Sıfır promil alkol doğru mu?

Yayın Tarihi: 13/12/23 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Geçtiğimiz haftaya üç tane ölümlü kazayı sığdırdık. Ağır yaralananlar var ve kaza sonrası tabii ki tutuklananlar var. Polisler sürekli trafik kontrolü yapıyorlar. En çok yakalanan alkollü sürücüler. Açıkçası daha düne kadar elli promile kadar yasal olduğunu biliyordum alkol alımının. Meğerse bu değişmiş artık sıfır promil alkol üzerinden bakıyor polis. Yani bir bira içseniz dahi polisin size yazma yetkisi var. Ben bunun böyle olduğunu bilmiyordum. Eğer yanlışsak aman Polis Genel Müdürlüğü bizi düzeltsin ve doğrusu neyse açıklasın. Gelin görün ki alkol alıp kaza yapanların sayısı hayli kabarık. Alkol alanların bir çoğu kendi başına da kaza yapıyor. Zaten birkaç bardaktan sonra ar duygusu kalkıyor ve cesaret geliyor insanlara. Araçlarını uçak sürer gibi kullandıkları için kaza yapıyorlar. Bir de buna kamyonlar karışmaya başladı. Büyük araç sınıfına giren kamyonlar da kazaya sebebiyet verebiliyorlar. Tabii ne kazaya sebebiyet verirse versin; alkol almış olsanız dahi ya da alkol almamış olsanız dahi eğer süratliyseniz aracınızı durdurmanız imkansız hale geliyor ve kazayı şiddetli yapıyorsunuz. Ya ölüyor ya da ağır yaralanıyorsunuz. Sürat her şeyin başı sürat. Polis kontrollerinde rapor edilen birçok trafik suçunun temelinde sürat yatıyor.

Eğer limitlerin üzerinde hızlı araç kullanıyorsanız kaza yapabiliyor, ölebiliyor, öldürebiliyor ve sonrasında ya mezara ya hapse gidebiliyorsunuz.

Olayı neresinden alırsanız alın, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Bir tarafta trafik kazası sonucu hayatını kaybedenler diğer taraftan da hapse düşen ya da düşme tehlikesiyle psikolojileri bozulan insanlar. Son birkaç haftada bu tür kazalara sık rastladık.

Kendi halinizde yolunuzda giderken, belki bir iş çıkışı, belki yemeğe yetişme çabası ya da sevdiklerinizle geçen bir pazar günü, sağına soluna bakmadan yola atılan dikkatsiz bir yaya, çarpmanız sonrasında yaya hayatını kaybediyor ve sizin için dram dolu günler başlıyor. Hâlbuki siz o gün işinizden yorgun argın çıkmış, eve sevdiklerinize ulaşma çabasındasınız, belki nezlesiniz, belki hasta belki de çok keyifli ama dikkatsiz bir motor sürücüsü ya da dikkatsiz bir yayanın yola atılması sonrasında her şey siyah oluveriyor birden.

Eğer ortada ölümlü bir trafik kazası varsa illa ki dikkatsiz bir sürüş vardır, yoksa da vardır. Alkol alan ya da süratli araç kullanan bir sürücüyü hiçbir zaman savunan yazılar yazacak değilim. Bu kabul edilebilir değil zaten. Ancak kendi halinde işine gücüne giderken dikkatsiz bir yaya sizin başınızı pekâlâ derde sokabilir. Özellikle son birkaç yıldır yolun içine sağına soluna bakmadan atılan o kadar motor sürücüsü ve yaya var ki şaşar kalırsınız.

Trafikteyken bu insanlara son derece dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü eğer bir yayaya çarpmışsanız ve ölmüşse size cezaevinin yolu gözükmüş demektir. Siz dikkatsiz sürüş yapan birisinizdir. Ve gelin görün ki mahkemeler, yargıçlar kendiliğinden oluşan kamuoyu baskısının da etkisiyle olsa gerek, yasaların kendilerine verdiği yetkiyi çekinmeden hapislikten yana kullanabiliyorlar.

Ortada bir gerçek var ki ölüme sebep veren, haklı ya da haksız bir sürücüye mahkeme tarafından verilen hapislik cezası hiçbir şekilde kimsenin acısını dindirmiyor. Ne gideni geri getiriyor ne de vicdanları rahatlatıyor. Dahası ölüme sebebiyet verdiği için hapse düşen sürücü cezaevinden psikolojisi bozulmuş bir insan olarak topluma çıkıyor ve bu insanı da kaybediyoruz. Ne aile düzeni kalıyor ne de geleceği.

Yargıçlar günün sonunda, siyasilerin yaptığı yasaları uyguluyor ve illaki bir hapislik cezası veriyorlar, veriyorlar vermesine ama kısa bir süre sonra kimse öleni hatırlamıyor, kimse hapse gireni de hatırlamıyor ama hapse giren hapisten çıktıktan sonra normal hayatına geri dönemiyor.

Tabii burada yargıçların bir suçu yok, yasayı yapan Meclis. Ölümlü trafik kazalarına sebebiyet veren ve suçlu olan sürücüler için dahi farklı cezalar uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bu belki de uzun süre trafikten men cezası, belki de önemli miktarda tazminat veya başka ağır cezalar. Her ne pahasına olursa olsun kazaya sebebiyet veren unutmayın ki genç bir çocuk, çocuklarına bakmak zorunda olan bir anne ve baba ve her şeyden önemlisi tüm yuvasını dağılma noktasına getirecek bir aileye veriliyor bu ceza.

Bu nedenle Meclis trafik kazalarına hapislik ön gören yasayı tekrardan gözen geçirip iyileştirmek zorundadır.

Demem o ki bu kötü kader bir gün sizin kapınızı da çalabilir. Kazada kaybedilenin ardından bir de kazayı yapanı kaybetmenin topluma bir faydası var mı?

Bu ülkenin ne cezaevinde, ne yollarında ne de düzeninde bir iyileşme olmadığı sürece hep bizler mağdur olacağız ve kötü piyango herkesin kapısını her an çalabilir.

Günün Sözü

Kimseyi suçlama, Suçlanacak biri varsa o da sensin. Sonuçta o sana küçük bir umut verdi, Sen ise ona her şeyini verdin.

CEMAL SÜREYA


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları