Akıp giden yıllar

Yayın Tarihi: 01/01/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Bir yıl daha geçti!

Rüya gibi her hatıra, her yaşantı bana
Ne bulduysa kaybetti, gönül aşktan yana
Ömür çiçek kadar narin, bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat, bu gözyaşlarına
Her damla yaş oyuk oyuk, iz bırakır kalbimde
Hayat şarap gibidir, keder de var neşe de
Ömür çiçek kadar narin bir gün kadar kısa
Ağlama değmez hayat bu gözyaşlarına”

Sözleri Cengizhan Altınbaş’a ait olan bu güzel şarkının bestecisi Udi Mehmet Ilgın, 90’lı yıllarda

yatalak olmuş ve bugün hayatta değil, ancak bu şarkı Zeki Müren, Neşe Karaböcek, Nesrin Sipahi, Özdemir Erdoğan, Yaşar Özel, Barış Manço, Güzide Kasacı, Kargo ve daha birçok sanatçı tarafından seslendirilerek bugüne kadar yaşamış.

Hepsi çok değerli sanatçılar olan Sadri Alışık ile Mine Mutlu’nun başrolünü paylaştığı, Önder Somer,

Hüseyin Baradan, Nubar Terziyan, Mürvet Sim ve daha pek çok sanatçının rol aldığı, yönetmenliğini Mehmet Bozkuş’un, senaristliğini Fuat Özlüer ve Safa Önal’ın yaptığı, Türker İnanoğlu’nun yapımcılığında 1969 yılı Erler film yapımı filmi de yapılmış “Ağlama Değmez Hayat”’ın.

Hepsi de çok değerli olan bu ve daha nice gerek ses gerekse de sinema sanatçılarının büyük bir kısmı

bugün belki aramızda yok ancak ölümsüz eserleri bizlerle birlikte yaşıyor…

1973 yılında gitmiştim Türkiye’ye ilk kez. Orta okul son sınıfa başlayacağım yıldı. Teyzemin oğlu Emin

abim İzmir’de okuyordu ve o yıl mezun olmuştu.
Ben de o Kıbrıs’a dönmeden yanına gitmiş ve Ağustos ayı boyunca İzmir fuarında zamanın ses sanatçılarını izleme şansı bulmuştum.

Tanju Okan’dan Emel Sayın’a, Ersen ve Dadaşlar’dan Zeki Müren’e kadar birçok sanatçı.

Müthiş bir keyifle izlemiş ve dinlemiştim hepsini, unutulmazdı.
Hele de Zeki Müren.
Nasıl bir sesi, nasıl bir repertuvarı vardı…
İnanılmaz bir lezzetti.
“Ağlama Değmez Hayat” şarkısını da anımsıyorum Zeki Müren’in sesinden dinlediğim canlı olarak,
İzmir Kültür Fuarındaki benim için unutulmaz olan o konser gecesinde.
İşte ben de Zeki Müren’in fanatik bir hayranıyım o zamanlardan beri.
Zeki Müren ki, Türk Sanat Müziği’nde bir güneş gibi doğdu, 
Ve bir güneş gibi de bu dünyadan göç etti,
Gönüllere ise kalıcı bir taht kurdu…

Güle Güle 2023...

HOŞ GELDİN 2024...

Dün geride bıraktığımız 2023 yılı acıların, hüzünlerin, sevinçlerin hepsinin bir arada yaşandigi bir yıl oldu.
Depremler başta olmak üzere kazaların, vefat edenlerin üzüntü ve acıların olduğu bir 2023 yılı...

Şiddetin daha da arttığı ve savaşların olduğu bir 2023 yılı...

Gazze’de bir vahşet yaşanıyor. 25 bine yakın sivil insan katledildi yarısından fazlası çocuk olan.


Zaman hızla geçiyor ama aklımız zamanın gerisinde kalıyor.
1970’ler ne zaman nostalji oldu?
1980’ler ne zaman nostalji oldu?
1990’lar ne zaman nostalji oldu?

Peki ya daha dün gibi girdiğimiz milenyumun. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin 23 yılı ne zaman geçip bitti de nostalji oldu?

Sanki degişen bir sey yok:
Hastaneye gidince sağlığın,
cenazeye gidince yaşamanın kıymetini anlıyoruz...
Sonra hemen unutuyor ve yine koşturmaya başlıyoruz.

Kıbrıslı Türkler bir yıl daha dünyadan kopuk yaşamak durumunda kaldılar. Ne gençleri dünya gençleriyle buluşabildi, ne spor yapabildiler ne de uluslararası toplumla birlikte eğitimde değişim projelerine katılabildiler.

Bir yılı daha geride bıraktık...
Her yıl temenni ve dileklerde bulunduğumuz, akıp giden bir üç yüz atmış beş gün!
 
Mevlana şöyle diyor:

“Başarı bir seyahattir, hedef deği.

Mutluluk, gidilen yol üzerindedir.

Yolun sonu değil.

Çünkü o zaman yol bitmiş ve vakit de çok gecikmiş olur.

Mutlu olmanın zamanı, bugündür.

Yarın değil.”

Mutlu, huzurlu, sağlıklı, başarılı, barış içerisinde ve çok keyifli zamanlarınızın bol olacağı bir 2024 yılı ve nice yıllar dilerim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları