi, "önemli olan çözümsüzlük değildir; önemli olan, çözümsüzlüğün maliyetinin kimin üzerinde kaldığıdır." KKTC TANINACAK: (1) 2010: BM Uluslararası Adalet Divanı, uluslararası hukukta bağımsızlık ilanlarını yasaklayan hiçbir şey olmadığını belirtti. (2) 2014: ABD Federal Mahkemesi, KKTC'nin YASAL olduğuna karar verdi ve Washingtondaki bir mahkemede, tıpkı diğer ülkeler için olduğu gibi, yargılanamayacağını belirtti. (3) 2017: Birleşik Krallık High Court, Birleşik Krallık'ın KKTCyi tanımasının önünde hiçbir yasal engel olmadığını belirtti. (4) KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı'na gözlemci olarak da olsa, üye oldu. (5) 2023: Rusya, KKTC'de konsolosluk açtı, ...