İdeoloji ölünce... Devlet de ölüyor...

Yayın Tarihi: 06/11/23 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Sene 1995, henüz 15 yaşındayım. Liseye gidiyorum ve okul bir Ankara-Trabzon gezisi düzenledi. Ben de gittim. Anıtkabir’i ziyaret ettik, yürürken yoruldum ve Anıtkabir’de bulunan yol güzergahındaki taşlardan birinin üzerine oturdum. Görevli asker beni hemen uyardı ve kalkmamı istedi. Sebep açık ataya saygısızlık. Anıtkabir oturup dinleneceğiniz bir yer değil. Niye yazdım bunu; ne zaman kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın anıt mezarıyla ilgili bir haber okusam aklıma hep bu hatıra gelir. Anıtkabir’de yorulsanız dahi oturamazsınız ataya saygısızlık olur. Biz Kıbrıs Türk halkının liderine düzgün bir anıt bile yapamadık. Serdar Denktaş’ın lider boşluğu var açıklamasını okudum ve merhum Denktaş beyle ilgili kısmını da okudum. Liderine sahip çıkmayan bir ülke ne ülkesine ne devletine sahip çıkmaz, çıkmıyorda zaten. Biz Kıbrıslı Türkler KKTC vatandaşı olmaktan ve bu ülkede yaşamaktan pek de memnun değiliz. Göç etmek kaçmak istiyoruz. Vakti zamanında Kıbrıs davasına Türkiye değil Denktaş bey yön verirdi. Denktaş bir tür dogmaydı. Sözü dinlenirdi ve aşırı saygı duyulurdu. Denktaş’tan sonra bu boşluk ne yazık ki doldurulamadı. Gelen her cumhurbaşkanı toplum liderliği yapmaya çalıştı ama hiçbir şekilde lider olamadılar.

Düşünün siyaseten öyle bir yerdeyiz ki bakanlar bile Türkiye’ye danışılarak atanıyor. Siyaseten geldiğimiz nokta budur. Ankara tarafından uygun görülmeyen bir milletvekilinin bakan olması ya da başbakan olması söz konusu dahi değil. Tabii bu yazdıklarım sağ partiler için geçerli. Sol partiler bir şekilde hükümete gelirse onlarda para ambargosu uygulanıyor ve yalnız kalıyorlar. İşte Serdar Denktaş’ın da ifade ettiği lider boşluğu hep bunların bir sonucu. Halkı arkasından sürükleyebilecek, yeri geldiğinde hükümete bile söz geçirecek bir liderimiz yok. Böyle olunca da otur arap kalk arap politikası geçerli oluyor.

Hal böyle olunca da toplum saygınlığını kaybediyor ve halk KKTC devletine olan inancını yitiriyor. Bakın geçtiğimiz hafta CTP’nin başını çektiği bir eylem yapıldı. Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı söyleniyor. Mehmet Ali Talat ya da Ferdi Sabit Soyer zamanında meydanlar dolar taşardı. Vakti zamanında bu ülkenin umudu da CTP’ydi. Binlerce insan gelirdi eylemlere ve ciddi bir halk iradesi meydanlarda ortaya konulurdu. Artık bu da yok. Neden peki? Çünkü vatandaş CTP’yi de umut olarak görmüyor. Yarın sabah bir seçim olsa sonuç değişir mi sanıyorsunuz. Vatandaş yine gider oyunu UBP’ye verir. Ben bizim seçmen kitlesini çözdüm artık. Sövüp sayıyorlar ama oy vermeye geldi mi yine eller UBP logosuna gidiyor. Türkiye’nin sözünü dinler para almayı başarır artışları da yapar maaşları da tıkır tıkır öder. Artık vatandaş da kimdeyse menfaati ona bakıyor. İdeoloji öldü. İdeoloji öldüğü için kimse tepkisi olan yurttaşı meydanlara toplayamıyor. Gereken tepkiyi veremiyor gerekli sesi çıkaramıyor.,

Denktaş beyin anıt mezarının bulunduğu yerde artık sevgililer buluşuyor. Aşk ınıtı oldu dersek yalan olmaz nasıl ki vakti zamanında Dr. Küçük’ün Anıt Tepesi çapkınlık yapan çiftlerin mekanı olduysa şimdi oraları ev dolduğundan Denktaş’ın anıt mezarının çevresine toplanıyorlar. İnanmazsanız gece vakti gidin bir bakın. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Tabii bu durum hükümetlerin bir ayıbı başka bir şey değil.

Kıbrıs’taki çözüm süreci buz dolabına kalktığı için artık Kıbrıs konusunda da vatandaş bir ilerleme olmayacağını biliyor. En son umut Crans Montana’ydı Rumlar yüzünden o zirvede çökünce çözüm umutları da artık son buldu.

Demem o ki inancını kaybetmiş bir toplum, Lideri olmayan yani kurtarıcısı olmayan bir toplum, kabinesi Türkiye’nin onayı ile atanan bir hükümet ve ekonomik zorluklar içinde zamlarla hayatını idame ettirmekte zorlanan bir toplumu siz peşinizden sürükleyemezsiniz.

Lider lazım ama nasıl doğacak nasıl bulunacak. Kim seçecek hep bunlar soru işareti. Kıbrıs’ta dava kaybedilmiştir. Oyuncular sahada değil tribünde oturuyor. Kendi kalemize gol atan amatör oyuncular gibiyiz.

Günün Sözü

Elinin arkasında güneş duruyordu… Aylardan kasımdı üşüyorduk.. Ağacın biri bulvarda ölüyordu…Şehrin camları kaygısız gülüyordu… Her köşe başında öpüşüyorduk.

Attila İlhan

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları