Piyasalar ucuzlasa... Bu dert de bitecek…

Yayın Tarihi: 22/05/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Her geçen gün ekonomik sarmal büyüyor. Market raflarında bir gün aldığınız ürünü bir sonraki gün aynı fiyattan alma şansınız yok. Dahası ürünler market market ciddi farklılıklarda gösteriyor. Marketlerde artık şaşırdı. Market rafında gördüğünüz fiyat kasaya gittiğinizde yüksek çıkabiliyor. Vatandaş nakit para taşıyamadığı için kredi kartlarına yüklenmiş bulunuyor. Artık sık karşılaşıyorum kasada kredi kartı yetersiz bakiye veren çokça insan var

Hükümet Nisan hayat pahalılığını verdi. Kötü bir artış değildi belki ama bu rakamın daha yüksek olduğunu sıkça ve yüksek sesle duyuyoruz.

Bu artışların yapılması artık kaçınılmaz. Kaç işveren yeni asgari ücreti ödeyebilecek o bambaşka bir tartışma konusu ama her geçen gün zora giren vatandaşın da geçim derdine bir çare bulunması gerekiyor. Bu kaçınılmaz bir artış. Öte yandan hayat pahalılığı Maliyeye bir yük. Bakan Özdemir Berova ile yaptığımız bir söyleşide dikkatli olunmazsa sarmala girilebileceği uyarısında bulunmuştu. Maaş artışları yapılıyor, ilk ay maliye zorlanıyor ancak sonraki aylarda toplanan vergilerle durum dengeleniyor. Unutmayın bu artışlar emeklilere kesintisiz olarak veriliyor.  Maliye bunun aksine bu yükün altından kalkamaz. Bildiğiniz gibi hayat pahalılığı emekli ve memurların maaşlarına doğrudan yansıyacak. Bu durum hem emeklileri hem de memurları bir miktar olsun rahatlayacak ve daha çok para harcanacak. Piyasaya daha çok para girdi demek daha çok vergi toplanacak anlamına geliyor, çünkü şu an için vatandaş ödeyemeyeceği kredi kartı üzerinden alışveriş yapmak zorunda kalıyor. Yani bir başka deyişle veresiye alışveriş yapmak zorunda kalıyor. Ay sonu maaşı aldığı gibi kredi kartına yatıran vatandaş sayısı hiç az değil.

Hayatı ucuzlatamayan hükümet mecburen maaş artışına giderek ve daha çok para ödeyerek piyasaları dengelemek zorunda. Benim anlamadığım en önemli şey ise bir hükümet nasıl olur da piyasaları denetlemez ve fiyatları olması gereken noktaya çekemez.

Hepimiz biliyoruz ki tüccar yüksek kar oranıyla çalışıyor, marketçilerde ellerindeki stok mal üzerinden karını yapıyor. Aksi takdirde market market fiyatlarda derin uçurumlar oluşmazdı.

Örneğin bir market peyniri 58 liraya satarken başka bir market 47 liraya satabiliyor. Bir sürü örnek verebilirim size bu konuyla ilgili olarak. Aradaki kâr marjına bakar mısınız. 58 liralık bir peyniri 47 liraya satıp da kar edebiliyorsa market o peyniri kaça aldığını ve ne kadar kar yaptığını varın siz hesaplayın.

İlerleyen süreçte hem hayat pahalılığının yüksek verilmesi hem de asgari ücretin iyi bir rakama ayarlanması gerekiyor. Umarım hükümet bu iki önemli konuda üzerine düşeni yapar ve vatandaş derin bir nefes alır…

Hayat pahalılığı açıklanır açıklanmaz marketlerde fiyatlar değişmeye başladı. Her hayat pahalılığı artışı olduğunda aynı manzaraya tanık oluyoruz. İşte bu noktada marketlerin ve tüccarın denetlenmesi ve fahiş fiyatların kontrol altına alınması gerekiyor. Ekonomi ve Enerji Bakanlığının bünyesinde kaç denetleyici var bilmiyoruz ama sayılarının az olduğunu söylemek lazım.

Dört ayda bir hayat pahalılığının verilmesi belki hem memurlara hem emeklilere tatlı geliyor ama bunun çözüm olmadığını hepimiz biliyoruz. Yapılması gereken hayatın ucuzlatılmasıdır. En bariz örneği hükümet bunu ette denedi ama başarılı olamadı ama gıda ürünlerinde bu konuda başarılı olabilirler.

Temel tüketim maddelerine narh uygulayarak vatandaşın temel tükettiği gıda emtialarına kalem kalem narh koyarak marketlerin ucuzlaması sağlanabilir. Böyle olduğunda hem hayat pahalılığı düşük çıkar ve kamu maliyesi bundan etkilenmez hem de vatandaşın aldığı maaş kendisine yeter. Dahası Asgari ücret az zamlanır ve işveren de ödeme sorunu yaşamaz. Aslında mesele bu kadar basittir.

Bu yapılmadığı sürece her ayın beşinde hayat pahalılığı kaç çıktı diye bakacağız, her dört ayda bir asgari ücret belirleme kavgası yapacağız ve bu devran böyle sürüp gidecek.

*****************

Günün Sözü

“Birinin gerçek yüzünü görmek istiyorsan, Kendisine hiçbir iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bak.”

Paulo Coelho

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları