Cook Adaları ve KKTC…

Yayın Tarihi: 22/01/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Haritaya baktım uzaklığını ölçtüm…Tam 18 bin kilometre uzaklıkta, Güney Pasifik'in derinliklerinde bir takımada…

Cook Adaları…

İsmini efsane İngiliz denizci James Cook'tan alan bu küçük cennet toplamda 15 küçük adacıktan oluşuyor.

Toplam 243 mil kare olan Cook Adaları’nın Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) ise tam 1.8 milyon kilometrekare!

Bizimkinden çok büyük diyeceğim ama tanınmıyoruz ki, diyemiyorum.

1965 yılında Yeni Zelanda'dan özerk-bağımsızlığını kazanan ve 2013 sayımına göre 62 bin kişinin yaşadığı adacıkların geneli yerli halktan oluşuyor. Bizim gibi değil yani.

Adaların savunması ve dışişleri Yeni Zelanda tarafından yürütülüyor. Bizim Türkiye tarafından yürütüldüğü gibi yani.

Bu da adadaki tüm insanları otomatik Yeni Zelanda vatandaşı yapıyor. Ancak Yeni Zelanda vatandaşları Cook Adaları vatandaşı sayılmıyor. Bizim kurduğumuz ilişki gibi değil yani.

1980 yılından beri Pasifik Uluslar Topluluğu üyesi olan Cook Adaları’nın en büyük sermayesi bizdekinin aksine turizm.

Toplam gelirin yüzde 69'luk kısmı buradan sağlanıyor. Bizde ise 2020 bütçesinden turizme ayrılan kalem yüzde 0.86 olarak göze çarpıyor.

Diğer gelir kaynakları off-shore bankacılık, inci ve meyve ithalatı. Adada ciddi anlamda meyve ve sebze yetiştiriliyor. Bizim gibi üretimden kopmamışlar yani...

Balıkçılık da iç piyasayı ve turizmi beslemeye yetiyor. Bizdekinin aksine iyi bir vergi toplama sistemleri var. Eh, bu vergi toplama geleneği İngilizlerden kaldı diyeceğim ama biz de bir 60 yıl İngiliz kolonisi kaldık, durumu çakamadık deyip devam edeyim.

Adalara ilk yerleşim milattan sonra 1000'li yıllarda başlarken, ilk keşfedenler İspanyol denizciler olmuş. 1595'te İspanyol denizci Neira, Pakapuka adasına geldikten sonra, 1606'da da bir başka İspanyol denizci Queiros, takımadaların en küçüklerinden olan Rakhanga'ya ayak basmış. Adalara önceleri Harvey Adaları denmiş, sebebini bilmiyorum.

Ancak takımadaların talihi 1773'te Avustralya'yı keşfetmeye giden James Cook'un adaya gelmesiyle birlikte değişmiş. 1777'de dönüş yolunda bir kez daha adaya gelen Cook'un bu ziyaretleri sonrası, adalara Cook Adaları ismi verilmiş. Üstelik bu ismi ilk kullanan Rus denizciler oluyor. Sene 1820…Biz de haritalarda varız ama, sıkıntı yok o konuda...

Bu arada, 15 adanın tümünün de ismi yerli isim, bizdeki gibi 'sigara' isimleri ile değiştirilmiş değil…

Neyse, haliyle Cook'un o büyük keşifleri sonrası birer İngiliz kolonisi haline gelen Avustralya ve Yeni Zelanda ile birlikte, Cook Adaları da 1895'ten itibaren İngiliz toprağı olarak anılmaya başlanıyor. Bu durum 1965'e kadar sürüyor.

Sonrasında yukarıda da yazdığım üzere, Yeni Zelanda ile bir tür özerklik statüsü sağlanıyor. Bizim statümüzden epey hallice yani...

Öte yandan ada parlamenter demokrasi ile yönetiliyor. Bizim gibi. Ancak dışta Yeni Zelanda'ya, o da İngiliz kraliçesine bağlı. Anlayacağınız, bayrağında hâlâ daha 'Union Jack' mevcut. Bizim gibi bayrağı olup da gizliden bir yere bağlı değiller yani, açıkça bayraklarında var.

Bunun dışında dünyanın sonundaki bu adacıkların toplamda 43 ülke ile diplomatik teması var. Bizim ise sayı ile 1 tane var. 

BM üyesi değiller ancak, komşu ada ülkesi Niue ile birlikte, BM tarafından 'anlaşma yapılabilecek kapasitede ülkeler' kategorisinde bulunuyorlar. Yani BM, göz ucu ile de olsa bu ülkelerin statüsünü tanıyor. Bizim 'toplum liderini' tanıdıkları gibi bir şey diyelim, benzerlik olsun.

Bu anlaşma yapabilme kapasiteleri onları dünyanın süper gücü ABD ile bile aşık atabilecek hale getirmiş. Nasıl mı?

Anlatayım. Cook Adaları’nın MEB'inin bir komşusu da Amerikan Samoa'sı. Adından da anlaşılabileceği üzere, Amerika'ya ait olan bu ada ile Cook Adaları, 11 Haziran 1980 günü bir kıta sahanlığı belirleme anlaşması yapmış. Aynını, bir başka dev ülkenin sömürgesi olan Fransız Polinezyası ile de yapmış, yıl 1990…

Biz ise bir tek Türkiye ile yapabilmişiz, şimdilik. Bakalım ileride neler olacak?

Ağustos 2017'de, o zamanlar ABD Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton tarafından da ziyaret edilen Cook Adaları, BM Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması’nı da 2017'de imzalamış. Bizim BM ile resmi imza attığımız bir tek belge yokken (Kıbrıs sorunu konusundaki bir takım mutabakat belgeleri hariç), Güney Pasifik'in derinliklerindeki bu cennet adacık bunu başarabilmiş.

Ancak merak etmeyin, Cook Adaları’ndan önde olduğumuz bir konu da buldum. Şöyle ki, homoseksüel ilişki oralarda yasak ve 7 yıla kadar hapislik veriliyor. Bizde ise biliyorsunuz suç kapsamından çıkartıldı.

İleride, çocukları üniversiteye paketleyip, tek yön bilet alıp gitmeyi ve bir daha asla geri dönmemeyi düşündüğüm Cook Adaları’nı neden mi yazıyorum?

E canım, geçen gün Tayvan'ı yazdım, yemediğim hakaret kalmadı.

Neymiş efendim, akıl mı veriyor muşum KKTC'cilere?

Ha anacağım, bu yazıda da akıl veriyorum ama bu kez kendime veriyorum.

Zira iyice tımarhaneye dönen bu adadan basıp gitme isteği hâlâ daha dip diri bir şekilde içimde duruyor.

Kendimi böyle nefis bir sahilde, bir şezlongun üzerinde yatarken, elimde Pina Colada, Pasifik'in muhteşem güzelliğini seyrederken hayal ediyorum… Başımda da palmiye yaprakları ile serinlik yapan yerli güzeller…

Oh be…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.