Arıklı, UBP, dikkatli cevaplar ve Taçoy farkı…

Yayın Tarihi: 28/06/21 11:11
okuma süresi: 8 dak.

Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı'nın geçtiğimiz hafta yaptığı ve ne zaman yapılacağı henüz bilinmeyen UBP kurultayına yönelik ifadelerinden sonra partinin ağır topları peşi sıra cevap verdi, böylece gereksiz bir gündemimiz daha oldu.

Zaten  bildiğiniz gibi memleketimiz gazetecilik açısından pek bir bereketli topraklar üzerinde kurulmuştur. 

Tam bir 'çözülmeyen sorunlar bataklığı' olan ülkemizde konu çok, saçmalık bol, icraat ise malum olduğu üzere pek nadirdir. Hal böyle olunca gazeteci için haber bulmak zor değildir hatta haberler genelde ayağınıza gelir.

Hiçbir şey olmazsa en nihayetinde UBP ve onun bitmeyen liderlik kavgaları vardır.

Nitekim geçtiğimiz yıl müdahale edilerek durdurulan UBP kurultayının ardından gökten zembille inerek koltuğa kurulan ve kutsal kaseyi ele geçiren Ersan Saner'in "adayım" demesinin ardından Hasan Taçoy ve Faiz Sucuoğlu da adaylıklarını yeniden ilan etmişlerdir.

Normal bir ülkede yaşasaydık ve iradeye müdahale günlük rutin haline gelmeseydi, Saner'in o koltuğa gelmesi rüyasında görse bile inanamayacağı bir şey olurdu.

Ancak yapılan pervasız müdahale sonrası parti büyük yara almış, siyasi olarak kaos içine düşmüştür. Bir yandan liderlik kavgası, öte yandan Türkiye'ye yakınlık kavgası derken memleketin en büyük ve örgütlü partisinin getirildiği nokta vahimden de öte bir hal almış durumdadır.

Yanlış anlaşılmasın, UBP ve türevlerinin siyasi genetiğinde elbette ki Türkiye ile sıkı uyum vardır. Kimilerinin 'işbirlikçilik', kimilerinin ise 'biat etmek' olarak tanımladığı bu ilişki biçimi, değişen Türkiye ve kurulan tek adam düzeni sonrasında iyice 'emir alıp harfiyen uygulama' bahsine geçmiştir.

Bu bağlamda genel olarak ülke siyasetinin altından kayan zemin sonrası aynısının UBP'de de olması kaçınılmaz bir şeydi ve nitekim gelinen noktada parti içi dengelerin kimin tarafından gözetildiği de açık hale gelmiştir.

Belli ki Erhan Bey de bu 'gözetimin' kimler tarafından yapıldığını gayet iyi bildiği için, "Sucuoğlu seçilirse hükümetten çekiliriz" demiş, sözleri de nokta atışı hedefi bulmuştur.

Her ne kadar sonradan iki kez açıklama yapıp, "sözlerim çarpıtıldı, herkes işine baksın" dese de UBP'nin ağır topları peşi sıra karşı saldırıya geçmiş, tek tek cevap vermiştir.

Ancak verilen cevaplardaki 'dikkatle seçilmiş' cümleler dikkat çekiyor. Bir kişinin açıklaması hariç: Hasan Taçoy

Taçoy, Arıklı'nın ifadelerine yönelik ilk ve en sert tepkiyi vererek "UBP sayesinde hayal edemeyeceği bir makama gelmiş ancak verdiği demeçlerle UBP’yi hedef aldığının farkında bile değil. Bu açıklamalar Sn. Arıklı'nın haddi olmadığı gibi, beklentimiz UBP Genel başkanlığını geçici olarak yürüten Sayın Ersan Saner'in de kendisine gerekli en ağır cevabı vermesidir. Bir UBP'liyi bir makama ancak UBP'liler getirir ve UBP'liler götürür" demiştir.

Demiştir demesine ama Başbakanı Ersan Saner'in, Arıklı'ya verdiği cevap hiç de öyle sert filan değildir. Uzun ve gereksiz cümlelerle süslü açıklamasının en sonunda Saner "Bu arada şunu da vurgulamakta fayda görüyorum; diğer partiler elbette ülke sorunları ile ilgili kendine göre yorumlar yapabilirler ama UBP ile ilgili yorum yaparken dikkatli olmalı, UBP’lileri rahatsız etmemeli iç işlerimize yönelik konuşmamalıdırlar. Siyasi etik bunu gerektirir. UBP ile ilgili kararları UBP’liler kendileri alır" diye konuşmuştur.

Uzun cümledeki "Bu arada" lafı, açıklamanın esasını bir yere gizlemekten ve "aman iyi saatte olsunlar ne der?" gailesi taşımaktan başka bir şey değildir. Başbakan mizacı gereği zaten sert konuşamayan, sinirlerini aldırmış olduğunu tahmin ettiğim bir ruh hali içindedir. Yanlış anlamasın, kendisine gerçekten özeniyorum, onun gibi geniş yürekli olabilmeyi çok istiyorum ama yapım maalesef ters ve bu da bende çok strese neden oluyor.

Öte yandan Arıklı'nın sözlerinin muhatabı olan Faiz Sucuoğlu da cevap açıklamasını yumuşak tonlarda, yumuşak geçişlerle süsleyerek yapmıştır.

Hatta katıldığı bir programda işi şakaya vurarak "Erhan Bey demek ki benim kazanacağımı öngörüyor. Bu öngörüsü için kendisine teşekkür ediyorum" demiş ardından da topu UBP üst yönetimine atarak "Bu açıklama, UBP Kurultayına müdahaledir. UBP yönetiminden ciddi bir tepki, sert bir açıklama bekliyorum” ifadelerini kullanmıştır.

Gel gelelim Başbakan yukarıda aktardığım üzere hiç de "sert" takılmamıştır.

Bu arada partinin ikinci adamı olan Genel Sekreter Oğuzhan Hasipoğlu da bir açıklama yapmış, Arıklı'nın ismini anmadan "UBP'ye ayar vermek siyasi etikle bağdaşmaz" demiştir. Başbakan da aynı etik işinden bahsetmektedir ama bence bu etik noktasında pek de sıkıntı yoktur.

Ne yani siyasi olarak benzeriniz olan, hele de aynı oy havuzundan beslenen rakibinizden ne bekliyordunuz? Gelip size gül vermesini mi? Ayrıca yeri gelmişken ifade etmem gerekirse, sanırım UBP bu ülkede siyasi etikten en son bahsedecek partidir.

Haliyle adam da sizin zayıf karnınızı biliyor. Bütün siyasi angajmanınızı Türkiye ile ilişkilere göre ayarladığınızı da biliyor. Dahası yıllardır tüm siyasetini "Türkiye düşmanlığı ya da Türkiye dostluğu" üzerinden kurguluyor. Durum böyle olunca Faiz Bey için "Türkiye ile arası iyi olmayan birisiyle çalışmayız" demesi gayet stratejik bir hamledir, en büyük rakibini karıştırmaya yöneliktir.

Bu arada Dursun Oğuz ve Özdemir Berova da Arıklı'ya cevap vermişler.

Şimdi onları da iki kelime yazmazsak gönül koyarlar diye bahsedecek olursam, Dursun Bey, Arıklı'nın ifadelerini "Kudret Hoca'nın 2018'de söylediği 'UBP ile bir kahve bile içmem' sözünden faklı değildir" diye nitelemiş. Özdemir Bey ise "Arıklı'yı anlamak için şifre çözücü gerekir" demiş.

Dursun Bey'in benzetmesi tam olarak oturmasa da, Özersay'ın o cümleyi neden sarfettiğini aradan geçen 4 yıl ve UBP ile yapılan koalisyonla birlikte anlayabiliriz çünkü doğrusu "Hüseyin Özgürgün başkanken UBP ile kahve içmeyiz" şeklinde olmalıydı.

Özdemir Bey'in ise açıklamasında "Arıklı, YDP içindeki deprem yüzünden gündemi değiştirmeye çalışıyor" deyip, durumu bal gibi de anlarken, sonrasında "onu anlamak için şifre çözücü gerekir" demesi bana göre bayağı çelişkili olmuş.

Uzun lafın kısası, yakın bir UBP'li dostumun "be gardaş, tutturdun bir Kıbrıs sorunu da giden, yaz be başka şeyler, yaz bizim partiyi da" demesi yüzünden kaleme aldığım bu makalenin sonunda diyeceğim şey, Erhan Arıklı'nın yaptığı açıklamanın UBP'yi bayağı germiş olmasıdır.

Ve UBP'den gelen cevaplar, Hasan Taçoy'un verdiği hariç, "kırıldım, üzüldüm, küstüm" dikkati içindedir.

Sanırım Hasan Taçoy büyüyen YDP ve türevleri tehlikesinin UBP için ne vahim sonuçlar doğurabileceğinin, bunun ne anlama geldiğinin en çok farkında olandır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları